kullanıldığımı hissediyorum; yakın arkadaş mevzusu

Evet kesinlikle kullanılıyorsunuz. Bir yere gittiğinde, dönüşte arabayla bırakın diye kalkmaya yakın sizi çağırması çok afedersiniz ama sizi salak yerine koymaktır biraz. Hesabı çoğunlukla size bırakması fln çok ayıp şeyler bunlar. Hesabı ödemeyi bırakın ve araba kullanmayı bırakın bir süre bakalım arayacak mı sizi eskisi gibi_
 
Yakın arkadaşlarımla şu anlattığın şeylerin tek bi tanesini bile yaşamadım. Aksine birbirimizi boğazlarız "hesabı ben ödeyeyim" diye :KK53: Kavga dövüş bırakırız birbirimizi kimde araç varsa, "gerek yok, yorulma, yol üstünde bi yerde ineyim, yolun uzamasın" diye dil döker bırakılan kişi, diğeri de ona kızar evine kadar bırakmak için. Biri ısmarladıysa onu telafi etmek için bir diğerini mutlaka öteki öder.
Aramızda asla böyle şeylerin hesabı ya da lafı olmaz, hep diğerine yardımcı olmaya işi kolaylaştırmaya çalışırız, mutlu etmek isteriz, bi ihtiyaç olsa para lazım olsa falan da rahatça isteriz.
Şükrettim gerçekten.

Bu anlattıklarıma bakarak aranızdaki "yakın" arkadaşlığı sorgulamanı öneririm konu sahibi.
 
Yani ya açık açık söyleyip arkadaşlığınızı bitirecekseniz, ya hiçbir şey söylemeden her seferinde bir bahane edip görüşmelere gitmeyerek yavaş yavaş keseceksiniz ya da siz de taktik geliştireceksiniz. Sizi arayıp akşam oturmaya çağırdığında akşam olmuş şimdi gelirim 1 saat sonra kalkarsın gerek yok hem evde yemek yok yemek yapmam lazım sen de bir sonrakine giderken haber verirsin diyeceksiniz, oturduğunuz yerden her çıkışınızda ayyy işim vardı çok geç kaldım hızlıca gitmem lazım diyip beni şuraya bırakır mısın demesinin önünü keseceksiniz, hesabı her zaman ayrı ödeyeceksiniz. Ama bunlar bir arkadaşlık ilişkisinde o kadar olmaması gereken şeyler ki. Bu hesaplar kitaplar insanı yorar. Ayrıca bu dostluk olmaz kurtlar sofrası olur. O yüzden en temizi görüşmeyi kesmek.

2-3 yıllık insandan da öyle çok yakın arkadaş olamıyor. Birisi temiz olsa bir başkası belli bir yaşın üstünde olduğu için çıkarcı yaklaşıyor ilişkiye. Benim en yakın arkadaşlarım 15 yaşından beri hayatımdalar, 17 yıldır yani. Ki öyle arada bir görüştüğüm kopmadığım insanlar değil. Neredeyse her hafta görüşüyoruz sürekli birbirimize gideriz, telefon açarız aniden hadi gel bi dışarı çıkalım deriz artık ailelerimiz bile aile gibi oldular. Ki birimiz evli çocuklu, birisi hala ailesiyle yaşıyor, birimiz ayrı bir evde erkek arkadaşıyla yaşıyor. Hayatlarımız da aynı değil yani.

Bu kişiler benden ne istese acaba kullanılıyor muyum diye düşünmem. Çünkü bilirim ki beni benden çok düşünürler yeri gelir. Her sevincimde, her acımda, her ihtiyacım olduğunda yanımdalar. Maalesef saf düşünülen yaşlarda kurulan arkadaşlıklarla bilmem kaç yaşından sonra kurulan arkadaşlıklar bir olmuyor. Ben 25 yaşından sonra hayatıma giren herkesle arkadaş oldum ama kimseye en yakın arkadaşım seviyesinde diyemedim.
Yaşla alakası yok bence bunun, doğru insanlarla denk gelmekle alakası var. Benim de ortaokul, lise dönemindeki arkadaşlıklarım çöptü mesela, yalandan sosyal medyada ekliler sadece. 25 yaşından sonra kurduğum dostluklarım çok daha sağlam.
 
Daha uzatmayayım diye yazmadığım aklıma gelmeyen çok şey var maalesef
Ben olsam arabayla bir süre ara veririm biyerlere toplu tasimayla giderim, sadece kendi yedigimi öderim, herkes kendisininkini ödesin. Araba içinde bahane bulurum, muayenesi bitti ,sileceği arızalı gibi gibi. Bakarım bana tavrı değişecekmi
 
Özgüven değil belki ama çok zor arkadaşlık bağı kurabilen biriyim, baska yakın arkadaşımın da olmaması etken olabilir kestirip atamamamda.
Bu kişi sizin zayıf noktanızı yakalamış kullanıp duruyor ve sizi arkadaş olarak gördüğünü sanmıyorum. Bir süre sizde arabasız takılın bakalım size karsi tutumu nasıl olacak.
 
Ne yazık ki, kullanıyor diyemesem de çok kötü alıştırmışsınız. Örneğin çocuğu çamurlu botlarıyla evinize niye giriyor? Arkadaşınız kapıdan girerken ayakkabısını çıkardığında, çocuğa da “Baaak sen gelince giyersin diye minik kelebekli terlikler aldım, hadi yardım edeyim giymene” deseniz kimse kırılmaz bence?

Siz kasadayken oyalanıyorsa siz de onun yaptığı gibi, benim bir kahvem bi de suflem vardı ikisini burdan alır mısınız diyin. Oyalanırsa da “tatlım ben kendiminkini ödedim arkadaş seni bekliyor hesabı kapatmak için, ben dışarıya çıkıyorum burda kalabalık etmeyeyim” diyip kapının önüne çıkıverin.

Böyle ufak adımlarla başlayabilirsiniz sanki
 
Merhaba.. 3 yıldır tanışık olduğum ve son 2 yıldır en yakın arkadaşım konumunda olan cok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşım var. Mevzunun anlaşılması adına, kendisi evli bir kızı var 2 yıldır da çalışmıyor. Gelirleri gayet güzel eşinin kredi kartı daima elindedir vs.
Benim bir arabam bir evim var, evliyim evimden gelen kira ile şuan geçime katkı bulunuyorum borçlarımız var. Yani durumumuz şuan çok iyi değil.
Kendisinin aracı yok araçları genelde eşinde oluyor kendisi kullanmıyor aracı. Bir plan yaptıgımızda genelde ben gidip alıyorum, geri bırakıyorum olağan şeyler evlerimiz yakın oldugu için sıkıntı yok. Fakat canımı sıkan mevzu görümcesine, kv gider; beni de çağırır (kalkmasına yakın) tabi saatlerdir orda oldugundan haberim olmayarak giderim neyse dönüşte bırakırım vs. Ama bu defalarca olduğundan olayı artık kendisini bıraktırmak için otobusle donmemek için beni çağırdığını anladım zamanla.
Artık bahane bulup gitmemeye çalışıyorum.
Bunun dışında dışarıya bir kafeye gideriz, "çıkmışken" postaneye uğramam lazım çarşıda şunu alıp geleyim der en az 20 dk uzaklıktaki yere gidip-götürürüm hayır diyemediğim için. Kimi zaman uzun mesafe yaparız, hiç bir zaman ya benzinin bi kısmını ben ödeyeyim vs. demez. Ben de ima dahi edemiyorum işte.
Dışarıda bir şey yiyeceğimiz zaman çoğunda ben ısmarlıyorum (sürekli para yok, şöyle yok böyle yok, üstüne yeni bir şey alınca özenen tavırlarından dolayı) gerçekten olmadığını düşünüp ısmarlıyorum yemekleri çocuğunun ki dahil.
Ya da bazen tam hesap ödeyeceğiz kasaya gidince, çocuğun üstünü giydirmek için baya oyalanıp kasaya öyle geliyor ve ben ödemiş bulunuyorum. "Yaaa x ya niye ödüyosun ben öderdim" der güler geçerim. Bir sonraki buluşmamızda 2 kahve söyleriz, bunu da ben ısmarlayayım demez hemen benım 1 latte vardı der. Ben de artık dolayısıyla ısmarlamıyorum kendi hesabımı ödüyorum. Sürekli yok yok derken, evine pahalı elektronik ev aletleri aldığını, altın yapmak için kuyumcuya her ay gittiğini görünce şok geçiriyorum. Evime çoğu gelişinde ya bir montumu, ya bir t shirtümü çok beğenir hediye ederim. Kızı evimi dağıtır altüst eder, yastıklar hep yerlerde sürünür asla "yapma kızım" demez susarım. Kızı çamurlu botlarıyla arabamın bütün koltuklarına basar zıplar "dur" demez ayıp olmasın alınmasın diye ben de diyemem. Uzun oldu bu durumlar beni aşırı rahatsız ediyor özellikle benimle buluşmak ister gibi yapıp arabayla gelince işlerini her defasında hallettirmesi. Onun dışında sohbeti muhabbeti beni çok çeken güzel anlaştığım bir insan ve tüm özelimi anlatabildiğim tek kişi. Acaba bu bi tür hastalık mı? Varken sürekli yok demek, bedavacılık gibi huylar, para biriktiriyor desem, üstü başı hep yenidir trendyoldan her gün evine kargo gelir. Ben kullanılıyor muyum gerçekten, arkadaşımı kaybetmeden nasıl bir sınır çizebilirim sizce fikirlerinize ihtiyacım var.
Mesela nasil bunu bu kadar gec algilayabiliyorsunuz.merak ediyorum.normalde tanimadigim birine bu kadar samimi bir soru sormakla ugrasmamda. Ayni olay annemdede var. Dinimizdede var bikiyorsunuz degilmi fazlasi israfa giriyor. Eve lazim olan camiye haram derler. Annemle babamin millete yaptığıyla toplansaydi o harcamalar uc evimiz olirdu.yani oylede buyuk enayilikler yapiyorlar kusura bakmayin artik bu cumle onlari bildiginiz anlatiyor.bakin etraf akilli insanlarla cakallarla dolmus. Ayni seyi eski komsum iki senedir israrla arayip yazligimiza gelmek istyor cokta severim kendisini. 4 cocugi ve esiyle.gecen sene geldiler bu senede aradi israrla gelecegiz dedi tabiki dedim kapimiz sonuna kadar acik. Yine aradi teyitledi.esi buyuk bir is almis. İyi ya en azindan doya doya cocuklara harcama yaparsin dedim.istediklerini al gozleri kalmasin dedim.boule gevis gevis getire getire canim ben yatirimci bir insanim oyle kolay parayi car cur etmem dedi. İcime oturdu. Kenarda bildigin belki 5 kilo altini vardir benim bir ceyregim yok.milletin evinde robotlar airfeyler dysonlar halay cekiyor bizde ailecek milleti doyuralim gezdirelim onlari cebinde parasi kalsin. Simdi tatili kendi icimde iptal ettim ne zaman soyleyecegim biliyomusun hazirligini yaptigi hafta. Ders olsun.o gelmesin bende yatirim yapayim
 
Merhaba.. 3 yıldır tanışık olduğum ve son 2 yıldır en yakın arkadaşım konumunda olan cok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşım var. Mevzunun anlaşılması adına, kendisi evli bir kızı var 2 yıldır da çalışmıyor. Gelirleri gayet güzel eşinin kredi kartı daima elindedir vs.
Benim bir arabam bir evim var, evliyim evimden gelen kira ile şuan geçime katkı bulunuyorum borçlarımız var. Yani durumumuz şuan çok iyi değil.
Kendisinin aracı yok araçları genelde eşinde oluyor kendisi kullanmıyor aracı. Bir plan yaptıgımızda genelde ben gidip alıyorum, geri bırakıyorum olağan şeyler evlerimiz yakın oldugu için sıkıntı yok. Fakat canımı sıkan mevzu görümcesine, kv gider; beni de çağırır (kalkmasına yakın) tabi saatlerdir orda oldugundan haberim olmayarak giderim neyse dönüşte bırakırım vs. Ama bu defalarca olduğundan olayı artık kendisini bıraktırmak için otobusle donmemek için beni çağırdığını anladım zamanla.
Artık bahane bulup gitmemeye çalışıyorum.
Bunun dışında dışarıya bir kafeye gideriz, "çıkmışken" postaneye uğramam lazım çarşıda şunu alıp geleyim der en az 20 dk uzaklıktaki yere gidip-götürürüm hayır diyemediğim için. Kimi zaman uzun mesafe yaparız, hiç bir zaman ya benzinin bi kısmını ben ödeyeyim vs. demez. Ben de ima dahi edemiyorum işte.
Dışarıda bir şey yiyeceğimiz zaman çoğunda ben ısmarlıyorum (sürekli para yok, şöyle yok böyle yok, üstüne yeni bir şey alınca özenen tavırlarından dolayı) gerçekten olmadığını düşünüp ısmarlıyorum yemekleri çocuğunun ki dahil.
Ya da bazen tam hesap ödeyeceğiz kasaya gidince, çocuğun üstünü giydirmek için baya oyalanıp kasaya öyle geliyor ve ben ödemiş bulunuyorum. "Yaaa x ya niye ödüyosun ben öderdim" der güler geçerim. Bir sonraki buluşmamızda 2 kahve söyleriz, bunu da ben ısmarlayayım demez hemen benım 1 latte vardı der. Ben de artık dolayısıyla ısmarlamıyorum kendi hesabımı ödüyorum. Sürekli yok yok derken, evine pahalı elektronik ev aletleri aldığını, altın yapmak için kuyumcuya her ay gittiğini görünce şok geçiriyorum. Evime çoğu gelişinde ya bir montumu, ya bir t shirtümü çok beğenir hediye ederim. Kızı evimi dağıtır altüst eder, yastıklar hep yerlerde sürünür asla "yapma kızım" demez susarım. Kızı çamurlu botlarıyla arabamın bütün koltuklarına basar zıplar "dur" demez ayıp olmasın alınmasın diye ben de diyemem. Uzun oldu bu durumlar beni aşırı rahatsız ediyor özellikle benimle buluşmak ister gibi yapıp arabayla gelince işlerini her defasında hallettirmesi. Onun dışında sohbeti muhabbeti beni çok çeken güzel anlaştığım bir insan ve tüm özelimi anlatabildiğim tek kişi. Acaba bu bi tür hastalık mı? Varken sürekli yok demek, bedavacılık gibi huylar, para biriktiriyor desem, üstü başı hep yenidir trendyoldan her gün evine kargo gelir. Ben kullanılıyor muyum gerçekten, arkadaşımı kaybetmeden nasıl bir sınır çizebilirim sizce fikirlerinize ihtiyacım var.
Onunki hastalıkmı bilemem ama sizinki hayır diyememe hastalığı

Herşey bariz ortada. Kullanılıyorsunuz ve sizde bunun farkındasınız. Öyle arkadaşım olacağına hiç olmasın daha iyi. En nefret ettiğim tip.
 
Cocukken ayni yatakta yatip, ayni sofradan yedigimiz kardesim gibi olan kuzenlerle bile hesabi bolusuyoruz biz. 🤷 İkimizin de maddi durumu gayet iyi. Ha kahve gibi seyler bolmuyoruz tabi birimiz ödeyip geciyoruz o ayri ama sizin ki bana sanimiyet gibi gelmedi bilmiyorum.

Araba olayi zaten soforluk yaptiriyor.
 
Merhaba.. 3 yıldır tanışık olduğum ve son 2 yıldır en yakın arkadaşım konumunda olan cok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşım var. Mevzunun anlaşılması adına, kendisi evli bir kızı var 2 yıldır da çalışmıyor. Gelirleri gayet güzel eşinin kredi kartı daima elindedir vs.
Benim bir arabam bir evim var, evliyim evimden gelen kira ile şuan geçime katkı bulunuyorum borçlarımız var. Yani durumumuz şuan çok iyi değil.
Kendisinin aracı yok araçları genelde eşinde oluyor kendisi kullanmıyor aracı. Bir plan yaptıgımızda genelde ben gidip alıyorum, geri bırakıyorum olağan şeyler evlerimiz yakın oldugu için sıkıntı yok. Fakat canımı sıkan mevzu görümcesine, kv gider; beni de çağırır (kalkmasına yakın) tabi saatlerdir orda oldugundan haberim olmayarak giderim neyse dönüşte bırakırım vs. Ama bu defalarca olduğundan olayı artık kendisini bıraktırmak için otobusle donmemek için beni çağırdığını anladım zamanla.
Artık bahane bulup gitmemeye çalışıyorum.
Bunun dışında dışarıya bir kafeye gideriz, "çıkmışken" postaneye uğramam lazım çarşıda şunu alıp geleyim der en az 20 dk uzaklıktaki yere gidip-götürürüm hayır diyemediğim için. Kimi zaman uzun mesafe yaparız, hiç bir zaman ya benzinin bi kısmını ben ödeyeyim vs. demez. Ben de ima dahi edemiyorum işte.
Dışarıda bir şey yiyeceğimiz zaman çoğunda ben ısmarlıyorum (sürekli para yok, şöyle yok böyle yok, üstüne yeni bir şey alınca özenen tavırlarından dolayı) gerçekten olmadığını düşünüp ısmarlıyorum yemekleri çocuğunun ki dahil.
Ya da bazen tam hesap ödeyeceğiz kasaya gidince, çocuğun üstünü giydirmek için baya oyalanıp kasaya öyle geliyor ve ben ödemiş bulunuyorum. "Yaaa x ya niye ödüyosun ben öderdim" der güler geçerim. Bir sonraki buluşmamızda 2 kahve söyleriz, bunu da ben ısmarlayayım demez hemen benım 1 latte vardı der. Ben de artık dolayısıyla ısmarlamıyorum kendi hesabımı ödüyorum. Sürekli yok yok derken, evine pahalı elektronik ev aletleri aldığını, altın yapmak için kuyumcuya her ay gittiğini görünce şok geçiriyorum. Evime çoğu gelişinde ya bir montumu, ya bir t shirtümü çok beğenir hediye ederim. Kızı evimi dağıtır altüst eder, yastıklar hep yerlerde sürünür asla "yapma kızım" demez susarım. Kızı çamurlu botlarıyla arabamın bütün koltuklarına basar zıplar "dur" demez ayıp olmasın alınmasın diye ben de diyemem. Uzun oldu bu durumlar beni aşırı rahatsız ediyor özellikle benimle buluşmak ister gibi yapıp arabayla gelince işlerini her defasında hallettirmesi. Onun dışında sohbeti muhabbeti beni çok çeken güzel anlaştığım bir insan ve tüm özelimi anlatabildiğim tek kişi. Acaba bu bi tür hastalık mı? Varken sürekli yok demek, bedavacılık gibi huylar, para biriktiriyor desem, üstü başı hep yenidir trendyoldan her gün evine kargo gelir. Ben kullanılıyor muyum gerçekten, arkadaşımı kaybetmeden nasıl bir sınır çizebilirim sizce fikirlerinize ihtiyacım var.
Ay okurken fenalık geçirdim. Bence kesinlikle arkadasliginizi bitirin. Ben bı arkadaşı sadece muhabbeti için arkadaşlık dostluk kurmam. Ondaki degerime,beni düşünmesine de bakarım.
 
Merhaba.. 3 yıldır tanışık olduğum ve son 2 yıldır en yakın arkadaşım konumunda olan cok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşım var. Mevzunun anlaşılması adına, kendisi evli bir kızı var 2 yıldır da çalışmıyor. Gelirleri gayet güzel eşinin kredi kartı daima elindedir vs.
Benim bir arabam bir evim var, evliyim evimden gelen kira ile şuan geçime katkı bulunuyorum borçlarımız var. Yani durumumuz şuan çok iyi değil.
Kendisinin aracı yok araçları genelde eşinde oluyor kendisi kullanmıyor aracı. Bir plan yaptıgımızda genelde ben gidip alıyorum, geri bırakıyorum olağan şeyler evlerimiz yakın oldugu için sıkıntı yok. Fakat canımı sıkan mevzu görümcesine, kv gider; beni de çağırır (kalkmasına yakın) tabi saatlerdir orda oldugundan haberim olmayarak giderim neyse dönüşte bırakırım vs. Ama bu defalarca olduğundan olayı artık kendisini bıraktırmak için otobusle donmemek için beni çağırdığını anladım zamanla.
Artık bahane bulup gitmemeye çalışıyorum.
Bunun dışında dışarıya bir kafeye gideriz, "çıkmışken" postaneye uğramam lazım çarşıda şunu alıp geleyim der en az 20 dk uzaklıktaki yere gidip-götürürüm hayır diyemediğim için. Kimi zaman uzun mesafe yaparız, hiç bir zaman ya benzinin bi kısmını ben ödeyeyim vs. demez. Ben de ima dahi edemiyorum işte.
Dışarıda bir şey yiyeceğimiz zaman çoğunda ben ısmarlıyorum (sürekli para yok, şöyle yok böyle yok, üstüne yeni bir şey alınca özenen tavırlarından dolayı) gerçekten olmadığını düşünüp ısmarlıyorum yemekleri çocuğunun ki dahil.
Ya da bazen tam hesap ödeyeceğiz kasaya gidince, çocuğun üstünü giydirmek için baya oyalanıp kasaya öyle geliyor ve ben ödemiş bulunuyorum. "Yaaa x ya niye ödüyosun ben öderdim" der güler geçerim. Bir sonraki buluşmamızda 2 kahve söyleriz, bunu da ben ısmarlayayım demez hemen benım 1 latte vardı der. Ben de artık dolayısıyla ısmarlamıyorum kendi hesabımı ödüyorum. Sürekli yok yok derken, evine pahalı elektronik ev aletleri aldığını, altın yapmak için kuyumcuya her ay gittiğini görünce şok geçiriyorum. Evime çoğu gelişinde ya bir montumu, ya bir t shirtümü çok beğenir hediye ederim. Kızı evimi dağıtır altüst eder, yastıklar hep yerlerde sürünür asla "yapma kızım" demez susarım. Kızı çamurlu botlarıyla arabamın bütün koltuklarına basar zıplar "dur" demez ayıp olmasın alınmasın diye ben de diyemem. Uzun oldu bu durumlar beni aşırı rahatsız ediyor özellikle benimle buluşmak ister gibi yapıp arabayla gelince işlerini her defasında hallettirmesi. Onun dışında sohbeti muhabbeti beni çok çeken güzel anlaştığım bir insan ve tüm özelimi anlatabildiğim tek kişi. Acaba bu bi tür hastalık mı? Varken sürekli yok demek, bedavacılık gibi huylar, para biriktiriyor desem, üstü başı hep yenidir trendyoldan her gün evine kargo gelir. Ben kullanılıyor muyum gerçekten, arkadaşımı kaybetmeden nasıl bir sınır çizebilirim sizce fikirlerinize ihtiyacım var.
Kullanıyorsunuz hem de çok fena. Okurken ben çileden çıktım. İnsanlar yakın arkadaş olduklarinda saygı ve sevgi aralarında eskisi gibi olmalı. Diğer türlüsü böyle kullanilma durumu oluyor. .
10 yıllık çok yakın ailemden bile öte bir arkadaşım var arabasında sakince otururuz tertemiz bineriz evinde keza öyle. O da ben de aynı sekilde. Karşılıklı saygı sevgiyi getirir. ( özelimi bilen tek kişi )
 
Bu kişi arkadaşınız değil böyle arkadaş olmaz. Bir yere çağırdığında artık pek araç kullanmıyorum hamileyim otobüsle gideceksek olur diyin hesap kısmında kendi kısmınızı ödeyin kenara çekilin o utanmıyor siz niye utanasınız😂
 
Yaşla alakası yok bence bunun, doğru insanlarla denk gelmekle alakası var. Benim de ortaokul, lise dönemindeki arkadaşlıklarım çöptü mesela, yalandan sosyal medyada ekliler sadece. 25 yaşından sonra kurduğum dostluklarım çok daha sağlam.
Olabilir, belki de benim çok daha eskiden gelen dostluklarım olduğu için ihtiyaç hissetmiyorumdur. Ama genel izlenimim belli bir yaştan sonra kurulan arkadaşlıklarda sonrasında sorunlar yaşanıldığı. Belki de siz şanslısınızdır ☺️ Benim de çok sevdiğim arkadaşlarım var ama hiç kimse diğer iki arkadaşım gibi ailemden olamıyor. Küçüklükten beraber büyümüş olduğunuz, kendinizi birlikte keşfettiğiniz kişiler olsaydı hep hayatınızda demek istediğime hak verebilirdiniz ☺️
 
Mesela nasil bunu bu kadar gec algilayabiliyorsunuz.merak ediyorum.normalde tanimadigim birine bu kadar samimi bir soru sormakla ugrasmamda. Ayni olay annemdede var. Dinimizdede var bikiyorsunuz degilmi fazlasi israfa giriyor. Eve lazim olan camiye haram derler. Annemle babamin millete yaptığıyla toplansaydi o harcamalar uc evimiz olirdu.yani oylede buyuk enayilikler yapiyorlar kusura bakmayin artik bu cumle onlari bildiginiz anlatiyor.bakin etraf akilli insanlarla cakallarla dolmus. Ayni seyi eski komsum iki senedir israrla arayip yazligimiza gelmek istyor cokta severim kendisini. 4 cocugi ve esiyle.gecen sene geldiler bu senede aradi israrla gelecegiz dedi tabiki dedim kapimiz sonuna kadar acik. Yine aradi teyitledi.esi buyuk bir is almis. İyi ya en azindan doya doya cocuklara harcama yaparsin dedim.istediklerini al gozleri kalmasin dedim.boule gevis gevis getire getire canim ben yatirimci bir insanim oyle kolay parayi car cur etmem dedi. İcime oturdu. Kenarda bildigin belki 5 kilo altini vardir benim bir ceyregim yok.milletin evinde robotlar airfeyler dysonlar halay cekiyor bizde ailecek milleti doyuralim gezdirelim onlari cebinde parasi kalsin. Simdi tatili kendi icimde iptal ettim ne zaman soyleyecegim biliyomusun hazirligini yaptigi hafta. Ders olsun.o gelmesin bende yatirim yapayim
Şu yazlık var hemen gidip çökelim olayına çok sinir oluyorum. Yıllarca bu nedenle yazlık aldırmadık babama. Çünkü babamın tarafından birileri her yaz dönüşümlü gelecekti, babam hayır diyemediği için. Ne güzel ya başkasının sayesinde bedava tatil. Bizi de davet eden olsa yazlığına 😄
 
X