- 23 Eylül 2013
- 25.158
- 52.035
- 798
ben de atma ve almama takıntı olmaya başladı, hastalık haline geldi :)
öğle arası tahtakale- japon pazarı tarzı olan yerlere gittim, yani insanların eline koluna yapışıp bırakın almayın diye bağırasım geldi.
bir de kalabalık biblo ve süs eşyaları ile dolu evlerde afakanlar basıyor ve insanların yaşam tarzına karışıyorum. o öyle beğeniyor deyip kabul etmek yerine, ya sen bu camın önünü nasıl siliyorsun, tüm pencere önlerin biblo dolu, ya bunların temizliği zor olmuyor mu, tozlanıyor, yıkaman gerekir vs . halbuki karşı tarafın bir şikayeti yok. bana göre artık sadece gıda- deterjan alış verişi yapılmalı gibi geliyor. ama yanlış bir düşünce herkes aynı olmak zorunda değil.
insanların evinde kullanmadıkları kıyafetlere kıyamayıp, birilerine verememelerine şaşırıyorum. ben uç örnek olabilirim ama onlarınki de normal değil.
almamaya ciddi olarak 6 yıl çocuğun doğumundan sonra başladım, alımlarımı epey azalttım. ama 9 yıl önce çalıştığımiş yerine, evde ne var ne yok (iş yerine getirir bir köşeye koyar, ihtiyaç sahipleri alsın diye bırakırdım. bizim iş yeri sosyal yardımlar dağıtıyor, yardım kriterlerine uygun olmayanlara, bak köşede kıyafetler vs var, alabilirsin derdik, ben mutfak eşyası vs de bırakırdım). 9-10 yıl önce arkadaşım bana dedi ki sertsessiz senin ev yakında filmlerdeki japon evlerine dönecek. bir tahta evin içinde bir kilim onun üstünde oturacaksın demişti. şimdilerde minimalist olarak japon evlerini örnek gösteriyorlar. (bu arada benim ev çok sade de değil, bir şekilde evin içine eşyalar giriyor)
Baza altlarım dolu misal, azaltmaya çalışıyorum, sadece çocuk oyuncaklarının fazlalıkları kalsın istiyorum ama dolu. zamanla azalır inşaallah
Bende takıntı olmaya başladım.
Ama çok fazla müdahile etmiyorum.
Konu bir şekilde sadeleşmeye geliyor zaten

Ben 2 yılda çok ciddi derecede azaldım
ama 2 yıl daha sürer düzen işleri :)