Hürroş: Son sahneyi izleyemedim, özür diledin mi bilmiyorum ama, dilemen gerekir, bunu söylemem lazım. Bu kez sen öfkene hakim olamayıp Mahi'nin üstüne yürüdün. Yalnız, gözlerindeki, 'ben şimdi özür de dilerim ama ileride bunu sana ve anana çok fena yedireceğim' bakışı vardı.
Şehzade Mustafa: Şehzadem, Hürrem size bir şey yapmadı. Mahi'nin başına ne geldiyse kendi aptallıkları yüzünden geldi. Kadınla bu kadar uğraşmayacaktı. Siz o zamanlar epey küçüktünüz, bilmiyorsunuz hadiseleri tabii. Şimdi anlatması uzun sürer. Ama bu olayda ben size hak veriyorum o ayrı.
İbrahim Paşa: Paşa hazretleri, tekrar hoşgeldiniz demek istiyorum. Ben pek mutlu oldum yahu sizi tekrar sadrazam olarak görünce. Ayas Paşa'ya haddini gayet güzel bir şekilde bildirdiniz. Şu an zor durumdasınız, o yüzden çok uzatmayacağım, onun için heykel mevzusuna girmeyeceğim. Hem hünkarımız için, hem Hatice Sultan için gerçekten vazgeçilmezsiniz. Affınıza sığınarak, ileride bir daha böyle hatalara düşmeyin derim.
Hatice Sultan: Gözün aydın Hatice. Paşadaki değişimi farketmene şaşırmadım değil aslında ama iyi oldu. Bak nasıl bunaltmışsın adamı. Çocuklar bile kocaman oldu, ne zamandır halvetin h'si yok. Onu da geçtim, bir yakınlık olsun, bir öpüşme olsun, hiç yok. Kendine çeki düzen ver bence. Gerçi kıymetini anladın paşanın, hadi bakalım.
Ayas Paşa: Ayas Paşam, size azıcık meftun olmam, İbrahim Paşa'nın yokluğundan istifade etmenizi affettiğim anlamına gelmiyor. Kızdım. Çok kızdım. Oh olsun size ama, paşadan güzel bir balans ayarı geldi. Yalnız, gözlerinizdeki hıncı da görmedim değil. Dikkat edin, paşa oyar o gözleri.
Mahidevran Sultan: Mahi, Mustafa'yı küçüklüğünden beri dolduruyorsun. Senin saçma sapan hareketlerin yüzünden neredeyse babasına da düşman oluyordu. Sana çekmemiş Allah'tan. Akıllı bir şehzade. Ama, onun başına gelecek olanların en büyük sorumlusu sen olacaksın. İçinde öyle büyük bir kin var ki, daha iflah olmazsın sen. Allah onun padişah olmasını nasip etmeyecek sana. 'Ay ben veliaht şehzade anasıyım, ay bilmemneyim' diye debelen bakalım şimdilik. (Çok Nostradamus gördüm kendimi yahu
Şehzade Mustafa: Şehzadem, Hürrem size bir şey yapmadı. Mahi'nin başına ne geldiyse kendi aptallıkları yüzünden geldi. Kadınla bu kadar uğraşmayacaktı. Siz o zamanlar epey küçüktünüz, bilmiyorsunuz hadiseleri tabii. Şimdi anlatması uzun sürer. Ama bu olayda ben size hak veriyorum o ayrı.
İbrahim Paşa: Paşa hazretleri, tekrar hoşgeldiniz demek istiyorum. Ben pek mutlu oldum yahu sizi tekrar sadrazam olarak görünce. Ayas Paşa'ya haddini gayet güzel bir şekilde bildirdiniz. Şu an zor durumdasınız, o yüzden çok uzatmayacağım, onun için heykel mevzusuna girmeyeceğim. Hem hünkarımız için, hem Hatice Sultan için gerçekten vazgeçilmezsiniz. Affınıza sığınarak, ileride bir daha böyle hatalara düşmeyin derim.
Hatice Sultan: Gözün aydın Hatice. Paşadaki değişimi farketmene şaşırmadım değil aslında ama iyi oldu. Bak nasıl bunaltmışsın adamı. Çocuklar bile kocaman oldu, ne zamandır halvetin h'si yok. Onu da geçtim, bir yakınlık olsun, bir öpüşme olsun, hiç yok. Kendine çeki düzen ver bence. Gerçi kıymetini anladın paşanın, hadi bakalım.
Ayas Paşa: Ayas Paşam, size azıcık meftun olmam, İbrahim Paşa'nın yokluğundan istifade etmenizi affettiğim anlamına gelmiyor. Kızdım. Çok kızdım. Oh olsun size ama, paşadan güzel bir balans ayarı geldi. Yalnız, gözlerinizdeki hıncı da görmedim değil. Dikkat edin, paşa oyar o gözleri.
Mahidevran Sultan: Mahi, Mustafa'yı küçüklüğünden beri dolduruyorsun. Senin saçma sapan hareketlerin yüzünden neredeyse babasına da düşman oluyordu. Sana çekmemiş Allah'tan. Akıllı bir şehzade. Ama, onun başına gelecek olanların en büyük sorumlusu sen olacaksın. İçinde öyle büyük bir kin var ki, daha iflah olmazsın sen. Allah onun padişah olmasını nasip etmeyecek sana. 'Ay ben veliaht şehzade anasıyım, ay bilmemneyim' diye debelen bakalım şimdilik. (Çok Nostradamus gördüm kendimi yahu
Son düzenleme: