Nasıl alıştınız peki? O korku seviyesinden şimdi normale dönmüşsünüz.Olabilir bence, bende eskiden öyleydim. Şimdi oğlum yanımda olmadan uyuyamıyorum illa beraber uyumalıyız. Dışarı çıksam özlüyorum. Sokaktaki canların farkına varabildim. Onlarla da ilgileniyorum ama dediğim gibi eskiden öyleydim. Çığlık kıyamet yaklaşamazdım. Şimdi bize gelen misafirde de geriliyorum.
Kedi sevmeyen veya korkan misafir geldiğinde hem anlıyorum karşı tarafı, hemde oğlumun özgürlüğü kısıtlanıyor. Yavrucuk kendini güvende hissetmiyor diye üzülüyorum. Evimiz müstakil büyük ve bahçeli. Uzun süre kalan olmazsa idare ediyoruz çok fazla karşılaştırmadan ama insanların tiksinerek veya dışarıdan yargılayarak yaptığı yorumlara sinir oluyorum bende.
Sanki her gün bizimle yaşıyorlarmış gibi müdahale edenler mi dersin, yok biz gelmeyiz ama diye tehdit edenler mi dersin, mutfağımızda pişenden tiksinenler neler neler ama kulaklarımı tıkamayı öğrendim. O benim evladım yılda bir iki gün evime gelecekler diye ben her gün bana huzur, mutluluk, neşe veren canımı kapı dışarı edemem. Bizi kabul eden böyle etsin buyursun gelsin, beğenmeyen de gelmesin lütfen diye ara ara lafımı ortaya koyarım.
Ben de hiç anlamıyorum. Yani kontrol edilebilir olduğunu düşünmüşümdür korkuların bir dereceye kadar. Ama demek ki bazılarında böyle değil.Rahatsız olan bir daha gelmezne kadar abartı bir davranış. Anlayamıyorum öyle insanları. Hayvanın haberi yok bir şeyden onun ödü kopuyor
Çok korkuyordum ve asla dokunamazdım ama oğlumu bahçede bulduk. O kadar muhtaçtı ki önce veterinere götürdük. Eşim ilgileniyordu. Ben sadece uzaktan sevgimi veriyordum. Muhtaç bir canlıydı benim gözümde. Veteriner yaşamaz ama dedi biberon verdi 2 saatte bir eşimle beslerdik, eşim sürekli dokunmamı hiç bir zararı olmayacağını anlatsa da ikna olamıyordum. Bir gün bir kaza geçirdi öldü bu diye babam uzak bir yere götürdü koydu ve o gün ben kendimden geçtim. Anne olamadım. Evladımdan ayrılığım kürtaj olduğumda bile ağlamamıştım insanlar acıyacak bana diye. Ama o gün öyle hıçkırıklarla ağladım ve gittim babamın koyduğu yerden alıp göğsüme bastırdım. O gece açık veteriner bulamadık sabah ilk iş götürdük bir şey var mı diye sapasağlamdı şoktaymış sadece. Ve o gün benim canımın parçası oldu yavrum. Onu koklayıp öpmeden uyuyamıyorum. Ardından bir çok kediyle tanıştım bahçede onların içinde kendini sevdirmek isteyenleri, yaralananları, hasta olanları derken hepsi ile iletişimim iyi. Ama bir kuşu uzaktan severim elime alamam galiba huylanırım. Köpeklerle zaten çok iyiyimdir. Çok severim. Ama kedilere alışmama öksüz, muhtaç, minnak bir yavru vesile oldu.Nasıl alıştınız peki? O korku seviyesinden şimdi normale dönmüşsünüz.
Benimde sokaktan alıp veterinere götürdüğüm bir kedim vardı 2 sene yaşadı yaşlılıktan dolayı kaybettim 1 hafta kendime gelememiştim ama son zamanlarını güzel geçirmesi biraz da olsa iyi hissettirmişti 3 sene oldu hala aklıma gelir insanlar bu güzelliklerden korkuyor ya ben insanlara üzülüyorumÇok korkuyordum ve asla dokunamazdım ama oğlumu bahçede bulduk. O kadar muhtaçtı ki önce veterinere götürdük. Eşim ilgileniyordu. Ben sadece uzaktan sevgimi veriyordum. Muhtaç bir canlıydı benim gözümde. Veteriner yaşamaz ama dedi biberon verdi 2 saatte bir eşimle beslerdik, eşim sürekli dokunmamı hiç bir zararı olmayacağını anlatsa da ikna olamıyordum. Bir gün bir kaza geçirdi öldü bu diye babam uzak bir yere götürdü koydu ve o gün ben kendimden geçtim. Anne olamadım. Evladımdan ayrılığım kürtaj olduğumda bile ağlamamıştım insanlar acıyacak bana diye. Ama o gün öyle hıçkırıklarla ağladım ve gittim babamın koyduğu yerden alıp göğsüme bastırdım. O gece açık veteriner bulamadık sabah ilk iş götürdük bir şey var mı diye sapasağlamdı şoktaymış sadece. Ve o gün benim canımın parçası oldu yavrum. Onu koklayıp öpmeden uyuyamıyorum. Ardından bir çok kediyle tanıştım bahçede onların içinde kendini sevdirmek isteyenleri, yaralananları, hasta olanları derken hepsi ile iletişimim iyi. Ama bir kuşu uzaktan severim elime alamam galiba huylanırım. Köpeklerle zaten çok iyiyimdir. Çok severim. Ama kedilere alışmama öksüz, muhtaç, minnak bir yavru vesile oldu.
Herhalde kalbinizdeki merhametin karşılığı olmuş bu güzel duyguları yaşamanız. Allah sizin gibi insanları eksik etmesin aramızdan. Siz bunları yaşadığınız için şanslısınız, bu duyguları hiç tadamayanlar da var.Çok korkuyordum ve asla dokunamazdım ama oğlumu bahçede bulduk. O kadar muhtaçtı ki önce veterinere götürdük. Eşim ilgileniyordu. Ben sadece uzaktan sevgimi veriyordum. Muhtaç bir canlıydı benim gözümde. Veteriner yaşamaz ama dedi biberon verdi 2 saatte bir eşimle beslerdik, eşim sürekli dokunmamı hiç bir zararı olmayacağını anlatsa da ikna olamıyordum. Bir gün bir kaza geçirdi öldü bu diye babam uzak bir yere götürdü koydu ve o gün ben kendimden geçtim. Anne olamadım. Evladımdan ayrılığım kürtaj olduğumda bile ağlamamıştım insanlar acıyacak bana diye. Ama o gün öyle hıçkırıklarla ağladım ve gittim babamın koyduğu yerden alıp göğsüme bastırdım. O gece açık veteriner bulamadık sabah ilk iş götürdük bir şey var mı diye sapasağlamdı şoktaymış sadece. Ve o gün benim canımın parçası oldu yavrum. Onu koklayıp öpmeden uyuyamıyorum. Ardından bir çok kediyle tanıştım bahçede onların içinde kendini sevdirmek isteyenleri, yaralananları, hasta olanları derken hepsi ile iletişimim iyi. Ama bir kuşu uzaktan severim elime alamam galiba huylanırım. Köpeklerle zaten çok iyiyimdir. Çok severim. Ama kedilere alışmama öksüz, muhtaç, minnak bir yavru vesile oldu.
Merhaba kızlar,
Ben hayvanları çok severim, özellikle de kedileri. Eşimin hassasiyeti sebebiyle evde kedi besleyemiyoruz ama birkaç haftalığına tatile giden kardeşinin kedisini aldık, bizde geçici olarak kalacak. Buraya kadar sorun yok. Ama dün bir misafirimiz geldi, kedilerden korktuğunu biliyorum. O yüzden oturduğumuz odanın kapısını kapatır, sorunu çözeriz diye düşündüm ama pek de öyle olmadı.
Şöyle ki, kedinin eşyalarına değmesini bile istemiyor, o değdi diye ona kedi değmemiş başka bir kıyafet verdim mesela. Sonra kedi uzakta bile dururken kopan çığlıklar ( kediciğimiz korkup kaçtı birkaç kez), kediden bahsederken bile iğrenerek bakması gibi şeyler yaşandı. Kedi antrede mesela, koridotun ucunda. Biz iki adımlık mutfağa geçerken rahatsız oluyor, ben kucağıma alıyorum kediyi ya da başka bir odaya sokuyorum, öyle geçiyor. Ya da kedi dışarıda ben ona dikkat et canım kediyi buraya alıyorum sen içeri gir deyince bir çığlık kopuyor. Bu kadar korku hiç görmemiştim, çok şaşırdım. Bir de kediciğimize üzüldüm sürekli hareketi kısıtlandı çığlıklarla kendisinden kaçıldı. Hayvanların da bunları hissettiğini düşünüyorum. Biraz abarttığı söyledim, o da istemdışı bir korku dedi, köpekten hamsterdan falan da korkuyormuş. Alışmaya çalış yenebilirsin dedim ama yenmek istemiyorum kedilere yakın olmak istemiyorum dedi. Alındı mı bilmiyorum ama ben biraz abartılı tepkiler olarak düşündüm. Siz olsanız ne yapardınız/yaparsınız?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?