tatlım sanırım her insan hayatında kötü şeyler yaşamıştır. kendine bile sesli söylemeye itiraf edemediği. tabii ki yaşadım.. bilmiyorum ki onların etkisi var mıdır.. psikoloğa gitmeyi de hiç düşünmedim..
ben aslında yöntemi bulabilsem kendi kendime üstesinden gelebilirim ,bugüne kadar yöntem aramadım hiç. bu yüzden konuyu açtım aslında. belki tavsiyede bulunanlar olur diye.
2 yıldan beri hiçbirşeyi takmamayı nasıl beceriyorsun?? birşeyi takıyorsundur illaki onu nasıl yeniyorsun o an?
Hayatımda kimse yok bu arada canım.gelen teklifleride görüşmeye gitmeden reddediyorum, bir sevgilide istemiyorum sanırım. zaten aşık olamıyorum artık ben.
Yazdıklarınız kendinizi fazla dinlemekten kaynaklanan sıkıntılar...
"Bana neden böyle dedi, yaptı, baktı" vs... Bir söz vardır "Fazla ince olursan (ince fikirll ya da ince eleyip sık dokuyan) sevilen, zararsız biri olursun ama asla mutlu olamazsın..."
Eminim çevrenizdekilere sorulsa "Kendi halinde, sessiz sakin bir kız" derler sizin için, kimisi de ekler "İyi kız ama soğuk, donuk, ne bileyim işte..." (Bu son kısım, sizin de kendinizle ilgili tanımlayamadığınız şey...)
Yaşınız itibariyle karakteriniz oturmuş, bu nedenle önereceğimiz şeyleri yarın sabah kalkıp uygulama durumunuz olamaz, bunlar uzun süreçler ama yaşınızın bir avantajı da kararlı davranmak için yeterince olgun olması...
Öncelikle hayatın gerisinde kalmıyorsunuz kesinlikle... Fazla gezmek, sosyal paylaşım sitelerinde aktif olmak, istediğiniz gibi çok sayıda kadın arkadaş ve hemcinsleriniz arasında popüler olmak sandığınız kadar güzel şeyler değil...
Örneğin fazla gezen insan, bulunduğu ortamlara kültür ve tecrübe nazarıyla bakarsa gezileri anlamlı olur ama gezme görme olayını abartırsa kendini geliştirmeye zaman bulamaz, malum biz kadınlar markete gitsek hemcinslerimizin basen ölçülerine, makyajlarına, ojelerine, takılarına, yanındaki adamlara, adamların yanındaki kadınlara bakmaktan ne alacağımızı unutuyoruz, hangi kadın katıldığı bilimsel bir konferansta bile konuşmacının saçına tipine odaklanmaktan söylenenleri yakalayamadığı anları fark etmiyor?
Sosyal paylaşım hesabı aşırı derecede aktif kadın... Beğeni alarak hayatında kendi beğenmediği noktaları örtme derdinde, çoğunun tabletinde en az bir tane photoshop programı yüklü ki beğenmediği cildi, fotoğraftan taşan burnu, memleketin voltajını arttıracak kadar elektrikli saçlarını beğensinler de tatmin olsun, kocası onu bırakıp halı saha maçına gittiği akşamlarda gündüzden çekilen el ele fotoğrafı koysun da "Kocası nasıl da seviyor Ayşeyi" desinler...
Çok sayıda kadın arkadaş, hemcinsler arasında popülarite... Bu en tehlikeli kısım... Bir kadının bir sürü hanım arkadaşı olması için fazlasıyla dedikoduya meyilli olması lazım... Etrafımızda atomu parçalamaktan bahsetmeye doyamayan kadın tanıyan var mı? Diyelim var, kaç tane? Muhakkak ortak bir arkadaş çekiştirilecek, aslında hayranlıkla izlenen ve kıskanılan dünyaca ünlü bir yıldıza kulplar takılacak, yemek tarifleri memleketi kurtarır ciddiyette anlatılacak... Bu saydıklarımı her kadın yapmaz ama çok sayıda kadın bir araya gelirse muhakkak birileri yapar...
Buraya kadar yazdıklarım hiçbir şey kaçırmadığınızın ispatıydı...
Yine de biraz sosyalleşeyim, en azından kafa dengi birkaç arkadaşım, daha da önemlisi iç huzurum olsun diyorsanız sanırım bunun en etkili yolu kendinizi dinlemek, iç sesinizi duymak ama sizin şikayet ettiğiniz halinizin sebebi de bu...
Kendini dinleme ayarını tutturamayan insan psikolojik sorunlar yaşar, siz iç sesinize dikkatinizi o kadar vermişsiniz ve içinizden kendinize sürekli o kadar çok eleştiride bulunuyorsunuz ki huzuru ıskalar hale gelmişsiniz... Olaylardaki dış faktörleri (sizi üzen olay, kişi, durum) olayın olduğu yerde bırakın, büyütmeyin, sizi üzecek kadar dengesiz birini ve sözlerini zihninizde taşımak sizi içten içe tüketir ve herkese karşı zırh oluşturmanızı sağlar ki bunu hak etmeyenlere bile, olumsuz deneyimleri kambur gibi taşımayın ama iç faktörlere (sizin tutumunuz, hisleriniz, yaşadığınız olayda edindiğiniz tecrübe) kulak verin... Gerçekten haklı mısınız, karşınızdaki sizi rencide etmek için mi yoksa sahiden şakalaşmak için mi çıkış yapıyor ve siz olanları nasıl karşılamalısınız? Bunu sakin kafayla yapın ilk zamanlar, şu an oluşturduğunuz "Galiba ben nerede nasıl davranacağını bilmeyen biriyim" ön kabulünüzü yıkana kadar tepkisiz kalmak daha iyi... Size iyi hissettirmeyen duygu gerçekte ne, size söylenenler mi, sizin söylenenleri haklı bulup onlarla aynı fikirde olmanız mı, bunu güzelce tartın... Eğer olumsuz yargıları olan başkalarıysa şaka yollu bile sizi incitmelerine izin vermeyin, tepkisiz olarak onları umursamadığınızı gösterin, zamanla tatsız tavırların bıçak gibi kesildiğini, böylelikle ne tepki vereceğinizi bilemeyen halinizden eser kalmadığını göreceksiniz çünkü ortada tepki verilecek bir etki kalmayacak...
Başkalarını bu şekilde düzeltebilirsiniz, bu kolay... Muhakemeniz sonunda kendinize kızdığınız noktaları da fark edeceksiniz... "Neden böyle söylemesine izin verdim, orada aklıma gelseydi de şunu deseydim, fazla mı parladım" vs... İşte bunları aşmak asıl mesele... Çünkü diğer insanlar hayatınızdan eninde sonunda çıkar ama kendinizle daima baş başa kalacaksınız... O nedenle kendinize kızın, küsün ama sonunda muhakkak barışın, kendinize "Ben neden böyleyim" diye soracak, herkesin acımasızlıkta sınırları zorladığı, alay etmek, kusur bulmak ve hırsınızı başkalarından alma konusunda yarıştıkları bir dünyada kendinizi sorgulayacak kadar düşünceli bir insan olmayı başardığınız için...
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş canım, senden böyle yerinde tespitler bekliyordum zaten..çok teşekkür ederim.. söylediklerini uygulamaya çalışıyorum birkaç gündür.. yazmak için ancak fırsat bulabildim.tamda dediğin gibi. niye bana böyle dedi? cevap versemiydim? şöyle mi deseydim, böyle mi deseydim? niye şunuda söylemedim? bana nasıl böyle söyler v.s hep bunlar dönüyor kafamda.. ama yazını okuduğumdan beri daha rahatladım biliyormusun.. gerçekten aklıma bile gelmiyor artık ,herhalde bunları duymaya ihtiyacım varmış..
Hani sen olumsuz yargıları olan başkalarıysa şaka yollu olarak bile sizi incitmelerine izin vermeyin, tepkisiz olarak onları umursamadığınızı gösterin demişsin ya..doğru anlıyorum deme? hiç birşekilde cevap vermezsem bu tür bana karşı davranışların kesilceğini söylüyorsun? teyit etmek istedim çünkü bunu uygulamaya çalışıyorum da canım.
Susarak susturulacak insan da vardır lafın ağzına tıkılması gereken insan da...
İnsanların üzerimize gelmesinden bunaldığımız dönemlerde herkes "büyük harflerle konuşuyor" gibi gelir insana, özellikle böyle dönemlerde iki tür insana karşı da tepkisiz kalmak, susmak lazım ama neye, nereye kadar susacağız, bu kısma dikkat...
Bu suskunluk molası susup neyle karşı karşıya kaldığınızı anlamak için... Biraz suskunluk ve derin nefesin ardından karar vermek en güzeli... Gerçekten sizi incitmek için bir kasıt var mı ortada? Varsa bunu söyleyenin niyeti nedir, kimdir bu insan? Eğer konuşarak kendinizi ifade edemeyeceğiniz kadar boş bir insan varsa karşınızda siz bir söylersiniz, o iki cevap verir, çamura taş atıp kirlenmiş, daha çok sinirlenmiş olursunuz... Doğal olarak burada umursamaz bir edayla susup oralı olmamak karşınızdakine en güzel cevaptır çünkü bu tip insanların amacı dikkate alınmak, sizin huzursuzluğunuzdan beslenmek ve hiçbirimiz bu zararlı türün beslenip daha da çekilmez hale gelmesini istemeyiz değil mi? Unutmayın gıdasız kalan bünye nasıl ölürse bu keyiften mahrum kalan da üstüne gittiği kişinin umursamazlığı karşısında aradığını bulamayacak ve sizde bir etkisi kalmadığını gördüğü için sıkılıp yersiz tutumlarını üzerinizde denemekten vazgeçecektir...
İlle de "Ben bir şey söylemen rahat edemem, lafın altında kalamam" diyorsanız sıcağı sıcağına değil, uygun zamanda siz de şaka yollu ve gayet sakin göndermelerde bulunun ama emin olun böyle bir insana laf sokmak, cevap vererek lafı gediğine koymak yersiz çünkü o siz ne söyleseniz daha saçma bir karşılık bulur ve siz bir öncekinden daha kötü hissedersiniz kendinizi... Burada bu konuyu böyle masum cümlelerle açarak, şu içli ifadeleri kullandığınıza göre birini iğneleyecek, kendi silahıyla vurabilecek katılıkta değilsiniz, o nedenle bu durumlarda susmak en güzeli...
Eğer karşınızdaki ince fikirli olmayışından kaynaklanan potlar kırıyorsa hem kırılmamak hem de onu kırmamak için yine mola verip sonrasında sakin bir şekilde açıklamanızı yaparsınız... Yani uzmanlar da dinimiz de boşuna susmanın erdemine değinmemiş... Susan insan en güçlü insandır, kızdınız mı, alınıyor musunuz, patlayacak mısınız, kafa karıştırır susan insan... Başkalarının huzurunu kaçırmak için zaten kafanın yüksek kapasitede çalışamıyor olması lazım bir de siz aklını karıştırırsanız sizi rahatsız edenler neye uğradıklarını şaşırırlar...
Yine de lütfen dikkat edin... Umursamayarak susmakla sinip susmak farklı şeyler... İçinizde ne hissediyorsanız dışarıdan öyle görünürsünüz ve sinerek susan bir insanın üstüne daha çok gidilir... Anahtar sizi üzen kişi ve durumları içeride, kalbinizde gerçekten umursamamaktır...
Olumsuz durum ve kişileri umursamadıkça güçlenecek güçlendikçe daha umursamaz olacaksınız, bundan emin olabilirsiniz...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?