Üniversite üçüncü sınıf öğrencisiyim, geçen sene birinci sınıflarla ders alıyordum. Aralarından birisi, 30 kişilik sınıfta yalnızca benimle muhabbet ediyordu. Genelde ders konularında soru sorardı, ama onun dışında da erkeklerle dahi konuşmazdı hemcinsleri olmasına rağmen. Ya da benden daha deneyimli başarılı arkadaşlar vardı, onlarla da konuşmazdı. Arkadaşlarım bana senin dışında kimseyi umursamıyor, bizi görmezden geliyor, gördüğü tek şey sensin derlerdi. İşin dersler hk bilgi almaktan fazlası olmaya başladığını hissetmeye ve Açıkçası deneyimsiz biri de olarak ister istemez karşımdakinden etkilenmeye başlamıştım. Üstüne blogunda yazdığı yazıları da okuyunca acaba o kişi ben olabilir miyim de demiştim. Anlattığı hikayelerdeki durumlar, anlattığı kişi vesaire bana kendimi çağrıştırıyordu.. Bir anda muhabbetimiz kesildi, konuşmak için can atan insan gitti yerine bir kelime dahi etmeyen birisi geldi resmen.. Sebebini düşündüm, acaba bir yanlışım mı oldu vesaire diye.. Sonra dedim sanırım kullanıldım, sınıfta hem üst sınıfım hem başarılı gördü beni diye dersleri okulu öğrenmek için beni kullandı diye düşündüm. Tabi acı oldu buna inandırdım kendimi..
Bu sene de ortak dersler alıyormuşuz meğer.. Öyle bir iki değil neredeyse dört beş dersimiz ortak. Karşılaştığımızda hiç selam vermiyordum, ne o benimle konuşuyor, ne de ben onunla.. hatta yoksayıyorum diyebilirim.. Ta ki iki gün önceye kadar. Ders çıkışı kapıda yakalayıp seslendi bana, sinirimden ne var deyiverdim.. neymiş ortak aldığımız derslerden birinin kitabını soruyor bana.. Ellerim titredi resmen, kısa cevap verip tersleyip uzaklaştım oradan.. Utanma yok, arlanma yok.. Yani insan bi çekinir ya bir sene olmuş benimle konuşmayalı, pat diye kesmişsin muhabbeti, sormaya çekinir insan dediğin.. Hala kullanabileceği bir insan olarak görüyor olma ihtimali dahi sinirlendiriyor beni.. Ne dersiniz, hayal kırıklıkları geçer mi sizce?
Bu sene de ortak dersler alıyormuşuz meğer.. Öyle bir iki değil neredeyse dört beş dersimiz ortak. Karşılaştığımızda hiç selam vermiyordum, ne o benimle konuşuyor, ne de ben onunla.. hatta yoksayıyorum diyebilirim.. Ta ki iki gün önceye kadar. Ders çıkışı kapıda yakalayıp seslendi bana, sinirimden ne var deyiverdim.. neymiş ortak aldığımız derslerden birinin kitabını soruyor bana.. Ellerim titredi resmen, kısa cevap verip tersleyip uzaklaştım oradan.. Utanma yok, arlanma yok.. Yani insan bi çekinir ya bir sene olmuş benimle konuşmayalı, pat diye kesmişsin muhabbeti, sormaya çekinir insan dediğin.. Hala kullanabileceği bir insan olarak görüyor olma ihtimali dahi sinirlendiriyor beni.. Ne dersiniz, hayal kırıklıkları geçer mi sizce?