Ben de anti bi örnek yazayım, bire bir yaşadım. Herkes maşallah çok emin; bi de böyle okusunlar:
Ben annemde ve babamda iki ucu gördüm mesela Kudra; ergenliğim o kadar travmatik geçti ki, her bir dakikasına kadar hala hafızamda kayıtlı diyebilirim, o kadar derin, kazılı ve sarsıcı şeyler yaşandı. Dışarıdan bakıldığında o kadar mükemmel bir aileydik ki, annemin çocuk yetiştirmesini parmakla gösterirlerdi. Ailemiz örnek alınırdı.
Bizim ailemizde fiziksel şiddet asla yaşanmadı ancak psikolojik şiddet vardı ve bunu annem, farkında olmadan yapıyordu. Korktuğu, başıma bir şey geleceği için sürekli bir men etme, yasaklama, takip etme, dikte hali vardı ve beni bana bırakmayacak kadar her şeyime, saygısızca ve güvensizce müdahildi. Bu çok uç bir davranış.
Aynı şekilde tersine, babamın da "Hayır"ı yoktu. Biliyor musun ben hastalandığımda dayım da tıpkı buradaki bazı tipler gibi "Şımarttınız tepenize çıkardınız" dediler benden için ve üstelik beni dayakla terbiye etmeye çalıştı bir de "Siz çok yüz verdiniz, biraz sıkıyı görsün!" diye.
Sonrasında hastanede başımda özür dileyip ağlıyordu dayım. :)
Çünkü benim elimde değildi davranışlarım, küçük yaşlarda bazı travmalar sonucu tetiklenmiştim, ailem bu işaretleri anlamadı. 13 yaşında yeme bozukluğu, 15 yaşında çeşitli alkol ve uyuşturucu maddelere merak salma... Hepsi. Hepsine annem ve dayım "Şımarıklık" dediler. Annem "Neyin eksik, neyin ha?" diye çok bağırdı. Özgürlüğüm eksikti. :)
Olanı söyleyeyim; 21 yaşında bir krizle beraber hastaneye kaldırıldım ve bipolar olduğumu öğrendiler.
Bunu hala daha doktorumla konuşuruz, nitekim ailedeki ilk ve tek bipolar hastası benim ve bu zemini hazırlayan, annem ve babamın iki farklı uçta, sürekli birbirleri ile çelişen kararlar verip bana uygulatmaya çalışmaları mıydı ki diye. :)
Şimdi bir çocuk yetiştiriyorum biliyorsun, bana da benziyor bazı huyları ve hemen kendimi onda gördüğüm anda annem ve babam ne yapıyorlarsa, onlar gözümün önüne geliyor. O kadar içgüdüsel oluyor ki, annemden de babamdan da törpülüyor ve çocuğuma dengeli bir şeyler sunmaya çalışıyorum ve o kadar uyumlu bir çocuk şekilleniyor ki dilimi ısırayım; annemin bende vakti zamanında şikayet ettiği hiçbir şeyi oğlumda görmedim. Çünkü ona annemin bana davrandığı gibi katı bir diktatör gibi davranmıyorum ve babam kadar da sınırsız bırakmıyorum.
Şansım şudur ki, ben hastalandığımda annem kendini sorgulamaya başladı ve "Sen, bana beni öğrettin kızım" diyebildi. Biz annemle bir hastane bahçesinde, ben deli gömleği giyerken sarıldık ve ilk kez o gün gerçekten anne-kız gibi hissettim, annemin oyuncak bebeği olmadığımı ilk kez o gün hissettim.
Kardeşim, kardeşim gerçekten mükemmel bir çocuk; başka bir yerde anlatmıştım; benim hastalığımı görüp psikiyatri acil hemşiresi oldu, bipolar üzerine bol bol okudu ve sahada deneyimli bir hemşire. Onunla gurur duyuyorum. Annem bende anneliği öğrendi, kardeşimde, bende yaptığı hataları yapmadı. Ayrıca her zaman arada tampon bir ablası oldu onun. İletişimde kalan, aile olan.
Bizim gibi mükemmel(!), yavrularına bir fiske vurmamış ebevenylerin elinden bir şımarık(!) çıktı. :)
Ama onlar sokaklara atmak yerine, sevgiyle sarıp kendilerini sorgulayarak değiştirmeyi başardılar. Onlar "Biz hata yaptık" diyebildiler, "Biz fark edemedik" diyebildiler, annem "Çok sıktım, kendi korkularım yüzünden senin hayatından çaldım" diyebildi. Babam "Her şeyine evet deyip üzerimden sorumluluğu attığım ve sana -hayır-ı öğretmediğim için özür dilerim" diyebildi. Ve benim iyileşmem gerçek manada işte o zaman başladı.
Kardeşim sağlam çıktı, annem ve babam değişti, ben iyileştim ve şimdi hep beraber benim oğlanı büyütüyoruz.