Toplum zihniyeti diyorum.
Toplumumuz kadınları 2. cins olarak görüyor. Erkekler 1.sınıfsa , 2. sınıf birinin kendilerine denk veya kendlerinin patronu olmasına işyerinde dayanamazlar. Hemen b.k atarlar :
- Patronla yattı kalktı şef oldu.
-Kimbilir kendini kime elletti müdür oldu.
Devir değişse de , ne kadınlarımız ne erkeklerimiz kadın-erkek denkliğini sindiremiyor. Kadınlar ürkek, korkak , bireyliği kabullenemiyor, taşıyamıyor, maddi olarak olmasa bile manevi olarak erkek eline bakıyor. Toplumsal rollerinden de, ailedeki rollerinden de emin değiller, yerlerini net bilmiyorlar. Tolum erkeğinin 1 adım gerisinden gel diyor, ama kadın zaten denk durumda adama , yanında mı durmalı denk mi durmalı? Eve para getirmek erkeğin otoritesini sarsar mı? Adama denk olmak eyvallah, peki para bütçe konusunda nasıl davranmak gerek? Erkekler güçlü kadınlardan korkar, belki de evde yumuşakbaşlı olmak gerek? Ya da tersi ?
Erkekler de toplumdaki yerlerinden emin deil artık, otoriteleri sallantıda. Onlar da yerlerinden emin değiller. babaları zamanında arkalarından yürüyen kadınlar artık burda değiller, ama erkeklerimizin hayali hala harem, cariye, geriden gelen kadın. Evindeki kadının cariye olmaması erkekliklerini ellerinden alıyor. Onlar da maddi açıdan evdeki kadını kendine mecbur ederek otorite kurma, erkekçe hissetme yoluna gidiyorlar. Bildikleri düzene geri dönmek kolaylarına geliyor, kadınlar eve dönsün diyorlar.
Yani toplumumuz değişen şartlara ayak uydurmaya çalışıyor, çabalıyor. Kadınların da erkeklerin de hem ilişkiler hem sosyal hayat hem de profesyonel hayatta kafaları aslında karışık. Hal böyle olunca erkeğimiz kendini sergiliyor yine ve hayvanlaşıyor. Kadınlara iftira kara çalma, hakaret , aşağılama alıp başını gidiyor.