oldukça eski bir konu ama yine de dikkatimi çekti. kişisel deneyimlerimden yola çıkarsam ben kitapları değil kitaplar beni seçiyor diyebilirim. kitap alışverişine çıktığımda içsel gündemimde hangi sorular varsa bir şekilde ona cevap veren bir kitabı çok da bilinçli olmadan alıvermiş oluyorum. Bu durumu en son kendime, ben nasıl bir kadınım, güçlü mü zayıf mı yoksa sadece kaybolmuş mu gibi sorular sorarken ece temelkuran'ın son kitabı "düğümlere üfleyen kadınlar" kitabını; daha önce kitapçıda defalarca görüp de almadığım halde alıverdim ve bir baktım ki benimle aynı ikilemleri yaşayan,kafası karışık bir grup kadının hikayesi.
tabii bununla beraber kitabın dili benim için çok önemli eğer yabancı bir eserse iyi çevrilmiş olmasına dikkat etmeye çalışıyorum.isimlerini bildiğim çevirmenlerse sorun olmuyor ama yok eğer bilmiyorsam da rasgele bir kaç sayfayı okuyup bu konuda fikir edinmeye çalışıyorum. kötü yapılmış bir çeviri insanın okuma keyfini çileye çevirebiliyor.