nasıl davranacağımı bilemedim duygularım karşrık...

ben olsaydım giderdim
kv ve görümcem sabote etmeye çalışıyolar diyosun
anlamadım önceden engel olabildiler mi?
eğer öyleyse biletini iptal etme git kesinlikle
yoksa hep bu böyle devam eder

eşin baban tarih uzatma kararı verdiği için kızmış bence
emrivaki olayına kızmış
az önce arkadaş bahsetmiş 9 gün iyi bir zaman diye bence de yani
babanın etkisinde kalmışsın sen bide
ortayı bulmak en güzeli böyle durumlarda...
 
bana sorulmadan plan yapılıp benim hakkımda karar verilmnesine Allah var babamda olsa bende çok sinir olurum hatta oluyorumda sürekli bu yüzden kendi ailemede kızarım. hoş eşiniz size deyip kendi başkalarından izin almış o da ayrı ya. bence gitmeyeceksen söylenecek zor bişey yok gelmek istemiyorum de bebek var de .ayrıca babanız götmek istiyorsa sizi evden bu kadar uzaklaştırıp heba edeceğine kendi gelmesi daha mantıklı değil mi. bi taşla iki kuş olayları olunca insan değer görüp görmediğinide anlamıyor. hazır gelmişken torunuda göreyim falan olmasın
 
Nasıl bi mantıkmış bu? Eşinizin davranışlarınıza bakılırsa ailesinden ne öğrendiği, ailesinin nasıl davrandığı da belli.
Benim ailem paldır paldır küldür lavoboyu kullanamaz, rahatsız ederiz diye cekinirler ondan ailen kadar sık gelmiyorlar deseydiniz, alttarafı bir kaç gün illa kız isteme mi olması lazımmış gitmeniz için? Kuzenleriniz geliyo, her çocuğu özleyen de zırt zırt gelemez ki?
:ssz:
 
Ben bu pencereden bakamadım olaya...Belkide o haklı ama ne olursa olsun eşim hayatıma girmeden o insanlar vardı benim hayatımda bir kalemde silip atamam...Eşim genelde böyledir başlangıçta herşeye tamam der sonra bir maraza çıkarır mutlaka...Bizi özleyeceğinden olduğunuda sanmıyorum...Birkaç gün önce gidinde kafamı dinleyeyim dediğini bile hatırlıyorum...

sil at demiyorum ki.. o da demiyor ki gidin başımı dinlerim demiş..

sizi özlemediğini niye söyledin anlamadım. sen eşisin diğeri çocuğu.. niye özlemesin.. başını dinlerim demesi ayrı bir şey.. laf o.. belki kendini kandırmaya çalışıyor. laftan öte olamaz.. eşin çocuğunu alıp gitse şehir dışındaki ailesine sen özlemez misin onları.. bırakır mısın.. sen annesin özlersin o da baba.. senin eşin.. niye özlemesin..

sonuçta senin hayatın senin kararın.. istediğin şeyi içinde rahat edeceğin şeyi yapmakta serbestsin tabi..ben olsam eşimin gönlünü almadan gitmek istemezdim..
 
Son düzenleme:
Bu arada normalde biletin tarihi 10-19 ocak babam 25 ocakta dönersin demişti..

cnm dönüşe babanın karar vermesi olmamış bana göre. eşine sordunmu babam 25 ne kadar kalın bileti ben alırım diyor. sen diyorsun napalım dedinmi. öyle olmadıysa eşinde ben kimim bu evde demiştir yani.


birde kardeşin sözü için gidiliyomuşya . söz olmayıncada bozulmuştur niye gidiyoz diye. sen söylmdinde kameradan mı duydu sözün iptalini
 
bir de canım eşin aileni sil at diye düşünse seni isteme gününde de gitmeni istemez. sonuçta istemeye kaç kişi gidilir ki.. nişan olsa tamam. ayrıca buraya gelsinler burada kalsınlar demez..

benim eşim böyle şeyleri kendi karar vermez.. en son yılbaşına çağırdılar bizi akrabaları biz konuşalım düşünelim dedi. onlarda ne düşüneceksiniz ben ordayım ya onun için karar verin anlamında söyleyin işte dediler.. düşünecez evde kalmayı istiyoruz dedim.
tabi sonradan tekrar bir daha söylediler.

yani demek istediğim biri ne zaman çağırsa benim taraf ya da kendi tarafı mutlaka eşimle(ismimi söyler tabi) bir konuşuyum der.. ben de bu duruma dikkat ediyorum.

hem ani bir karar vermekten söz vermekten kurtulursunuz.. hem de iyi olur.. sonuçta baban özler tek ben maliyeti karşılayım gel der.. hatta baban bence biraz da bencil davranmış daha fazla kal diye süreyi uzatmak istemiş.. yanlış anlama kötü anlamda değil bencilliği ama dediğim gibi hani siz de bir aile olduğunuz için her denileni isteneni yapmak gibi durum olmaz..

işte burda sizin kararlarınız düşünceleriniz önemli. bu da pat diye olmaz.. olmamalı..
 
Son düzenleme:
bir de canım eşin aileni sil at diye düşünse seni isteme gününde de gitmeni istemez. sonuçta istemeye kaç kişi gidilir ki.. nişan olsa tamam. ayrıca buraya gelsinler burada kalsınlar demez..

benim eşim böyle şeyleri kendi karar vermez.. en son yılbaşına çağırdılar bizi akrabaları biz konuşalım düşünelim dedi. onlarda ne düşüneceksiniz ben ordayım ya onun için karar verin anlamında söyleyin işte dediler.. düşünecez evde kalmayı istiyoruz dedim.
tabi sonradan tekrar bir daha söylediler.

yani demek istediğim biri ne zaman çağırsa benim taraf ya da kendi tarafı mutlaka eşimle(ismimi söyler tabi) bir konuşuyum der.. ben de bu duruma dikkat ediyorum.

hem ani bir karar vermekten söz vermekten kurtulursunuz.. hem de iyi olur.. sonuçta baban özler tek ben maliyeti karşılayım gel der.. hatta baban bence biraz da bencil davranmış daha fazla kal diye süreyi uzatmak istemiş.. yanlış anlama kötü anlamda değil bencilliği ama dediğim gibi hani siz de bir aile olduğunuz için her denileni isteneni yapmak gibi durum olmaz..

işte burda sizin kararlarınız düşünceleriniz önemli. bu da pat diye olmaz.. olmamalı..

Bak canım ne güzel sana danışan bir eşin var...Ya benimki iş erinde beraber çalıştığı bayan arkadaşlarıyla nereye gidilecekse plan yapıyor en son benim haberim oluyor ve oraya gidiliyor...Yani benimde anlamadığım burası o işteki bayanlarla plan yapıyorsa benim babamın ona emri vaki yapmasını normal karşılaması gerek diye düşünüyorum...Tabiki sizde yazdıklarınızda haklısınız ...
 
Bak canım ne güzel sana danışan bir eşin var...Ya benimki iş erinde beraber çalıştığı bayan arkadaşlarıyla nereye gidilecekse plan yapıyor en son benim haberim oluyor ve oraya gidiliyor...Yani benimde anlamadığım burası o işteki bayanlarla plan yapıyorsa benim babamın ona emri vaki yapmasını normal karşılaması gerek diye düşünüyorum...Tabiki sizde yazdıklarınızda haklısınız ...

eşin sana soruyor mu gidelim diye.. yani işte işyerinden şuraya gidelim diyorlar biz de gidelim mi diye.. soruyordur herhalde. yoksa hazırlan şu günü şu saat şuraya gidecez mi diyor. ikinciyi demiyordur herhalde.öyleyse devam ediyorum.yoksa yok say:)

cnm yanlış anlama ben o haklıdır demiyorum. sadece evliliklerde denge meselesi var. bunu çok iyi ayarlamak lazım. mutlu olabilmek için yoksa yıllarca insanlar birbirlerini yapmadığını koymuyorlar. sonra üzülen yine eşler çocuklar oluyor.

anladığım kadarıyla sen de uysal, hanım hanımcık bir yapıya sahipsin.

işyerinde ahmet der ki canım balık çekti öbürü de der ki bir gün gidelim yiyelim. birisi de evet ya sazlı sözlü yerlere bir gün kafa dağıtalım gitsek çok iyi olur der. birkaç kişiye derler gelen gelir gelmeyen gelmez.başka zamanda mehmet şuraya gidelim güzel indirim kampanya eğlence film vs varmış gidelim mi der. gelen gelir..

yani eşin şuraya gidecekler gidelim mi derse zaten sana danışmış olur. gidenler de zaten seninle aynı durumdadır. ...ama bir gün de sen şuraya gidelim mi çok güzel şarkı söylüyor falanca hem yemek de yeriz yemeklerde uygun fiyat dersen oradaki kızlara söyler. ayarlarsınız..
 
Son düzenleme:
Eşimin ailesinde adet evlendikten sonra kız tarafıyla ilk görüşmede erkeğin aileside olacakmış...Bu adet olmadan gelinle damat kızın ailesiyle görüşemezmiş...Bizde eşimin ailesinden dönerken tesadüf ailemin yaşadığı ilçede denk geldik ve hepsi toplasan bir saat bir restourantta oturup yemek yedik..Efendim nasıl yermişiz nasıl görüşürmüşüz ailesi kapılarında kaldığım ilk gece hayatımı kararttılar eşime yüklendiler ve olaylar silsilesi devam etti...

Onun ailesi gelip kaldılar evet ama hiç bir zamanda benim eşimle beraber uyuduğunuz odanıza bir kez bile kapısını çalıp girmediler hep paldır küldür girdiler...

Şu iki durumu, neredeyse aynı, ve fakat karakterler farklı olarak yaşadığım için seni çok iyi anlıyorum.. Bazı anneler, vitrinden, amiyane tabirim için beni mazur görün, sadece kendilerine ait olan oğullarına, onun ve kendilerinin olması için, neredeyse satın alır gibi, tüm mülkiyet haklarını ellerinde tuttuklarına inandıkları şekilde "mal" alır gibi hissederler kendilerini, evlad evlendirirken.. Ne bir din, ne de sosyal bir hukuk bu yaptıklarını destekler oysa ki... dahası bazı örf ve adetler buna meydan verirken, aslında çok iyi niyetlerle oluşturulmuş geleneksel kuralların zaman içerisinde çarpıtılıp kişiye uygun hale getirilmesiyle bu durumlara gelinmiştir..
Ne yazık ki bu evlilik değil... Çok üzgünüm..
Velakin çözümler var.. Yaşadığım meseleler silsilesi içinde bu iki derdine de birebir uyan meseleler vardı hayatımda..

Öncelikle ikincisi hakkında kısacık bir özet geçeyim. Uyuduğunuz odaya bu paldır küldür dalma işleminin önünü alman için niyeti bir tart bakalım.. Sence bunu niye yapıyorlar.. Cehalet mi? (Sen de onların bulunduğu odaya böyle girsen tepkileri olmaz mı?), kasıtlı saygısızlık mı?, "Biz senin efendiniz, saygı duymak zorunda değiliz.. Bizden gizleyeceğin bir şey olamaz" alt metni mi var bunda... Benim ki cehaletten kaynaklandığı için önünü almakta zorlanmamıştım.. Bu benim için kötünün en iyisi idi.. Bu kolay halledilebilir bir şey, bunu yazışabiliriz.. ancak niyetlerini bir tart, ön yargısız...

İlk seçenekte yaşadığın derde dönersek.. Senin evlilikte ki rolünü ve alman gereken bazı zorunlu kararları, evliliğin selameti açısından gözden geçirmek gerek.. Bu şekilde senelerce sabredebilirim diyorsam, bu da bir seçenektir... Ama içinde bir yerlerde "sonsuza kadar böyle sürmez, sanki bunalmaya başladım, ne olacak?" gibi bir takım dürtmeler varsa, bunlar konuşulmalı, çözüm düşünülmeli... Yalnız şunu bilmeni rica ediyorum, evet aynı meselelerden geçtim, çok şükür atlattım.. Ama hiçbiri laylaylom olmadı ne yazık ki... "Vay süper yaptım ya" diyebileceğim herhangi bir şey de yaşamadım...

Ne eşimi ve ne de ailesini değiştirdim...
ben değişince, her şey otomatik olarak değişti...
Sen.. ne kadar değişebilirsin...
Ya da, değişmek ister misin?
 
Son düzenleme:
Şu iki durumu, neredeyse aynı, ve fakat karakterler farklı olarak yaşadığım için seni çok iyi anlıyorum.. Bazı anneler, vitrinden, amiyane tabirim için beni mazur görün, sadece kendilerine ait olan oğullarına, onun ve kendilerinin olması için, neredeyse satın alır gibi, tüm mülkiyet haklarını ellerinde tuttuklarına inandıkları şekilde "mal" alır gibi hissederler kendilerini, evlad evlendirirken.. Ne bir din, ne de sosyal bir hukuk bu yaptıklarını destekler oysa ki... dahası bazı örf ve adetler buna meydan verirken, aslında çok iyi niyetlerle oluşturulmuş geleneksel kuralların zaman içerisinde çarpıtılıp kişiye uygun hale getirilmesiyle bu durumlara gelinmiştir..
Ne yazık ki bu evlilik değil... Çok üzgünüm..
Velakin çözümler var.. Yaşadığım meseleler silsilesi içinde bu iki derdine de birebir uyan meseleler vardı hayatımda..

Öncelikle ikincisi hakkında kısacık bir özet geçeyim. Uyuduğunuz odaya bu paldır küldür dalma işleminin önünü alman için niyeti bir tart bakalım.. Sence bunu niye yapıyorlar.. Cehalet mi? (Sen de onların bulunduğu odaya böyle girsen tepkileri olmaz mı?), kasıtlı saygısızlık mı?, "Biz senin efendiniz, saygı duymak zorunda değiliz.. Bizden gizleyeceğin bir şey olamaz" alt metni mi var bunda... Benim ki cehaletten kaynaklandığı için önünü almakta zorlanmamıştım.. Bu benim için kötünün en iyisi idi.. Bu kolay halledilebilir bir şey, bunu yazışabiliriz.. ancak niyetlerini bir tart, ön yargısız...

İlk seçenekte yaşadığın derde dönersek.. Senin evlilikte ki rolünü ve alman gereken bazı zorunlu kararları, evliliğin selameti açısından gözden geçirmek gerek.. Bu şekilde senelerce sabredebilirim diyorsam, bu da bir seçenektir... Ama içinde bir yerlerde "sonsuza kadar böyle sürmez, sanki bunalmaya başladım, ne olacak?" gibi bir takım dürtmeler varsa, bunlar konuşulmalı, çözüm düşünülmeli... Yalnız şunu bilmeni rica ediyorum, evet aynı meselelerden geçtim, çok şükür atlattım.. Ama hiçbiri laylaylom olmadı ne yazık ki... "Vay süper yaptım ya" diyebileceğim herhangi bir şey de yaşamadım...

Ne eşimi ve ne de ailesini değiştirdim...
ben değişince, her şey otomatik olarak değişti...
Sen.. ne kadar değişebilirsin...
Ya da, değişmek ister misin?

1.de eşime sormuştum neden böyle yapıyorlar demiştim çünkü kapıyı açtıklarında karşılaşabilecekleri şeyleri ikisindede tartacak zeka var...Eşiminde cevabı onlar anlamazlar birde şunu dedi onlar buradayken bizim birlikte olacağımızı düşünmüyorladır dedi...Kayınvalidem hep şehirde büyümüş kimseyi beğenmez bir kulp bulur kızıda annesine çekmiş...Benim ailemi köylü diye küçük görürler fakat annem doğum yaptığımda yanıma gelmişti yardımcı olmaya geceleri bebeğin ağladığını bile duysa odaya kapıyı vurarak girerdi...Sezeryan olduğum için yardıma gelirdi gece bir dönem otururken bile zorlandığım için...
2.ye gelince adet adı altında aileme söyleyemediklerini bana söylediler bana yaptılar kapılarında gelinleri olarak kaldığım ilk gecede oldu bu mesele...Yani bu zamana kadar sabrettim...Fakat oğlum doğduktan sonra artık bende cevap vermeye başladım baktım olmuoyr kabullenmiyorlar...fakat bir değişiklik olmadı özellikle görümcemin tavırlarında...Ayrıcada bir masa etrafında konuşulup anlaşılabilecek insanlar değiller pek konuşsakta kavga havasında olacağı için pek yanaşmam...Görümcem eşimle benim yaptığım her işin içinde olmak istiyor buna bir çözüm bulamadım henüz.şimdi yazdıklarımı okuyan arkadaşlar acaba hep görümcemi haksız diye düşünecekler fakat ikimizin aynı anda tanıştığımız eşimin arkadaşlarının hanımları bile daha sonra görüştüğümüzde nasıl sabrettiğimi soruyorlar...

Siz kendi çevrenizdeki benzeri olayların üstesinden gelebilmişsiniz umarım bende başarırım...Tecrübelerinizden faydalanmak isterim....Teşekkür ederim ilginize...
 
pardon da eşiniz kim ki babanız ondan icazet alsın? bence aile büyükleri ne derse o olmalı çok radikal istekler değilseler. aynı durum eşinizin ailesi için de geçerli. büyüklere hürmet gerek diye düşünüyorum.
 
Buyuklere hurmet demek her dedikleri yapilacak demek deyil bence. Problemlerin coguda buyuzden cikmiyor mu zaten ?
 
konuyu açan arkadaşım eğer bu şekilde gidersen orada için rahat edecek mi?

eminim edemeyeceksin için pır pır olacak en azından..

evlenince eşimiz ağaç kavuğundan çıktığımızı düşünüyor ailemizle görüşmek eşimizden izin alacağımızı falan sanıyorlar deniliyor..

bu düşünceyle gidilirsek mutlu olamayız. çünkü evlenmeden önce nasıl biriyle çıkarken gezerken giderken babamızdan izin alıyorsak yani evin bir düzeni eve karşı biriylere karşı sorumluluklarımız varsa evlendikten sonra ki ev bizim ev oluyor. sorumluluklarımız o eve ve kişilere oluyor. yani bekarken babanıza o benim müstakbel eşim istediğim gibi kalırım da onunla da yatarım diye edepsiz bir şekilde söylemeyiz. ama yolunu buluruz.. nişanlımla gidebilir miyiz birlikte falanca tatil kasabasına gideceğiz ya da falanca yere gideceğiz diye..usulune göre babamızı pof poflayız canımlı cicimli yanağına da kocaman bir öpücük kondururuz iznimizi alırız..

peki evlenince aile bireyine niye zorla gönlünü yapmadan istediğimizi yapalım. hani ben 18 yaşındayım reşitim istediğimi yaparıma benziyor bu.. elbette herşeyi yapmaya özgürüz. ama o eve evliliğe kişilere karşı da sorumluyuz..

yani düşün eşin sırf sen ve ailen istedi diye kendi çocuğundan ve senden ayrı kalacak.. bu kış günü hava değişimi yolculuklar yapmak kalabalığa girmek çocuk için iyi olmayacak ama bunu söyleme sizin gitmenizi istememe hakkını veremeyiz. çünkü bizim onlar ailemiz.. burdaki kimin ailesi..asıl ailesi burası.. hayatı burası.. hayatını oraya kurmuş.. tabi gidecek ama böyle giderim de ailemde onları yok sayamam da değil..

YANİ ONLARI YOK SAYMAMAK DEMEK HAYATINIZI GEÇİRDİĞİNİZ AİLEM DEDİĞİNİZ YERİ KİŞİLERİ YOK SAYDIĞINIZIN FARKINDA OLUNMUYOR..

arkadaşım uzun lafın kısasa ben sana derim ki gitmek istiyorsan bunu eşinle daha sakin daha yapıcı olarak anlat.. kararınızı siz verin.. sizin kararlarınıza öbür taraf uymak zorunda..eşin doğru söylemiş.. yoksa başkalarının kararına ailende olsa uyarsanız siz aile olamazsınız..(tabi herkes için yani sizin taraf bizim taraf diye ayırım yapmadan)

gitmiyorum demekle bak en güzelini yapmışsın.. bence eşine seninle karar vermediğim için mi tepki gösterdin de.. çocuktan bizden ayrı kalacağın için mi gitmemi istemiyorsun de.. (çünkü bazılarımız ne istediğimizi söyleyemeyiz..ifade edemeyiz.) soğuk diye mi gitmemizi istemiyorsun de.. ya da başka neden istemiyorsun diye sor.. herkes orada toplanıyor ben de gitmek istiyorum de(tabi gitmek istiyorsan) ama bunlardan dolayı gitmemizi istemiyorsan biz de gitmeyiz de..

(biliyorum belki bazıları kızacak ama sonuçta karşındakini değer vermen gerekir.. değer görmek için.. ama yok sen değer gösterip hala itilip kalkılıyorsun elbette ezik olmayacaksın)

a


Bilmiyorun nasil bir ailede büyüdünüzü fakat ben resit olduktan sonra hiç babamdan izin almak zorunda degildim. Sadece evde bildiriyordum mesela cumartesi x arkadasim ile bulusuyorum ve su saatte geri evde olurum annemlere alatiyordum.

Esim ilede ayni öyle oluyor. Planlarimiz var ise beraber oturup konusuyoruz hani bunu pratik anlamda nasil cözebiliriz diye. Sonuçta çoçuk degiliz, sirf kadin olduk diye hiç kimseden izin almak zorunlugunda degiliz!

Bu durumda ben olsam , o görüsmeden sonra esim ile konusurdum, ben uzatmak için kendi nedenlerimi söylerdim, eger esim uzatmaya karsi ise o nedenlerini söyleyip beraber bir karara varardik. Asla bana bagirmazdi. Ayrica ne demek, baban benden izin almak zorunda? Bu bir kadin için ne kadar rencide edici bir laf! Sanki kadin degil, esinin malvarligisin gibi oluyor!

Benim babam istedigi gibi teklif yapar, bana sadece degerlendirmek ve esim ile konusmak düser. Bir 50 yasindaki adam esimden izinmi alacakmis kizina bilet almak için? Yok daha neler! Lütfen kadinlar kendinizi bir erkek için bu kadar küçük düsürmeyin. Evlendiniz diye kocaniz sizin sahibiniz olmuyor. Evlilik demek, esitliktir, ES OLMAKTIR!

Konu sahibine sesleniyorum, kesinlikle ailenin yanina git ve bu konuda esini dinleme. Yoksa her zaman böyle olacagina düsünür. Sonuçta yalnis birsey yapmiyorsun, aileni özleyip yanlarina gidiyorsun. Esinin gönlü olmadiysa artik ne yapalim, insan hayatta her istedigi olmuyor :)
 
Ben senin yerinde olsam eşimi ikna ederim gitmek için.
Ha ikna edemezsem bile aileme kavgamızı söylemem.
Ben hiç kavgamı aileme belli etmedim.
 
Back
X