Valla o zaman çok iyi bir okuldasınız ne diyeyim...
Ben branşcıydım 5 lerin dersine girdim hiç de öyle değillerdi kız arkadaşını taciz eden bile vardı.
Sabah beridir bir elin parmağını geçmeyecek kadar azımız, sizinle aynı şeyleri söylüyoruz, ama dinlenilmiyor. En iyisi milletin gözüne gözüne sokmak. Paylaştığınız yazıyı buraya aktarıyorum izninizle. İnanın konuyu açan anne kadar rahatsız oldum bu tutum karşısında. Bizler de çocuktuk, bizler de çocuk büyüteceğiz.
AKRAN ZORBALIĞI İLE İLGİLİ YANLIŞ ALGILAR
Akran zorbalığının bu derece yaygın bir sorun olduğu halde bu kadar az önemsenmesinin birçok kültürel ve sosyal nedeni var. Öyle anlaşılıyor ki zorbalık hakkındaki çeşitli yanlış toplumsal yargılar şiddetin üretilmesinde ve tekrar tekrar üretilmesinde önemli bir rol oynuyorlar. Bu algılardan bazıları şunlar:
İNKAR VE KÜÇÜMSEME: Özellikle okul yöneticilerinin, sorunları görmezden gelerek ‘Bizim okulda zorbalık yoktur’ diyerek kendilerini savunmaya çalışmaları. Toplumsal açıdan bakıldığında da zorbalık olaylarının ‘büyütülecek kadar ciddi olmadığı’ algısı. Oysa Doç. Dr. Metin Pişkin tarafından ilköğretim öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar öğrencilerin yüzde 26’sının fiziksel, yüzde 34’ünün de sözel şiddete maruz kaldığını ortaya koymuştur.
EĞİTİCİ BULMA: Zorbalığı büyüme ve gelişmenin doğal bir parçası olarak görmek büyük bir hatadır. ‘Zorbalığa uğrayan öğrencilerin yaşam güçlükleriyle mücadele etme becerisi gelişir’, ‘bu öğrenciler acı çekerler ama acı onları olgunlaştırır’ ya da ‘zamanla unuturlar’ gibi yaklaşımlar çok yaygın ve tehlikelidir.
EĞLENCELİ BULMA: Doğası gereği şiddet ve zorbalık içeren eylemleri çocukların birbirine yaptığı ‘masum şakalar’ olarak görmek, en fazla ‘ayarını kaçırmış’ olmakla suçlamak.
GÖRMEZDEN GELME: Toplumda kendisine yapılan zorbalığı şikayet eden öğrencileri ‘ana kuzusu’ olarak tanımlayıp aşağılamak, bu kişileri ispiyonculukla suçlamak gibi bir eğilim vardır. Şikayetler genellikle önemsenmez ve kurban, dolayısıyla şiddet, görmezden gelinir. Bu öğrenciler yalnızlaştırılır.
KURBANI SUÇLAMA: Zorbalığa uğrayan öğrencinin ‘mutlaka bunu hak edecek bir şey yaptığı’nın düşünülmesi. Kurbanın kışkırtıcı olarak görülüp zorbalığa ortak edilmesi.
ZAMANA BIRAKMA: Küçükken yapılan zorbalıkların geçici bir ergenlik durumu olarak görülmesi ve bu zorbalıkları yapanların büyüyünce olgunlaşıp ‘akıllı, uslu insanlar olacaklarını’ varsaymak. Oysa araştırmalar okul döneminde zorbalık yapanların önemli bir bölümünün, yetişkin olduklarında da kendilerine ve topluma zarar vermeye devam ettiğini ortaya koyuyor.
CİNSİYET AYRIMCILIĞI: Zorbalığın sadece erkekler tarafından uygulandığını düşünmek… Araştırmalar kızlar tarafından uygulanan şiddetin de küçümsenemeyecek boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor.
(alıntı)