Kedi

Ay çok güzel yazmışsınız. Gülümseyerek okudum. Soğuğa- sıcağa karşı aşırı duyarlı olduğum için ve obsesif olduğum için tatil yapamıyorum, “evcil” bir insanım yani

Beni düşündüren sadece eşyalarıma zarar gelecek olması, sanırım onlar konusunda bayağı bir hassasım.

Bebek kakasıyla çok haşır neşirdim bir aralar ve asla tiksinme gibi bir durum olmadı. Kedide de öyle olur sanıyorum.

Bir önceki konumdan da biliyor olacaksınız alıştığım şeylerden kolay kolay vazgeçemiyorum Haydi sıkıldım bırakayım demem kesinlikle.

O yırtma vs için de tırnaklarını kısa tutsak değişen bir şey olmaz mı ki?
 

Evet goruyorum sokakta bembeyaz bol tuylu biri gozu mavi oteki yesil. Ayni sekilde duman rengi gozler griye donuk mavi yada yesil oluyor.
Boyle ilanlarda var. Diger sari, siyah,karisik renkli olanlarda cidden cok sevimli oluyorlar. Ben cirkinlik goremiyorum ya da bilmiyorum.
 
Bence hayvan sahiplenecek olan insanlar ilk önce ben bu hayvana yıllarca, ömrü bitene kadar bakabilir miyim diye kendine sormalı. Yarın birgün evlenirsen, taşınırsan, çocuğun olursa, vs vs olasılıkta bu hayvan dışarı mı atılacak? Benim için hayvan sahiplenmek çocuk yapmak gibi. Artık atılmayacak bir can alıyorsun, uzun yıllar sorumluluğunu taşıyorsun. Onların da psikolojisi var, terkedilmek bu hayvanları yaralıyor. O kadar çok bir hevesle alınıp sonra terkedilen, sokağa atılan hayvan var ki... Onlar ya bir olaya kurban gidip ölüyorlar, ya ne bileyim barınaklarda ölümü bekliyorlar...
Neyse, bu bir önsöz olsun. Siz böylesiniz demiyorum. Etraflıca düşünülmesi gerek diyorum.


2 kedim var. Kediler şahsına münhasır hayvanlardır. Canı isterse kendini sevdirir, canı isterse seni sever, canının istediği yerde yatar, vs. Kedilere pek hükmedemezsin. Bir laf vardır, sen kediyi sahiplenmezsin, kedi seni sahiplenir. :) Ayrıca evi de sahiplenir.
Kedi insanı eve bağlar. Kediyi köpek gibi arabaya atıp gezdiremezsin, tatile götüremezsin. O yüzden tatil planlarınızda evde kediye bakacak insan olması gerekir.

Benim hayvan sahiplerinde gördüğüm en büyük yanlışlardan biri de bu hayvanların doğalarını kabul edememeleri. Kedi kızarsa ısırabilir, tırmalayabilir. Hele kimi kediler çabuk kızıyor. Mesela benim kedilerimin biri öyle. Sevdirir kendini ama döner tırmık da atar. Biraz manyak. :) diğeri çok uysal. Artık bahtınıza ne çıkarsa. Kediler mobilyalara, koltuklara çıkar, ordan oraya atlar, canı ister tırnaklarını senin koltuğun üzerinde kaşır. Yani eşyanı tırmalar ve zarar verir. Canı isterse perdeni kemirir... vs. Tüy de döker. Bütün bunları kabul edebilmelisiniz.

Bakımı çok zor değil. Kendi kendini temizleyebilen ve kokmayan hayvandır kediler. Bir kere kumunu gösterirsin, o tuvaletini kuma yapar. Hergün kumunu temizlemelisin. Kediyi arasıra taramalısın. Aşılarını yaptırmalısın. Kedinin sağlığı için kısırlaştırmalısın. Evdeki yiyecekleri değil, kuru kedi maması yedirmelisin. Bütün bu saydıklarım para. Bütçe gerektirir.

Ben hep şunu derim. Kedili ev, küçük çocuklu ev gibidir. Gerçekten kediler çocuk gibi. Her şeyi merak eder, hoplar zıplar, bir şeylerin içine girmeye çalışır, bir şeye çarpar, devirir, kırar, döker,... Çok dikkat istiyor. Ev içi güvenlik önlemleri alınmalı.

İnsanlar gibi hasta olabilirler. İshal olur, her yere kaka yapar, kendi bacaklarından akar... Mideyi bozar, her yere kusar. Böyle ekstra iş çıkarabilirler size. Kimi kedilerin ilerleyen yaşlarda ciddi başka sağlık problemleri olabiliyor. Böbrek olsun, kanser olsun...

Her şeye rağmen ben kedi çok seviyorum. İnsana iyi geliyor. Ama bütün olumlu olumsuz özelliklerini tartıp karar vermek lazım. Ben iyisiyle kötüsüyle aklıma gelenleri yazdım.
 

Kediler için tırmalama tahtaları oluyor ama tabii kedi karakter olarak muzursa yine de tül perdelere tırmanır, koltuklarda tırnaklarını törpüler

Ben benim kedicikleri kaç kere yakalamıştım koltukları tırmalarken popolarına yastıkla vurup gidin sıpalar diyordum arkamı dönünce koltuk kollarına tırmanıyorlardı :)))

Mesela ben de köpek var artık ama o da muzurun teki, ben size yazarken salonda koltuklarımı hır hır yapa yapa paralıyor oyuncak kutusundan kemik aldı onu savuruyor

Evinize getirdiğiniz evcilinizi gerçekten çok severseniz evi yıksa umurunuzda olmuyor, ben halılarımı attım çöp oldular tuvalet eğitimi tamamlanana kadar, koltuklar son nefesini vermek üzere ama yine de o benim aşkım minik bebeğim biraz canı yansa içim gidiyor.



 

Evcilleri seviyorsanız sizin sahiplenmenize gerek bırakmadan onlar sizi buluyor zaten, siyah üstü sarı kırçıllı kızım biz aramadan buldu bizi, sonra yavruları da bizim aileye katıldı, peşinden kızım anne bak ne buldum diyerek 2 yavru sokak kedisi daha getirdi, hastalanan, yaralanan, aç kalan, üşüyen kedi köpekler bize gelirdi :))

Şimdi evde bir köpeğim, bahçede de benim bildiğim 3 ama mama kaplarımıza bakarsak sayıca daha fazla kedilerimiz var, hepsi 3-4 aylık yavruyken buldular bizi.
 
sevde_

Mune

Biraz gözüm korktu ne yalan söyleyeyim. Çiş, kaka, maddiyat ya da bakamama korkusu değil de eşyalara zarar verme olayı. Annem çok hassas bu konuda. Salon bizim ev gibi değil mesela, bayramda ya da özel birkaç günde misafir gibi girip çıkıyoruz. Kapısı genellikle kapalıdır ama içeri girip koltuğa zarar verdiğini hayal ettim de annemin bakışları beni okşadı biraz biraz
 

İçeri girmesine gerek yok. O kedi bu odaya girecem diye tutturup kapıyı kendince açmaya çalışınca gör sen şenliği. :) Bizim bazı kapılarımızda azimli kedilerimin ısırık ve bol bol tırmık izi var mesela. :)

Bütün bunları bilin ki, eğer hayvanlar size uygun değilse ne kendinizi sıkıntıya sokun, ne de bir hayvanı önce sahiplenip sonra terkedilme acısı yaşatmayın diye gayet açık yazıyorum. :)
 

O zaman sahiplenme işini yeniden düşünmelisiniz çünkü evciller evin her yerini gezer, sizi aile olarak benimsiyor zira, bir yere kapatıldıklarında üzülüyorlar, kimisi ayrı oda yapıyor evcil için ama şahsi görüşüm ben aileden ayırmam kedi veya köpeğimi, köpeğimiz bizimle uyuyor mesela, biz salona gideriz o da gelir, mutfağa gideriz yine o da gelir, var mesela balkonda kapalı alanlarda bakanlar ama o hayvancıklar sabaha kadar ağlıyor duyuyorum seslerini, yalnız yaşasanız belki derdim ama aileyle yaşarken herkesin rızası olmalı ve herkes sahiplenmeli evcili.
 
Hey Allahım hepsi çok tatlı geliyor.

Bazı kedi türleri daha sakin oluyor, tırmalama, ısırma en minimum haliyle oluyor vs tonla şey okudum bunlar masal mı öyleyse
 
Hey Allahım hepsi çok tatlı geliyor.

Bazı kedi türleri daha sakin oluyor, tırmalama, ısırma en minimum haliyle oluyor vs tonla şey okudum bunlar masal mı öyleyse

Valla kedi kedidir. :) Bunların doğasında var tırmalamak. Onları öyle kabul etmeliyiz.

Bak benim kedilerimden biri insana karşı o kadar sakin ve zararsızdır ki, bacağını koparsam ısırmaz, tırmalamaz beni. Asla hiç bir canlıya, hele de sahibine zarar vermez. Ama bu kedi kardeşimin yatağının altına girip azimle tırmalayarak delikler açmış kedidir. Yatağın altından kumaşlar sarkıyor. :) Sokağa çıkacam diye sokak kapısını ısırdı ve tırmaladı açmak için. Koltukta tırnak kaşımışlığı var. Yani kedi bunları sakin olmadığı için değil, bazen oyun olsun diye, bazen meraktan, en çok da doğası böyle diye yapıyor.
 
Hey Allahım hepsi çok tatlı geliyor.

Bazı kedi türleri daha sakin oluyor, tırmalama, ısırma en minimum haliyle oluyor vs tonla şey okudum bunlar masal mı öyleyse
Şahsen ben perdelere ve koltuklara tırmanmayan kedi görmedim ki bugüne kadar sayısız kedi baktım

Bir kedimiz var, beyefendi sadece yemek yemeye gelir, bebekliğinden beri bizle ama sıkıysa elini uzat, boksör gibi yumruk atıyor, o kadar müdanasız sıpa, bebekken tırmalamayan da yok, ısırır da tırmalar da.
 
Kediler çok komik oluyor. Bir de komik bir şey anlatayım. Benim odamda bir tokalığım vardı eskiden. Kedinin 2 ayak üstünde durursa ulaşabileceği yükseklikte. Kedilerimden biri benim lastik tokalarıma bayılırdı. Hergün itinayla odama gelip, arka iki ayağının üstünde durup, ön 2 ayağıyla ve ağzıyla tokalarımı karıştırırdı. Birini seçer, ağzında çevirir yere düşürür, diğerini alır, onu da yere atar, en sonunda gözüne kestirdiği tokayı ağzına alır, koşa koşa odayı terkeder.. onunla bir süre oynayıp evin bi köşesine atar. Ama hergün yapar bunu. Ben her gün evin her yerinden tokalarımı toplar yerine koyardım, bu pislik ben sabah işe gittiğimde yine bütün tokalarımı yere atmış, bazılarını alıp götürüp eve dağıtmış olurdu. :)) Bazı sabahlar uyurken bunun tıkırtılarına uyanırdım. Dikilip bakınca yine tokalıkta iş başında olurdu. :) Bu da böyle bir anımdır. Kediler çok komik oluyorlar böyle. :)
 




Gerçekten o kadar fazla istiyorum ki. İlk fotoğraftaki ne yazık ki “satılık” bir kedi. İkinci fotoğraftaki sahiplenmeyi bekliyor. Benim siyam ise henüz hamile. Çocuk vermeyedebilir. Satıyormuş çünkü o da. Başkalarına da bakıyorum şöyle göz ucuyla. Hayvan sevgisi bambaşka bir şey onlara karşı sonsuz bir sevgim var ve birini alıp “annesi” olmak istiyorum. Kararım bu yönde. Söyledikleriniz yıldıramadı

Mune

@sevde_[/USER]
 
Son düzenleme:
Yok, biz yıl diye değil, işin içini dışını bil diye her şeyiyle yazdık. Her şeye rağmen kabulunse ne mutlu sana.
 



Bizimde seneler önce baktığımız 2 sokak köpeği vardı, yaramazlık yaptıklarında kızardım, bu iki muzur astığım çamaşırlardan sadece bana ait olanları çalar üstünde tepinirlerdi
 
Şaka yaptım yav


Herkesin kedisine bolca sağlık diliyorum hehehe

Benim dumanım böyle bir kediydi, kendisinin fotoğrafı yok maalesef silindi telefonumdan ama şu görsel birebir aynı. Bunlarda cins kediymiş aslında ama biz o zaman bilmiyorduk, aslında umurumuzda da değildi, ben buna aşıktım resmen. Şu surat tam yemelik:)

 
Çok sevimliymiş, gerçekten.

Aranızdan nasıl ayrıldı peki
 
Çok sevimliymiş, gerçekten.

Aranızdan nasıl ayrıldı peki

Yaşlandı ve sonra doğal yollarla öldü

Bak bu da son göz ağrımdı, yaşasaydı 4 yaşını biraz geçmiş olacaktı, annesinin ölüsünü ve bu yavruyu çöp konteynerine atmış vicdansızın biri, biz sahiplendiğimizde en fazla 2 günlüktü, göbek kordonu daha üzerindeydi çünkü, veteriner anne sütü almadığı için yaşatamazsınız dedi, kedi sütü ve biberonla besledim 25 gün ve sonra öldü, aylarca ağladım, hala bile anlatırken ağlıyorum, kadersiz yavrum yaşatamadık
 
Yani anlayacağın DesmondHume, bir evcili sahiplenmek onu kaybettiğinizde acısını da ömür boyu yaşamak demek oluyor, o kadar seviyorsunuz ki öldüklerinde içiniz acıyor.

 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…