- 21 Kasım 2012
- 9.068
- 9.560
- 398
Peki daha önce bu durumla ilgili bir vukuat yaşanmış mı? Bu ilk mi oluyor? Hani kadınlar hisseder sonuçta malum.Arkadaslar biz arkadasım için bu siteye üye olduk. Sizin fikirlerinize ihtiyacımız var
Konuya geceyim arkadasım 7yıllık evli ve bir çocukları var arkadaşımın kocası içkiliyken (çok sarhoş) eski sevgilisini çok sevdiğini ondan başkasını sevmediğini öl dese ölecegini çocuğunu bile bırakabileceğini ama onun kendisini istemediğini başkasıyla evlendiğini ona çok saygı duyduğunu asla küfür etmeyeceğini onun çok saygı değer biri olduğunu ona ölene kadar küfür kötü söz söyleyemeyecegini söyledi ve dönüp arkadaşıma küfür etti ayıldıktan sonra ertesi gün ise nasıl böyle birşey söylediğini bilmediğini çok pişman olduğunu söyledi çiçekler çikolatalar aldı malum kadına küfür etmeye başladı. Sürekli pişmanım diye geziyor arkadasım kesinlikle boşanacağım diyor oğlanın ailesi daha önce duymadık ağzından böyle birşey olamaz olsa bilirdik bu yüzden yuvanı yıkma diyor sizin fikriniz nedir arkadaslar yorumları beraber okuyacağız
Not : malum kadın evli ve çocuğu var
Arkadaşını çok iyi anlıyorum.Çünkü neredeyse birebir aynısını yaşadım.Hatta benimki nefesinin ömür boyu ensesinde olacağını, hayat şartları değişirse onunla evlenebileceğini bile söyledi. (Ki kadın evli çocuklu..Benimkine eşini de sevmediğini mecburi bi evlilik olduğunu söylemiş.)
Bu konuşmalara nasıl geldiğimizi de anlatayım.
Evimizde kuytu bir köşede bu hanımefendiye ait ufak tefek hatıraların ( mektup,sim kartlar, flashbellek, saç, vs )olduğu bir kutu var.Bunu bulduğumda ortaya döktüm, eski unutulmuş bir hatıra olduğunu söyledi.Ama bu hatıra kutusunu atmadı da, bana istersem atabileceğimi söyledi.Yine de eşimin hatırasıdır, bana düşmez atmak dedim ve atmadım, kaldırdım kuytu bir köşeye koydum.
4 ay kadar sonra internet geçmişinde facebook üzerinden benim evde olmadığım zamanlarda bu kadının profiline baktığını farkettim.Resminden tanıdım.İsmine dair hiçbir bilgim yoktu. Ne kadar üzülsem de ilk 3-4 seferinde lafını açmadım, ona da söylemedim. (Ne kadar kıskansam da sonuçta onun geçmişi ve bir araya gelmek için çok mücadele etmişler ama aşılamayan sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kalmışlar.Finali yaptıran da şehir değişikliği olmuş zaten.)
Yukarıda anlattığım şeyleri farketmemden 1 ay sonra, eşime çok ihtiyacım olduğunu fakat benden uzak olduğunu hissettiğim bir gün, iş dönüşü evde yalnız olduğumda yine internet geçmişini kurcaladım ve bu kadının profiline bakıldığını gördüm.Ben de profil resmini alıp ekrana duvarkağıdı yaptım. Eve gelip bunu farkettiğinde sinirlendi, monitörü yere attı, beni tartakladı..Kabus gibiydi.Eşim o kadını teşhis etmediğimi sanıyordu..Ama onun unuttuğu bir fotoğraf bulmuştum evde ve facete aynı kişi olduğunu hemen anladım.Tabi eşim bunu biliyor olmama şaşırdı, kızdı.
Gelelim sonrasına..Birşey değişmedi, eşimin düşünceleri de..Sadece dillendirmiyoruz.Biliyorum ki bunun çaresi yok..Sanırım erkekler, biz kadınlardan farklı olarak birini çooook sevince derinlerinde saklayıp unutmuyorlar...En büyük aşkı ben olmadığını biliyorum neticede..(onunsa benim en büyük aşkım olduğunu hissediyorum)
Çok uzattım ama sonuç olarak fikrimi söyleyeyim..
Sorunlarımız bu konudan ibaret değil..Arkadaşınızın da belki ilişkisinde farklı sorunları da vardır. Bunlar birikiyor birikiyor sevgiyi bitirmese de inancımızı ,güvenimizi bitiriyor. Zayıf olduğumuzda üzülmekten başka birşey yapamıyoruz..Ama psikolojimizin güçlü olduğu ve bu durumun sürdüğü bir anda çürüyen bir kol gibi kesilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de bu adamlar öyle zampara adamlar da olmuyor.Çok iyi birer insandırlar, akıllıdırlar,ilgilidirler, bir sürü iyi özellikleri daha vardır...Yine de bunlar vazgeçmeye engel değil.Çünkü içimizdeki yaraların kökleri o kadar derinde ki..Acısı hep orda duruyor.
Arkadaşınızın gücü varsa terketsin. Ama belli ki bir süre sonra eşine geri dönücek..Başka bir olay olduğunda bu da üstüne eklenip mutsuzluklar büyüyecek. Gerisi bitmeyen bir yalnızlık hissi..Yazdıkça bile midem bulandı.Sorunun hala içimde aynı yerde olduğunu hissettim.
Bazen sevmek de yetmiyor.inceldiği yerden kopar heralde..
Bazen düşünüyorum da içimiz dışımıza çıksa kim bilir ne kavgalar çıkar! O zaman kimsenin evliliği kalmaz.Arkadaşını çok iyi anlıyorum.Çünkü neredeyse birebir aynısını yaşadım.Hatta benimki nefesinin ömür boyu ensesinde olacağını, hayat şartları değişirse onunla evlenebileceğini bile söyledi. (Ki kadın evli çocuklu..Benimkine eşini de sevmediğini mecburi bi evlilik olduğunu söylemiş.)
Bu konuşmalara nasıl geldiğimizi de anlatayım.
Evimizde kuytu bir köşede bu hanımefendiye ait ufak tefek hatıraların ( mektup,sim kartlar, flashbellek, saç, vs )olduğu bir kutu var.Bunu bulduğumda ortaya döktüm, eski unutulmuş bir hatıra olduğunu söyledi.Ama bu hatıra kutusunu atmadı da, bana istersem atabileceğimi söyledi.Yine de eşimin hatırasıdır, bana düşmez atmak dedim ve atmadım, kaldırdım kuytu bir köşeye koydum.
4 ay kadar sonra internet geçmişinde facebook üzerinden benim evde olmadığım zamanlarda bu kadının profiline baktığını farkettim.Resminden tanıdım.İsmine dair hiçbir bilgim yoktu. Ne kadar üzülsem de ilk 3-4 seferinde lafını açmadım, ona da söylemedim. (Ne kadar kıskansam da sonuçta onun geçmişi ve bir araya gelmek için çok mücadele etmişler ama aşılamayan sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kalmışlar.Finali yaptıran da şehir değişikliği olmuş zaten.)
Yukarıda anlattığım şeyleri farketmemden 1 ay sonra, eşime çok ihtiyacım olduğunu fakat benden uzak olduğunu hissettiğim bir gün, iş dönüşü evde yalnız olduğumda yine internet geçmişini kurcaladım ve bu kadının profiline bakıldığını gördüm.Ben de profil resmini alıp ekrana duvarkağıdı yaptım. Eve gelip bunu farkettiğinde sinirlendi, monitörü yere attı, beni tartakladı..Kabus gibiydi.Eşim o kadını teşhis etmediğimi sanıyordu..Ama onun unuttuğu bir fotoğraf bulmuştum evde ve facete aynı kişi olduğunu hemen anladım.Tabi eşim bunu biliyor olmama şaşırdı, kızdı.
Gelelim sonrasına..Birşey değişmedi, eşimin düşünceleri de..Sadece dillendirmiyoruz.Biliyorum ki bunun çaresi yok..Sanırım erkekler, biz kadınlardan farklı olarak birini çooook sevince derinlerinde saklayıp unutmuyorlar...En büyük aşkı ben olmadığını biliyorum neticede..(onunsa benim en büyük aşkım olduğunu hissediyorum)
Çok uzattım ama sonuç olarak fikrimi söyleyeyim..
Sorunlarımız bu konudan ibaret değil..Arkadaşınızın da belki ilişkisinde farklı sorunları da vardır. Bunlar birikiyor birikiyor sevgiyi bitirmese de inancımızı ,güvenimizi bitiriyor. Zayıf olduğumuzda üzülmekten başka birşey yapamıyoruz..Ama psikolojimizin güçlü olduğu ve bu durumun sürdüğü bir anda çürüyen bir kol gibi kesilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de bu adamlar öyle zampara adamlar da olmuyor.Çok iyi birer insandırlar, akıllıdırlar,ilgilidirler, bir sürü iyi özellikleri daha vardır...Yine de bunlar vazgeçmeye engel değil.Çünkü içimizdeki yaraların kökleri o kadar derinde ki..Acısı hep orda duruyor.
Arkadaşınızın gücü varsa terketsin. Ama belli ki bir süre sonra eşine geri dönücek..Başka bir olay olduğunda bu da üstüne eklenip mutsuzluklar büyüyecek. Gerisi bitmeyen bir yalnızlık hissi..Yazdıkça bile midem bulandı.Sorunun hala içimde aynı yerde olduğunu hissettim.
Bazen sevmek de yetmiyor.inceldiği yerden kopar heralde..
allah sizinde yardımcınız olsun çok üzüldüm okurken bu ese yapılacak en büyük haksızlık bence birini unutmamısken başkasıyla evlenmekArkadaşını çok iyi anlıyorum.Çünkü neredeyse birebir aynısını yaşadım.Hatta benimki nefesinin ömür boyu ensesinde olacağını, hayat şartları değişirse onunla evlenebileceğini bile söyledi. (Ki kadın evli çocuklu..Benimkine eşini de sevmediğini mecburi bi evlilik olduğunu söylemiş.)
Bu konuşmalara nasıl geldiğimizi de anlatayım.
Evimizde kuytu bir köşede bu hanımefendiye ait ufak tefek hatıraların ( mektup,sim kartlar, flashbellek, saç, vs )olduğu bir kutu var.Bunu bulduğumda ortaya döktüm, eski unutulmuş bir hatıra olduğunu söyledi.Ama bu hatıra kutusunu atmadı da, bana istersem atabileceğimi söyledi.Yine de eşimin hatırasıdır, bana düşmez atmak dedim ve atmadım, kaldırdım kuytu bir köşeye koydum.
4 ay kadar sonra internet geçmişinde facebook üzerinden benim evde olmadığım zamanlarda bu kadının profiline baktığını farkettim.Resminden tanıdım.İsmine dair hiçbir bilgim yoktu. Ne kadar üzülsem de ilk 3-4 seferinde lafını açmadım, ona da söylemedim. (Ne kadar kıskansam da sonuçta onun geçmişi ve bir araya gelmek için çok mücadele etmişler ama aşılamayan sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kalmışlar.Finali yaptıran da şehir değişikliği olmuş zaten.)
Yukarıda anlattığım şeyleri farketmemden 1 ay sonra, eşime çok ihtiyacım olduğunu fakat benden uzak olduğunu hissettiğim bir gün, iş dönüşü evde yalnız olduğumda yine internet geçmişini kurcaladım ve bu kadının profiline bakıldığını gördüm.Ben de profil resmini alıp ekrana duvarkağıdı yaptım. Eve gelip bunu farkettiğinde sinirlendi, monitörü yere attı, beni tartakladı..Kabus gibiydi.Eşim o kadını teşhis etmediğimi sanıyordu..Ama onun unuttuğu bir fotoğraf bulmuştum evde ve facete aynı kişi olduğunu hemen anladım.Tabi eşim bunu biliyor olmama şaşırdı, kızdı.
Gelelim sonrasına..Birşey değişmedi, eşimin düşünceleri de..Sadece dillendirmiyoruz.Biliyorum ki bunun çaresi yok..Sanırım erkekler, biz kadınlardan farklı olarak birini çooook sevince derinlerinde saklayıp unutmuyorlar...En büyük aşkı ben olmadığını biliyorum neticede..(onunsa benim en büyük aşkım olduğunu hissediyorum)
Çok uzattım ama sonuç olarak fikrimi söyleyeyim..
Sorunlarımız bu konudan ibaret değil..Arkadaşınızın da belki ilişkisinde farklı sorunları da vardır. Bunlar birikiyor birikiyor sevgiyi bitirmese de inancımızı ,güvenimizi bitiriyor. Zayıf olduğumuzda üzülmekten başka birşey yapamıyoruz..Ama psikolojimizin güçlü olduğu ve bu durumun sürdüğü bir anda çürüyen bir kol gibi kesilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de bu adamlar öyle zampara adamlar da olmuyor.Çok iyi birer insandırlar, akıllıdırlar,ilgilidirler, bir sürü iyi özellikleri daha vardır...Yine de bunlar vazgeçmeye engel değil.Çünkü içimizdeki yaraların kökleri o kadar derinde ki..Acısı hep orda duruyor.
Arkadaşınızın gücü varsa terketsin. Ama belli ki bir süre sonra eşine geri dönücek..Başka bir olay olduğunda bu da üstüne eklenip mutsuzluklar büyüyecek. Gerisi bitmeyen bir yalnızlık hissi..Yazdıkça bile midem bulandı.Sorunun hala içimde aynı yerde olduğunu hissettim.
Bazen sevmek de yetmiyor.inceldiği yerden kopar heralde..
İçinde saklasaydı bilmezdik zaten ama can yakar gibi söylemenin bir mantığı Yokki sanki suçlu arkadasım tavrını görseydiniz.sanki acı çektirmek istiyorBazen düşünüyorum da içimiz dışımıza çıksa kim bilir ne kavgalar çıkar! O zaman kimsenin evliliği kalmaz.
Ben de çok duygusal biriyimdir . Empati yapınca yaşadığınız çok zor . Ama İnan herkes irili ufaklı birçok şey yaşıyor. Kimsenin evliliği 4*4 lük değil.
Daha öncede bilgisayarda silinen dosyalarda resmini yakalamış o zaman kim olduğunu bilmiyormuş ama bundan 3 4 sene öncePeki daha önce bu durumla ilgili bir vukuat yaşanmış mı? Bu ilk mi oluyor? Hani kadınlar hisseder sonuçta malum.
Evliliklerinde başka sorunları var mı?Daha öncede bilgisayarda silinen dosyalarda resmini yakalamış o zaman kim olduğunu bilmiyormuş ama bundan 3 4 sene önce
Alkol şiddette gördü küfür hakarette varEvliliklerinde başka sorunları var mı?
Daha öncede bilgisayarda silinen dosyalarda resmini yakalamış o zaman kim olduğunu bilmiyormuş ama bundan 3 4 sene önce
Alkol şiddette gördü küfür hakarette var
di mi yaa herkes önce kendine durust olsunHangimiz sanki evliligimizi dort dortluk yasiyoruz ki. Sanki ben kocami cok mu seviyorum. Onemli olan karisina deger veriyor mu saygi duyor mu ona. Ailesine karsi baska seylere karsi koruyup kolluyor mu. Artilari eksileri yazsin esi ile ilgili
Öyleymiş bu olayla öğrenmiş oldukBosuna dememisler kadinini hamamdan çikarken adamida sarhosken tanicaksin
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?