Kendime İhanet Ediyorum Aslında

Tüm yorumları okudum. Bazıları çok ağır geldiği için cevap vermekle vermemek arasındaydım sadece. Zaten çok sağlıklı olmadığım/hissetmediğim bir dönemde bu kadar sert yorumlara hazır değildim sanırım. Anlattıklarımla gurur duymuyorum. Zaten öyle olsa burada bir çıkış yolu bulmaya çalışmakla uğraşmazdım. Sosyal medya bile kullanmayan bir insanım, bu kadar sert yorumlar haliyle beni biraz sarstı ama belki de böylesi daha iyi oldu.
Yine de oturup düşünmemi sağlayan herkese teşekkür ediyorum zaman ayırdığınız için.
 
Boşuna yazıyoruz. Kadın tınlamıyor bile.
Yazan bir erkekte olabilir konu açarken rolleri değiştirip nabız ölçüyorlar,evliliği yolunda giden ama başkasına meyl eden bir insanın konusu bu sonuçta,bu duruma verilecek hangi cevap mantık çerçevesine oturabilirki,biz yazıyoruz o konuyu açtığına göre elbetteki okuyor netlik kazanıyor kafasındakiler,eşine ihanet ettiğini duygusal bir yakınlaşmanın fiziksel bir yakınlaşmadan daha tehlikeli olabileceğini fark etmemişti muhtemelen onu idrak ediyor,evliliği aslında bitmiş ama o henüz anlamamıştı şuanda onu anlıyor.
 
Hayatında her şey dört dörtlük, eşin iyi, aileler şahane, imkanlar yerinde… Ama sen gidip ‘yasak elma’na takılmışsın. 🙂 Bu aslında evliliğinin değil, senin kafanın içinde kurduğun ‘acaba’ların oyunu. Ya ihtimalleri romantize etmeyi bırakıp mevcut hayatının kıymetini bileceksin ya da göze alıp her şeyi yıkacaksın. Ortası yok. Net ol kendine.
 
Bugün, aylardır yaşadığım karmaşık duygularıma bir isim koymak, bir nokta koymak, belki de bir virgül koymak için, yargılanmadan bir destek alabilir miyim şansımı denemek için kendime bile itiraf etmekte zorlandığım bir sırrımı, kalbimi açıyorum sana.

32 yaşında, kendi şirketi olan çok iyi kazanan bir kadınım. 10 yıldır evliyim. Çocuğumuz yok. Mutlu, dışardan çok imrenilen bir evliliğim var. Cinsel hayatımız iyi sayılır, maddi hiçbir sıkıntımız yok, eşim kısıtlamaz, darlamaz, seviyemizi, saygımızı hiç bozmayız, her şeyi konuşabiliriz, sosyaliz, gezer, yurtdışında tatiller yaparız. Eşimin ailesi bana tapıyor, bir şeyi ima bile etsem anında yaparlar. Yani aslında her şey yolunda görünüyor.

İşin en garip belki de “sorgulamama” en çok sebep olan kısmı da burada başlıyor. Her şey böyle “ideal” görünürken maalesef hayatımda ilk kez birinden etkilenmeye başladım. İlk etapta şöyle düşündüm: “yıllardır bir adamla evli olunca uzuuun bir aradan sonra bir erkekten ilgi görmek ruhuma iyi geldi, hepsi bu.” Ama sonra zaman ilerledikçe bunun flörtöz birkaç cümle içeren basit bir diyalogtan bir tık daha fazlasını olduğunu hissetmeye başladım. Şimdiden söyleyeyim, ne ben ne de karşı taraf (o da evli) asla ne cinsellik, ne temas yaşamadık. Bu iletişimi, -ilişki diyemeyeceğim çünkü asla bir ilişki değil- arkadaşlığı, enerjiyi, -adına ne derseniz artık- kirletecek hiçbir şey yapmadık. İkimiz de bir şeylerin farkındayız ama “imkansız bir aşk” deyip geçiyor gibiyiz. Gel gelelim aramızda dışardan bakanların bile anlayacağı görünmez bir enerji var. Yan yana geldiğimizde oluşan sihirli bir şey bu. Birkaç kez aynı ortamda denk geldiğimiz çok yakın arkadaşlarım “o neydi öyle, niye böyle baktı, niye öyle oldu, ne garipti” gibi sorular sordular ve hepsi bu görünmez tuhaf enerji yüzünden. Sanki şartlar elverseydi dünyadaki en uyumlu çift biz olurduk gibi hissediyorum. Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum. Bilmiyorum belki romantize ediyorum. O yaşanmayan “ihtimaller” var ya; o ihtimallerin gerçek olduğu senaryoları düşünüp kendimi çoğu zaman kahrediyorum. Ben (böyle söyleyince çok megalomanca oluyor ama) çok dikkat çeken, güzel bakımlı yaşından çok daha küçük gösteren bir kadınım. Erkeklerin ilgisine, flörtöz hallerine alışkınım ve normalde hiçbiri benden bir kırıntı bile alamaz aslında. Ama gardımı bu kadar indirdiğim, birini bu kadar düşündüğüm için hem evliliğimi sorguladığım hem de sonraki adımda ne yapmalıyım dediğim sıkıntılı bir süreçten geçiyorum. Bazen bu adamı bu kadar düşünmek yerine bir gecelik bir ilişki yaşayıp yoluma bakmış olsaydım kocamı daha “az” aldatmış olurdum diye düşünüyorum. (O ne demekse) Aklım “bu hatayı unut, herkesin imrendiği evliliğine bak, çocuk yap konuyu kapat” diyor. Kalbim “bu mutlu etiketi yapıştırdığın evlilik; gerçekten bu kadar mutlu olsaydı aklında, kalbinde başka bir adama yer olur muydu kendini kandırma” diyor. Şeytan “adama git, ‘gel kimseyi üzmeden incitmeden boşanalım, birlikte yeni bir hayat kuralım’ de” diyor. Rasyonel tarafım “bu konuyu derhal kapat, unut kendine gel” diyor. Bugün bir bebek yapmakla yarın kocama ben boşanmak istiyorum demek arasındayım anlayacağın. Onu üzmeyi, ona fiziksel olmasa da kalben ihanet etmeyi (ki bence bu daha ağır) asla istemiyorum. Ama öte yandan o ihtimal çok çok tatlı geliyor. Bu yasak elmayı bu şartlar altında ısırmak istemiyorum. Bunu kendime yakıştıramıyorum. Kendime, kocama, ve başka bir kadına ihanet etmeye devam etmek, kimseyi üzmek istemiyorum. Ama böyle de her gün kendimi üzülüyorum.

Yazmak, itiraf etmek, (yazınca kendin de daha iyi ve bir kez daha yüzleşiyorsun) bile iyi geldi, umarım çok hırpalamadan bana bir ışık tutmak istersin. Umarım bu kadar uzun bir yazıyı sonuna kadar okur, bana bir ilham verir, kafamdan aşağı bir kova soğuk su döker, belki sadece “seni anlıyorum” diyip elini omzuma koyar, ya da göğsümdeki file bir fil daha eklersin. Şimdiden teşekkür ederim.🌹
Ben sizi anladım aslında size diyecek kötü bir şeyim yok 20 lerde aşkın peşinden koşmak daha mantıklı geliyor ben mesela aşık olduğumu artık hissetmediğim için boşandım ama şu anki aklımla oturmuş düzenimi bir ihtimal için bozmazdım bütün bunlar kurgu çünkü adamın gerçeğini bilmiyorsunuz evde nasıl biri ailesi nasıl sadece beyniniz boşlukları dolduruyor ve haliyle iyi şekilde dolduruyor ama etkilendiğiniz insanla aynı yerde olmanız da bana göre eşe bir şekilde ihanet bir şey yapmadım ki diye yumuşatmaya gerek yok kararınız eşinizse o adamı görmeyecek şekilde yer değiştirin
 
İyi olduğunu düşündüğünüz evliliğinize rağmen artık başka bir insandan etkilenebiliyorsanız bence boşanma zamanınız gelmiş demektir. Gerçekçi olalım kimse evlenirken birbirini ömür boyu sevme sözü veremez. Verse bile tutamama ihtimali vardır. Bu söz gerçekçi olmaz. Duygular bitebilir. Bunda bir sorun yok. Hayat bu yani. Ama şuan bulunduğunuz durumda evliliği sürdürmek hayat arkadaşınıza yapılmış bir saygısızlık olur, ihanet olur. Sonucta kendi duygularınızda ki değişimi siz biliyorsun. Demek ki sizin için bu evlilik miadını doldurmuş. Eşinize haksızlık etmenize gerek yok.
Bu arada bende herkes gibi düşünüyorum. Erkekler bir başka kadın için kolay kolay evliliğini bitirmez. Sizinle bir kere sevişse nasıl başından atacağını şaşırır. Ya da bir beklentiniz olmadığı sürece yasak ilişki yaşamak ister.
 
tüm kadınlar duygusal, masum varlıklar tüm erkekler de stratejik, kötücül varlıklar gibi görülüyor ama hiç mi etrafınızda herkesin çeşit çeşit olduğunu görmüyorsunuz? insan her nedenden aldatabilir ama nedenleri bizi ilgilendirmiyor. günün sonunda herkes kendi yaptığından sorumlu.
hisleri engelleyemeyiz diye bir şey yok, olsa olsa yanlış ilişki içinde olduğunu gösterir.
duygusal emek konulan dürüst ve kendin olabildiğin bir ilişki insanı pek çok boyutta tatmin ediyor. o yüzden dışarıdaki bir insanı da potansiyel olarak değerlendirebilecek kadar boşluk veya ihtiyaç olmaz içinizde. onun gibi olmaz çünkü
insanları güzel, yakışıklı, başarılı veya karakterini ilgi çekici bulabilirsiniz bu da herkes hakkında yapabileceğiniz insani yorumlar zaten, arzuyla ilgisi yok.
dediklerim anlamsız seks yapabilen bir insan değilseniz geçerli yoksa katılmayabilirsiniz

iş yerinde flört etmeyin koca koca insanlar iğrenç görünüyor dışarıdan. özellikle 30+ insanların gençlerle flörtü. işini yap git. insan ol. iletişimin illa flört ve seks üstüne mi kurulması lazım dingil

bi de allah aşkına amazondan sipariş eder gibi çocuk yapmayın saçmalamayın artık koca bir insan hayatı bu biraz düşünün ya ötesini berisini
 
Son düzenleme:
tüm kadınlar duygusal, masum varlıklar tüm erkekler de stratejik, kötücül varlıklar gibi görülüyor ama hiç mi etrafınızda herkesin çeşit çeşit olduğunu görmüyorsunuz? insan her nedenden aldatabilir ama nedenleri bizi ilgilendirmiyor. günün sonunda herkes kendi yaptığından sorumlu.
hisleri engelleyemeyiz diye bir şey yok, olsa olsa yanlış ilişki içinde olduğunu gösterir.
duygusal emek konulan dürüst ve kendin olabildiğin bir ilişki insanı pek çok boyutta tatmin ediyor. o yüzden dışarıdaki bir insanı da potansiyel olarak değerlendirebilecek kadar boşluk veya ihtiyaç olmaz içinizde. onun gibi olmaz çünkü
insanları güzel, yakışıklı, başarılı veya karakterini ilgi çekici bulabilirsiniz bu da herkes hakkında yapabileceğiniz insani yorumlar zaten, arzuyla ilgisi yok.
dediklerim anlamsız seks yapabilen bir insan değilseniz geçerli yoksa katılmayabilirsiniz

iş yerinde flört etmeyin koca koca insanlar iğrenç görünüyor dışarıdan. özellikle 30+ insanların gençlerle flörtü. işini yap git. insan ol. iletişimin illa flört ve seks üstüne mi kurulması lazım dingil
Guzel guzel okurken sondaki ani yukselmeye koptum :D
 
Bugün, aylardır yaşadığım karmaşık duygularıma bir isim koymak, bir nokta koymak, belki de bir virgül koymak için, yargılanmadan bir destek alabilir miyim şansımı denemek için kendime bile itiraf etmekte zorlandığım bir sırrımı, kalbimi açıyorum sana.

32 yaşında, kendi şirketi olan çok iyi kazanan bir kadınım. 10 yıldır evliyim. Çocuğumuz yok. Mutlu, dışardan çok imrenilen bir evliliğim var. Cinsel hayatımız iyi sayılır, maddi hiçbir sıkıntımız yok, eşim kısıtlamaz, darlamaz, seviyemizi, saygımızı hiç bozmayız, her şeyi konuşabiliriz, sosyaliz, gezer, yurtdışında tatiller yaparız. Eşimin ailesi bana tapıyor, bir şeyi ima bile etsem anında yaparlar. Yani aslında her şey yolunda görünüyor.

İşin en garip belki de “sorgulamama” en çok sebep olan kısmı da burada başlıyor. Her şey böyle “ideal” görünürken maalesef hayatımda ilk kez birinden etkilenmeye başladım. İlk etapta şöyle düşündüm: “yıllardır bir adamla evli olunca uzuuun bir aradan sonra bir erkekten ilgi görmek ruhuma iyi geldi, hepsi bu.” Ama sonra zaman ilerledikçe bunun flörtöz birkaç cümle içeren basit bir diyalogtan bir tık daha fazlasını olduğunu hissetmeye başladım. Şimdiden söyleyeyim, ne ben ne de karşı taraf (o da evli) asla ne cinsellik, ne temas yaşamadık. Bu iletişimi, -ilişki diyemeyeceğim çünkü asla bir ilişki değil- arkadaşlığı, enerjiyi, -adına ne derseniz artık- kirletecek hiçbir şey yapmadık. İkimiz de bir şeylerin farkındayız ama “imkansız bir aşk” deyip geçiyor gibiyiz. Gel gelelim aramızda dışardan bakanların bile anlayacağı görünmez bir enerji var. Yan yana geldiğimizde oluşan sihirli bir şey bu. Birkaç kez aynı ortamda denk geldiğimiz çok yakın arkadaşlarım “o neydi öyle, niye böyle baktı, niye öyle oldu, ne garipti” gibi sorular sordular ve hepsi bu görünmez tuhaf enerji yüzünden. Sanki şartlar elverseydi dünyadaki en uyumlu çift biz olurduk gibi hissediyorum. Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum. Bilmiyorum belki romantize ediyorum. O yaşanmayan “ihtimaller” var ya; o ihtimallerin gerçek olduğu senaryoları düşünüp kendimi çoğu zaman kahrediyorum. Ben (böyle söyleyince çok megalomanca oluyor ama) çok dikkat çeken, güzel bakımlı yaşından çok daha küçük gösteren bir kadınım. Erkeklerin ilgisine, flörtöz hallerine alışkınım ve normalde hiçbiri benden bir kırıntı bile alamaz aslında. Ama gardımı bu kadar indirdiğim, birini bu kadar düşündüğüm için hem evliliğimi sorguladığım hem de sonraki adımda ne yapmalıyım dediğim sıkıntılı bir süreçten geçiyorum. Bazen bu adamı bu kadar düşünmek yerine bir gecelik bir ilişki yaşayıp yoluma bakmış olsaydım kocamı daha “az” aldatmış olurdum diye düşünüyorum. (O ne demekse) Aklım “bu hatayı unut, herkesin imrendiği evliliğine bak, çocuk yap konuyu kapat” diyor. Kalbim “bu mutlu etiketi yapıştırdığın evlilik; gerçekten bu kadar mutlu olsaydı aklında, kalbinde başka bir adama yer olur muydu kendini kandırma” diyor. Şeytan “adama git, ‘gel kimseyi üzmeden incitmeden boşanalım, birlikte yeni bir hayat kuralım’ de” diyor. Rasyonel tarafım “bu konuyu derhal kapat, unut kendine gel” diyor. Bugün bir bebek yapmakla yarın kocama ben boşanmak istiyorum demek arasındayım anlayacağın. Onu üzmeyi, ona fiziksel olmasa da kalben ihanet etmeyi (ki bence bu daha ağır) asla istemiyorum. Ama öte yandan o ihtimal çok çok tatlı geliyor. Bu yasak elmayı bu şartlar altında ısırmak istemiyorum. Bunu kendime yakıştıramıyorum. Kendime, kocama, ve başka bir kadına ihanet etmeye devam etmek, kimseyi üzmek istemiyorum. Ama böyle de her gün kendimi üzülüyorum.

Yazmak, itiraf etmek, (yazınca kendin de daha iyi ve bir kez daha yüzleşiyorsun) bile iyi geldi, umarım çok hırpalamadan bana bir ışık tutmak istersin. Umarım bu kadar uzun bir yazıyı sonuna kadar okur, bana bir ilham verir, kafamdan aşağı bir kova soğuk su döker, belki sadece “seni anlıyorum” diyip elini omzuma koyar, ya da göğsümdeki file bir fil daha eklersin. Şimdiden teşekkür ederim.🌹
Esınızden bosanın onu sevmiyorsunuz. O adamda esını bosayıp sizinle evlenmez ortada sadece cınsel çekim var gözünüzü acıp uyanık olun biraz.
 
Back
X