- 14 Mayıs 2010
- 16.477
- 22.430
- 598
- Konu Sahibi Cileklivanilinn
- #21
Gerçekten bir dostunuz olsaydı bu şekilde dusunmezdiniz .Herkesle herşey konuşulmuyor ama bir dost ile herşey paylaşılır .
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Gerçekten bir dostunuz olsaydı bu şekilde dusunmezdiniz .Herkesle herşey konuşulmuyor ama bir dost ile herşey paylaşılır .
Evet beni de en çok rahatsız eden bu sanırımHayır; sonradan pişman olacağınız şeyleri kesinlikle anlatmayın. Duygusal bir anında anlatıyor insan sonra pişman oluyor. Dikkali olun. Koz olarak kullanılmasa bile kişi onu unutmaz, kendi kafasına göre eklemeler yapar, kendine göre yorumlar, falan. Her şeyinizi anlatmak zorunda değilsiniz.
Dost falan ama insan neticede. Bilerek olmasa bile yanlışlıkla bir şeyler olabilir. Başkasının kontrolü bende değil kiGerçekten bir dostunuz olsaydı bu şekilde dusunmezdiniz .Herkesle herşey konuşulmuyor ama bir dost ile herşey paylaşılır .
Dost falan ama insan neticede. Bilerek olmasa bile yanlışlıkla bir şeyler olabilir. Başkasının kontrolü bende değil ki
Ünlü sayılırımTakıntılısın bence
Sonuçta normal birisin
Özel hayatındaki şeyleri çoğu insan yaşıyordur
Ünlü falan değilsin biraz rahat ol
Günümüz koşullarında kimseye güvenmemekte haklısınız bence ancak bu kadar da temkin hayatı zorlaştırır düşüncesindeyim. Ben de çok zor güvenirim insanlara ve güvenmeden de asla hayatımın içine dahil etmem kimseyi ama herkes için de anlattığınız herhangi bir şeyi hırsının ya da başka bir özelliğinin bir malzemesi yapacakmış ön koşulu ile hareket etmek bana biraz fazla geldi. Tabii konuşmanızın detay ve içeriğini bilmiyorum ama her insanın içini açmak istediği, konuşup paylaşmak istediği şeyler olur, bu derecede bir endişe paranoyaya da sebebiyet verebilir, insanlarla samimiyetiniz de sınırlandıkça asıl o zaman bir şeyleri kullanma yoluna gidebilirler bir taraftan da.Merhaba hanımlar. Ben insanları seven ama asla güvenilmeyeceğini düşünen biriyim. Yani bana göre en iyi insan bile dedikodu yapıyor ya da çıkarlar çatıştığında önce kendini düşünür. Bu sebeple yakın arkadaşlarıma bile bazı şeyleri asla anlatmam ya da değiştirerek anlatırım. Geçenlerde arkadaşımla otururken biraz fazla açıldım sanırım. Daha önce anlatmadığım şeyleri anlattım özel hayatım ya da aile hayatımla ilgili. Ve bu şuan beni çok rahatsız ediyor. Daha önce bu hissi bir arkadaşımda da hissetmiştim. Böyle olunca soğuyorum sanki çok içli dışlı olmuşuz gibi geliyor ya da sahiplenilmişim gibi falan. Konuştuğum arkadaşım duygusal ve muhabbeti iyi biri ama hırslı da biri. Yani ego sorunları var ve hırslandığında başka birine dönebilirmiş gibi geliyor. Ben insanlarla sadece eğlenip gülmek ufak birkaç dertten bahsetmek istiyorum ama böyle olunca da hiçbir şeyini anlatmıyorsun,kapalı kutusun falan deniyor. Sizce düşüncelerim doğru mu yoksa bunu aşmalı mıyım?
Gerçekten öyle. Ben de kendimle ilgili anlatmayı sevmem ve birşey anlatsam sonra rahatsız olurum ama bir tane arkadaşım var ona her şeyi anlatabilirim.Gerçekten bir dostunuz olsaydı bu şekilde dusunmezdiniz .Herkesle herşey konuşulmuyor ama bir dost ile herşey paylaşılır .
Merhaba hanımlar. Ben insanları seven ama asla güvenilmeyeceğini düşünen biriyim. Yani bana göre en iyi insan bile dedikodu yapıyor ya da çıkarlar çatıştığında önce kendini düşünür. Bu sebeple yakın arkadaşlarıma bile bazı şeyleri asla anlatmam ya da değiştirerek anlatırım. Geçenlerde arkadaşımla otururken biraz fazla açıldım sanırım. Daha önce anlatmadığım şeyleri anlattım özel hayatım ya da aile hayatımla ilgili. Ve bu şuan beni çok rahatsız ediyor. Daha önce bu hissi bir arkadaşımda da hissetmiştim. Böyle olunca soğuyorum sanki çok içli dışlı olmuşuz gibi geliyor ya da sahiplenilmişim gibi falan. Konuştuğum arkadaşım duygusal ve muhabbeti iyi biri ama hırslı da biri. Yani ego sorunları var ve hırslandığında başka birine dönebilirmiş gibi geliyor. Ben insanlarla sadece eğlenip gülmek ufak birkaç dertten bahsetmek istiyorum ama böyle olunca da hiçbir şeyini anlatmıyorsun,kapalı kutusun falan deniyor. Sizce düşüncelerim doğru mu yoksa bunu aşmalı mıyım?
Ben bu sır işlerini anlamıyorum açıkçası. En özel en mahrem konuyu dahi yeni tanıştığım bir insana anlatabilirim. İçim dışım bir. Bana çok gizli saklı olduğunuz için o sırlar başkalarına anlatılıyormuş gibi geliyor. Yani benim arkamdan konuşulacak hiç bir şeyim yok dolasıyla insanlar hakkımda konuşmuyor bile. Bana kendini fazla önemsemek gibi geliyor diğer insanlardan bir şeyler gizlemek.
Yok, biz sizinle çok farklıyız bu konuda, çevrem de böyle. Fakülteden ismen bildiğim birisiyle görüştüm ve yaşadığı tecavüzü anlattı daha ilk konuştuğumuz gün. Gidip de bunu kimseye yayacak değilim karakterime uymaz. Sakız etmek diye de bakmıyorum asla olaya. O kadar insanlardan gizlemem gerektiğini düşündüğüm özel mahrem bir konum da olmadı. Çevremde kendini gizli tutan insanlar da çok iki yüzlü geliyor bana çünkü hep o kendini gizli tutanlar dedikodu yapıyor. Benim çevremde böyle bu, kimse asla üstüne alınmasın lütfen. Ama daha ilk andan özelini dahi rahat konuşabilen insan samimi geliyor bana. Güven oluşturuyor, bu güveni de boşa çıkaran kimse olmadı daha hayatımda. Kendini önemsekten kastım da film yıldızı şarkıcı değiliz kime ne bizim ne yaptığımızdan. İçiniz dışınız bir olunca, kimseden bir şey gizlemeyince dedikodunuz da yapılamıyor. İnsanlar ana kaynaktan, sizden dinlemiş oluyor zaten. Kast ettiğim bu sadece. Kendini kapatan insan daha çok merak uyandırıyor daha çok inceleniyor. Ben de 23 yaşındayım çok çok genç değilim sizden, 19 yıllık oldu en uzun süreli arkadaşım, hayatımda hiç ‘dost kazığı’ yemedim. Güvenerek sır şeklinde anlattığım bir şeyin yayıldığını da hiç görmedim bugüne kadar.Emin olun en özel ve mahreminizi yeni tanistiginiz insanlara anlattiginizda da arkanizdan baya saglam konuşuluyordur ama zaten önunuze gelene anlattiginiz için konusulanlar kulaginiza gelmez. Duymadigim surece problem yok diyorsaniz sıkıntı yok herkesin kendi hayati neticede.
Ben kendimi önemsiyorum ve en özel, mahrem diyecegim şeyleri milletin agzina sakiz ettirmem bile bile. Yeni tanistigim birinin duymak istemeyecegim özellerini anlatmasi da beni rahatsiz eder.
20 yillik arkadasim da var 26 yasimdayim yani cocukluk arkadasim afedersiniz birbirimizin donunu bilirdik cocuklukta ama "en mahrem" konulari anlatacak degilim, o da anlatmasin yani.
Yok, biz sizinle çok farklıyız bu konuda, çevrem de böyle. Fakülteden ismen bildiğim birisiyle görüştüm ve yaşadığı tecavüzü anlattı daha ilk konuştuğumuz gün. Gidip de bunu kimseye yayacak değilim karakterime uymaz. Sakız etmek diye de bakmıyorum asla olaya. O kadar insanlardan gizlemem gerektiğini düşündüğüm özel mahrem bir konum da olmadı. Çevremde kendini gizli tutan insanlar da çok iki yüzlü geliyor bana çünkü hep o kendini gizli tutanlar dedikodu yapıyor. Benim çevremde böyle bu, kimse asla üstüne alınmasın lütfen. Ama daha ilk andan özelini dahi rahat konuşabilen insan samimi geliyor bana. Güven oluşturuyor, bu güveni de boşa çıkaran kimse olmadı daha hayatımda. Kendini önemsekten kastım da film yıldızı şarkıcı değiliz kime ne bizim ne yaptığımızdan. İçiniz dışınız bir olunca, kimseden bir şey gizlemeyince dedikodunuz da yapılamıyor. İnsanlar ana kaynaktan, sizden dinlemiş oluyor zaten. Kast ettiğim bu sadece. Kendini kapatan insan daha çok merak uyandırıyor daha çok inceleniyor. Ben de 23 yaşındayım çok çok genç değilim sizden, 19 yıllık oldu en uzun süreli arkadaşım, hayatımda hiç ‘dost kazığı’ yemedim. Güvenerek sır şeklinde anlattığım bir şeyin yayıldığını da hiç görmedim bugüne kadar.
Önüme gelene de anlatıyorum sayılmaz yani tabi ki de otobüs durağında birisiyle tanışıp her şeyimi de dökmüyorum ama sürekli gördüğüm, merhaba merhaba’dan öteye gittiğim insanlarla konuşabiliyorum bu konuları.
Merhaba hanımlar. Ben insanları seven ama asla güvenilmeyeceğini düşünen biriyim. Yani bana göre en iyi insan bile dedikodu yapıyor ya da çıkarlar çatıştığında önce kendini düşünür. Bu sebeple yakın arkadaşlarıma bile bazı şeyleri asla anlatmam ya da değiştirerek anlatırım. Geçenlerde arkadaşımla otururken biraz fazla açıldım sanırım. Daha önce anlatmadığım şeyleri anlattım özel hayatım ya da aile hayatımla ilgili. Ve bu şuan beni çok rahatsız ediyor. Daha önce bu hissi bir arkadaşımda da hissetmiştim. Böyle olunca soğuyorum sanki çok içli dışlı olmuşuz gibi geliyor ya da sahiplenilmişim gibi falan. Konuştuğum arkadaşım duygusal ve muhabbeti iyi biri ama hırslı da biri. Yani ego sorunları var ve hırslandığında başka birine dönebilirmiş gibi geliyor. Ben insanlarla sadece eğlenip gülmek ufak birkaç dertten bahsetmek istiyorum ama böyle olunca da hiçbir şeyini anlatmıyorsun,kapalı kutusun falan deniyor. Sizce düşüncelerim doğru mu yoksa bunu aşmalı mıyım?
Başkaları için mahrem sayılabilecek konuları anlatırım demek istedim. Yılda iki kişiyle anca tanışıp arkadaş oluyorum zaten. Okulda da merhaba merhaba olduğum insana da gidip her şeyi anlatacak değilim. Ama yaklaşık bir iki saatlik sohbet yeterli oluyor başka insanlar için özel sayılabilecek konuları anlatmama. Annem rahatsız, alzheimer hastası, öncesinde çok çok yakındık tüm erkek arkadaşlarımdan haberi vardı. O keşke eskisi gibi olsa da yine her şeyimi anlatsam. Annenize anlatıp eşinize anlatamayacağınız ya da tak tersi konular vardır mutlaka. Ama konu sahibi en yakınlarına dahi hiç bir şeyini anlatmadığını ya da değiştirerek anlattığını söylemiş. Toplum içinde bu kadar kapalı kitap gibi olan kişi hakkında her zaman konuşuluyor maalesef. Ben gördüğü dost kazıklarını, anlattığı şeylerin başkalarına anlatılmasını buna bağlıyorum, tamamen kendi görüşüm. Her birimizin yaşanmışlıkları, kendi çevresini gözlemleyerek çıkardıkları dersler var sonuçta.Hem özel konum yok diyorsun hem en mahremimi açarim diyorsun. Mesela benim de birebir sadece bana, kendime ait özel konum yok ama ailemle, eşimle ilgili yine beni ilgilendiren özellerim tabi ki var ve herseyi oturup merhaba dediklerime anlatmam yani esimle aramizdaki herseyi de gidip kendi anneme bile yetiştirmem, annem bana kazik atmadi, annem bisey yapacakta degil ama ne gerek var???
Bana da bu boş bogazlilik geliyor herseyi devamli anlatmak, kimsenin de anlatmiyor diye hayatini kurcalama geregi duymadim kendi adima.
Başkaları için mahrem sayılabilecek konuları anlatırım demek istedim. Yılda iki kişiyle anca tanışıp arkadaş oluyorum zaten. Okulda da merhaba merhaba olduğum insana da gidip her şeyi anlatacak değilim. Ama yaklaşık bir iki saatlik sohbet yeterli oluyor başka insanlar için özel sayılabilecek konuları anlatmama. Annem rahatsız, alzheimer hastası, öncesinde çok çok yakındık tüm erkek arkadaşlarımdan haberi vardı. O keşke eskisi gibi olsa da yine her şeyimi anlatsam. Annenize anlatıp eşinize anlatamayacağınız ya da tak tersi konular vardır mutlaka. Ama konu sahibi en yakınlarına dahi hiç bir şeyini anlatmadığını ya da değiştirerek anlattığını söylemiş. Toplum içinde bu kadar kapalı kitap gibi olan kişi hakkında her zaman konuşuluyor maalesef. Ben gördüğü dost kazıklarını, anlattığı şeylerin başkalarına anlatılmasını buna bağlıyorum, tamamen kendi görüşüm. Her birimizin yaşanmışlıkları, kendi çevresini gözlemleyerek çıkardıkları dersler var sonuçta.
Edit: Bu “özel’i anlatma durumu da tek taraflı olmuyor sonuçta. Karşımdaki insana her şeyimi anlatıp anlatıp onları darlamıyorum. Onlar da aynı şekilde bana her şeylerini anlatıyor, hepsi karşılıklı. Bazen karşı taraf anlatmaya başlıyor hatta ben de öyle açılıyorum. Ama çevremde de sizi dinleyip dinleyip kendinden hiç bahsetmeyen insanlar var işte onlardan korkuyorum.