Selamlar..
Bu aralar kendimi çok karışık hissediyorum.Hayatta iyi ve güzel şeyler olduğuna dair inancımı tamamen kaybettim.Ne için savaştığımı ve yaşadığımı bilemiyorum..
Geçenlerde başıma gelen bir mevzu beni çok sarstı ve yaraladı neden bilmiyorum.Benim babam nerdeyse 40 yıldır devlet memuru hala emekli olmadı.Devletin bugüne kadar beş kuruşuna tenezzül etmemiş, eve devletin bir kalemini bile getirmemiş, hatta iş yerindeki arkadaşlarının şahsi telefon konuşmalarını kendilerine ödetmiş bir adam benim babam.E tabi ki tahmin edebileceğiniz üzere, böyle bi adam olduğu için ne terfi edebildi ne başka bişey.Çünkü doğru düzgün..Yıllardır aynı görevde, avukat..Hakkı olmasına rağmen defalarca kez hakkı yendi ve onun hakettiği göreve başkaları atandı..
Geçenlerde 39.5 derece ateşi çıktı ve hastaneye kaldırdık.Acilde sıra bekledik, pratisyen hekime yalvarmalarımız sonucunda bi saat sonra bize buram buram afedersiniz sidik kokan bi sedye verdi..Babamı mecbur oraya yatırdık.Serumunu taktılar gittiler, orası acil servis ama inanın ölseniz 3 gün sonra haberleri olur yaklaşık 200 hastaya bakan bir adet pratisyen hekim var ve burası Ankara'nın en önemli hastanelerinden birisi..
Babama o sedyede yatarken baktım.Şu devlete 40 yıllık hizmet verdi, tek kuruş para çalmadı, bir kuruş vergi kaçırmadı,60 küsür yaşına geldi ve onca emeğinin karşılığında, yaşlılığında, hastalığında devletin ona layık gördüğü şey sidik kokulu bi sedyeydi.
Şimdi bu kaset olaylarını hepimiz biliyoruz.Zaten bu olaylar olmasa da ödediğimiz vergilerden, maaşımızdan geriye elimize kalan paradan, aldığımız hizmetlerden paraların nerelere gittiğini tahmin edebiliyorduk.Bu mu adalet diyorum.Siyasete girmek istemiyorum ama adalet bu mu diyorum sürekli.
Evliliğimde eşim bir işe 350 bin parasını yatırdı ve paramızı alamadık, evliliğimin bitme sebeplerinden biri de budur mesela.Çünkü torpilimiz yoktu parayı alacak.Eşim bunalıma girdi, biz boşanma aşamasındayız ama geçenlerde duydum intihar etmiş, zor kurtarmışlar..
Geçenlerde facebookta bir arkadaşım bir yerin fotoğrafını paylaşmış.Başka bir ülkede cennet bahçesi gibi bir yer.Önü deniz, yeşillikler içinde bir ev.Buralarda da yaşayan insanlar var işte, bir yandan evi bile olmayanların olduğu bir dünyada.
Bu dünyada yöneten zenginler ve yönetilen fakirler var.Biz üç kuruş bulup doğru düzgün tedavi olamazken ya da birileri açlıktan ölürken diğer kesim de akıl almaz bir hayat yaşıyor.
Adalete olan tüm inancımı kaybettim kısaca.Bu ülkede hayatım boyunca çalışıp muhtemelen yaşlılığımda da babamınkine benzer bi sedyede sürünerek ölücem.
İyiliğin bu dünyada beş para etmediğini öğrendim de, illa kötü mü olmak lazım?İlla birilerinin canını yakıp sömürmek mi lazım?Anca o zaman mı istediğimiz gibi yaşayabilicez?Gerçekten hak ettiklerimizi alabileceğimiz bi düzen neden yok?
Bunu arkadaşlarımla ya da ailemle konuştuğumda Allah bizi sınıyor diyolar..
Allah hep bizi mi sınıyor?Neden zenginleri sınamıyor?
Lütfen bana şükürden duadan falan bahsetmeyin..Benden kötülerin haline acıyıp neyse ki onlar gibi değilim demek bana göre değil..
Sadece içimi dökmek istedim, okuyanlara teşekkürler..
Sukursuz bi insansiniz.halinize cok uzuldum.bu dunyada herkesin bi yaradilis srbebi var.klise ama zengin yoksun herkes bu dunyada yasadiklariyla puan alip oteki dunyada rahat edecek..babanizda..inancinizi yitirmeyin en kotusude budur..kendi aile hayatimda oyle seyler yasadim ama bigun olsun zenginleri dusunup ah vah etmedim.yapmayin.
Selamlar..
Bu aralar kendimi çok karışık hissediyorum.Hayatta iyi ve güzel şeyler olduğuna dair inancımı tamamen kaybettim.Ne için savaştığımı ve yaşadığımı bilemiyorum..
Geçenlerde başıma gelen bir mevzu beni çok sarstı ve yaraladı neden bilmiyorum.Benim babam nerdeyse 40 yıldır devlet memuru hala emekli olmadı.Devletin bugüne kadar beş kuruşuna tenezzül etmemiş, eve devletin bir kalemini bile getirmemiş, hatta iş yerindeki arkadaşlarının şahsi telefon konuşmalarını kendilerine ödetmiş bir adam benim babam.E tabi ki tahmin edebileceğiniz üzere, böyle bi adam olduğu için ne terfi edebildi ne başka bişey.Çünkü doğru düzgün..Yıllardır aynı görevde, avukat..Hakkı olmasına rağmen defalarca kez hakkı yendi ve onun hakettiği göreve başkaları atandı..
Geçenlerde 39.5 derece ateşi çıktı ve hastaneye kaldırdık.Acilde sıra bekledik, pratisyen hekime yalvarmalarımız sonucunda bi saat sonra bize buram buram afedersiniz sidik kokan bi sedye verdi..Babamı mecbur oraya yatırdık.Serumunu taktılar gittiler, orası acil servis ama inanın ölseniz 3 gün sonra haberleri olur yaklaşık 200 hastaya bakan bir adet pratisyen hekim var ve burası Ankara'nın en önemli hastanelerinden birisi..
Babama o sedyede yatarken baktım.Şu devlete 40 yıllık hizmet verdi, tek kuruş para çalmadı, bir kuruş vergi kaçırmadı,60 küsür yaşına geldi ve onca emeğinin karşılığında, yaşlılığında, hastalığında devletin ona layık gördüğü şey sidik kokulu bi sedyeydi.
Şimdi bu kaset olaylarını hepimiz biliyoruz.Zaten bu olaylar olmasa da ödediğimiz vergilerden, maaşımızdan geriye elimize kalan paradan, aldığımız hizmetlerden paraların nerelere gittiğini tahmin edebiliyorduk.Bu mu adalet diyorum.Siyasete girmek istemiyorum ama adalet bu mu diyorum sürekli.
Evliliğimde eşim bir işe 350 bin parasını yatırdı ve paramızı alamadık, evliliğimin bitme sebeplerinden biri de budur mesela.Çünkü torpilimiz yoktu parayı alacak.Eşim bunalıma girdi, biz boşanma aşamasındayız ama geçenlerde duydum intihar etmiş, zor kurtarmışlar..
Geçenlerde facebookta bir arkadaşım bir yerin fotoğrafını paylaşmış.Başka bir ülkede cennet bahçesi gibi bir yer.Önü deniz, yeşillikler içinde bir ev.Buralarda da yaşayan insanlar var işte, bir yandan evi bile olmayanların olduğu bir dünyada.
Bu dünyada yöneten zenginler ve yönetilen fakirler var.Biz üç kuruş bulup doğru düzgün tedavi olamazken ya da birileri açlıktan ölürken diğer kesim de akıl almaz bir hayat yaşıyor.
Adalete olan tüm inancımı kaybettim kısaca.Bu ülkede hayatım boyunca çalışıp muhtemelen yaşlılığımda da babamınkine benzer bi sedyede sürünerek ölücem.
İyiliğin bu dünyada beş para etmediğini öğrendim de, illa kötü mü olmak lazım?İlla birilerinin canını yakıp sömürmek mi lazım?Anca o zaman mı istediğimiz gibi yaşayabilicez?Gerçekten hak ettiklerimizi alabileceğimiz bi düzen neden yok?
Bunu arkadaşlarımla ya da ailemle konuştuğumda Allah bizi sınıyor diyolar..
Allah hep bizi mi sınıyor?Neden zenginleri sınamıyor?
Lütfen bana şükürden duadan falan bahsetmeyin..Benden kötülerin haline acıyıp neyse ki onlar gibi değilim demek bana göre değil..
Sadece içimi dökmek istedim, okuyanlara teşekkürler..
Sukursuz bi insansiniz.halinize cok uzuldum.bu dunyada herkesin bi yaradilis srbebi var.klise ama zengin yoksun herkes bu dunyada yasadiklariyla puan alip oteki dunyada rahat edecek..babanizda..inancinizi yitirmeyin en kotusude budur..kendi aile hayatimda oyle seyler yasadim ama bigun olsun zenginleri dusunup ah vah etmedim.yapmayin.
Selamlar..
Bu aralar kendimi çok karışık hissediyorum.Hayatta iyi ve güzel şeyler olduğuna dair inancımı tamamen kaybettim.Ne için savaştığımı ve yaşadığımı bilemiyorum..
Geçenlerde başıma gelen bir mevzu beni çok sarstı ve yaraladı neden bilmiyorum.Benim babam nerdeyse 40 yıldır devlet memuru hala emekli olmadı.Devletin bugüne kadar beş kuruşuna tenezzül etmemiş, eve devletin bir kalemini bile getirmemiş, hatta iş yerindeki arkadaşlarının şahsi telefon konuşmalarını kendilerine ödetmiş bir adam benim babam.E tabi ki tahmin edebileceğiniz üzere, böyle bi adam olduğu için ne terfi edebildi ne başka bişey.Çünkü doğru düzgün..Yıllardır aynı görevde, avukat..Hakkı olmasına rağmen defalarca kez hakkı yendi ve onun hakettiği göreve başkaları atandı..
Geçenlerde 39.5 derece ateşi çıktı ve hastaneye kaldırdık.Acilde sıra bekledik, pratisyen hekime yalvarmalarımız sonucunda bi saat sonra bize buram buram afedersiniz sidik kokan bi sedye verdi..Babamı mecbur oraya yatırdık.Serumunu taktılar gittiler, orası acil servis ama inanın ölseniz 3 gün sonra haberleri olur yaklaşık 200 hastaya bakan bir adet pratisyen hekim var ve burası Ankara'nın en önemli hastanelerinden birisi..
Babama o sedyede yatarken baktım.Şu devlete 40 yıllık hizmet verdi, tek kuruş para çalmadı, bir kuruş vergi kaçırmadı,60 küsür yaşına geldi ve onca emeğinin karşılığında, yaşlılığında, hastalığında devletin ona layık gördüğü şey sidik kokulu bi sedyeydi.
Şimdi bu kaset olaylarını hepimiz biliyoruz.Zaten bu olaylar olmasa da ödediğimiz vergilerden, maaşımızdan geriye elimize kalan paradan, aldığımız hizmetlerden paraların nerelere gittiğini tahmin edebiliyorduk.Bu mu adalet diyorum.Siyasete girmek istemiyorum ama adalet bu mu diyorum sürekli.
Evliliğimde eşim bir işe 350 bin parasını yatırdı ve paramızı alamadık, evliliğimin bitme sebeplerinden biri de budur mesela.Çünkü torpilimiz yoktu parayı alacak.Eşim bunalıma girdi, biz boşanma aşamasındayız ama geçenlerde duydum intihar etmiş, zor kurtarmışlar..
Geçenlerde facebookta bir arkadaşım bir yerin fotoğrafını paylaşmış.Başka bir ülkede cennet bahçesi gibi bir yer.Önü deniz, yeşillikler içinde bir ev.Buralarda da yaşayan insanlar var işte, bir yandan evi bile olmayanların olduğu bir dünyada.
Bu dünyada yöneten zenginler ve yönetilen fakirler var.Biz üç kuruş bulup doğru düzgün tedavi olamazken ya da birileri açlıktan ölürken diğer kesim de akıl almaz bir hayat yaşıyor.
Adalete olan tüm inancımı kaybettim kısaca.Bu ülkede hayatım boyunca çalışıp muhtemelen yaşlılığımda da babamınkine benzer bi sedyede sürünerek ölücem.
İyiliğin bu dünyada beş para etmediğini öğrendim de, illa kötü mü olmak lazım?İlla birilerinin canını yakıp sömürmek mi lazım?Anca o zaman mı istediğimiz gibi yaşayabilicez?Gerçekten hak ettiklerimizi alabileceğimiz bi düzen neden yok?
Bunu arkadaşlarımla ya da ailemle konuştuğumda Allah bizi sınıyor diyolar..
Allah hep bizi mi sınıyor?Neden zenginleri sınamıyor?
Lütfen bana şükürden duadan falan bahsetmeyin..Benden kötülerin haline acıyıp neyse ki onlar gibi değilim demek bana göre değil..
Sadece içimi dökmek istedim, okuyanlara teşekkürler..
bende bir aydır aynı düşünceler içindeyim. kpss ye hazırlanmaya çalışıyorum evlilik iş kurs vs.. kazanırsam sırf 1saat erken çıkması ve ilerde çocuğum olduğunda rahat izin alabilirim işten atılmam düşüncesiyle memur olmak istiyorum hayalim bile değilken.. bende senin gibi görüyorum etrafımdakileri durumlarını sonra sürekli niçin yaşıyorum ki diyorum ömrüm boyunca çalışsam anca 3+1 bi ev bi araba ve çocukların eğitimine anca yetebiliriz. kanadayı araştırmıştım geçen aylarda yaşam şartlarını vs. 10-20 senede sahip olabildiğimiz bi ev,araba ve çocuk eğitim masrafı için orda 5sene çalışmn yeterli diyor. aradaki farka bak.
Ben Avrupa'da kucuk bir kasabada yasiyorum sekerim, burada bir nehir, goletler, parklar, cicek bahceleri var ama ben cok mutsuzum . Evimin 50 m otesinde cok guzel bir lale bahcesi var, ben sadece 1 kere gittim, fazlasi icimden gelmiyor. Yani etrafin ne kadar guzel olursa olsun icin karanliksa gunesi goremiyorsun. "Ne icin yasiyorum"u kendi kendime ben de bugunlerde soruyorum. Ailem yok, sevgilim yok, cocugum yok, hicbir seyim yok, hayatta hicbir amacim yok. Gecende yeni evlenecek bir arkadasimla konusuyordum, bana hayat cok anlamsiz gibisinden bir seyler soyledi. Ben de ona : "Sacmalama ......., seni seven bir erkek var, ne guzel onunla evleniyorsun, yakinda cocugun da olur.....yani hayatinda yasamaya deger cok sey var. Ben her gun tek basimayim, hayatta hicbir amacim yok" dedim. Dondu kaldi, beni tek basina da mutlu olabile insanlardan zannediyormus.
haklisiniz, Turkiye'de devlet yonetimi gercekten cok kotu ama daha duzenli bir ulkede yasasaniz da baska problemleriniz olabilir, yine mutlu olamayabilirsiniz, sadece buna ornek vermek istedim. Iyi bir refah duzeyinde yasasaniz bile mutlu olacaginizin yine garantisi yok bence.
Neyse sekerim, babaniz hasta, anladigim kadariyla bosanmissiniz, yani mutsuz olmaniz normal. Ustunuzde bu dertler varken hayat ne guzel lay lay lay modunda olsaydiniz zaten garip olurdu. Gordugum kadariyla her sey birden ustunuze gelmis. Bence metin olun, gordugum kadariyla zaten guclu bir insansiniz, babaniz iyilesir, belki eski esinizle belki baska biriyle tekrar aski yasarsiniz. Guzel gunlerin gelecegine inanmalisiniz bence, nedense size bahar yakinda gelecekmis gibi hissettim.
Sorunuzun cevabini bilmiyorum Pitirtay cigim, mutlu olmak neden bu kadar zor?
Yazdıklarınıza kelimesi kelimesine katılıyorum malesef.Özellikle şu sıralar sürekli aklımdan geçen ve engel olamadığım düşünceler.Özelde çalışan birisi olarak birçok kez haksızlığa maruz kaldım ve hakkımı arayamadım kimi kime şikayet edebilirdimki.Olması gerekenden az maaşla insanları köle gibi çalıştırıp üstüne birde haklarını vermeyen,hatta maaşına yapılması gereken zamı istediğinde sana kapıyı gösteren firmalarda yıllarca çalışıp yıllık izninde bile ancak taksitle tatile gidebildiğin yerdir bu ülke.Kendi ülkemizde yıllarca çalışıp zor geçinirken yabancıların sırf işsizlik maaşıyla bile dünyayı gezmesidir asıl haksızlık ve malesef düzen budur.Eskiden sırf İstanbul'dan küçük bir şehire yerleşme hayalleri kurardım artık kesmiyor şimdi başka ülkelere diktim gözüNorveç'e baktım internetten mesele tabi gitmek hayal ama olsun hayali bile güzel.İnsanların huzur içinde yaşadığı,emeğinin karşılığını aldığın,birey olarak özellikle kadın olarak değer gördüğün.... bu liste böyle uzar gider kısacası böyle biryerde doğmak yaşamak isterdim.Yanlış yerdeyim,haksızlıkların hukuksuzlukların,katillerin,hırsızların tam ortasındayım ve elimden birşey gelmiyor.Böyle hissediyorum ve bu düşüncelerden kurtulamıyorum.
Ne kadar güzel yazmışsın öyle, bir solukta okudum desem yeridir. Baban umarım sağlığına kavuşur. Çok çok geçmiş olsun.
Ama şu son cümlenden dolayı "dini yönden zayıf, inancı kuvvetli değil" dercesine topa tutabilirler seni,bilgin olsun.
Kimse anlatmak istediğine bakmaz, yaşadıklarını anlamaya çalışmaz, bir tek burdan dem vururlar.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?