Kendimi,kişiliğimi kaybettim. İçinden çıkamıyorum.

Kafanız aynı benim kafa. Sizi çok iyi anlıyorum her şey tam olsun, güzel olsun diye ince eleyip sık dokuyorsunuz... fakat nasıl bir cehenneme sürüklendiğinizi bilmiyorsunuz benim bir önceki konumu okumanızı tavsiye ederim. Hiçbir şey gizli kalmıyor bilin ortaya çıktığında daha çok vicdan azabı çeker mahvolursunuz. Ama güzel olan bir şey var hatanızın farkındasınız kararınızı verin bu durumu sakın uzatmayın

Teşekkürler. profilinize erişemedim, tekrar deneyeceğim yarın
 
İşin içinden ikisiylede görüşmeyi keserek ve acilen psikolğa giderek kurtulabilirsiniz.Yalnızlığın ve tatmin olmamanın verdiği psikolojıyle hareketleriniizin farkında değilsiniz.sizi tatmın edecek olan birey srayıiı içerisiindesiniz bu arayış sırasında yalnız kalmaktan korktuğunuz için görüştüğünüz kişilerle bağlantıyı koparmıyorsunuz ama böyle 1 olur 2 olur 3 olur artık kafayı sııyıracak düzeye gelirsiniz.Birde görüştüğünüz adamlrın biri Ruh hastası cıksa size zarar da verebilir .Ortalık ne insanlarla kaynıyor bence kendinize ve cevrenizdekilere zarar vermeden bir psikoloğa gidin
 
İkisinden de ayrıl birine alışkanlığın var birinide yara bandı olarak görüyorsun


Belli bir süre kafanı dinle yalnız kal illa biri olmak zorunda değil hayatında
 
Herkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.

4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.

Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.

Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.

Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.

Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.

Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.

Benzer bir durumu çok çok zaman önce yaşadım. İkisinden de ayrıldım ve uzun bir süre yalnız kaldıktan sonra eşimle tanıştım. Bu iki adam da ruh eşiniz değil kendinize eziyet etmeyin, nasıl birvicdan azabı olduğunu biliyorum bir an önce kurtulun bu yükten. Emin olun aşk sizi bulacak o zaman
 
Herkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.

4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.

Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.

Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.

Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.

Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.

Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.
Sana yaptıgın yanlış diye saydırmıycam. Çünkü sende biliyorsun yanlışları. Bu çok önemli ve güzel. Bence de destek almalısın.
Sen yalnız yaşayamayacagına inanmışsın. Kalbini bile yedekli çalıştırıyosun. Biri olmazsa diğeri olur.
Bunu bilerek yada bilmeyerek sana yaptıran asıl şey kendini sevmemek, yetersiz hissetmek, yalnızlık korkusu...
Oysa kimse olmadan da mutlu olunabilir. Önce ikisinden de uzaklaşarak başla işe. Sonra hayatında kimse olmadan yaşamaya ayakta durmaya alış. Tek başına mutlu olmayı öğren. Yoksa evlensende deli divane sevilsende hep eksik kalırsın. İnsan kendini severse her şartta her türlü eksikliği yenebilir

Sonra kafanı iyice topla gittigin psikiyatr seni rahatlatır ve doğru zamanı bulmanı sağlar.
Hangisini özlediysen ona dönersin veya ikisinede dönmez her anlamda tatmin olacagın biriyle olursun.

Bazen kuma çakılmış gemiyi iterek yüzdürmeye çalışıyoruz. Oysa gitmiyorsa zorlamaya gerek yok. . .
İlişkileri kendine bağ olarak görme.
Gülmek için, eğlenmek için, sevilmek için, değerli hissetmek için, başarılı olmak için..... karşı cinse veya herhangi bi insana ihtiyaç duymamalıyız.
Gidip bi parka oturdugunda sohbet ettigin bi amca veya bi çocuk bile senin kendini sevmene yetmeli...
Aksi halde sana deli divane aşık olan biriyle evlide olsan çocugunda olsa onu aldatırsın .
 
Annemin sizin gibiler için bir lafı vardır. Kudurdun mu der. Ne bu acale Allah aşkına hayatınızda illa erkek olmak zorunda mı? Birinden ayrılır ayrılmaz diğerine koş, onda aradığını bulama eskisine dön, beklediğin olmayınca öbürüne tekrar kanca atmaya çalış. Yaptıklarını çevren duysa sana ne gözle bakarladı haberin var mı. Ayrıca ilişkinde aradığını bulamamak kimseye aldatma hakkı tanımaz; en azından ortalama ahlaka ve vicdana sahip insanlar için. Memnun değilsen ayrılırsın, önüne bakarsın, ondan ayrılmadan gözünü dışardaki adamlara dikmek ahlaki açıdan nasıl bir davranış az çok biliyorsundur. Bence senin sorunun psikolojik falan değil. Ben sana söyleyeyim. Senin egon fazla kendini şuanki sevgilinden üstün görüyorsun ve böyle yapmayı kendine hak buluyorsun. O hayatta istediklerine kavuşamamış ama sen kavuşmussun ya onu beğenmiyorsun. Ama yaşadığınız cinselliği ve geçirdiğiniz vakit ve adamın serbestliği hoşuna gittiğinden tamamen bırakmıyorsun. Diğer adamda kariyer yönünden sana denk ama duygusal ve ilişki yönünden beğenememişsin sana fazla tecrübesiz gelmiş anladığım kadarıyla. Mantıklı olan şuan ikisindende ayrılman ve kendini dinlemen olur. Ne istiyorsun hayat arkadaşında olmazsa olmazın ne onu bir belirle ve önüne bak. İnsanlar sevgilisiz de yaşıyorlar merak etme. Şu yaptığın ortaya çıksa iki adamda sana ne gözle bakar onu düşün aklını başına al.
 
Sana yaptıgın yanlış diye saydırmıycam. Çünkü sende biliyorsun yanlışları. Bu çok önemli ve güzel. Bence de destek almalısın.
Sen yalnız yaşayamayacagına inanmışsın. Kalbini bile yedekli çalıştırıyosun. Biri olmazsa diğeri olur.
Bunu bilerek yada bilmeyerek sana yaptıran asıl şey kendini sevmemek, yetersiz hissetmek, yalnızlık korkusu...
Oysa kimse olmadan da mutlu olunabilir. Önce ikisinden de uzaklaşarak başla işe. Sonra hayatında kimse olmadan yaşamaya ayakta durmaya alış. Tek başına mutlu olmayı öğren. Yoksa evlensende deli divane sevilsende hep eksik kalırsın. İnsan kendini severse her şartta her türlü eksikliği yenebilir

Sonra kafanı iyice topla gittigin psikiyatr seni rahatlatır ve doğru zamanı bulmanı sağlar.
Hangisini özlediysen ona dönersin veya ikisinede dönmez her anlamda tatmin olacagın biriyle olursun.

Bazen kuma çakılmış gemiyi iterek yüzdürmeye çalışıyoruz. Oysa gitmiyorsa zorlamaya gerek yok. . .
İlişkileri kendine bağ olarak görme.
Gülmek için, eğlenmek için, sevilmek için, değerli hissetmek için, başarılı olmak için..... karşı cinse veya herhangi bi insana ihtiyaç duymamalıyız.
Gidip bi parka oturdugunda sohbet ettigin bi amca veya bi çocuk bile senin kendini sevmene yetmeli...
Aksi halde sana deli divane aşık olan biriyle evlide olsan çocugunda olsa onu aldatırsın .


Ne kadar hoş bir dille, tane tane açıklamışsınız. Çok teşekkürler, dikkate alacağım
 
Böyle acıklı anlatınca hak verilebilir olmuyorsunuz. İki insanı birden aldatıyorsunuz sonuçta.
Oturduğum yerden gördüğüm şu: evlenmeyi kafasına koymuş ve bu uğurda her şeyi yapabilecek biri.

Sevgilinizi de diğer adamı da sevmiyorsunuz. Gözünüzü evlilik bürüdüğü için en uygun seçenekleri elinizde tutuyorsunuz sadece.
Yarın 3. bir aday çıksa onunla da görüşürsünüz.

Bu yoldan dönün, ikisinden de ayrılın. Erkeksiz de hayatta kalınabiliyor.
Zamanı gelince, kafanızı toplayıp bir ilişkiye hazır olduğunuzda başka insanlarla görüşürsünüz.
 
burda aldatmadan cok, illa hayatinizda birinin olmasini istemeniz garip geldi bana.
niye illa biri olmak zorunda?
madem biri olmak zorunda yeni insanlara sans verin ki bence kimse olmamali bi sure hayatinizda cunku, erkeksiz de yasaniyor.
 
Bence ikisini de sevmiyorsunuz sorun bu. Sevseydiniz birini zaten digeri olamazdi. Bir bosluktasiniz iki adamdan tek sevgi yaratmaya calisiyorsunuz ama olmaz . En guzeli kendinizi dinlemek su akar yolunu bulur kafanizi dinleyin sadece ikisini de gonderin gitsin mutlu olamazsiniz anladigim kadari ile siz hirsli inatcı ve ideal bir insansiniz iki tip te size uygun degil ...
 
Herkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.

4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.

Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.

Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.

Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.

Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.

Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.
Sen bence yazar ol çok uzun yazmışsın ama akıcı olmuş
Ve bi süre yalnız kalmaya ihtiyacın varmış gibi geldi bana
Evlilik için yanlış kişilerle birlikte olma derim
Hicbir şey için geç degil
 
şu an hayal alemlerinde geziyorsunuz. ikisini de kaybedince dank edecek, kendinize gelecek daha mantıklı düşünmeye başlayacaksınız.
 
Sanki evlisin paçanda iki çocuk var gitmek istiyorsun da gidemiyorsun
Ne acıklı hale getirdin ayrıl sevgilinden
Ikisini de sevmiyorsun
Ama senin asıl korkun yalnızlık
Ikisinden de ayrıl yalnız kalmanın korkunç bir şey olmadığını çöz daha sonra birini al hayatına
Kimse senin oyuncağın değil
 
Sanki evlisin paçanda iki çocuk var gitmek istiyorsun da gidemiyorsun
Ne acıklı hale getirdin ayrıl sevgilinden
Ikisini de sevmiyorsun
Ama senin asıl korkun yalnızlık
Ikisinden de ayrıl yalnız kalmanın korkunç bir şey olmadığını çöz daha sonra birini al hayatına
Kimse senin oyuncağın değil

4 yıl olunca ve karşınızdaki iyi, size değer veren biri olunca maalesef kolay olmuyor
 
4 yıl olunca ve karşınızdaki iyi, size değer veren biri olunca maalesef kolay olmuyor

Senin yaşındayken 5 yıldır birlikte olduğum ama aslında artık sevmediğim insanla "kolay olmuyor" diye az kalsın evlenecektim.

Bırakmam zor oldu çok acı da çektim ondan sonra 2 sene kendimi ancak toparladım başka sıkıntılarımda vardı
Yalnız kalmaktan deli gibi korkardım illa beni sevecek birisi olmalıydı
Ben sevmesem bile birinin beni sevmesi güven veriyordu

Iyi ki cesaret ettim ayrıldım yoksa belki de aldatırdım son zamanlarda gönlüm başkasına da kaydı... falan filan

Acısız olmayacak sen buna hazır mısın
O acıyı çektikten sonra arkana dönüp baktığında iyi ki böyle olmuş diyor insan
Daha çok kendimi tanıdım
Şu an evliyim bir başkasıyla
Eşimle tanışmadan başarısız 2 ilişki daha yaşadım
Kısacası korkma.✔
 
Herkese merhaba,
İşin içinden çıkamadığım, gittikçe battığım durumumla ilgili önerilerinize çok ihtiyacım var. Uzun olursa şimdiden affola.

4 yıl önce üniversitede tanışarak başlayan bir ilişkim var, şuan ben 26 yaşındayım o ise 29. Ailenin tek çocuğu, ben ondan önce mezun olup direk iş hayatına atıldım çok şükür şansım yaver gitti sonra daha iyi bir işe geçtim. O ise zar zor mezun olduktan sonra ne yapacağını bilemez, okuduğu bölümden memnun olmayan, hayata sitemkar bakan birine dönüştü. Tembelliğe, boşvermişliğe dayanamadım ve ayrılmak istedim. Ben stres altında canla başla çalışırken o evde yatıyor, bu durum sinirlerimi aşırı bozuyordu. Ayrıldık.

Ardından beğendiğim biriyle görüşmeye başladım, adım atmıştı fakat erkek arkadaşım olduğunu anlayınca geri çekilmişti. Yaklaşık 1.5 ay onunla görüştük. İş hayatında son derece başarılı, sempatik ve bana değer veren biriydi.
Temiz bi ailenin çocuğu olduğu belliydi, hatta daha önce hiç cinsel ilişki dahi yaşamamış benim yaşamış olmama önce bozulmuş sonra ise devam etmek istediğini söylemişti. Kendisiyle aramızda bu anlamda bir şey geçmedi. Geziyor,eğleniyorduk fakat ayrılıktan yeni çıkmam sebebiyle gösterdiği yoğun ilgi beni sıkboğaz etmeye başladı. Kafamı toparlayamamıştım, bazen yalnızlığa ihtiyacım vardı fakat bunu anlayamadı. Sonra deli gibi eski sevgilimdeki konfor alanını(!), o tanıdık/rahatlık hissini özledim. Ayrılmak istediğimi söyledim ve ardından eski sevgilime geri döndüm. Sanki uzun süren güzel tatilin ardından kendi evimdeki yatağa dönmüş gibiydim.

Bu ayrılık döneminde kendisi bana her şeyi yoluna sokacağını, beni ne kadar sevdiğini açıklayan mesajlar atıyordu. Öyle de oldu. 3-4 ay sürede kendisine ofis açtı, hayatındaki ilk iş ortamına girmeye başladı. Tekrar devam ediyorduk fakat işi olmadığı için onu yarı yolda bıraktığımı ima ediyordu aslında sorunu iş bulamamak değil, iş aramamak ve bu yaşta hala daha ne yapacağını bilememekti. Spesifik bir bölüm okuduğundan çalışma alanı kısıtlıydı maalesef. Eskisi gibi olmasa da uzun ilişkinin getirisi o beni biliyor, ben onu biliyordum. Beni sevdiğini, tüm kötü özelliklerime bile hayat boyu katlanmaya razı olduğunu çok iyi biliyordum. Ama ben gittikçe onun için aynı şeyleri hissetmemeye başladım. Resmen gözüm dışarıdaydı! Bi tarafımda melek 'sen bunu ona nasıl yaparsın, o senin her anında yanında olmaya hazır' diyor, şeytan ise ' bunu yapmaya seni o itti, seni kaybetmemek için daha çok çırpınmalıydı' diyordu.

Aradığını bulamamış olmanın huzursuzluğu vardı içimde.Annem artık evlilik imalarında bulunuyordu fakat onun işleri iyi gitmiyor, hala ne yapacağını tam olarak bilemiyor ve biz asla önümüzü göremiyorduk. Üstelik yaşamak istediğimiz iller farklıydı ve ben asla oraya gitmek istemiyordum. Bu konuda da orta yol bulmamız zordu. Buluştuğumuzda her şey güzeldi ama geri kalan zamanlarda onu özlemiyordum, 3-4 haftada bir buluşuyorduk. Tüm bunları düşünerek ondan vazgeçmeyi planlarken, bir yandan kendimi delicesine bencil görüyor ve kendimden nefret ediyordum.

Kendimi, hayatı ve ne yapacağımı o kadar sorgular oldum ki, mutsuzluk benim için kaçınılmaz hale geldi. Bu ilişkiyi bitirmeden, o 1.5 ay boyunca görüştüğüm eski erkek arkadaşıma mesaj attım geçen gün. 'Bazen sorguluyorum, böyle bitmemeliydi çabuk vazgeçtim' yazdım. Şaşırdı ama onun da içinde hala bir şeyler kalmış olacağını düşünüyorum. Yalnız iş değişikliği sebebiyle farklı bir ile taşınmış. Muhabbeti fazla uzatamadım yazmıyorum, yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. İkisini de aldatıyorum, ikisine de haksızlık yapıyorum şuan. Neden diğerini sonlandırmıyorum veya önce tutunacak bir dal mı arıyorum bilmiyorum.

Mutsuzum, huzursuzum , aldatma kelimesinden nefret eden ben göz göre göre ateşe doğru gidiyorum. Vereceğiniz fikir ve tavsiyelere çok ihtiyacım var. Şimdiden çok teşekkürler.
İkisinde de vazgeç yeni bir başlangıç yap ama onları geride bırakarak resmen ikisini birbine karıştirmissin bir adam edememiş
 
Bi iliskiden bittikten sonra tekrar baslayinca eskisinden daha iyi olsn. Olmuyor iste debelenmenin ne anlami var. Bir kere biten hep biter. Anladigim kadariyla konuştuğunuz beylerden biri kalbinize biri beyninize hitap ediyor. Ikisinide istemiyosunz bu kadar tereddutle istediğiniz birinden ne hayir gelir daha dogrusu sizden ona ne hayir gelir. Ikisindende ayrilin egolariniz yuzunden kimsenin ahini almayin
 
X