Küresel ısınmayı durdurmak için 10 basit katkı

angelike

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
24 Nisan 2007
171
1
40
Küresel ısınmayı durdurmak için herkesin birşeyler yapabileceği ve alabileceği çok basit önlemler olduğu belirtildi.

Beylikdüzü Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği tarafından farklı dallarda çocuklar arasında düzenlenen etkinlik çerçevesinde bir de seminer verildi. Etkinlikte, Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Taşkın “Su ve bizi bekleyen tehlikeler” konulu bir sunum yaptı. Taşkın, dünyamızın geleceğine yapabileceğimiz 10 basit katkıdan söz etti. Küresel ısınmayı durdurmak için siz de birşeyler yapabilirsiniz. İşte, karbondioksit salınımını azaltmak için gerçekleştirebileceğiniz 10 basit katkı ve bunları yaptığınızda ne kadar karbondioksit tasarrufu sağlayabileceğinizin hesabı...


1- Ampulünüzü değiştirin: Standart akkor ampulünüzü tasarruf ampulü ile değiştirin, yılda 75 kg. karbondioksit tasarrufu sağlayın.

2- Daha az araba kullanın: Her zamankinden daha sık yürüyün, bisiklet kullanın ve toplu taşıma araçlarından daha çok faydalanmaya özen gösterin. Araba kullanmadığınız her iki kilometre için 0.75 kg. karbondioksit tasarruf edeceksiniz.

3-Geri dönüşüme katkıda bulunun: Evinizden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda bin 200 kg. karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.

4-Lastiklerinizi kontrol edin: Düzgün şişirilmiş lastiklerle litre başına aldığınız yol yüzde 3 oranında artacaktır. Her 4 litre benzin tasarrufu, 10 kilo karbondioksiti atmosferimizden uzak tutar.

5-Daha az sıcak su kullanın: Suyu ısıtmak için çok fazla enerji gerekmektedir. Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg., giysilerinizi soğuk ya da ılık suda yıkayarak da 250 kg. karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.

6-Ambalajları fazla olan ürünlerden kaçının: Çöpünüzü yüzde 10 oranında azaltarak 600 kg. karbondioksit tasarrufu yapabilirsiniz.

7-Su ısıtıcınızı ayarlayın: Isıtıcınızı kışın iki derece aşağı, yazın iki derece yukarı ayarlayın. Bu basit ayarlamayla yılda bin kg. karbondioksit tasarrufu sağlayabilirsiniz.

8-Bir ağaç dikin: Bir ağaç ömrü boyunca bir ton karbondioksit emer.

10- Herkese anlatın: Küresel ısınmayla ilgili bildiklerinizi çevrenize anlatın.
 
Bulunduğunuz ortam sıcaklığını düşürün
Fazla değil, sadece 1°C düşürün, böylece bir miktar enerji tasarrufu yapabilirsiniz. Eğer üşürseniz ; ki bu ihtimal genelde yoktur, üzerinize bir kazak, süveter giyebilirsiniz.)
CO2 salınımı açısından bize faydası:Ortalama bir aile böylece yılda atmosfere 0,4 ton CO2 verilmesini engellemiş olacağı gibi parasını da tasarruf etmiş olur.

Elektrikli cihazların Stand by konumunda bırakmayın
Televizyonlarımızı standby konumunda bırakmak bir miktar enerjiyi gereksiz yere harcamamıza neden olur. Kumandayla kapatmak yerine oturduğumuz yerden kalkarak TV'yi üzerinden kapatabiliriz.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 150 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Şarj cihazlarını prizlere takılı bırakmayın
Küçük şarj cihazları kullanılmadıkları zaman bile bir miktar enerji harcarlar. Cep telefonu, PlayStation … gibi cihazlarınızı şarj etmediğinizde ya da pilleri dolduğunda şarj cihazlarını prizde bırakmayınız.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 7 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Suyun daha fazlasını kaynatmayın
Su ısıtıcıları sizin çay ya da kahve içmeniz için gereken enerjiden çok daha fazlasını harcarlar. Eğer bir bardak içecekseniz sadece bir bardak su kaynatın daha fazlasını değil.)
CO2 salınımı açısından bize faydası:Ortalama bir aile böylece yılda 45 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Uçağa daha az binmeye çalışın
Bu toplantıya katılmak için gerçekten uçakla mı gitmeniz gerekiyor ? Tatilinizi gerçekten yurtdışında yapmaya mı ihtiyacınız var? Ve tüm dünyadaki akrabalarınız, sizi gerçekten sevselerdi size yakın bir yere yerleşmezler miydi ?
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur

Çok parlak ışıkları söndürün
Gerçekten onlara ihtiyacınız yoksa lütfen onları kapatın. Zira onlar çok fazla enerji tüketirler. Eğer karanlıktan korkuyorsanız , inanın hayaletler gerçek değil.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur

Duşu kullanın
Duşlar banyo yapmanız için yeterli olan suyun yarısını harcarlar ve banyo için gerekli olan suyun ısıtılmasından daha az enerji gerektirirler
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur ve iyi bir para tasarrufu yapmış olur.

Daha verimli ampul kullanın
Düşük enerji ampulleri size gereken ışığı verdikleri gibi 3 kat daha az güç harcarlar. Eğer ki bir gece kulübünde yaşamıyorsanız, tüm ampullerinizi değiştirin.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 200 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Dondurucularınızı sızdırmaz hale getirin
Dondurucular çok iyi sızdırmazlık sağlandığında en yüksek verimde çalışırlar, bu sayede havayı dondurmak için yoğun bir şekilde çalışmak zorunda kalmazlar.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece bir miktar CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Arabanızı olabildiğince az kullanın
Yürüyün, ata binin, koşun, paten kayın, toplu taşıma araçları kullanın ya da en kötüsü otostop yapın. Her ne durumda olursa olsun aracınızı kullanmamaya çalışın
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece fazlasıyla CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Evinizin ısısını havaya atmayın
Evinizin çatı arasını, duvarlarını, sıcak su hatlarını ve kazanı ısı kaçağına karşı izole edin. Kapı pencere ve çerçevelerinizi hava kaçaklarına karşı kontrol edin. Evinizi ılık tutun, sıcak değil ve böylece gezegenimizi biraz daha soğutmuş olursunuz.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 3.8 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur ve iyi bir para tasarrufu yapmış olur.

Çamaşır yıkama sıcaklığını düşürün
Kıyafetlerinizi 40-60 derecede yıkayacağınız yerde 30 derecede yıkayın. makineniz daha az enerji kullanmış olur ve elbiseleriniz hala parlayan beyaz renklerde kalır.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 90 kg CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur.

Yiyeceklerinizi kendi bölgenizden temin edin
Yakın çevrenizdeki yiyeceklerle beslenin, dünyanın bir ucundakilerle değil, sadece çevrenizdeki yiyecekleri yemekle ölmezsiniz. Böyle bu yiyecekler dünyanın diğer uçlarından uçaklarla size taşınmaz.
CO2 salınımı açısından bize faydası: Ortalama bir aile böylece yılda 4 ton CO2'in atmosfere karışmasını engellemiş olur ve iyi bir para tasarrufu yapmış olur



Bir katkı da benden olsun istedim.
 
teşekkürler,güzel ve sürekli üzerinde durmamız gereken bir konu...
ama ne yazık ki o kadaaaar duyarsızızki bu konuda:1no2:
lütfeeen hiç yorulmadan herkese anlatalım,mailler atalım,bıkmadan usanmadan uyaralım çevremizdekileri,bir ben sıcak suyla yıkanıyorum diye dünyanın dengesi bozulacak değil ya demeyin sakııııııınyasakkelime
bir sen ,bir ben,bir o tüm dünya bu değil mi zaten,başka kimsemi varyerimseniben

dünyamızı koruyalım ,başka dünya yok,çocuklarımıza bırakacağımız miras temiz ve yaşanabilir bir dünya olsun, para mahvolmuş bir dünyayı kurtarmaya yetmez,banka hesaplarımızın,tapularımızın çokluğundan önce,dünyamız için biraz tasarruf lütfeeeeena.s
 
Japonya’da işe kravatsız gidilmesi amacıyla düzenlenen “Cool Biz” (Rahat iş) kampanyası sayesinde bu yaz 70 milyon kilovatsaat elektrik tasarrufu sağlandığı bildirildi.

Tokyo Electric Power (Tepco) şirketinden yapılan açıklamada, yazın çalışanlarca kravatsız ve ince gömleklerle geçirilmesi sayesinde daha az klima çalıştırıldığı, elektrik tasarrufunun yanı sıra çevreyi kirleten atıkların 27 bin ton azaldığı belirtildi. Dünyanın en büyük elektrik şirketi olan Tepco’nun yöneticileri, hazirandan ağustosa kadar yapılan tasarrufun 240 bin hanenin bir aylık elektrik harcamasına karşılık geldiğini kaydetti. Japonya’da bu yaz Başbakan Juniçiro Koizumi başta olmak üzere tüm hükümet üyeleri kamuoyu önüne kravatsız ve ince gömleklerle çıkarak, daha az klima çalıştırılması ve bu sayede elektrik tasarrufunun yanı sıra atmosfere daha az karbondioksit gazı salınımın sağlanması için örnek olmaya çalışmışlardı. Japon hükümeti, kışın da yeni bir kampanya başlatarak çalışanları yün kıyafetler giymeye teşvik edecek.

Kaynak: AA / zaman.com.tr
 
KÜRESEL ISINMA KISKACINDA TÜRKİYE RAPORU

KÜRESEL ISINMA KISKACINDA TÜRKİYE RAPORU

RAPORDAN;

KÜRESEL ISINMA NEDENİYLE KURAKLAŞMAYA BAŞLAYAN TÜRKİYE 100 YIL İÇİNDE KUZEY AFRİKA’YA DÖNECEK. DÜZENSİZ, ANİ VE ŞİDDETLİ YAĞIŞLAR, SELLER, HEYELAN VE HORTUM GÖRÜLECEK.

KÜRESEL ISINMA DURDURULAMAZSA TÜRKİYE’DE KIŞ MEVSİMİ ORTADAN KALKACAK. NEHİRLERİMİZDEKİ SU MİKTARI AZALACAK, KURAKLIK BAŞ GÖSTERECEK.

AMERİKAN SAVUNMA BAKANLIĞI PENTAGON, KÜRESEL ISINMA NEDENİYLE AVRUPA’DAKİ KIYI KENTLERİNİN SULAR ALTINDA KALACAĞINI, SU KAYNAKLARINI ELE GEÇİRMEK İÇİN BÖLGESEL SAVAŞLAR YAŞANACAĞINI ÖNGÖRÜYOR

ATMOSFERİ EN ÇOK ABD KİRLETİYOR. ANCAK “BENİM ÇIKARLARIM ÖNCE GELİR” DİYEREK KYOTO PROTOKOLÜ’NE İMZA ATMIYOR.

ATO BAŞKANI AYGÜN: “BAŞKA DÜNYA YOK. HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR. BÖYLE GİDERSE BU DÜNYA BUSH’A DA KALMAZ

Mevsimler birbirine karışıyor, baharı görmeden yaz geliyor. Dünyanın her yerinde görülmeye başlayan kavurucu sıcaklar, kuraklık, seller, insanlığın yeni kabusu küresel ısınmaya işaret ediyor.

İşte G8 ülkeleri bu felaket senaryolarının gölgesi altında bugün İskoçya’da toplanıyor. Toplanıyor toplanmasına ya, kimse bu toplantıdan insanlık adına yararlı bir sonuç çıkmasını beklemiyor. Çünkü insanlığın çıkarları ülke çıkarlarının önüne bir türlü geçemiyor.

Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı “Küresel Isınma kıskacında Türkiye” raporuna göre, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkileri açısından “risk grubundaki ülkeler” arasında yer alıyor. Türkiye’de kuraklaşma, seller hızla artıyor, içme suları ise azalıyor.

Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türkiye'nin yıllık ortalama sıcaklıkları artma eğiliminde… Özellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ısınma oranları, her 10 yılda 0.07- 0.34 derece arasında artıyor.

Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonu (WWF) nın raporuna göre Akdeniz havzasında bulunan Türkiye’de 40 dereceye yakın sıcaklıklar mevsim normali olacak. Tarım alanlarının ise yüzde 40’ı kuruyacak .

DÜNYAYI CEHENNEME ÇEVİRİYORUZ

Atmosferdeki karbondioksit gazı tabakası tıpkı bir “sera” gibi güneş ışınlarının içeri girmesine izin veriyor ancak ısının dışarı çıkmasına engel oluyor. Eğer sera etkisi olmasaydı dünyanın sıcaklığı – 20 dereceyi bulur ve dünyada yaşam olmazdı.

Ancak, karbondioksit gazı oranının artması, dünyanın aşırı ısınmasına, bir başka deyişle “küresel ısınma”ya neden oluyor. Karbondioksitin artmasının baş sorumlusu ise insanoğlu… İnsanoğlu, yaşamını kendi elleriyle cehenneme çeviriyor. Sanayileşme ile birlikte atmosferdeki karbondioksit gazı miktarı artmaya başladı. Sanayi üretiminde kullanılan kömür, petrol ve doğalgaz karbondioksit oranını artırıyor. 1958'de karbondioksit bir metreküp havada 315 ppm (milyonda bir) iken, 2004'te 379 ppm’e çıkmış durumda. Sanayileşmenin ilk dönemlerinde yılda 1 ppm kadar artış yaşanırken 2003-2004 artışı 3 ppm…

2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya nüfusu 2 kat, enerji kullanımı 4 kat arttı. Bilim adamlarına göre, bu gidişat yeryüzündeki yaşamın giderek kötüleşmesine yol açacak.

EN ÇOK ABD KİRLETİYOR

Son yıllarda karbondioksitteki artışın hızını inceleyen bilimadamları, Çin ve Hindistan’ın bu artışa büyük katkısı olduğunu öne sürüyorlar. Ancak, “dünya karbondioksit üretimi”ni sıraya koyduğumuzda, ABD başı çekiyor.

ABD dünya nüfusunun yüzde 4'üne sahip ancak karbondioksit üretiminin yüzde 25’ini sağlıyor. İngiltere yüzde 3 üretiyor. Hindistan, nüfusu 15 kat fazla olmasına rağmen karbondioksit üretimi hemen hemen İngiltere ile aynı.

Ortalama bir Amerikalı yılda 6 ton, bir İngiliz 3 ton, bir Çinli 0.7 ton, bir Hintli 0.25 ton karbondioksit üretiyor.

Atmosfere yılda 220 milyon ton karbondioksit bırakan Türkiye ise 20.sırada…2010 yılında bu rakam 400 milyon tonlara ulaşacak.

Atmosfere yılda ortalama 21 milyar ton karbondioksit salınıyor ve bu miktar giderek artıyor.

DÜNYA ALARM VERİYOR

Küresel ısınma, kutuplardaki buzulların erimesine, iklimin ve mevsim şartlarının değişmesine, okyanusların ısınmasına, deniz seviyesinin yükselmesine, orman yangınlarının artmasına, göllerin küçülmesine, ırmakların kurumasına, kışın sıcaklıkların artmasına, ilkbaharın erken gelmesine, sonbaharın gecikmesine, bitkilerin erken çiçek açmasına, göç dönemlerinin değişmesine, kıyı şeritlerinin erozyona uğramasına, bulut ormanlarının kurumasına yol açıyor.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel ısınma bu yüzyılın sonunda bitki ve hayvan varlığının üçte birini tehdit ediyor.

Küresel ısınmanın etkileri dünyanın her yanında görülüyor. Milyonlarca insanı sel, kasırga, kuraklık, susuzluk ve salgın hastalıklarla karşı karşıya bırakıyor. Yükselen deniz seviyesi Pasifik adaları ve Hint Okyanusu'ndaki adaların çoğunu tehdit ediyor.

DÜNYADA NELER OLUYOR?

Grönland eriyor - Kuzey Yarımküre’nin en büyük buz kütlesi olan Grönland adası, küresel ısınma nedeniyle eriyor. Grönland kütlesinin erimesi, düşük seviyedeki sahil şeridinde bulunan yerleşim yerlerinin sular altında kalmasına neden olacak.

Amazon ormanları yok oluyor - Brezilya hükümetinin yaptığı araştırmalar, dünyanın akciğeri sayılan Amazon’un 2003 yılında rekor düzeyde ormanlık alan yitirdiğini gösteriyor. Büyüklüğü 4.2 milyon kilometrekare olan Amazon’un şimdiye dek yüzde 20’si yok oldu.

Buzullar eriyor - Küresel ısınma, buzullarıyla ünlü Arjantin’i etkisi altına aldı. Buenos Aires’in 3 bin 200 kilometre güneybatısında bulunan Lago Argentino şehri, bugüne kadar buzullarıyla turistleri kendine çekerken, artık tursitler dev buzulların sıcaklığın etkisiyle yıkılmasını izlemek için şehre geliyor.

Hollanda kıyılarının 100 yılı kaldı: Hollanda sahillerinde, zeminin gelecek 100 yıl içinde 40 santimetre dolayında çökmesi bekleniyor.

Avustralya'da 2002 yılında şiddetli kuraklık yaşandı.

Kuzey Pasifik'te somon balığı popülasyonunda, bölgedeki sıcaklığın normalden 6 derece artması yüzünden büyük düşüş görüldü.

Kalifornia kıyılarında binlerce deniz kuşu, denizlerin ısınmasının yol açtığı besin kıtlığı yüzünden öldü.

TÜRKİYE AFRİKALAŞACAK

Bilimadamlarına göre küresel ısınma önlenemediği taktirde Türkiye 100 yıl içinde Kuzey Afrika’ya dönecek.

Yağışlar azalınca, başta GAP bölgesi olmak üzere, tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Baraj göllerinin su seviyesi azalacak, hidroelektrik enerji üretimi ciddi oranda aksayacak.

Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla ülkemizde hakim olabilecek tropikale benzer bir iklim; düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan ve erozyona yol açacak. Kasırga ve fırtınaların tetikleyeceği seller can ve mal kaybına neden olacak.

Isınmayla birlikte denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimleri değişecek. Balıkların göç yolları bozulacak.

Kuru kesimlerde yüksek sıcaklıklarla birlikte orman yangınları ile tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında büyük artışlar görülecek.

Kavurucu sıcaklar ve kuraklık tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalmasına neden olacak.

Yaz yerine bahar turizmi yapılacak. Güney bölgeleri, turizmi kuzeye kaptıracak. Akdeniz yerine Karadeniz öne çıkacak.

Kar yağışı giderek azalacak. Hatta kış mevsimi ortadan kalkacak.

İklim değişiklikleri, göçlere neden olacak. Türkiye'de yaşayanlar kuzeye yerleşmeye çalışacak.

Daha sık ve uzun süreli kuraklıklar olacak. Araştırmalara göre, 2030’da Türkiye’nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar 2-3 derece artacak. Deniz seviyesinin 2030’da 30, 2050-2100 arasında da azami 100 santimetre yükselmesi bekleniyor.

Denizlerin yükselmesinden kıyı kesimleri etkilenecek. Özellikle Sadullah Paşa ve Amcazade Hüseyin Paşa gibi bazı yalılar sular altında kalacak.

Deniz seviyesinde yükselmelerle birlikte kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar ve yat limanları, kullanılamaz hale gelecek.

VAN GÖLÜ KURUYOR

Türkiye’de küresel ısınmanın birinci derecede etkisini gösterdiği yer Van Gölü… Göl ve çevresinde yıllık ortalama sıcaklık 1 derece arttı ve Van Gölü kurumaya başladı. Göldeki su seviyesi1994’te maksimum seviyeye ulaştı. 11 yıldır bu seviyeye ulaşamaması küresel ısınmanın göstergesi… Küresel ısınma devam ettikçe su seviyesi azalmaya devam edecek.

Uydu görüntülerinden Van’ın Özalp ve Saray ilçelerinde tamamı kurumuş göletler saptandı.

PENTAGON’UN FELAKET SENARYOSU

Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’un raporuna göre, 2020 yılından itibaren dünyada su ve enerji kıtlığının baş gösterecek. Rapora göre küresel ısınma nedeniyle dünyada şu değişimler yaşanacak:

Avrupa’daki kıyı kentleri sular altında kalacak.

İngiltere’de “Sibirya” soğukları yaşanacak.

Küresel ısınmanın kuruttuğu bölgelerde su kaynaklarına sahip ülkeler, ellerindeki doğal kaynakları korumak için nükleer silahlara başvuracaklar.

Tarım alanlarının ve su havzalarının korunması ve ele geçirilmesi nedeniyle çıkacak çatışmalar, terör örgütleri kanalıyla bölgesel savaşlara dönüşecek.

KYOTO PROTOKOLÜ

Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlayacak uluslarası tek çerçeve… Protokolü 141 ülke imzaladı. Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki seviyelere düşürmelerini gerekli kılıyor.

1997’de imzalanan protokol, 2005’te yürürlüğe girebildi. Çünkü, protokolün yürürlüğe girebilmesi için, onaylayan ülkelerin 1990’daki emisyonlarının (atmosfere saldıkları karbon miktarı) dünyadaki toplam emisyonun yüzde 55’ini bulması gerekiyordu. Bu orana 8 yıl sonunda Rusya’nın katılımıyla ulaşılabildi.

ABD KİRLETİYOR AMA İMZALAMIYOR

ABD, “Benim çıkarlarım önce gelir” diyerek protokolü imzalamayı reddediyor. Bugün başlayan ve ana gündem maddelerinden birini küresel ısınmanın oluşturduğu G-8 Zirvesi öncesi bu tavrını imzalamama tavrını sürdüren Bush yönetimi, enerji fiyatlarını artıracağı ve ABD’de 5 milyon kişiyi işsiz bırakacağı gerekçesiyle Kyoto Protokolü’ne karşı çıkıyor.

Kyoto Protokolü hükümlerine uyum, imza atan ülkeler açısından zorunlu… Tüm dünyada çevrenin korunmasına evrensel standartlar getiren protokole AB ülkelerinin tamamı taraf... Kyoto Protokolü ile devreye girecek önlemler son derece pahalı yatırımlar gerektiriyor. Sözleşmeye göre,

Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 5'e çekilecek.

Endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek.

Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme, ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak.

Atmosfere bırakılan metan ve karbondioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek.

Fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılacak.

Çimento, demir çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek.

Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler, teknolojiler devreye sokacak.

Güneş enerjisinin önü açılacak. Nükleer enerjide karbon oranı sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak.

Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacak.

ATO BAŞKANI AYGÜN

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Aygün, hükümetler ve iş dünyasını yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda sorumluluk almaya davet ettiğini söyledi.

Küresel ısınmaya engel olmak için kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar yerine su, jeotermal, ve güneş enerjisinin kullanılması gerektiğini dile getiren Aygün, vatandaş olarak herkese düşen önlemler olduğunu kaydetti. Aygün şunları söyledi:

Otomobilimizde kullandığımız benzin ve evimizde kullandığımız kömür ve doğalgaz ile bireysel olarak küresel felakete katkıda bulunuyoruz. Otomobilimizin hava ve yakıt filtrelerinin her zaman temiz olmasına dikkat etmeliyiz. Çünkü kirli filtreler fazla yakıt harcanmasına yol açıyor. Otomobillerimizde klimayı yalnızca gereksinim duyduğumuzda çalıştırmamız gerek. Çünkü klima da yakıt tüketimini artırıyor. Evlerimizde ısı yalıtımına dikkat etmemiz, çift cam tercih etmemiz gerekiyor. Dünyayı ultraviyole ışınlardan koruyan ozon tabakasını incelten sprey ve deodorantlardan da uzak durmalıyız Başka dünya yok. Herkese sorumluluk düşüyor. Böyle giderse bu dünya Bush’a da kalmaz””
sengözlerimebaksanab
 
X