Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
emina'yı ilk m.sandal'ın sevgilisi olarak gördüğümde ne hoş kadın dediğimi hatırlıyorum. evlendiğinde saçı,gelinliği falan harikaydı.bir markanın yüzü olmuştu, o zaman da "ya çok ağır, asil bi duruşu var o mustafa sandal denilen dangoza nasıl tahammül gösteriyor ki bu" demiştim. ama lale devri denilen diziyi izlerken anladım ki benim asillik sandığım şey bildiğin donuklukmuş...bu kadının rol kabızlığından hissettiğim bu. ağzını ayırıp güldür güldür konuşamıyor, inanılmaz yavaş bir oyunculuk çıkarmış; mıymıymıymıy bir hatun yani...ay günlük hayatta da vardır böyle tipler; ağzının ortasına çakasım gelir.yavaş yavaş konuşan, yavaş yavaş hareket eden, iki dakika sonra ruhunu teslim edecekmiş gibi garip bir ifadeyle dolanan, karşıdan karşıya geçmeye ürken, yanından adem oğlu geçse korkan, herşeyden nem kapıp herkesten önce nezle olan...bırrrrrrr yazarken elektriklendim
diziye dönersem, aslında senaryonun ayakları yere basıyor. bi arkadaş haklı olarak aşk-ı memnu'dan esinlenilmiş demiş, ben de böyle hissettim ama senaryonun alt metninde daha güncel göndermeler de var, o kısmı yaratıcı. fakat bu kast ile bu dizi tutar mı??? imkansız!!! gerçi unutulmazların, ömre bedellerin tuttuğğu yerde yanılabilirim de ama emina tek başına diziyi hallac-ı mansur etmiş açıkçası.
emina'yı ilk m.sandal'ın sevgilisi olarak gördüğümde ne hoş kadın dediğimi hatırlıyorum. evlendiğinde saçı,gelinliği falan harikaydı.bir markanın yüzü olmuştu, o zaman da "ya çok ağır, asil bi duruşu var o mustafa sandal denilen dangoza nasıl tahammül gösteriyor ki bu" demiştim. ama lale devri denilen diziyi izlerken anladım ki benim asillik sandığım şey bildiğin donuklukmuş...bu kadının rol kabızlığından hissettiğim bu. ağzını ayırıp güldür güldür konuşamıyor, inanılmaz yavaş bir oyunculuk çıkarmış; mıymıymıymıy bir hatun yani...ay günlük hayatta da vardır böyle tipler; ağzının ortasına çakasım gelir.yavaş yavaş konuşan, yavaş yavaş hareket eden, iki dakika sonra ruhunu teslim edecekmiş gibi garip bir ifadeyle dolanan, karşıdan karşıya geçmeye ürken, yanından adem oğlu geçse korkan, herşeyden nem kapıp herkesten önce nezle olan...bırrrrrrr yazarken elektriklendim
diziye dönersem, aslında senaryonun ayakları yere basıyor. bi arkadaş haklı olarak aşk-ı memnu'dan esinlenilmiş demiş, ben de böyle hissettim ama senaryonun alt metninde daha güncel göndermeler de var, o kısmı yaratıcı. fakat bu kast ile bu dizi tutar mı??? imkansız!!! gerçi unutulmazların, ömre bedellerin tuttuğğu yerde yanılabilirim de ama emina tek başına diziyi hallac-ı mansur etmiş açıkçası.