- 29 Ocak 2017
- 4.500
- 8.598
- 158
- Konu Sahibi inciitanesi
-
- #61
Bu cümle infakın, sadakaların ve elbetteki zekâtın edilen “kâr”dan değil, sahip olunan “mal”dan verilmesi gerektiğinin apaçık delilidir.Çardaklı ve çardaksız bahçeler, hurma(lar), ürünleri çeşitli ekinler, birbirine benzeyen ve benzemeyen biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin!1 Toplandığı gün2 de hakkını (zekâtını ve sadakasını) verin3 (fakat) israf etmeyin! Şüphesiz ki O, israf edenleri sevmez
ENAM,141
Bu cümle "Âdem, Rabbinden birtakım (öğretici) sözler almıştı" mealindeki Bakara 2:37’nin açılımıdır. Burada Hz. Adem ve eşi kendi özgür iradeleriyle yaptıkları yanlışı “kaderimiz böyle yazılmış” diyerek Yüce Allah’a fatura etmedikleri gibi, “bizi şeytan saptırdı” ya da halk arasında meşhur söylemle “şeytana uyduk” diyerek şeytana da fatura etmemişlerdir. Akıllı ve iradeli bir varlık olmaları nedeniyle hatalarının farkına vararak, pişman olarak, bir daha yapmamaya kararlı bir şekilde Yüce Allah’tan af dilemişlerdi.(Âdem ve eşi) şöyle dua etmişlerdi: “Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette kaybedenlerden olacağız.”
ARAF,23
(De ki:) “Şüphesiz ki benim dostum, iyileri sahiplenen (koruyan) ve Kitabı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. ARAF,196 |
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?