Neden evlenilir?

Aslında son paragrafta söylediklerini, "biz evleniyoruz/sevgiliyiz" diye ekleme yapmadan da pek ala yapabiliriz. Dörtlü gezilere çıkabilmek için, neden evlenmek gereksin? Aksi halde sizi aralarına almayacaklarını mı düşünüyorsunuz?
Mirasa gerek var mı? Yani, mirasdan yararlanabilmek için mi evlenilir? Tersine, herkes kendi malı mülkü üzerinde hak sahibi olsa bunun ne gibi kötü getirisi olabilir?
Evlenmden doğan çocuklara kimlik çıkarmı çıkmaz mı konusunda bir bilgim yok. Fakat her iki koşuldada, sonuç yine devlet baskısı sorununa varıyor.
Sanırım siz ilk itirazını unuttunuz. İş, tapu ve diğer şeylerin aksine evlilikte ne gibi bir maddi çıkar olduğunu sordunuz ve ben buna cevap verdim. "Bunlar için evlenilir" yargısını nasıl çıkardığınızı anlatırsanız çok sevinirim.

Dörtlü gezi mevzusuna gelince yine yanlış anlamışsınız, evlenmeden olmaz demedim. Asıl amaç yaşantıları çoğaltmaktır ama tanıştırıldığında da resmileştirilmiş olur dedim. Şimdi anlayabilmişsinizdir umarım.
 
Eşimle çocuk yapmayı meşru kılmak için evlendim sanırım. Yoksa yıllarca sevgiliydik halimden de çok mutluydum aynı evde yaşamasak da.
Derdim mal mülk ortaklığı değil, daha çok ondan olmasını istediğim çocukları güvenceye almaktı. Bir de milletin çenesini dedikodusunu çekemeyecektik sanırım.
 
Evlilik dışında evli hayatı yaşamak yanlış ise, yapılan düğün, çalan müzik bu gerçeği değiştirmeyeceğine göre ortada bir çelişki var demektir, değil mi?
Yanlış değil ise, neden evlenme ihtiyacı duyuluyor? Neden, zaten aynı sürecek bir hayata isim konulma gereği hissediyor?
Nikahı sedece evlenen iki kişi için olduğunu düşünülemez . Toplumların düzeni aile düzeninden geçer . İnançlı olun yada olmayın yaşadığınız toplum ahlakı ve düzenide bireylerin yaşamını etkiler ..
 
Ama bu hak iddiasının evlilikle pek bir alakası yok. Bunun doğrudan toplumsal algıyla ilgisi var. Yani bu hak iddiası cinsel ilişkiyi "teslim olmak" kelimesi üzerinden tanımlayan kadın ve erkeklerle alakalı.
Örneğin ben evleniyor olsam ya da uzun süreli bir ilişki yaşıyor olsam o ilişkide kendimi "teslim olan" taraf olarak tanımlamayacağım için karşıdaki kişi de benim bedenim ya da iradem üzerinde hak iddia eden kişi olamaz.
Ha bu arada ben ilişkilerde duygusal ve fiziksel sadakata inanırım. Yani karşımdaki kişiyi aldatmam yani üzerinde tasarruf kurduğum bedene o kişi dışında başka bir erkek dokunamaz ve karşımdan da aynı sadakati beklerim.
Yani evet arabesk bir yaklaşımla olmasa da bedeni üzerinde kısmi ve ılımlı bir tasarrufum olması gerektiğine inanırım, karşımdaki kişinin de bu şekilde düşünmesi gerektiğine inanırım.
Sevdiği, birlikte olduğu kadının başka bir erkekle birlikte olma ihtimalini önemsemeyen erkek de medeni değildir, uygun kelimeler var ama burada yazılmaz.
Ha bu önemseme, döverek, kırarak, vurarak, ya benimsin ya kara toprağınsın diyerek olmaz, kabul.
Ama bu fikirden rahatsız olmayan insanlar, aynı eve girmesin, ne evlilikle ne de gönül bağıyla.
İkili ilişkilerdeki konumumuz kendimizi o ilişkide nasıl tanımladığımızla alakalı. Örneğin ben kendimi erkeğe tabi olan, erkeğe itaat etmesi, hürmet etmesi gereken kişi olarak tanımlamadığım için benim açımdan evlilik beni köleleştiren, beni mülk haline getiren bir kurum değil.
Ben tarafların birbirine saygı, sevgi duyduğu, birbirlerini önemsediği bir ilişkide arada imza olup olmamasının sadece bir formaliteden ibaret olduğunu düşünüyorum.
Hak iddiasından kastım karşı taraftan ziyade devlet kurumu idi. Her konuda kanunlarala çevrili olmak kötüdür fakat söz konusu sadece kişiyi bağlan bir seçim olunca daha da dayanılmaz oluyor.
Aksi halde, yukarı da yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum.
Fakat aynı duygu ve düşüncelerini, evlenmeden de hayatta tutabilirsin diye düşünüyorum.
Ki eminim biliyorsunuz, aldatılma konusu evliliğe bağlı değil. Bu durumda iyi niyetiniz her koşulda ayaklar altına alınabilir. Evlenmek size bir garanti vermeyecektir.
 
Ne hak

Ne hakkı istiyorsun ki? Kendi rızanla olan bir eylemde, ne hakkı?

Al işte kadına şey de bari , sen kimsin ki bir hak iddia edeceksin de tam olsun :KK14:

Buna benzer çok konuyla karşılaştım ve şimdiye değin bu forumda zevkle okuyup cevap verdiğim, keşke devamı da gelse diye düşündüğüm yegane konular yine bunlar oldu.
Kısacası, re re rö diyen sensin, bizler değil.
Başlığı, içeriği ne olursa olsun her konuya "sanane ki" "kime ne" yazılabilir, bir savunmasıda yoktur.
"şu kişi şöyle... böyle" başlıklı bir konuya, sana ne ondan, kimene ki de yazabilirsin. Karşılıklı sananeler ile sürüp gider.
Bu kadar rahatısz oluyorsan, okumama hakkında sahipsin.
Lakin açılan diğer konulara engel olmadığı da kesin. Kimsenin bilgisayarını uzaktan kontrol etme yeteneğimiz yok, zorla buraya alınmadın.
Tersine, "horoz dövüşü"ne evrilmeyen konularda tam da bunlar oluyor. Lakin ortada bir fikir alışverişi söz konusu, "ne biçim annesin", "gitmeseydin", "hak etmişsin" cümleleri havada uçuşmuyor.
İlgini çekmediğini söylediğin konulara bakıp üstüne bir de "çok sıkıldığın" için, bence yeni bir konuda sen açmalısın. Malum, acil bir desteğe ihtiyacın var.

Pöf pöf pöf..
on yüz bin milyon kez açılıp da hepsinin aynı sonuçlandığı konuları sanki "karanlık madde" hakkında ciddi bulgular elde etmişcesine bir ciddiyetle savunmak falan filan. İşsizliğin böylesi.
"horoz dövüşü"ne evrilmeyen konularda tam da bunlar oluyor" BDV 'e ilk kez girdiğini ya da gözlem konusunda başarısız olduğunu bu cümle açıklamış aslında.tez yazıyorsan bak bunun üzerine gitmelisin bu kısır bakış açısı sana uzun vadede kaybettirecektir.
Herneyse, biz şimdi bu konuyu ciddiye alıp tartışacağız falan filan birisinin gelip de senin, benim yaşam tarzıma dil uzatmayacağının garantisini verebilir misin? birisinin gelip de "dini inancım gereği nikah yapıyorum, evlenmeden olmaz.böylesi yapanlar zina ederler"diye ortaya kondurup bir başkasının da haklı olarak buna tepki vermeyeceğinin konunun adeta insan haklarına aykırı laflar, yakıştırmalarla ilermeyeceğinin garantisini verebilir misin?Veremezsin? Yahu şöyle bir baktım da, daha senin kendi alıntı yapıp verdiğin cevaplar yargılar nitelikte! önce bir kendine bak?!
Senin tam karşıtın türde konu açanlar da var.Neden flört ediyorsunuz , neden günah işliyorsunuz tandanslı kafalardaki konular..Bence birbirinizin farklı dünya görüşüne sahip kardeşlerisiniz.
inan bu tarz konuları kadınların bulunduğu bir platformda en çok ben tartışmak,konuşmak isterim.Ama adabınca..
Fakat örneklerini görüyoruz.Görmemek için kör olmak lazım.Daha dur konu yeni başladı, akşama kadar buralar karışıp gidecek yani boşu boşuna. He senin de amaç o zaten o başka konu.
Öte yandan bir kazanımı olmayan bir konu?Ben de şöyle sorayım mesela sana ;
bence insan bilinci evrimde trajik biçimde ilerledi.çok fazla bilinçlendik. doğa kendinden bağımsız bir bakış açısı yarattı. bizler doğa kanunlarına göre var olmaması gereken yaratıklarız.belki türümüzün onurlu bir şekilde yapması gereken davranış programlamamızı reddedip üremeyi durdurmak ve hep birlikte soyumuzu tüketerek kardeşçe bu haksızlığa bir gecede son vermektir.Neden intihar etmiyorsun Bahar Yildirim Bahar Yildirim ? Neden yaşamına son vermiyorsun bu sana toplumun bir dayatması mı..
Velhasılıkelam gereksiz, kendi fikirlerini dikte ettirip karşısındakinin seçimlerine saygı duymayan,neden öyle neden böyle diye sorgulayıp duran tamam ya çok haklısın evlenmiyim ben o zaman cevabını duymaya odaklı bir konu sahibine sahip, saçma sapan,yobazca bir konu.:KK14:
 
buralar karisacak ben yerimi alayim...
evli olmak ve beraber yasamak emin olun cok farkli bir imzanin benim icinde bir baglayiciligi yok biriyle evlenmeden de ayni evi paylasabilirim ama resmi olarak sevdigim adamin esi gorunmek isterim benim ki sadec sevgiyle alakali
 
Al işte kadına şey de bari , sen kimsin ki bir hak iddia edeceksin de tam olsun :KK14:



Pöf pöf pöf..
on yüz bin milyon kez açılıp da hepsinin aynı sonuçlandığı konuları sanki "karanlık madde" hakkında ciddi bulgular elde etmişcesine bir ciddiyetle savunmak falan filan. İşsizliğin böylesi.
"horoz dövüşü"ne evrilmeyen konularda tam da bunlar oluyor" BDV 'e ilk kez girdiğini ya da gözlem konusunda başarısız olduğunu bu cümle açıklamış aslında.tez yazıyorsan bak bunun üzerine gitmelisin bu kısır bakış açısı sana uzun vadede kaybettirecektir.
Herneyse, biz şimdi bu konuyu ciddiye alıp tartışacağız falan filan birisinin gelip de senin, benim yaşam tarzıma dil uzatmayacağının garantisini verebilir misin? birisinin gelip de "dini inancım gereği nikah yapıyorum, evlenmeden olmaz.böylesi yapanlar zina ederler"diye ortaya kondurup bir başkasının da haklı olarak buna tepki vermeyeceğinin konunun adeta insan haklarına aykırı laflar, yakıştırmalarla ilermeyeceğinin garantisini verebilir misin?Veremezsin? Yahu şöyle bir baktım da, daha senin kendi alıntı yapıp verdiğin cevaplar yargılar nitelikte! önce bir kendine bak?!
Senin tam karşıtın türde konu açanlar da var.Neden flört ediyorsunuz , neden günah işliyorsunuz tandanslı kafalardaki konular..Bence birbirinizin farklı dünya görüşüne sahip kardeşlerisiniz.
inan bu tarz konuları kadınların bulunduğu bir platformda en çok ben tartışmak,konuşmak isterim.Ama adabınca..
Fakat örneklerini görüyoruz.Görmemek için kör olmak lazım.Daha dur konu yeni başladı, akşama kadar buralar karışıp gidecek yani boşu boşuna. He senin de amaç o zaten o başka konu.
Öte yandan bir kazanımı olmayan bir konu?Ben de şöyle sorayım mesela sana ;
bence insan bilinci evrimde trajik biçimde ilerledi.çok fazla bilinçlendik. doğa kendinden bağımsız bir bakış açısı yarattı. bizler doğa kanunlarına göre var olmaması gereken yaratıklarız.belki türümüzün onurlu bir şekilde yapması gereken davranış programlamamızı reddedip üremeyi durdurmak ve hep birlikte soyumuzu tüketerek kardeşçe bu haksızlığa bir gecede son vermektir.Neden intihar etmiyorsun Bahar Yildirim Bahar Yildirim ? Neden yaşamına son vermiyorsun bu sana toplumun bir dayatması mı..
Velhasılıkelam gereksiz, kendi fikirlerini dikte ettirip karşısındakinin seçimlerine saygı duymayan,neden öyle neden böyle diye sorgulayıp duyan tamam ya çok haklısın evlenmiyim ben o zaman cevabını duymaya odaklı bir konu sahibine sahip, saçma sapan,yobazca bir konu.:KK14:

Nitekim ben dün delirmiştim bir konuda, zina dedi yaa bak geliyorlar gene bana
 
Hangi kısmını anlamadın? Demeye çalıştığım şuydu, örneğin adam öldürmek yanlış ise, devlete ya da topluma verilen haberi alınan izin bu gerçeği geğiştirmez. Tabi, evlilik bu kadar uç bir örnek değil, sadece aklıma bu benzetme geldi, onun dışında aynı olmadıkları ortada.
Ve devamı da yazıyor. Bu durumda ortada bir yanlış var ise, neden imza bu gerçeği değiştiriyor?
Bir yanlış yok ise, neden imza zorunlu olarak görünüyor?
Çok kolay itiraz edilebilecek ve çabuk yıkılabilecek bir sav bence bu. O zaman bir de şu tarafından bakalım. Bir insanı müşkül duruma sokmak yanlışsa, çok sevdiğiniz bir insanı öldüren bir insanın hapse atılması da yanlış olmaz mı? Açıkçası konu ya da savunmalar nereden tutsam elimde kalıyor. Ha bir de evlilik=cinsellik değildir. İnsanların büyük kısmı bunun için evlenmez. Açıkçası bir düğün, kına, ev eşyası, nikah masrafı, gelinlik damatlık masrafı sevişmek için çooooook fazla.
 
Hak iddiasından kastım karşı taraftan ziyade devlet kurumu idi. Her konuda kanunlarala çevrili olmak kötüdür fakat söz konusu sadece kişiyi bağlan bir seçim olunca daha da dayanılmaz oluyor.
Aksi halde, yukarı da yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum.
Fakat aynı duygu ve düşüncelerini, evlenmeden de hayatta tutabilirsin diye düşünüyorum.
Ki eminim biliyorsunuz, aldatılma konusu evliliğe bağlı değil. Bu durumda iyi niyetiniz her koşulda ayaklar altına alınabilir. Evlenmek size bir garanti vermeyecektir.
Şüphesiz vermeyecek.
Ben evliliği ya da evlenmeden aynı evde yaşamayı savunmuyorum. Bunlar benim için elma ya da armut değil. Kişilerin kendi dünya ve hayat görüşlerine hatta kendi keyfiyetlerine göre alacakları kararlar.
Sorun şuradaki aslında o devlet kurumunun kararı başta tamamen iki kişiyi bağlamıyordu.
Tıbbın ve imkanların bu kadar geniş olmadığı dönemlerde nikah tamamen nesebi koruma amaçlıydı. Yani soyu meşru tutma.
Şu anda bir erkek birlikte olduğu kadından doğan çocuğunu hiçbir mahkemeye ihtiyacı olmaksızın sadece tanıma yoluyla nüfusuna alabiliyor.
Eğer babalığından emin değilse DNA testi isteyebiliyor.
Ama bunlar son 30-40 yılda yaşanan gelişmeler. Bundan önce soyu meşru tutmanın en güvenli yolu, doğurgan olan kadını nikahla erkeğin üzerine "tapulamak" ve bu yolla kadından doğan çocuğu "meşru" kabul etmektir.
Bu sebeple tarih kralın evlilik dışı doğmuş öz oğulları dururken evli olduğu kadından doğan başka adamdan olma oğulların tahta çıkma hikayeleri ile doludur.
Ama dediğim gibi o dönemde en pratik ve en güvenli yol buydu.
Şimdi, çağımızda bu ne kadar önemli bir gereklilik?
Tartışılır.
Ama İzmirdeki 30 yaşındaki ekonomik özgürlüğü olan marilyn monroe ile Batmandaki 17 yaşındaki Hatice aynı koşullara sahip değil.
marilyn maddi açıdan bir erkeğe ihtiyaç duymuyor.
marilyn'in arkadaş çevresi bir erkekle evlenmese de birlikte yaşamasını sıradışı görmüyor.
marilyn'in ailesi bu durumdan hoşlanmasa da bu iş namus cinayetine dönmez.
marilyn evlilik dışı bir çocuk doğarsa o çocuğun hem haklarının peşine düşebilecek bilgiye ve maddi güce sahip hem de o çocuğa bakabilecek ekonomik koşullara sahip.
Kısacası evlilik marilyn için birlikte olduğu adamın 1. derece yakını olmak ve gelinlik giyip göbek atmaktan öte bir anlam taşımak zorunda değil.
 
Toplumun geneli, yaşı 30u geçip (özellikle de 35i geçip) evlenemeyen insanlar için:

"evde kaldı, bunu da kimse beğenmedi/almadı"

diye düşünür ve değersiz muamelesi yapar. Bu da hoş bir şey değildir.

O muameleye direnebilenler bekar devam ederler, diremeneyenler de "olsun da kimle olursa olsun." diye patır kütür evlenirler, sevmeden.
 
Nitekim ben dün delirmiştim bir konuda, zina dedi yaa bak geliyorlar gene bana

Evet işte, tam da bahsettiğim bu.
O kadın kim ki sana öyle bir şey diyebiliyor? O hakkı o cüreti kendinde nereden buluyor?
Tam delirmelik.
Bu da gelmiş "Törsönö "horoz dövöşö"nö övrülmöyön konolordo tom do bonlor oloyor. Lokon ortodo bor fokor oloşvörüşü söz konosu" diyor. Konu sahibine göre bunlar fikir alışverişiymiş.
Neresinden tutsan elinde kalır :KK14:
 
Bu başlığa uygun mu sorum bilmiyorum, fakat benzer sorularla daha önceden karşılaştığım için konuyu buraya açmaya karar verdim.
Ve sanırım, özellikle tüm evli insanların bu konuda bir fikri vardır. Açıklamasını gerçekten merak ediyorum.

Bir eylem özünde kötü ise, hangi koşullar altında gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin (zorlama- tehdit vb olmaksızın) yine kötüdür. Yani, eğer karşı cins ile belirli bir sınırı geçen iletişim, birliktelik yanlış ise, atılan bir imza bu gerçeği değiştiremez.

Bir kısmınız zaten bunu yanlış olarak görmüyor olacaksınız, o halde eğer evliyseniz neden bu yolu seçtiğinizi, zaten hakkınız olduğuna ve aynı zamanda yanlış olmadığına inandığınız birlikteliğinizi imza atmadan, yüzük takmadan da devam ettirmediğini merak ediyorum. Nüfus cüzdanınızda ki ibare değişmeden de beraber gezebilir, aynı evde yaşayabilir kısacası şu anda yaptığınız her şeyi yine yapabilirdiniz.

Diğer taraf ise, yanlış olduğunu, bir resmiyete dökmenin gerekliliğini söyleyecek. Ki bu durumda, yukarıda belirttiğim "yanlış eylem" olayı devreye giriyor. Devlete verilen haber, bir işi meşrulaştırabilir mi?
Ben anne olmak icin ve yuva kurayim diye evlendim
 
Vala biz ülke mahalle aile gelenek görenek örf adet baskısından dolayı evlendik bütün bunlar olmasa aynı evde gül gibi yaşayıp giderdik yine ama sen neden soruyosun anlamadım derdin ne ola ki
 
Vala biz ülke mahalle aile gelenek görenek örf adet baskısından dolayı evlendik bütün bunlar olmasa aynı evde gül gibi yaşayıp giderdik yine ama sen neden soruyosun anlamadım derdin ne ola ki

maksat polemik çıksın, ya da benim gibi düşünmeyenleri bir güzel terbiye edeyim.
veyahut, kızlar tez yazıyorum bir yardımcı olur musunuz? hadi be hacı.. :KK59:
 
bence olması gereken eylemdir. çok fazla haber izliyoruz resmi nikah yapmayıp üç çocuklu karısını sokakta bırakan adamları
 
Sevılmek ıcın,hayatını evını her seyını paylasmak ıcın,aıle olmak ıcın.... Ve sayacak o kadar cok neden var kı....amma tabıkı evleneceyın kısıden emın olmadan evlenmeyı kesınlıkle yalnıs buluyorm
 
Evliyim, hem de 22 yaşında evlendim.

Mahalle teyzeleri, dedikodu, çocuk ( hala bir tane yapıp yapmama konusunda kararsiz olduğum için) vb sebeplerim yoktu.

İkimizden biri yurtdışında, baska şehirde, öteki mahallede iş bulursa, hastanede , sağlıkta birbirimiz üzerinde yasal Hakkımız olsun diye evlendik. Belki biraz da eşimin ailesi Mutlu olsun, kendi tabirleri ile mürüvvet görsün diye :)

Bir de neden rahatsız oldunuz bu sorudan arkadaşlar ? Tez yazıyorsa yazsın. Fikir yürütüyordur en fazla . Yoksa bu kadar az bilgi ile denek olarak kullanamaz, bilimsel olmaz.

Bu arada ben de doktora tezi yazıyorum. Hiçbiriniz deneğim değilsiniz elbet ama çok bu forumdan hem öğrencilik hayatım hem de mesleki yaşamım için faydalandığım kesin .
 
Back
X