Kırılma noktası....

Demek ki eşiniz ruhsuz biri.Bir laf var hani kadın çok derin adam yüzme bilmiyor diye.
Eşiniz klasik koltuğuna aşık evden çıkmak istemeyen adamlardan.
Benim eşim de böyledir ama arada jestler süprizler olur tabiki.
E 2 çocuk da var sanki bunu garanti gibi görüyor sizin bir yerlere gitmeyeceginizden emin galiba.
Böyle yaşamak onu mutsuz etmiyor belli ki halinden çok memnun.
Belki onun memnun olduğu şeyleri azaltabilirsiniz biraz da o rahatsız olsun hayatından düzeninden.
 
arada hepimize geliyorlar.. oluyor öyle
şeytana uymayalım..

şöyle bir düşünün eşiniz olmazsa yapabilecek misiniz özlemeyecek misiniz onu?

Bilmiyorum ama özleyeceğimi sanmıyorum...
Şu an öyle bir noktadayım...
Hayatımdan çıkıp gitse, ne kadar beni rahatsız eder?
Ne kadar bocalar bir boşluğa düşerim?
Belki de mukayesesini yapamıyorum şu an, yaşamadığı birşeyi insan nasıl deneyimler ki?
 
Demek ki eşiniz ruhsuz biri.Bir laf var hani kadın çok derin adam yüzme bilmiyor diye.
Eşiniz klasik koltuğuna aşık evden çıkmak istemeyen adamlardan.
Benim eşim de böyledir ama arada jestler süprizler olur tabiki.
E 2 çocuk da var sanki bunu garanti gibi görüyor sizin bir yerlere gitmeyeceginizden emin galiba.
Böyle yaşamak onu mutsuz etmiyor belli ki halinden çok memnun.
Belki onun memnun olduğu şeyleri azaltabilirsiniz biraz da o rahatsız olsun hayatından düzeninden.

Benim en mutsuz olduğum, ağladığım anlarda bile ruhsuz davrandığı olmuştu.
İnsan hani yaşadıkları üstüne bir de olmuşları hatırlamaya başlar ya...
Benim aklımdan çıkmayan bir hadise var mesela... O zamanlar yeni evliydik...

Aramızda gereksiz bir tartışma olmuştu. Ben midesi sağlam bir insanım kolay kolay midem bulanmaz.
Ama o kadar üzülmüştüm ve gerçekten "evlilik bu muydu, mücadele bunun için mi" dediğim noktadaydım.
Çok ağlamaktan midem bulanmıştı, banyoya gidip kusmuştum ve o arada ne olduysa burnum kanamıştı.

Eşim gelip "yok artık mahsus yapıyorsun, sırf acitasyon olsun diye" demişti.
Buz kesmiştim...

Bir insan durduk yere kendisi neden kussun? Hadi onu geçtim, burnunu nasıl kanatsın?
O zaman gerçekten şoka girmiştim... Hala aklıma geldikçe, eşimin bir yanı böyle ruhsuz, acımasız geliyor...
 
Benim en mutsuz olduğum, ağladığım anlarda bile ruhsuz davrandığı olmuştu.
İnsan hani yaşadıkları üstüne bir de olmuşları hatırlamaya başlar ya...
Benim aklımdan çıkmayan bir hadise var mesela... O zamanlar yeni evliydik...

Aramızda gereksiz bir tartışma olmuştu. Ben midesi sağlam bir insanım kolay kolay midem bulanmaz.
Ama o kadar üzülmüştüm ve gerçekten "evlilik bu muydu, mücadele bunun için mi" dediğim noktadaydım.
Çok ağlamaktan midem bulanmıştı, banyoya gidip kusmuştum ve o arada ne olduysa burnum kanamıştı.

Eşim gelip "yok artık mahsus yapıyorsun, sırf acitasyon olsun diye" demişti.
Buz kesmiştim...

Bir insan durduk yere kendisi neden kussun? Hadi onu geçtim, burnunu nasıl kanatsın?
O zaman gerçekten şoka girmiştim... Hala aklıma geldikçe, eşimin bir yanı böyle ruhsuz, acımasız geliyor...
Size boşanmış bir insan olarak Aile terapistine gitmenizi önerebilirim ancak.Boşanmak bana göre yine kadının sömürüldüğü bir durum; daha fazla güç gerektirir ve eğer sorunun çözümü çok kritik ve acil bir seçenek gibi değilse de fazlaca yıpranmaya yol açıyor.Tabi buna çevre,sosyal konum, yaşam tarzı da etki ediyor.Çocuklar için bir mücadeleye dönüşmüşse evlilik kesinlikle uzman eller dokunmalı.
 
Gecenin uykusuzluğunu biraz biraz üzerimden atmışken, şunu söylemek istiyorum...

Burada olumlu ya da olumsuz, sadece benim duymak istediklerimi değil, fikirlerinizi paylaştığınız için benimle teşekkür ederim. Bu yüzden KK'yı seviyorum... Eleştirilmesi gereken bir durum içerisindeyim... İyi kötü yorumlarınıza gerçekten ihtiyacım var.

  1. Severek evlendim, hatta öyle ki nişan atma evresi bile geçirdik, bu noktada anne babamın lafını dinlemediğim için de pişmanım sanki... Ama son pişmanlık fayda etmiyor işte, yıllar içerisinde 2 çocuklu buluverdim kendimi...
  2. Belki de eşim hep böyleydi ben görmezden geldim, yapılarımız ters belki, belki de zıt kutuplar birbirini çeker misali oldu benimkisi, ama sonuç olarak birbirimizi itmeye başladık, bana artık birçok şey itici gelmeye başladı... Hayatım anlamsızlaştı...
  3. Elle tutulur bir neden var mı? Onu sorguluyorum içimde. Mutsuz olmam, eşimin bana karşı olan ilgisizliği nedeniyle ondan uzaklaşıyor olmam yeterli bir neden midir? Tek düze hayatın insanı olacaktık madem neden evlendik? Ben tek başıma da tek düze bir hayatı gayet güzel idare edebilirdim...
  4. Kötü bir gelirim yok, muhteşem bir gelirimde yok. Kenarımda birikmişim yok, ailem zengin değil. Ancak boşanmaya net karar verdiğim taktirde maddi sıkıntılar belki bir süre çekebilirim, ama toparlarım kendimi. Çalışıyorum neticede.
  5. Çocuklar küçük, onlar için nasıl olur tam bir kaos benim için. Kendimden ziyade en çok onların sağlıklı hayatı benim için önemli. Okumadığım makale yazı kalmadı desem yeridir. Okuduğum kadarı ile bir boşanma gerçekleşecekse çocukların küçük olduğu dönemde olması daha sağlıklı görülüyor, ama bilemiyorum. Diğer yandan kendim için çocuklarımı mı üzüyor olacağım düşüncesi kafamda beni yiyip bitiriyor.
  6. Öbür yandan bugün böyle olan bir evlilik - ev içerisinde kavga etmiyoruz, hele ki çocukların yanında, fakat konuşmuyoruzda, sessiz bir gerginlik hakim. Yemek yeniyor, ev toparlanıyor, uyku vakti geliyor... Tek düze devam ediyor bu. Ertesi gün kalkılan zorunlu bir gün, günaydın olsa ne olur olmasa ne olur...
  7. Boşanma kararı netlik kazandığında kendi ailem arkamda durur.

Boşanma süreci geçirmiş olan kişilerden de bilgi rica edebilir miyim?
Süreci nasıl atlattınız? Nasıl karar kıldınız?
Benim gibi aynı ikilemler yaşadınız mı?
Çocuklarınız konusunda nasıl ilerlediniz? Nasıl bir yol çizdiniz kendinize?
 
Size boşanmış bir insan olarak Aile terapistine gitmenizi önerebilirim ancak.Boşanmak bana göre yine kadının sömürüldüğü bir durum; daha fazla güç gerektirir ve eğer sorunun çözümü çok kritik ve acil bir seçenek gibi değilse de fazlaca yıpranmaya yol açıyor.Tabi buna çevre,sosyal konum, yaşam tarzı da etki ediyor.Çocuklar için bir mücadeleye dönüşmüşse evlilik kesinlikle uzman eller dokunmalı.

Eşim buna nasıl yaklaşır bilmiyorum.
Kabul eder mi böyle birşeyi?
Adam var olan sorunları dahi kabul etmiyor, onun için şu an hiç bir sorun yok...
Ona göre ben sorun çıkartıyorum, mutlu hayatımızı! ben burnundan getiriyorum.
Tavrı bu yönde...
 
Bende senin gibiydim boşanmaya karar vermeden önce. Adamda dövme sövme yok, aldatmak yok, içki yok, sigara yok, kumar yok. Sadece ben mutsuzum ve deli gibi ayrılmak istiyorum. Değer mi ayrılmaya neden böyle bişeyi istiyorum severekde evlendik oysa diye elle tutulur bir sebep bulamıyordum. Sonradan farkettim ki aslında çok fazla sebebim var ama ben görmezden gelmeyi seçmişim hatta neredeyse kendim bile unutup garip bir şekilde normalleştirmişim. Şimdi düşünüyorumda vicdanı yok, merhamet yok, ilgi yok, sorumluluk bilinci yok, asla hakaret etmesede hareketleriyle aileme ve sevdiklerime saygısı yok, sevdiğini söylesede bunu belli edecek bir davranış yok. Herşeyden önemlisi artık bende ona karşı tahammül ve sevgi yok. Kendimi hayatım bitmiş hapise girmiş gibi hissediyordum yanında. Kısaca mutsuzdum ama sadece onun yanındayken. Bende bitirdim bir an bile pişman olmadım. Onun yükünü taşıyıp mutsuz olacağıma yalnız başıma omuzlarımda insan yükü olmadan mutsuz olurum
 
Sizi hayatta mutlu edecek, duygusal olarak besleyecek bir kaynak bulamıyorsunuz şuanda. Her şeyden önce hayatınızın geneliyle ilgili bir sorgulama noktasında olduğunuzu anlıyorum.

Mesela boşansanız diyelim ev,iş,çocuk dışında nasıl bir rutin oluşturursunuz? Sizce eşiniz olmasa sizi daha mutlu edebilecek uğraşlar edinip daha doyum veren bir hayat kurabilir misiniz? Bir süre kişisel olarak bunun provasını yapmanızı ve bireysel olarak terapi almanızı öneririm. Terapi aldığınızı eşinize söylemek zorunda değilsiniz. Bu şekilde bir süre deneyin bir bakalım nasıl hissedeceksiniz ona göre boşanma konusunda daha öngörülü davranabilirsiniz..
 
Bende senin gibiydim boşanmaya karar vermeden önce. Adamda dövme sövme yok, aldatmak yok, içki yok, sigara yok, kumar yok. Sadece ben mutsuzum ve deli gibi ayrılmak istiyorum. Değer mi ayrılmaya neden böyle bişeyi istiyorum severekde evlendik oysa diye elle tutulur bir sebep bulamıyordum. Sonradan farkettim ki aslında çok fazla sebebim var ama ben görmezden gelmeyi seçmişim hatta neredeyse kendim bile unutup garip bir şekilde normalleştirmişim. Şimdi düşünüyorumda vicdanı yok, merhamet yok, ilgi yok, sorumluluk bilinci yok, asla hakaret etmesede hareketleriyle aileme ve sevdiklerime saygısı yok, sevdiğini söylesede bunu belli edecek bir davranış yok. Herşeyden önemlisi artık bende ona karşı tahammül ve sevgi yok. Kendimi hayatım bitmiş hapise girmiş gibi hissediyordum yanında. Kısaca mutsuzdum ama sadece onun yanındayken. Bende bitirdim bir an bile pişman olmadım. Onun yükünü taşıyıp mutsuz olacağıma yalnız başıma omuzlarımda insan yükü olmadan mutsuz olurum

İşte bu cümle aynı benim yaşadıklarımın içerisinde.
Annem çocuklarımıza bakıyor, ancak anneme saygısı yok mesela.
Ufak ufak iğnelemeler, alttan alttan laf sokmalar.
Fakat hepsi "şakalaşma" adı altında "samimiyetten" yapılan davranışlar adı altında.

6 seneden fazladır herhalde annesi ile tanışıklığımız, daha bir kere saygısız bir kelime sarf etmemişimdir.
Şakalaşma boyutuna gelmeyi bırak, alttan bir laf sokmuşluğum dahi yoktur....

Hiç birimizin ailesi mükemmel değil.
Fakat babama dahi laf dokundurmuşluğu vardır...

İşte bunları hazmedemiyorum ben... Bunları kaldıramıyorum....
 
Yazdiklarinizi, yorumları okudum ve sizin ruh haliniz yani daralmislik bir seylerin yetmemesi benim de regl dönemlerimde büründüğüm ruh haline benziyor.. dusundum de benimki kisa bir süre bu surekli olsa heralde hayattan sogutur insani
Ben evden cikamayan istedigi saatte bile uyayamayan bir insanım cocuklardan dolayi ama ben bunları sorun etmiyorum kendime cocuklarima bakiyorum sagliklilar cok şükür maddi durumumuz iyi degil ama kimseye de muhtac degilim şükür.. yani olumsuzlukları duzunmekten ziyade olumlu taraflari gormeye çalışıyorum
Ikincisi ve en onemlisi erkeklerin cogunlugu bizim gibi dusunmez ama sizde gordugum sevgi eksikligi de var karsilikli sanirim yani ben bir sinemya gitsem o an dunyalar benim oluyor sonunda eve gidip tekrar o ugraslara girecegimi bilsem de yetiyor bana hani sonrasinda niye kahve icmeye gitmedik die uzulmek şöyle dursun aklima dahi gelmez.. sizin beklentileriniz farkli ha siz ben degilsiniz bende siz tabiki yasantilar beklentiler farkli olacak ama beklentileri aza indirgemek insanları biraz daha mutlu eder diye dusunuyorum
Yani hic bir yere gidemesek de evde esimle bi kahve icmek hani rahat rahat icip sohbet edebiliyorsam o bile nimet geliyor bana
Sizin terapiye ihtiyaciniz var kotusunuz demiyorum ama hani baskalari bize goremedigimiz farkedemedigimiz guzellikleri gösterebilir ya o acidan ama eşinizin lafi yuzunden onu da istemiyorsunuz ama sizin kendinizi iyi hissetmeniz daha önemli degil mi bunu kendiniz icin yapacaksiniz sonucta..
Biraz da arkadas eskikligi esinizin sizin beklentilerinizii karsilayamamis olmasi sizi bu hale getirmiş .. yani sizin iyi hissetmeye ihtiyaciniz var farkli mutluluklar ama dediigim gibi bunu sadece siz kendizine yapabilirsiniz.

Esiniz kisitlayici birisi mi hani onunla yapmak
onda n beklemek yerine siz tek basiniza ya da çocuklarınız ile yapsanız evliliginizde sorun olur mu olmaz ise bir de öyle deneyin..
 
Sizi hayatta mutlu edecek, duygusal olarak besleyecek bir kaynak bulamıyorsunuz şuanda. Her şeyden önce hayatınızın geneliyle ilgili bir sorgulama noktasında olduğunuzu anlıyorum.

Mesela boşansanız diyelim ev,iş,çocuk dışında nasıl bir rutin oluşturursunuz? Sizce eşiniz olmasa sizi daha mutlu edebilecek uğraşlar edinip daha doyum veren bir hayat kurabilir misiniz? Bir süre kişisel olarak bunun provasını yapmanızı ve bireysel olarak terapi almanızı öneririm. Terapi aldığınızı eşinize söylemek zorunda değilsiniz. Bu şekilde bir süre deneyin bir bakalım nasıl hissedeceksiniz ona göre boşanma konusunda daha öngörülü davranabilirsiniz..

Mantıklı.
Ben ayrı yaşamayı düşündüm ilk etapta aslında.
Ama bu gerçekten yıpratıcı bir süreç olacaktır diye de düşünmüyor değilim.
En azından ben kendimi ve ne istediğimi anlarken, eşimin de durumu anlamasını sağlamış olur muyum? düşüncesi de var.
Bir yandan pire için yorgan mı yakıyorum diye de düşünüyorum kafamın bir kenarında.
Hadi dilekçeyi verdim boşandım, demek kolay değil elbet.
Ayrıca süreçte beni korkutuyor... Hem de dehşete kapılıyorum düşündükçe.

Belki biraz ayrılık, bu ayrılık esnasında terapi bir çözüm olabilir.
Kendim için, ne istediğimi bilmek için etkili olacaktır eminim.

Eşim olmasa şu an, muhtemelen annem ile yaşıyor olurum.
Onunla da hayat kolay değil, biliyorum kendimi.
Ancak en azından gerilmeden bir hayat yaşayabilirim.
Zaten ben gezeyim, tozayım, o bar senin bu bar benim, nerede akşam orada sabah bir yapım hiç olmadı.
Ne gençliğimde, ne evliliğimin ilk yıllarında, böyle bir özencim veya isteklerim olmadı.
Ben daha dingin hayat seviyorum.
İki arkadaş sohbeti, bir fincan kahvelik bir mola, canın sıkıldığında 1 saatlik yürüyüş, çok mu beklentilerim?

Benim için en özel zamanlar; birlikte başbaşa bir kahve içmek olabilir, bir konsere gitmek olabilir (ortak sevilen sanatçılardan), bir tiyatroya gitmek olabilir.
Özel zamanlarda bir kadeh şarap olabilir...

Herşeyi dozunda seviyorum. Eğlenceyide, dinginliği de dozunda.
Ama bu bile fazla eşime.
Zaten benim evi temizlemekten, ortalığı toparlamaktan birşeye vaktim olmuyor ki...
 
"Bir yandan pire için yorgan mı yakıyorum diye de düşünüyorum kafamın bir kenarında.
Hadi dilekçeyi verdim boşandım, demek kolay değil elbet.
Ayrıca süreçte beni korkutuyor... Hem de dehşete kapılıyorum düşündükçe." elimizde ne yazık ki sihirli değnekler yok gerçekten boşanmayı son çare olarak düşünün kendi iyiliğiniz için. Ama eşinizle konuşun anlatın anlamıyor mu tekrar anlatın belki sadece o değildir anlamayan belki siz kendinizi anlatamıyorsunuz dur tekrar tekrar anlatın her seferinde kendinizi başka başka kelimelerle olaylar ile anlatın. Usanmadan ifade edin rahatsız olduğunuz durumları söyleyin . Bıkmadan inatla sahip çıkın hayatınıza evinize . Eğer annneyle yaşamak gibi bir hata yaparsanız kabus o zaman başlar . Kendi eviniz kendi ayaklarınız üzerinde olmadıkça her yer size dar gelir.
 
Ben 10. Yıla girdim evlilikte bir kızım var şimdide hamileyim ikinciye Allah sağlıklı nasip ederse.diyecegim suki evlendim eşimin annesi bize iki kez gelmiştir.
Kadın eski kafa geri kafalı ve bence hasta ruhlu kardeşleri desen zira kadar abilerim var eşim beş numara daha ne yaptınız diye bizi arayıp sormadılar olarak oldunuz mu diye gelmezler
Bu insanların yüzünü dahi görmek istemiyorum beni öldüğünde aoracaksa sormasinlar
Allah onları bildiği gibi yapsın inşallah
Dediğiniz gibi bende kendimi değersiz hissettim bir adam akıllı beni arayıp soran kv olmadı
Doğum yaptım eve geldi bir kap yemek yapmadı iki gün kaldı gitti kırk yabancı bile bunlardan iyidir
Cokkkk kötü birşey bu aile evlilikte çok önemli
Size şunu diyim sizin kv kp çocuğunuza bakiyormusun benimki aç oldurur beee
Eşimin iyi yönleri cokkkk onları göz önüne aldım yuvami YİKMADİMesimi öksüz kabul ettim ben artik
Benim ailem arar sorar eşimin niye gidiyoruz demez neden geliyorlar demez yedirmeye icirmeyi çalışır çırpınırdı yazık
Allah onun ailesini yerin dibine soksun
Bildiği gibi yapsın
Bence siz daha şanslıyız iyi dusunun
 
"Bir yandan pire için yorgan mı yakıyorum diye de düşünüyorum kafamın bir kenarında.
Hadi dilekçeyi verdim boşandım, demek kolay değil elbet.
Ayrıca süreçte beni korkutuyor... Hem de dehşete kapılıyorum düşündükçe." elimizde ne yazık ki sihirli değnekler yok gerçekten boşanmayı son çare olarak düşünün kendi iyiliğiniz için. Ama eşinizle konuşun anlatın anlamıyor mu tekrar anlatın belki sadece o değildir anlamayan belki siz kendinizi anlatamıyorsunuz dur tekrar tekrar anlatın her seferinde kendinizi başka başka kelimelerle olaylar ile anlatın. Usanmadan ifade edin rahatsız olduğunuz durumları söyleyin . Bıkmadan inatla sahip çıkın hayatınıza evinize . Eğer annneyle yaşamak gibi bir hata yaparsanız kabus o zaman başlar . Kendi eviniz kendi ayaklarınız üzerinde olmadıkça her yer size dar gelir.

Evet, gerçekten defalarca konuştum.
İkinci hamileliğim öncesi başladı bu sorunlar, daha doğrusu yüzeye çıktı diyelim.
Neler demedim, neler yapmadım.
Gerçekten bir kadının eşi için yapabileceği herşeyi yaptım (cinsel anlamda da).
Bu konuda tam anlamıyla vicdanım rahat.

Şu anda öyle konumdayım ki, ne duygusal ne de cinsel anlamda eşimle vakit geçirebiliyorum.
Çünkü kısır döngü... Ortak yaptığımız birşey olmadığı için, ortak sohbetimiz de yok.
Yemek masasında dönen sohbetimiz bile "oğlum hadi ağzındakini bitir, oğlum yediklerini yere dökme"
Tek diyaloğum oğullarımla dönüyor.
 
Ben 10. Yıla girdim evlilikte bir kızım var şimdide hamileyim ikinciye Allah sağlıklı nasip ederse.diyecegim suki evlendim eşimin annesi bize iki kez gelmiştir.
Kadın eski kafa geri kafalı ve bence hasta ruhlu kardeşleri desen zira kadar abilerim var eşim beş numara daha ne yaptınız diye bizi arayıp sormadılar olarak oldunuz mu diye gelmezler
Bu insanların yüzünü dahi görmek istemiyorum beni öldüğünde aoracaksa sormasinlar
Allah onları bildiği gibi yapsın inşallah
Dediğiniz gibi bende kendimi değersiz hissettim bir adam akıllı beni arayıp soran kv olmadı
Doğum yaptım eve geldi bir kap yemek yapmadı iki gün kaldı gitti kırk yabancı bile bunlardan iyidir
Cokkkk kötü birşey bu aile evlilikte çok önemli
Size şunu diyim sizin kv kp çocuğunuza bakiyormusun benimki aç oldurur beee
Eşimin iyi yönleri cokkkk onları göz önüne aldım yuvami YİKMADİMesimi öksüz kabul ettim ben artik
Benim ailem arar sorar eşimin niye gidiyoruz demez neden geliyorlar demez yedirmeye icirmeyi çalışır çırpınırdı yazık
Allah onun ailesini yerin dibine soksun
Bildiği gibi yapsın
Bence siz daha şanslıyız iyi dusunun

İşte insan yaşadıklarını bir çırpıda anlatamıyor ki...
İfade edebildiğimiz kadarını yansıtabiliyoruz malesefki.
Neler yaşadım bu 5 senelik evlilik içerisinde.

Çok afedersiniz, bir akşam ailesinin yemek sofrasında p.. gibi kalmışlığım var.
Babam yurtdışında, onu aradım balkonda hüngür hüngür ağlayarak.
Babamın dediği tek şey "ne işin var hala orada al çocuğunu çık!"

Hamileydim, 2. hamileliğimi yeni öğrenmiştim.

Ben o aileye hiç ait olmadım ki. Hiç bir zaman sofralarında bir yerim olmadı.
İşin kötü tarafı da eşimin sürekli "sen haklısın hayatım" diyerek, bu duruma dair hiç birşey yapmaması...

Yıllardır bu böyle süre geldi.
En nihayetinde bende insanım, ailesinde değilim gerçekten, saymasınlar sormasınlar umrum değil.
Fakat benim evime gelip, beni insan yerine koymamaları işte o beni çileden çıkartıyor.
Eşimin annesidir babasıdır diyerek yine laf söz etmedim, kendilerine saygısızlık yapmadığım halde, bu şekilde davranışlar, beni bitirdi tüketti....

Bütün bunların üstüne, bir de eşimin bu kadar vurdum duymaz oluşu ekleniyor.
Karım ile bir saat dahi olsa özel vakit geçireyim, bir zaman ayırayım ikimize gibi bir gayesi yok...
 
O kadar çok denedim ki, artık deneyecek gücüm kalmadı sanırım.
Başbaşa 1 günlük kaçamaklar, başbaşa yemekler, çocuklarla birlikte birşeyler...
Denemediğim yol kalmadı...

Sonuç: yılbaşında evde temizlik yapan ben... kuru kuru geçirilen akşam...
Kayınvalidem sabah "eğer bir programınız varsa ben çocuklar ile ilgilenirim" diye eşime mesaj göndermiş.
Eşim bunu bana öğleden sonra söyledi.
Ne yapalım? dedi... Cevabım "birşeyler yapalım, hazır çocuklarla ilgileneceker madem" oldu.
Ben başladım arayışa, ne yapsak diye.
Adamın umru değil ki... Bende umursamadım ne olacak acaba diye...
Kös kös o bir köşede oturdu, ben de evi temizledim. Çocuklarla ilgilendim.
Yemek yaptım... Geleceğimi hayal ettiğimde ise, dönüp dolaşıp aynı senaryoyu buldum...
İşte & evde çalışan kadın, hiç bir sosyal hayatı olmayan bir insan...

Kendinizi bu mutsuzluga siz itiyorsunuz ama.
Kayinvalide cocuklara bakayim demis, esiniz plan yapmadiysa siz yapabilirdiniz.
Benin cocuklarimda 4,5 ve 1,5 yasindalar.
Yurtdisindayim ve burda kimsemiz yok.
Esim yilbasi aksami nobetciydi, koltukta uyuyakalmisim oyle girdim yeni yila.
Senelerdir ne anneanne ne babaanne teyze vs cocuklarimi kimseye 1 saatligine bile emanet edip disari cikamadim, babasa yemek yemeyeli belki 2 sene oldu.
Siz elinizdeki nimeti degerlendirin.
 
Kendinizi bu mutsuzluga siz itiyorsunuz ama.
Kayinvalide cocuklara bakayim demis, esiniz plan yapmadiysa siz yapabilirdiniz.
Benin cocuklarimda 4,5 ve 1,5 yasindalar.
Yurtdisindayim ve burda kimsemiz yok.
Esim yilbasi aksami nobetciydi, koltukta uyuyakalmisim oyle girdim yeni yila.
Senelerdir ne anneanne ne babaanne teyze vs cocuklarimi kimseye 1 saatligine bile emanet edip disari cikamadim, babasa yemek yemeyeli belki 2 sene oldu.
Siz elinizdeki nimeti degerlendirin.

Siz benim ne demek istediğimi anlamamışsınız.
Sorun elimdeki nimeti değerlendirememek değil ki...
Elimde olan nimetin ben farkındayım, eşim farkında değil.

Tek taraflı istekle ne kadar ne yapılabilir?
Sizin durumunuz tabii ki çok farklı, benim çocuklarımı bırakabilecek, başbaşa geçirilebilecek imkanlarım var.
Sorun bu imkanların eşim tarafından değerlendirilememesi.
Ben yılbaşı eğlence programı yapsam, bir yere gitsek, gezsek ne fayda?
Yanımdaki ruhsuz bir şekilde hareket ettiği sürece nasıl keyif alınır...
Kaldı ki benim derdim evden bile çıkmasak dahi, başbaşa (çocukların da varlığı ile) ailece güzel anlar yaşayabilmek.
Somurtarak oturmak değil.

Diyelim benim canım sıkıldı o an, eşim diyemezmiydi hadi gel canını sıkma bak nasıl eğlenicez şimdi?
Benim modumu gayet yükseltebilirdi. Ama işte tercih meselesi.
Neden hep kadın yapıcı olmak durumunda, neden kadın hep mutsuzken mutluluğunu sergilemek zorunda?
Yetmez mi taktığımız maskeler...

Gerçekten bunaldım, kabıma sığamaz haldeyim şu an...
 
Ben çocuğun 4-5 sene sonra yapılması taraftarıyım evlilikte belli bir doygunluğa ulaştıktan sonra
Evet haklısınız boşanmak içim bu saydıklarınızın olmasına gerek yok boşandığınızda huzurlu olacağınızı düşünüyorsanız boşanın
 
Ben çocuğun 4-5 sene sonra yapılması taraftarıyım evlilikte belli bir doygunluğa ulaştıktan sonra
Evet haklısınız boşanmak içim bu saydıklarınızın olmasına gerek yok boşandığınızda huzurlu olacağınızı düşünüyorsanız boşanın

Bende aynı fikirdeyim inanın.
Fakat 31 yaşında evlenince, 4-5 sene sonra çocuk sahibi olmak sağlık riskleri barındırdığı gibi, hiç çocuk sahibi olamama risklerini de barındırıyor içerisinde...

Nitekim olan oldu, bu noktadan sonra ne yapabilirim, onun çabasındayım.
Yorumunuz için teşekkürler.
 
Back
X