Mental çöküş

Evi terk eden birileri için bir avukata danışın, duygusal davranmayın evi terk ettiği için sanırım zaten dava açılabiliyor. Hiç üzerinde saha fazla düşünmeyin. 2 senelik evlilikte yaşanması normal olmayan şeyler. Sizinle olmak ona avantajlı geliyordur ve sizden daha iyi bir başkasını bulabilme ihtimalini düşünüyor olabilir. Üzülmeyin ailenizin yanına dönersiniz ilk önce boşanma işini halledin. Allah yardımcınız olsun
 
Evi terk eden birileri için bir avukata danışın, duygusal davranmayın evi terk ettiği için sanırım zaten dava açılabiliyor. Hiç üzerinde saha fazla düşünmeyin. 2 senelik evlilikte yaşanması normal olmayan şeyler. Sizinle olmak ona avantajlı geliyordur ve sizden daha iyi bir başkasını bulabilme ihtimalini düşünüyor olabilir. Üzülmeyin ailenizin yanına dönersiniz ilk önce boşanma işini halledin. Allah yardımcınız olsun
Benden önce o evi terketti. Boşanma dilekçesini getirip elime verince sinirlenmiştim defol git ben evden gidene kadar da gelme demiştim. Yok gitmem dedi. Dengesiz bi kaç gün geldi gitti sonra ortadan kayboldu. Bi anda evi terketmeye karar vermiş. 1 ay oturdum bekledim. Ondan sonra dilekçeyi imzaladım ve akabinde evden çıktım zaten. Dilekçede hiç bir talebim yok yazıyor. Yani açsa davayı tek celsede bitecek.
 
Benden önce o evi terketti. Boşanma dilekçesini getirip elime verince sinirlenmiştim defol git ben evden gidene kadar da gelme demiştim. Yok gitmem dedi. Dengesiz bi kaç gün geldi gitti sonra ortadan kayboldu. Bi anda evi terketmeye karar vermiş. 1 ay oturdum bekledim. Ondan sonra dilekçeyi imzaladım ve akabinde evden çıktım zaten. Dilekçede hiç bir talebim yok yazıyor. Yani açsa davayı tek celsede bitecek.
Keşke dilekçeyi alıp siz mahkemeye verseymişsiniz. Bir şekilde onun evi terk ettiğini avukat tutup danışın ve kurtulun.
 
Keşke dilekçeyi alıp siz mahkemeye verseymişsiniz. Bir şekilde onun evi terk ettiğini avukat tutup danışın ve kurtulun.
Davacı kendisi davalı ben olarak yazmış. Ben verebilir miydim dilekçeyi? Davayı kendisi açacağı için olmaz diye düşündüm.
 
Merhaba hanımlar. Uzun süredir yazmıyordum buraya. Nerden başlayacağımı da bilmiyorum işin aslında ama burası bana hep iyi gelmiştir o yüzden yazmak istedim . Uzun olursa affola. Umarım okursunuz.

Öncelikle zor bi hayatım oldu. Babasız büyüdüm küçük yaşlardan itibaren. Babamla hiç sağlam bi ilişkimiz olmadı malesef. Bölük pörçük kırık dökük bi ilişkimiz vardı. Öyle ki babam ölmeden 2 sene öncesinde bi tartışma yaşadık. Annem hakkında yaptığı çirkin ithamlardan sonra babamla görüşmeyi kestim. Ölümünü öğrenmemden bi kaç gün önce sürekli babamı rüyamda görüyorum, babamı özledim, babama gideceğim dedim çevremde bi kaç kişiye. Yetişemedim. Aniden babamı kaybettiğimi öğrendim. Hayatımda yaşadığım en büyük travmaydı. 1 sene geçti üstünden.

O sıralar eşimle aram da kötüydü. Eşimin bana bu ölüm sonrası süreçte destek olduğunu söyleyemem . Kavga ettik beni evden kovdu. Çektim gittim. Annemler yurtdışında. 6 ay dönmedim. Sonra ikna çabalarıyla bi şans daha vermeye karar verdim. Ama eşimi içimde asla affedemedim.

Evliliğimizden bahsedecek olursam, sevgililik zamanları bana aşıktı. Benim ona karşı herhangi bi duygum yoktu. Evlenmeden önce de tanıyordum hem çocukluk arkadaşım hem eniştemin akrabası. Öyle çok koştu peşimden vazgeçmedi. Hiçte kimse yakıştırmadı bizi bugüne kadar. Aynı yaştayız ama daha büyük görünür. Ben daha küçük gösteririm. Asla kendimi beğenmem ama çok güzel olduğumu söylerler. Velhasıl hep dedikodumuz dönmüştür bu anlamda. Ama ben onun dışına bakmadım. Baba sevgisi eksikliğinden belki. Hayatımda ilk kez öyle sevilmiştim, korunmuştum, kollanmıştım. Biri bana sahip çıkmıştı. Hiç tatmadığım duyguları o tattırdı belki bu yüzden çok sevdim, aşık değildim ama gerçekten çok sevdim.

27 yaşındayız ikimizde. Evliliğin 2. Senesi yeni bitti. Çocuk yok. Tam işe girdim. Türkiye’ye daha yeni yeni adapte olmaya başladım derken yine kapı dışarı edildim. İşe yeni başladım dedim ya. Yanlış anlamayın ama bakıyorum insanlara genel olarak çok göz açıklar. Ben aşırı saf kalıyorum. Ne dedikodular dönüyor kurum içinde ben ağzı açık izliyorum. İnsanlar çok rahat birbirine oynayabiliyor yüzüne gülüp arkasından neler konuşuyor ben asla beceremiyorum. Çalışma hayatına girince bilmiyorum buraya ait olmadığımı anladım sanki. Hiç alışık değilim böyle durumlara.

Neyse konuya dönecek olursam herşeyi göze almıştım. Eşim için çıktım buraya geldim. Ve burda onun için ömrümü de geçirmeyi falan planlıyordum çünkü kendisi asla yerinden kımıldamak istemiyor. Ama 2 ay önce yine bi tartışma yaşadık. İşe yeni girmiştim ve yaptığı işi iş arkadaşlarımdan gizledim. Sadece mesleğini söyledim. Aslında mesleğini icra etmiyor daldan dala serbest işlerde bi anda zengin olma hevesi içinde. Bunu gurur meselesi yaptı ve aynı evin içinde 1 ay küs kaldık. Eve çöp dahi almadı söylediğim halde. Yeme benim paramı madem utanıyorsun dedi. Annem bunu ailesine söyledi. Akabinde bana boşanma dilekçesi getirdi.

Yine kavga ettik. Çok hakaretler ettim inkar etmiyorum. Her haltta boşanma lafı ağzında. Bıktım artık. Zaten hep saygısızlığımdan dem vurur. Ağzın bozuk der. Valla ben aslında çokta sessiz sakin biriyimdir. Ağzım bozuluyorsa burama kadar gelmiştir. Nasıl bi ş….zsin nikahlı karını gözden çıkarmaya her daim hazırsın dedim. Neyse aradan 1-2 hafta geçti, toparladım kendimi, imzaladım dilekçeyi. Maddi anlamda hiç bişey talep etmedim bu arada. Evden de kişisel eşyalarımı alıp çıktım. Birine evden ayrılacağımı söylemiştim tesadüfen ordan duymuş öğrenmiş. Gitmeden 1 gün önce geldi 4-5 saat dil döktü. Dinlemedim, anlamak istemedim, uzlaşmak istemedim çünkü çok kırgınım ve adam uzlaşmak isterken bile sürekli kendi haklılığından benim haksızlığımdan bahsediyor. Benim derdim de bu zaten. Kendini dünyanın en mükemmel insanı olarak görüyor ama değil. En azımdan benden daha masum değil.

Bu arada bunları yazarken bile içimden geçen ne biliyor musunuz “bu adam beni sevmiyor artık.” Söyledim de yüzüne o konuşmaya geldiği gün. Ben çok seviyorum dedi durdu. Kendini mi yoksa beni mi kandırıyor bilmiyorum, anlayamıyorum.

Şuan evi terkedeli 1 ay olmak üzere. Hala ne gidip dilekçeyi veriyor, ne dava açıyor ne de olumlu en ufak bi adımda bulunuyor. Hiç bi iletişimimiz yok. Bense günden güne bitiriyorum içimde herşeyi. Tekrar döneceğim yurtdışına, eski hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. En azından ailem yanımda olacak artık. Bi süre daha bekleyip davayı ben açacağım sanırım . Onun bi halt edeceği yok çünkü.

Fakat öyle canım yanıyor ki. Öyle değersiz kıymetsiz hissediyorum ki . Öyle mutsuzum ki. Umutlarım, hayallerim öyle yerle bir oldu ki. Ne kadar da basitmişim. Ne kadar kolay gözden çıkarıldım. Nasıl da hiç arkam aranmadı. Söyleyecek çok şey var. İçim çok dolu. Allah’a havale etmekten başka bişey yapamıyorum ama. Biliyorum ki sonu yok bu boşanma tehditlerinin, blöflerinin, evden kovulmaların. Sonra hesap sorunca sinirle yaptım oluyor. Devam edersem mutsuz olacağım hoş devam edelim diyen bi adam da yok zaten karşımda. Böyle bi adımı bile hala benden beklediğine o kadar eminim ki.

Bugün iş arkadaşım çok mutsuz göründüğümü söyledi. Durumumu zaten biliyor. Gerçekten öyleyim hayattan elimi eteğimi çekmiş gibiyim. Ne kadar da havalı bi genç kızdım ben. Ne kadar kendime güvenirdim. Nasıl gülücükler saçardım etrafıma . Onca zorluğa rağmen. Demek yine hayattan bi umudum varmış. Şimdi Halime bakıyorum eser yok. Sessiz, sakin, sinik, ezik, mutsuz, değersiz, kıymetsiz birine dönüşmüşüm. Yalnız bi evin içinde, kapımı çalan yok, kapımı açan yok. Daha fazla ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bunları yaşamayı hakedecek ne yaptım onu da bilmiyorum. Hayatta hiç tutunacak bi dalım olmadı. Gerçekten anlatmaya ihtiyacım vardı. Anlatırken bile ağlamak istiyorum. Ne kadar güçsüz hissediyorum. Yorumlarınızı can kulağıyla bekliyor olacağım… Sağolun
Çok üzgünüm ama bu evlilik biteli çok olmuş herkes haklılık üzerine savaşır hale gelmiş ve siz tamamen kafanızda bitirmişsiniz cunki bir kadın kavga edince değil kafasında bitirip susunca hiç kimse onu geri döndüremez
 
Elmas çamura düşse de elmastır. Çamur ise çamurdur .İnsanin değeri karşısındakinin tavrıyla ölçülmez .Onun karakteri, buymuş,nasıl mutlu edilir, nasıl davranılır bilmemiş.Belki bencilliğinden belki dış etkilerden ,sizi hep kırmayı en kolay yol bilmiş.Siz sessiz durdukça,ibreyi hep yukarı çıkartmış.Su hayatta kimse vazgeçilmez değil.Bu hayat sizin tek şansınız var bir daha dünyaya gelmeyecek siniz gidin , gönlünüzce yaşayın.Birilerini sürekli affetmek,pohpohlamak,ezilmek,ah vah etmek için hayat çok kısa........
 
Çok üzgünüm ama bu evlilik biteli çok olmuş herkes haklılık üzerine savaşır hale gelmiş ve siz tamamen kafanızda bitirmişsiniz cunki bir kadın kavga edince değil kafasında bitirip susunca hiç kimse onu geri döndüremez
Haklısınız ben gerçekten daha önce hissetmediğim duygular içindeyim bu ara. Kırgınım. Öfkeliyim ve bana atacağı olumlu bi adımı da beklemiyorum. Atsa nolur diye düşünüyorum. Dönerim asla diyemiyorum . İçimden de gelmiyor, gelmeyecek. Gerçekten de kafamda bitti bu defa.
 
Üzüntünü kilometrelerce öteden hissettim. Ne kadar narin ve temiz kalpli oluşuna kadar.. Rabbim sevdiği kulunu sınarmış lütfen mutsuz olduğun bir yerde durma gideceğin yerden eminsen koş hiç arkana bakma.
Güzel kalbinizi bende burdan hissettim. ♥️ Bütün çevrem bana destek bunu biliyorum ama kalabalıklar içinde yalnız gibiyim. Bu yüzden buraya yazdım içimi döktüm. Çok zor bi süreç. Ondan utanmışım, onu beğenmemişim, kırılmış beyefendi. Hayatında hiç bu kadar kırılmamış. Ya benim kırgınlığım? Ya benim duyduğum laflar sözler? Tartışmanın üzerinden henüz 10 gün geçmişti mesaj attı bana akşam geleceğim, konuşacağız, bu işi bitireceğiz, bu evlilik yürümüyor, ikimizde mutlu değiliz vs diye. Ben hiç taviz vermedim. Sonra dilekçeyi getirdi zaten. Bir an önce imzala bitsin diye baskı da yaptı üstelik. Evi de terketti. İmzalayıp vereli 1 buçuk ay oldu. Keşke sözünün arkasında durup verseydi de bir an önce bitseydi. Ama o sözünün arkasında durmaz ki. Evlenirken de ne sözler vermişti. Nasıl da yalan oldu. Nasıl da bi bez parçası gibi attı bi kenara. Çok yanılmışım. Hayatımda ilk kez böyle yenildim. Bu adamın evlenmeden önce bana gıkı çıkmazdı. Ayrılık kelimesini ağzına almazdı. 4 seneden sonra evlendik biz. Ne oldu da bu kadar basite indirgendim anlayamıyorum gerçekten. Sudan çıkmış balık gibiyim.
 
Elmas çamura düşse de elmastır. Çamur ise çamurdur .İnsanin değeri karşısındakinin tavrıyla ölçülmez .Onun karakteri, buymuş,nasıl mutlu edilir, nasıl davranılır bilmemiş.Belki bencilliğinden belki dış etkilerden ,sizi hep kırmayı en kolay yol bilmiş.Siz sessiz durdukça,ibreyi hep yukarı çıkartmış.Su hayatta kimse vazgeçilmez değil.Bu hayat sizin tek şansınız var bir daha dünyaya gelmeyecek siniz gidin , gönlünüzce yaşayın.Birilerini sürekli affetmek,pohpohlamak,ezilmek,ah vah etmek için hayat çok kısa........
Evet hep kaçıp kurtulmayı en kolay yol bildi bu evlilik süresince . Bu yüzden ben bu kadar büyük bi hayal kırıklığı içindeyim zaten. Sevgililik dönemimizde ayrılmayı isteyen taraf hep ben olurdum. Seni bırakmam derdi. Kendi ayrılık lafını zaten ağzına almazdı. Niye ben bu kadar basite indirgendim? Ne değişti? Elde mi etti? Ondan boşanmayı göze alamayacağımı mı düşündü? Cesaretsiz mi gördü anlamıyorum. Kendi cesurluk abidesi kesildi başıma evlenince. 2 sene boyunca bu boşanma mevzusunu kullandı blöf yaptı. Bu dilekçe önüme bir kez daha gelmişti daha önce. Sonra herşeyi yuttu tabi. Özür diledi. Sinirle öfkeyle hareket ettim affet dedi. Bilmiyorum . Öyle kolay savurup atabiliyor beni bir kenara. Bu adama artık zerre kadar güvenmiyorum. Ama diyorum ya yenilmişte hissediyorum açıkçası. Kaybetmiş hissediyorum. Hayatımda ilk kez bi konuda başarısız oldum. Hata yaptım. Bunun yükü ağır geliyor. Fakat bilemezdim böyle olacağını. Evlenmeden önce ki durumuna bakacak olursam hiç bilemezdim. O kadar inanmıştım benden asla vazgeçemeyeceğine. Hayal kırıklığı gerçekten.
 
Ben zaten iyi bir ailesi olmayan herkesin hayatta yalniz oldugunu dusunmeye başladım. yurtdışı durumunuz varmış madem davanizi acin ve gidin belli ki ikinizde çok kotu insanlar degilsiniz (anlattiklariniz kadariyla)fakat birbirinize gore de değilsiniz
 
Ben zaten iyi bir ailesi olmayan herkesin hayatta yalniz oldugunu dusunmeye başladım. yurtdışı durumunuz varmış madem davanizi acin ve gidin belli ki ikinizde çok kotu insanlar degilsiniz (anlattiklariniz kadariyla)fakat birbirinize gore de değilsiniz
O kadar haklısınız ki. Aile gerçekten herşeyin temeli. Anne baba ayrı olabilir ama keşke herkes kendi dünyasında mutlu olmayı başarabilse. O zaman daha az zarar görür evlatlar. Ben şahsen çok zarar gördüm özellikle babamın mutsuzluğundan. Hayatım zaten onu toparlamaya çalışmakla geçti. Bu yüzden evlilikten beklentilerim çok daha farklıydı. Yüküm hafifler zannettim. Ne yükler sırtlanmışım da haberim yokmuş. Kötü bi insan olduğunu söyleyemem evet ama artık şu saatten sonra bi vicdan kıtlığı olduğundan eminim. Ara sıra da beyin tutulması yaşıyor. Duyduğum kadarıyla sessizleşmiş, sakinlemiş benim hakkımda da hiç konuşmuyormuş.
 
Güzel kalbinizi bende burdan hissettim. ♥️ Bütün çevrem bana destek bunu biliyorum ama kalabalıklar içinde yalnız gibiyim. Bu yüzden buraya yazdım içimi döktüm. Çok zor bi süreç. Ondan utanmışım, onu beğenmemişim, kırılmış beyefendi. Hayatında hiç bu kadar kırılmamış. Ya benim kırgınlığım? Ya benim duyduğum laflar sözler? Tartışmanın üzerinden henüz 10 gün geçmişti mesaj attı bana akşam geleceğim, konuşacağız, bu işi bitireceğiz, bu evlilik yürümüyor, ikimizde mutlu değiliz vs diye. Ben hiç taviz vermedim. Sonra dilekçeyi getirdi zaten. Bir an önce imzala bitsin diye baskı da yaptı üstelik. Evi de terketti. İmzalayıp vereli 1 buçuk ay oldu. Keşke sözünün arkasında durup verseydi de bir an önce bitseydi. Ama o sözünün arkasında durmaz ki. Evlenirken de ne sözler vermişti. Nasıl da yalan oldu. Nasıl da bi bez parçası gibi attı bi kenara. Çok yanılmışım. Hayatımda ilk kez böyle yenildim. Bu adamın evlenmeden önce bana gıkı çıkmazdı. Ayrılık kelimesini ağzına almazdı. 4 seneden sonra evlendik biz. Ne oldu da bu kadar basite indirgendim anlayamıyorum gerçekten. Sudan çıkmış balık gibiyim.
Rabbim kalbine ferahlık, yolunu açık etsin inşallah🤲🏻 senin için dua edicem🤍 maalesef bu tür adamlar insanı üzmekten, çıkmaza sokmaktan başka hiçbir şey yapmazlar ki sizin oturumunuz olduğu için bile boşanmıyor olabilir 😔
 
O kadar haklısınız ki. Aile gerçekten herşeyin temeli. Anne baba ayrı olabilir ama keşke herkes kendi dünyasında mutlu olmayı başarabilse. O zaman daha az zarar görür evlatlar. Ben şahsen çok zarar gördüm özellikle babamın mutsuzluğundan. Hayatım zaten onu toparlamaya çalışmakla geçti. Bu yüzden evlilikten beklentilerim çok daha farklıydı. Yüküm hafifler zannettim. Ne yükler sırtlanmışım da haberim yokmuş. Kötü bi insan olduğunu söyleyemem evet ama artık şu saatten sonra bi vicdan kıtlığı olduğundan eminim. Ara sıra da beyin tutulması yaşıyor. Duyduğum kadarıyla sessizleşmiş, sakinlemiş benim hakkımda da hiç konuşmuyormuş.
 
Tipik erkek sessizlik tepki vermeme. Yol verin gitsin. Kaldıkça daha da kıracak. Hayatını yaşa. Arkana bile bakma.
Beni afallatan evlenmeden önce asla böyle biri olmaması bana bunları yaşatmaya cesareti yoktu çok fedakardı çok yapıcıydı en fazla bi kaç gün küserdik. Şuan 4 aydır bu durumdayız. Geçen gün evime gittim kalan bi kaç parça kıyafetimi kişisel eşyalarımı almaya. Evde olmadığı bi zaman gittim. Fotograflarımız, albümlerimiz vs hepsini göz önünden kaldırmıştım ben evden çıkmadan önce. Kendim de görmeyeyim diye. Hepsini yerine koymuş gözünün önüne dizmiş. Bana aldığı hediyeleri falan. Sanırım seni bekliyorum hiçbişey bitmedi izlenimi vermeye çalışıyor ama adamda en ufak bi çaba yok. Boşanacağım diye herkese duyurmuştu. Beni herkese rezil ettiği yanına kâr kaldı. Neye yaradı? Getirdi dilekçeyi dikilmiş başımda imzala bitsin yokuşa sürme biz yapamıyoruz en doğrusu bu diyordu. İmzaladım bitti işte niye gidip açmadın davayı? Bundan sonra nasıl yüz yüze bakabileceğimizi düşünebilir? Herşeyi mahvetti gerçekten. Psikolojimi altüst etti kötüyüm…
 
Arayın son kez amacının ne olduğunu sorun. Siz gidin anlaşmalı boşanma dilekçesi verin mahkemeye. Onun imzasını taklit edin. Zaten imza ona mi ait diye kriminal inceleme yapmıyorlar. Duruşma gününü alın. Bakalım niyeti çıksın orada.

Bu tip insanlar düzelmez. Ferhat olup dağlari delerler. Ama sonrasında fare gibi delige kaçarlar.


Benim EŞİMDE rabbim seni bana ahirette de eş eylesin derdi hep. Bu dunyada bile çekemedi.
 
Arayın son kez amacının ne olduğunu sorun. Siz gidin anlaşmalı boşanma dilekçesi verin mahkemeye. Onun imzasını taklit edin. Zaten imza ona mi ait diye kriminal inceleme yapmıyorlar. Duruşma gününü alın. Bakalım niyeti çıksın orada.

Bu tip insanlar düzelmez. Ferhat olup dağlari delerler. Ama sonrasında fare gibi delige kaçarlar.


Benim EŞİMDE rabbim seni bana ahirette de eş eylesin derdi hep. Bu dunyada bile çekemedi.
İnanın sesini duymaya bile tahammülüm yok. Yolda birini ona benzetsem elim ayağım boşalıyor buz kesiyorum. O kadar kırdı uzaklaştırdı ki kendinden. Tedirgin oluyorum. Bana bişey yapacak diye değil ama kıracak sözleriyle yaralayacak yine üzecek diye. Biraz daha bekleyip açacağım davayı. Onun artık asla dava falan açacağına inanmıyorum. Hatta belki duruşmaya bile gelmeyecek anlaşmalıya yanaşmayacak ki bir kuruş dahi talep etmedim etmeyeceğim. Belki de bende bittiğini kabullenip tamam nasıl istersen öyle olsun diyecek. Yani olumlu olumsuz herhangi bi adımı benden bekliyor. Neye ne tepki verecek bilmiyorum. Bu belirsizlik yıpratıyor insanı. Tükendim. Atacağım o adımı az kaldı. Açacağım davayı. Sadece insan yok olan umutlarına kül olan hayallerine yanıyor. 7 sene olmuştu. Yazık giden yıllara. Sonumuzun böyle olacağını bilmezdim. Çokta sevdim artık zor toparlanırım ben .
 
Merhaba hanımlar. Uzun süredir yazmıyordum buraya. Nerden başlayacağımı da bilmiyorum işin aslında ama burası bana hep iyi gelmiştir o yüzden yazmak istedim . Uzun olursa affola. Umarım okursunuz.

Öncelikle zor bi hayatım oldu. Babasız büyüdüm küçük yaşlardan itibaren. Babamla hiç sağlam bi ilişkimiz olmadı malesef. Bölük pörçük kırık dökük bi ilişkimiz vardı. Öyle ki babam ölmeden 2 sene öncesinde bi tartışma yaşadık. Annem hakkında yaptığı çirkin ithamlardan sonra babamla görüşmeyi kestim. Ölümünü öğrenmemden bi kaç gün önce sürekli babamı rüyamda görüyorum, babamı özledim, babama gideceğim dedim çevremde bi kaç kişiye. Yetişemedim. Aniden babamı kaybettiğimi öğrendim. Hayatımda yaşadığım en büyük travmaydı. 1 sene geçti üstünden.

O sıralar eşimle aram da kötüydü. Eşimin bana bu ölüm sonrası süreçte destek olduğunu söyleyemem . Ruh halim çok kötüydü. Kavga ettik beni evden kovdu. Yaka paça dışarı atmadı ama defol git dedi. Çektim gittim. Annemler yurtdışında. 6 ay dönmedim. Sonra ikna çabalarıyla bi şans daha vermeye karar verdim. Ama eşimi içimde asla affedemedim.

Evliliğimizden bahsedecek olursam, sevgililik zamanları bana aşıktı. Benim ona karşı herhangi bi duygum yoktu. Evlenmeden önce de tanıyordum hem çocukluk arkadaşım hem eniştemin akrabası. Öyle çok koştu peşimden vazgeçmedi. Hiçte kimse yakıştırmadı bizi bugüne kadar. Aynı yaştayız ama daha büyük görünür. Ben daha küçük gösteririm. Asla kendimi beğenmem ama çok güzel olduğumu söylerler. Velhasıl hep dedikodumuz dönmüştür bu anlamda. Ama ben onun dışına bakmadım. Baba sevgisi eksikliğinden belki. Hayatımda ilk kez öyle sevilmiştim, korunmuştum, kollanmıştım. Biri bana sahip çıkmıştı. Hiç tatmadığım duyguları o tattırdı belki bu yüzden çok sevdim, aşık değildim ama gerçekten çok sevdim.

27 yaşındayız ikimizde. Evliliğin 2. Senesi yeni bitti. Çocuk yok. Tam işe girdim. Türkiye’ye daha yeni yeni adapte olmaya başladım derken yine kapı dışarı edildim. İşe yeni başladım dedim ya. Yanlış anlamayın ama bakıyorum insanlara genel olarak çok göz açıklar. Ben aşırı saf kalıyorum. Ne dedikodular dönüyor kurum içinde ben ağzı açık izliyorum. İnsanlar çok rahat birbirine oynayabiliyor yüzüne gülüp arkasından neler konuşuyor ben asla beceremiyorum. Çalışma hayatına girince bilmiyorum buraya ait olmadığımı anladım sanki. Hiç alışık değilim böyle durumlara.

Neyse konuya dönecek olursam herşeyi göze almıştım. Eşim için çıktım buraya geldim. Ve burda onun için ömrümü de geçirmeyi falan planlıyordum çünkü kendisi asla yerinden kımıldamak istemiyor. Ama 2 ay önce yine bi tartışma yaşadık. İşe yeni girmiştim ve yaptığı işi iş arkadaşlarımdan gizledim. Sadece mesleğini söyledim. Aslında mesleğini icra etmiyor daldan dala serbest işlerde bi anda zengin olma hevesi içinde. Bunu gurur meselesi yaptı ve aynı evin içinde 1 ay küs kaldık. Eve çöp dahi almadı söylediğim halde. Yeme benim paramı madem utanıyorsun dedi. Annem bunu ailesine söyledi. Akabinde bana boşanma dilekçesi getirdi.

Yine kavga ettik. Çok hakaretler ettim inkar etmiyorum. Her haltta boşanma lafı ağzında. Bıktım artık. Zaten hep saygısızlığımdan dem vurur. Ağzın bozuk der. Valla ben aslında çokta sessiz sakin biriyimdir. Ağzım bozuluyorsa burama kadar gelmiştir. Nasıl bi ş….zsin nikahlı karını gözden çıkarmaya her daim hazırsın dedim. Neyse aradan 1-2 hafta geçti, toparladım kendimi, imzaladım dilekçeyi. Maddi anlamda hiç bişey talep etmedim bu arada. Evden de kişisel eşyalarımı alıp çıktım. Birine evden ayrılacağımı söylemiştim tesadüfen ordan duymuş öğrenmiş. Gitmeden 1 gün önce geldi 4-5 saat dil döktü. Dinlemedim, anlamak istemedim, uzlaşmak istemedim çünkü çok kırgınım ve adam uzlaşmak isterken bile sürekli kendi haklılığından benim haksızlığımdan bahsediyor. Benim derdim de bu zaten. Kendini dünyanın en mükemmel insanı olarak görüyor ama değil. En azımdan benden daha masum değil.

Bu arada bunları yazarken bile içimden geçen ne biliyor musunuz “bu adam beni sevmiyor artık.” Söyledim de yüzüne o konuşmaya geldiği gün. Ben çok seviyorum dedi durdu. Kendini mi yoksa beni mi kandırıyor bilmiyorum, anlayamıyorum.

Şuan evi terkedeli 1 ay olmak üzere. Hala ne gidip dilekçeyi veriyor, ne dava açıyor ne de olumlu en ufak bi adımda bulunuyor. Hiç bi iletişimimiz yok. Bense günden güne bitiriyorum içimde herşeyi. Tekrar döneceğim yurtdışına, eski hayatıma kaldığım yerden devam edeceğim. En azından ailem yanımda olacak artık. Bi süre daha bekleyip davayı ben açacağım sanırım . Onun bi halt edeceği yok çünkü.

Fakat öyle canım yanıyor ki. Öyle değersiz kıymetsiz hissediyorum ki . Öyle mutsuzum ki. Yanılmış hissediyorum. Yenilmiş hissediyorum. Umutlarım, hayallerim öyle yerle bir oldu ki. Ne kadar da basitmişim. Ne kadar kolay gözden çıkarıldım. Nasıl da hiç arkam aranmadı. Söyleyecek çok şey var. İçim çok dolu. Allah’a havale etmekten başka bişey yapamıyorum ama. Biliyorum ki sonu yok bu boşanma tehditlerinin, blöflerinin, evden kovulmaların. Sonra hesap sorunca sinirle yaptım oluyor. Devam edersem mutsuz olacağım hoş devam edelim diyen bi adam da yok zaten karşımda. Böyle bi adımı bile hala benden beklediğine o kadar eminim ki.

Bugün iş arkadaşım çok mutsuz göründüğümü söyledi. Durumumu zaten biliyor. Gerçekten öyleyim hayattan elimi eteğimi çekmiş gibiyim. Ne kadar da havalı bi genç kızdım ben. Ne kadar kendime güvenirdim. Nasıl gülücükler saçardım etrafıma . Onca zorluğa rağmen. Demek yine hayattan bi umudum varmış. Şimdi Halime bakıyorum eser yok. Sessiz, sakin, sinik, ezik, mutsuz, değersiz, kıymetsiz birine dönüşmüşüm. Yalnız bi evin içinde, kapımı çalan yok, kapımı açan yok. Daha fazla ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Bunları yaşamayı hakedecek ne yaptım onu da bilmiyorum. Hayatta hiç tutunacak bi dalım olmadı. Gerçekten anlatmaya ihtiyacım vardı. Anlatırken bile ağlamak istiyorum. Ne kadar güçsüz hissediyorum. Yorumlarınızı can kulağıyla bekliyor olacağım… Sağolun
Bende şuan benzer bir sorun yaşıyorum. 5 aylık bir ilişkim vardi ve bitti arkam aranmadı ve bir kere bile ne oldu neden gittin demedi çok kolay vazgecti... Evet komik 5 aylık bir ilişkiydi ama insan bir emek görmek istiyor. Ben kalktım gittim o gücü buldum ki, kolay değildi bazı sorunlar da var. Umarım sizin de ayağa kalktığını görürüz. Ve biter bu rezillik. Daima mutlu huzurlu günler
 
Son düzenleme:
Bende şuan benzer bir sorun yaşıyorum. 5 aylık bir ilişkim vardi ve bitti arkam atanması ve bir kere bile ne oldu neden gittin demedi çok kolay vazgecti... Evet komik 5 aylık bir ilişkiydi ama insan bir emek görmek istiyor. Ben kalktım gittim o gücü buldum ki, kolay değildi bazı sorunlar da var. Umarım sizin de ayağa kalktığını görürüz. Ve biter bu rezillik. Daima mutlu huzurlu günler
Bende dimdik ayaktayım zaten. Çektim gittim bende pılımı pırtımı toplayıp. İnanın evlilik daha zor ve böyle bi durumu yaşamak daha yıkıcı oluyor. Ben keşke nişan falan atsaydım diye düşünüyorum bazen. Keşke o zmn vazgeçseydim. Canım yanıyor ama ne mutlu ki güçlü bi duruşumuz var.
 
İnanın sesini duymaya bile tahammülüm yok. Yolda birini ona benzetsem elim ayağım boşalıyor buz kesiyorum. O kadar kırdı uzaklaştırdı ki kendinden. Tedirgin oluyorum. Bana bişey yapacak diye değil ama kıracak sözleriyle yaralayacak yine üzecek diye. Biraz daha bekleyip açacağım davayı. Onun artık asla dava falan açacağına inanmıyorum. Hatta belki duruşmaya bile gelmeyecek anlaşmalıya yanaşmayacak ki bir kuruş dahi talep etmedim etmeyeceğim. Belki de bende bittiğini kabullenip tamam nasıl istersen öyle olsun diyecek. Yani olumlu olumsuz herhangi bi adımı benden bekliyor. Neye ne tepki verecek bilmiyorum. Bu belirsizlik yıpratıyor insanı. Tükendim. Atacağım o adımı az kaldı. Açacağım davayı. Sadece insan yok olan umutlarına kül olan hayallerine yanıyor. 7 sene olmuştu. Yazık giden yıllara. Sonumuzun böyle olacağını bilmezdim. Çokta sevdim artık zor toparlanırım ben .
Herkesin hayatta imtihanlari oluyor. Sen zannetme ki evli insanların hepsi sevgi kelebeği :) Kimi gidecek yeri yok kimi maddi zorluk kimi elalem ne der diye diye sürdürüyor evliliğini. Zararın neresinden dönersen kardır. Ben eşimin yıllarca borcunu ödedim. En son evlilik yüzüklerime kadar alıp gitti. Kendini rezil edip gitti. Ama ilahi adalet elbet bir gün tecelli edecek. Yer gök dua. Rabbimin sevgili kuluyuz. Ömür boyu böyle insanla yaşamak mı daha iyi.
 
X