Modern kölelik: bağımlılık

Nevreste

Bir garip yolcu
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
290.063
595.838
42
360480_o23b9.jpg

Son dönemde gündemi en sık meşgul eden meselelerin başını bağımlılık çekiyor. Sigara, alkol, madde, kumar, internet bağımlılığı derken insan yaşamının kalitesini ciddi derecede azaltan, azaltmakla kalmayıp erken ölüme sebep olan, ailevi/mesleki/sosyal işlevselliği dağıtan bu “hastalık” hakkında halk olarak hala yeterince bilgili değiliz. Belki soracaksınız bilmek bağımlılığı engelleyebilir mi? Vereceğim cevap burada belli: Hayır, engellemez; fakat bağımlılık yapan o madde her neyse onu elinize almadan önce düşünmenize vesile olabilir. Sizi nelerin beklediğini bilirseniz, atacağınız adıma o denli dikkat edersiniz. Şimdi 6 maddede bağımlılık konusunu özetleyelim:

Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Nefsani bir bozukluk değildir. Maddeyi kullanan herkes iradesi ne kadar güçlü olursa olsun bağımlı olabilir. Çünkü madde beynin temel merkezlerinde değişiklik yaratır. Yani nasıl ki kalbinizin atışını isteyince durduramıyorsanız, maddeyi aldığınızda beyninizde yaşanan değişime de engel olamazsanız.
020120141703172694947_2.jpg


Bağımlılık yapıcı maddeler (sigara, alkol, esrar vs) bir kerelik kullanımda sizi anında bağımlı hale getirmez, fakat bir kere kullanmak bağımlı olmak için yeterli bir adımdır. Zira bağımlılıkların hepsi “bir kereden bir şey olmaz” ile başlar; “nereden elime aldım bu illeti” diyerek ya hastanede ya kemoterapide ya da boşanmak için gidilen mahkemenin sanık sandalyesinde ve nihayetinde de mezarda son bulur. Siz bağımlı olana kadar maddeyi “isteyince” kullanırsınız hatta o sırada “yok canım ben bağımlı olmuyorum, isteyince kullanıp isteyince bırakabiliyorum” deyip kendinizi avutursunuz. Fakat aslında o isteyince kullanmaların hepsi sizin maddeye bağımlı olmaya başladığınızın sinyalleridir.

Zira bağımlılık psikiyatride “tedavi edilemeyen” nadir hastalıklardan biridir. Bir kere bağımlı olduktan sonra tedavi ile madde kullanımınızı ancak kontrol altına alabilirsiniz. İşte bu yüzden en başında bir kereden bir şey olmazlara hiç bulaşmamak gerekir.

Bağımlısı olduğunuz maddeyi hayat boyu bedeniniz arzulayabilir; fakat tedavi ile bu dürtüyle başa çıkmayı öğrenip, maddeninin yarattığı yapay haz olmadan da gayet mutlu ve kaliteli bir yaşam sürebilirsiniz.

Ramazanda alkol almamak, 5 saat sigara içmemek, 2 ay madde almamak bağımlı olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Tekrar tekrar kullanma özlemi duyuyorsanız siz artık bağımlısınız.

Hiçbir bağımlı, “bağımlı” olduğunu kabul etmez.

Bağımlılar, bağımlı oldukları maddeyi bırakmayı sürekli ertelerler, kullanımlarından dolayı hep başkalarını suçlarlar ve kullanımlarını belli olaylara bağlarlar .

“Atın ölümü arpadan olsun” mantığı iyi hoş da o “arpa” hayatınızdan çalmakla kalmıyor, paranızı pulunuzu, sosyal hayatınızı, mesleğinizi, sağlığınızı, ailenizi elinizden alıyor.

Bağımlılık köleliktir, esarettir. Hani hep derler ya ne kadar acı çekersem çekeyim yeter ki vatanımda özgür olayım. Bedeniniz sizin vatanınız; o vatanda anlık mutluluklarla sizi günden güne öldüren bir kölelik mi; huzurlu, acısıyla tatlısıyla gerçek hislerle dolu bir özgürlük mü? Bunu bir düşünün derim.

Kaynak: doktor sitesi
 
X