NEGATİF SONUÇLARDAN SONRA neler yapmalıyız tecrübeli arkadaşlar yardımcı olabilirmisi

ben geçen ay 2sinde adet oldum.şaşmaz hiç bidahaki ayda 2sinde yada 3ünde olurum.3. veya 4.günü pazartesiye geliyoda.1.günü randevu almam lazımmış o tatile denk geliyo.of ya moralmi kaldı bıktım valla.şeytan diyoki hiç çocuk yapma yada bikaç sene ara ver ama öyle bi şansım bile yok.kistlerin tekrarlama ihtimali var.napıcam bilmiyorum çok yoruldum allahım bana sabır ver nolur.artık dayanacak gücümün kalmadığını hissediyorum.
 

ben şimdi takvime baktım 3 ekim cuma ve bayram bitmiş oluyor eğer birleştirmezlerse cuma günü çalışırlarsa randevu alabilirsin yok tail olursa pazartesi gidersin biraz zorlarsın ordakileri en azından siz çalıştınız damı ben randevu almadım gibilerinden anlatırsın rica edersin. Anlamadığım neden randevu alındığı burada ben sadece adetin ilk günü arayarak rahim filmi için görüntüleme merkezi için randevu almıştım bide histerekopi için testler için neden onu anlamıyorum. Sen hastaneye git muayene olmasanda drla konuş benim aklıma bişey takılsa telefon ile görüşemezsem hep öyle yapıyorum gidiyorum yüzyüze doktorla görüşüyorum tatil ne olacak diye soruyorum onlarda yol gösteriyorlar işlemlerin uzmaması için. 2 seferdede etlik ssk kadın doğumevinin tüp bebek servisinde yaptırdım ekipten ve drlardan çok memnundum. Allah hepsinden razı lsun hiç fazla zorlukla karşılaşmadım hepside çok iyidiler. Şansızlık işte tutmadı yoksa herkes elinden geleni yaptı.Arkadaşım hemen yelkenleri suya indirmiş pes etmişsin dayanmaktan başka mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok maalesef.
 
evet malesef yok keşke olsa.keşke bizde herkes gibi normal kadınlar gibi zırt pırt hamile kalabilsek.onlar ne kadar şanslılarda şanslarının farkında bile değiller.onların yerinde olmayı ne çok isterdim.doğal yollarla hamile kalabilmeyi,başım dik dolaşmayı,sokakta gördüğüm çocukları sevebilmeyi,bi hamile haberi aldığımda sevinebilmeyi,insanlara karşı zorla gülmemeyi,stressiz günler yaşamayı ve artık gerçekten mutlu olmayı ne kadar çok isterdim.ama ben öyle günleri artık hayal bile edemiyorum.hayal kurmayı bile unuttum.şimdilik pes ettim evet.belki ilerde kendimi biraz toparladığımda,acım biraz hafiflediğinde yine o gücü bulurum kendimde.ama şimdi değil...
 
haziran tekrar hayırlı olsun canım.özelden yazacaktım, başka bir başlıkta da yazım ama buraya da eklemek istiyorum.

ben 4. denememde hamiş kalmış bir kadın olarak son denememde yaptıklarımı ve yapmadıklarımı paylaşayım sizlere.ben banyoda sabun kullanıyordum.onun yerine tedaviden bir ay önce duş jeline geçtim ve vajinal temizlik için de sebamed 'in feminine intimate wash denen bir jeli var her banyoda onu kullandım.yumurta geliştirici ilaçlara başladığımdan itibaren sarmısak,soğan,maydanoz, nane, adaçayı,kekik gibi bağışıklık sistemini güçlendirici yiyecekleri yemeyi bıraktım.sadece yemek yaparken soğan kullandım onu da az tutmaya çalıştım.hergün 3-5 badem ,ceviz ve kuruüzüm yedim.bol su içtim.transfer günü 4 saat hastanede yatırdılar.hiç moralimi bozmadım.bu sefer olacak diye düşündüm hep.3 gün yattım ama hasta gibi değil.suyumu kendim aldım.evin içinde kısa kısa yürüdüm.kan dolaşımı da çok önemli kazık gibi yatmayın.yemeğimi mutfağa gidip masada oturarak yedim.tv de kötü şeyler izlemedim.yani moralimi hep yüksek tutmaya çalıştım.hamile olduğumu öğrendiğim anı hayal ettim.bir de geceleri uyurken yan yatarken bacaklarımın arasına minik bir yastık aldım.bunun rahim kaslarını gevşettiğini duymuştum bir yerden.
bu arada benim başarısız denemelerim olduğu için kanımda bir pıhtılaşma sorunu olduğu düşünüldü ve kan sulandırıcı iğne kullanıyorum.
bu tedavide en önemli şey annenin stressiz olması unutmayın.
rabbim herkese anne olmayı nasip etsin.tedavileriniz hayırlı olsun....

haziran kanında pıhtılaşma varmı mutlaka baktır.benim protein değerlerimden biri yüksekti.başarısız denemelerin en büyük sebebi buymuş aklında olsun.
 

Canım benim Sağolasın kan testleri için 9 tüp kan verdim pıhtılaşma ve diğerleri için. Onların çıkmasını bekliyorum. Ve bugün vitamin hapı ve bebek aspirine başladım.bir hafta 10 güne kadar da diğer sonuçlarım büyük ihtimalle çıkacak eğer bir sorun varsa dr iğne vereceğini söylemişti. Verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. En son gittiğim dr da sonuçlarıma göre olmaması için bir soerun yok ama kan pıhtılaşması da olabilir anne embriyoyu yabancı bir cisim gibi görüp savunmaya geçmiş olabilir. Canım bende bu sefer senin yaptıklarını yapacağım İnşallah iyi sonuçlar alırım. Bu arada hamişlik nasıl gidiyor kalp atışlarını duydun mu tatlım kaç aylık oldu. Senin adına ne kadar sevindiğimi bilemezsin biliyorsun seninle çok ortak sorunlarımız vardı. Çok şükür sen hamile kaldın. 3. denemeyi seneye ertelemeyi düşünmüştüm eşimi bir merkezden arayınca randevu vermiş mecburen gittik. Şans belki de bu sefer yüzümüğze gülecek umutlarımızı kaybetmişken. Ama herşeyden önce hayırlısı tabii.Kendine ve bebğine çok iyi bak tatlım
 

Bende senin gibi düşünüyordum pes etmemiştim ama herşeyin bir zamanı olduğunu düşünüyordum. bizim de bebek sahibi olabilmek için zamana ihtiyacımız var belki böylesi daha hayırlıdır. Allaha çok şükür beni seven bir eşim hep arkamda destek olan bir ailem ve herzaman beni düşünen sülalem var. Birde bu yönünden bak. Bilmiyorum eşinle aranız nasıl ama mutlu olabilmek için sadece çocuk şart değil. yukarıda butterfly ne güzel anlatmış muhakkak olmamasına bişeyler mani o da çok büyük sıkıntılar atlattı gün geldi vazgeçtiği oldu ama yılmadı hemen hemen 2. ve 3. denemelerimiz birbirine yakındı ve negatifle sonuçlandı ama genede yılmayıp 4, de mutluluğu yakaladı. Alalh hepimiz için hayırlısını versin
 
Selamm arkadaşlarr gerçektenn sizlere boll sabir diliyorum çünkü imtihaniniz çok zor ben de tadaviyle bebek sahibi oldummm .. Tabi benm oğlum şuann 13 yaşinda buyudu .... çok olumsuzluklar yaşadim ... Birini alti aylikken kaybettimm bu imtihann gerçekten zor.. Rabbimm en kisa zamanda sizleri bebişlerinize kavuştursunnnnn... Bekletmesinnnnnnn.... Inşş zamani gelmiştir... Rabbim ol demeyince olmuyor............. Inşşşşşşş rabbimm tum yualeri güldürsünnnnnnnnnnnnnnnn
 

AMİN. Allah analı babalı büyütsün yüce Mevlam Sağlıklı uzun ömür versin. Tıp bu kadar ilerlemişken neler çekiyoruz sen 15 yıl önce nelerle uğraşmışsındır. Ve meyvesini almışsın Darısı başımıza Allah hepimizin yardımcısı olsun.
 
haziran 15
sen hangi merkezde başlıyodun?umuttamıydı?bende 2 negatif sonuç aldım o yüzden acaba senin yaptırdığın testleri yaptırmam gerekiyormu?bide histeroskopi diye bişey varmış 2 kere falan negatif sonuç alanlara yapılıyormuş rahim içinde bişey varmı diye bakılıyormuş sanırım.ondan sana yapıldımı?
 

Maya tüp bebek te başlıyorum. esasında baştan yapılması gereken birşeymiş histereskopi rahim duvarında içinde herhangi bir sorun varmı yok mu diye bakılan ucunda kamera ile olan basit bir işlem bir ekran vasıtası ile bebişlerimizin büyüyeceği ortamı görüyorsun. doktorum herşey mükemmel demişti çok iyi. rahim içinde herhangi bir görülemeyen bir şey varsa onda belli oluyor önce içini temizliyorlar sonra sıvı veriyorlar sonra rahim içine giriyorlar girerken çok hafif bir acı hissediyorsun amam rahim filmi kadar kötü değil 10 kez yapsalar gözü kapalı girerim okadar basit. yaptırsan iyi olur ona göre önlemlerini alırlar. bide başka topik açtım bu macs ile ilgili lütfen okurmusun dünyada ilk kez benim gittiğim merkezde bulunmuş bir yöntem
Tüp bebek tedavisinde başarıyı yüzde 33 arttıran teknik Türk doktorlarca geliştirilerek, bilim dünyasına sunuldu. Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanan MACS (Manyetik hücre seçici) adı verilen yöntemle, baba adaylarının spermleri arasından kaliteli olanlarını, yani dünyaya bebek getirme yeteneği en yüksek olanları seçmek artık mümkün.

-Dr. Enver Kerem Dirican ve Op. Dr. Osman Denizhan Özgün tarafından klinik çalışmaları gerçekleştirilen ve yayınlanan MACS tekniği ile, tüp bebek tedavisinde embriyo oluşturma ve gebelik oranlarında yüzde 33 başarı oranı ile anne baba adaylarının bebek sahibi olmaları kolaylaşıyor.

-Erkek kısırlığında kullanılan bu yönteme yurt dışından birçok hasta rağbet gösteriyor. Bu hastalardan biri olan ve Almanya’da yaşayan Kazım-Gülçin Kalaycı Çifti, Almanya’daki 9 denemede de başarısız olmuş; ancak Türkiye’de uygulanan bu yöntemle ilk denemede başarı elde edilmiş. Gülçin Kalaycı şu anda 3 aylık hamile.

– Tüp bebek tedavisinde başarıyı yüzde 33 arttıran teknik Türk doktorlarca geliştirilerek, bilim dünyasına sunuldu. Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanan MACS (Manyetik hücre seçici) adı verilen yöntemle, baba adaylarının spermleri arasından kaliteli olanlarını, yani dünyaya bebek getirme yeteneği en yüksek olanları seçmek artık mümkün. Dr. Enver Kerem Dirican ve Op. Dr. Osman Denizhan Özgün tarafından klinik çalışmaları gerçekleştirilen ve yayınlanan MACS tekniği ile, tüp bebek tedavisinde embriyo oluşturma ve gebelik oranlarında yüzde 33 başarı oranı ile anne baba adaylarının bebek sahibi olmaları kolaylaşıyor.

Üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinden tüp bebek-mikroenjeksiyon başarısını yüzde 33 oranında artıran yeni yöntem bilim dünyasına sunuldu. Dünyada ilk kez, özel bir tüp bebek merkezinde Dr. Enver Kerem Dirican ve Op. Dr. Osman Denizhan Özgün tarafından klinik çalışmaları gerçekleştirilen ve yayınlanan MACS (Manyetik hücre seçici) tekniği ile baba adaylarının spermleri arasından dünyaya bebek getirme yeteneği en yüksek olanlar seçilebiliyor. Bu kaliteli spermlerle döllendirilen yumurtalardan oluşan embriyoların ise gebelikle sonuçlanma şansı artıyor. Yöntem, dünyada tüp bebek-mikroenjeksiyon tedavisinin başarısını artıran bir teknik olarak, infertilite alanında önde gelen süreli yayınlardan biri olan "Journal of Assisted Reproduction and Genetics" dergisinde de yayınlanmak üzere onaylandı.

-“BAZI SPERM HÜCRELERİ KENDİLERİNİ ÖLDÜRMEYE KODLUYORLAR”-

Dr. Enver Kerem Dirican, Türkiye’de şiddetli erkek kısırlığını yaşayan yaklaşık 500 bin hastanın olduğunu söyledi. Dirican, MACS yönteminin tüp bebekte erkek kısırlığı halinde kullanılabileceğini ifade ederek şunları söyledi:

“Erkek kısırlığının tek çözüm yöntemi olan ICSI işlemini uygularken aklımızda sürekli şu soru vardı: ‘Neden aynı kriterlerle seçtiğimiz spermlerin döllediği yumurtalardan oluşan embriyoların bazıları gebelikle sonuçlanırken, bazılarında sonuç alınamıyor?’Çalışmalarımızda, spermlerin kullandığımız mikroskoplarla görülemeyen bazı özelliklerinin bulunduğunu saptadık. Bizim üzerine yoğunlaştığımız soruya da cevap teşkil edecek bu çalışmaların kanıtladığı ve bizi çok heyecanlandıran önemli bir sonuç vardı. Sperm değerleri düşük olan vakalarda spermler “hücre intiharı” diye nitelendirebileceğimiz bilimsel adı “abortive apoptosis” olan bir davranış gösteriyorlardı. Yani kendilerini yaşamaya değil öldürmeye kodluyorlardı. Neden bazı spermler bu davranışı gösteriyor sorusunun cevabı ise çok çarpıcıydı. Bir sperm hücresi, bazı genetik faktörler nedeniyle veya bazı dış etkenlere bağlı olarak hasar gördüğünde, hasarlı yapısını, oluşacak bebeğe taşımamak için kendisini öldürme eğilimi geliştiriyordu. Böylece sağlıksız döllenme ve gebeliklerin önüne geçecek doğal bir filtreleme sistemi oluşuyordu. Ekim 2007’den bu yana 122 hasta üzerinde uyguladığımız MACS yönteminin, klasik sperm seçme yöntemiyle karşılaştırıldığında, daha başarılı olduğu görüldü. MACS yöntemiyle saptanabilen ölüm sürecine girmemiş sağlıklı spermler anne adayından elde edilen yumurtalara enjekte edildiğinde ise gebelik oranlarında eskisine oranla yüzde 33’lük gibi büyük oranda bir artış sağlandı. MACS yönteminin ICSI işleminde kullanılarak gebelik oranlarını arttırması dünyada bir ilk olması açısından büyük önem taşımaktadır.”

-“AMACIMIZ SON YILLARDA ARTAN ERKEK KISIRLIĞINI TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAK”-

Yöntemin diğer bir mimarı olan Op. Dr. Osman Denizhan Özgün ise, son 20 yıldır sperm seçimi üzerine başarısı kanıtlanmış yeni bir teknik gelişme olmadığı gibi tüp bebek tedavisinde de başarıyı bu oranda etkileyen yeni bir uygulama da geliştirilemediğini söyledi. MACS’ın bu nedenle erkek kısırlığının çözümünde ICSI-Mikroenjeksiyon’dan sonra atılmış en önemli adım olduğuna işaret eden Op. Dr. Özgün, “MACS, Dünya’da ilk kez merkezimizde gerçekleştirilmiş ve başarısı kanıtlanmıştır. Çalışmanın sonuçları uluslararası bilimsel camiada kabul görmüştür” dedi. MACS tekniğini daha da ileri noktaya taşımaya yönelik ar-ge çalışmalarının TÜBİTAK destekli olarak devam ettiğini kaydeden Op. Dr. Özgün şunları söyledi: “Bu çalışmanın ekibimize ait olması ve dünyada takdirle karşılanması bizleri motive etmekte ve yeni araştırmalara yönlendirmektedir. Amacımız gelecekte sperm yapısından kaynaklanan erkek kısırlığını tamamen ortadan kaldıracak teknikler geliştirerek insanlığın hizmetine sunmaktır. Son yıllarda yapılan araştırmalar erkek kısırlığında belirgin bir artış olduğunu gösteriyor. MACS yöntemi bugün özellikle sperm değerlerinde düşme belirlenen olgulara öneriliyor. Bunun nedeni, sperm değerlerinde düşme gözlenen olgularda, ölüm sürecine girmiş sperm oranlarının artış göstermesi. Tekniğin uygulanabilmesi için baba adayının menisinde veya testislerinde tüp bebek-mikroenjeksiyon uygulanabilecek sayıda yeterli spermin olması gerekiyor.”

-YENİ YÖNTEMLE ALMANYA'DA 9 DENEMEDE SAĞLANAMAYAN GEBELİK, TÜRKİYE'DE İLK DENEMEDE GERÇEKLEŞTİ-

Gülçin-Kazım Kalaycı çifti, MACS yöntemiyle gebelik elde edilen çiftlerden biri. Almanya Bilim Araştırma Merkezi'nde 2003 yılından bu yapılan 9 ayrı tüm bebek denemesinde de gebelik sağlanamadı. Almanya'nın en iyi tüp bebek merkezi sayılan merkezden umudunu kesen 8 yıllık evli çift, tedavi için Türkiye'ye geldi. MACS yöntemiyle yapılan ilk denemede gebelik sağlandı. Gülçin Kalaycı şu an üç aylık hamile.

-“TABİAT SİZİN ÇOCUK SAHİBİ OLMANIZI İSTEMİYOR”

MACS yöntemiyle başarıyı yakalayan Kazım Kalaycı, Almanya'daki süreci “kabus” olarak değerlendirdi. 5 yıldır tedavi gördüklerini belirten Kalaycı, “Bir, iki üç derken tüm denemeler başarısızlıkla sonuçlandı. Tedavimizi yürüten doktor, 9'uncu denemenin de başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, 'Tabiat sizin çocuk sahibi olmanızı istemiyor' diyerek hayallerimizi yıktı. Tabi her şey Allah'ın izniyle oluyor. Biz tedaviye devam kararı aldık” dedi. Türkiye'de uygulanan tedavi ile ilk denemede gebelik elde ettiklerini ve eşinin şu an 3 aylık hamile olduğunu ifade eden Kazım Kalaycı, ültrason resimlerini Almanya'daki doktora göstereceğini de ifade etti. Anne adayı Gülçin Kalaycı ise, Almanya'daki tedavi sırasında umutlarının kırıldığı anlar olduğunu, ancak vazgeçmeyerek tedaviye devam ettiklerini söyledi. Türkiye'deki tedavi ile umutlarının yeniden filizlendiğini ifade eden Gülçin Kalaycı, duruma hala inanamadığını da dile getirdi.
 
histeroskopi çok pahalı bir işlemmi?ssk raporu alınca karşılıyormu?herşey para ya of.hem kan testleri yaptırıp hem histeroskopi çektirip hemde tüp bebek yaptırmak baya pahalıya patlıycak nasıl karşılıycaz bunu ya.ben tüp bebeği düşünürken bide bunlar çıktı şimdi.
 
bak senin yazdığın şeye karşılık bi dernek açıklama yapmış:


MACS Yanıtı ve TSRM Bildirisi
Sayın Üyelerimiz,
Maalesef bir hafta içerisinde ikinci kez abartılı ve maksatlı bir haber vakası ile karşı karşıyayız. Bu defa haberin kahramanı adını saklamaya dahi gerek duymadan bir araştırma sonucunu yeni bir mucize gibi medyada sunan bir merkez. Uluslararası etki faktörü (Impact factor) 0.826 olan bir dergiye kabul edilen (henüz yayınlanmamış) bir araştırma sonuçlarına göre meslektaşlarımız bu kez tüp bebek tedavisinin başarısını %30 artırmayı başararak tüm dünyada takdir görmüşler ve bir mucizeye imza atmışlar. Meslektaşlarımızın bu başarısı (!) medyada mucize olarak sunulurken bültenimizin geçen sayısında sunduğumuz üzere sadece 2007 yılında uluslararası dergilerde üreme tıbbı alanında Türkiye'den yayınlanan 161 adet makaleden (aralarında çok daha yüksek etki faktörlü dergilerde yayınlanmış olanlar dahil) hiçbirisi medyada değil mucize olarak herhangi bir şekilde yer bulmamıştır.

Magnetic-activated-cell-sorting (MACS) Miltenyi Biotec firmasına ait tescilli bir marka olup, basit olarak hücre popülasyonlarını yüzey antijenlerine göre ayırmaya yarayan bir flow sitometrik tekniktir. Manyetik aktive hücre ayrıştırma yöntemi onkoloji, hematoloji, fetal tıp, üreme tıbbı alanları da dahil olmak üzere neredeyse tıbbın her alanında yıllardır kullanılmakta ve araştırılmaktadır. MACS ve diğer flow sitometrik yöntemlerin yardımla üreme teknolojilerinde sperm seçimi amaçlı kullanımı da uzun süredir değerlendirilmektedir. Haberde iddia edildiği gibi ilk kez adı geçen merkezde kullanılmış olması bir yana sperm seçiminde manyetik aktive hücre seçimi yöntemi ile apopitotik spermlerin ayrılmasıyla ilgili araştırmalar 2000 yılına kadar gitmektedir. Ancak yöntemin henüz gebelik oranlarını artırdığına dair iddia edilen yayın dışında bir bulgu yoktur.

Haberde söz konusu makale henüz online basıma bile ulaşmamış olduğundan verilerini değerlendirmemiz mümkün değildir. Bu haliyle haberin 2005 yılında gündeme gelip kaybolan “sperm mıknatısı”ndan hiç bir farkı yoktur.

Bu gerçekler bir yana bir haftadır gündemimizi işgal eden asıl sorun tıbbi haberlerin ve bizim açımızdan üreme tıbbıyla ilgili haberlerin medyada yer alış ve sunuluş şeklidir. Geçtiğimiz hafta medyada yer bulan hipnoz haberi gibi bu haberde de medya henüz internet baskısı bile yapılmamış, alanımızla ilgili neredeyse tüm süreli yayınların “içindekiler uyarılarını” (Table of contents alerts) ve “advance access” elektronik posta uyarılarını sürekli takip eden bizlerin bile henüz haberdar olmadığı bir makaleden nasıl haberdar olmuştur? Bunun ötesinde, haberdar edilen muhabir veya editör medya mensubu haber kaynağını doğrulamadan, ikinci görüş almadan, kolaylıkla ulaşabileceği bu alanda faaliyet gösteren bilimsel derneklerin, en basitinden Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin görüşünü almadan kendisine servis edilen bu haberi “mucize” olarak nasıl sunmaktadır?
Çocuk sahibi olamamaktan mağdur olan, çaresizlikten en küçük umut ışığına sorgulamadan sarılacak hale gelmiş, çoğunun maddi imkanları kısıtlı çiftler üzerinde yaptığı haberin nasıl bir etki yapacağını düşünmüş müdür?
Maalesef konu bir basın özgürlüğü sorunu değil basın sorumluluğu sorunu haline gelmiştir. Gerçekliği doğrulanmadan sorgulanmadan sansasyon, dikkat çekmek, tiraj kazanmak ve hatta maalesef belki de maddi çıkar sağlamak amacıyla yapılan bu yanlış yönlendirici abartılı haberlerin gerek mağdur olan çiftler, gerek bu haberlerden zarar gören diğer meslektaşlarımız üzerindeki olumsuz etkilerinin bedelini kim nasıl ödeyecektir?
Bu tarz haberler biz hekimlerin saygınlığı ve güvenilirliğine zarar verdiği kadar medyanın da saygınlığına ve güvenilirliğine de zarar vermektedir.

Derneğimizin mevcut yönetimi göreve geldiği ilk günlerde bir etik kurul oluşturarak Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği (ESAM) ile bir toplantı düzenlemiş ve medya mensuplarına bu tarz haberlerle karşılaştıklarında bize başvurmaları halinde haber hakkında hızla ve ücretsiz olarak bilimsel değerlendirme yapacağını belirtmiş ve ESAM ile bir protokol yapmıştır. Maalesef her iki haberde de bu hizmetimizden yararlanılmamış ve çiftleri açıkça yanlış yönlendirebilecek, abartılı haberler medyada yer bulmuştur. Derneğimiz yönetim kurulu ve etik kurulu çeşitli üniversite ve özel kurumlarda çalışan meslektaşlarımızdan oluşmakta olup kişisel görüşlerimizi değil ortak aklımızın ve deneyimimizin objektif ve bilimsel kanıtlara dayalı görüşlerini sunmaktadır.
Bu vesileyle hekim medya ilişkilerinin başka bir boyutunu da gündeme taşımak ve hem hastalarımıza, hem bizlere, hem de medyaya zara veren bir konuyu tartışmaya açmak ve yetkili mercilerin dikkatine sunmak istiyoruz.
Maalesef özellikle tüp bebek konusu hastalar ve hekimler dışında bazı kişi ve kurumların kendilerine maddi getiri sağlamaya çalıştığı ve bunu başardığı bir meta haline getirilmiştir. Kendine hasta derneği görünümü vererek bizlerden yönlendirecekleri hasta başına komisyon talep eden kurumlar hakkındaki tutumumuz daha önce belirtmiştik. Ek olarak, yapımcı firmalardan, dergi ve gazetelerden ücreti karşılığında haber, söyleşi, program teklifleri hepimize gelmektedir. Sağlıkta reklam yapmanın yasak olmasına rağmen, sponsorluk adı altında söyleşi, haber formunda gizi reklam uygulaması yaygınlaşmıştır. Sağlık tabii ki kamuoyunun haklı olarak ilgisini çeken ve tiraj yapan bir konu olmasına rağmen, emlak, turizm, otomobil gibi bir konu değildir. İnsanların mağduriyetinden yararlanarak okuyucunun gerçekliğini ve geçerliliğini değerlendirmek için gerekli altyapıdan konun teknik ve bilimsel detayları nedeniyle yoksun olduğu bir konuda ticari yayınlar yapmak bu insanlara maalesef zarar vermekte, bazen sadece zaman ve paralarını asılsız yöntemlere harcamalarına, bazen boşuna umutlanarak sonra hayal kırıklığı yaşamalarına, bazen de maalesef fiziksel olarak zarar görmelerine neden olabilmektedir. Bunu yanında bu tarz yayınlara harcanan kaynaklar mutlaka hastalarımızın tedavilere ulaşmak için ödedikleri bedellere yansımıştır.
Geçmişte rekabet endişesiyle, başkaları yapıyor ben de yapmazsan geri kalırım, yeni bir merkez açtık duyulmamız lazım ve benzeri düşüncelerle bir çoğumuz bu tip olaylarda yer almış olabiliriz. Ancak, durum artık çığırından çıkmış hastalarımıza ve bize zarar verir hale gelmiştir. Hastalarımızın sağlığına ve haklarına sahip çıkmanın yanında esleğimizin onuruna, saygınlığına ve güvenilirliğine sahip çıkmak her zamankinden önemli hale gelmiştir.

TSRM olarak amaçlarımızdan birisi ülkemizde yapılacak araştırmalara elimizden gelen her türlü desteği vermektir. Bu amaçla kurulmuş Bilimsel Çalışma Destek grubumuz yıl başından bu yana faaliyet göstermektedir. Bu yıldan itibaren kongremizde ülkemizden yayınlanan çalışmalara ödül vererek araştırmacıları teşvik edeceğimizi ve destekleyeceğimiz hem internet sitemizden, hem bültenimizde hem de düzenli gönderilen elektronik mesajlarımızla duyurmaktayız. Burada sorun “Hipnoz mucizesi” haberi hakkında yaptığımız uyarıya verilen yanıttaki gibi araştırmaları engellemek değildir. Aksine bilimsel araştırmaları her zaman her platformda ve her şekilde elimizden geldiğince destekliyoruz. Sorun bilimsel araştırma yapıyor görünümüyle kamuoyunu yanlış yönlendirecek abartılı beyanlar ve haberlerdir.
TSRM asılsız ve/veya abartılı haberler ile, sponsorluk kisvesi altında yapılan gizli reklam uygulamalarına, aracı dernekler üzerinden hasta ticareti yapılmasına karşı kararlılıkla mücadele ederek hem hastalarımızın hem meslektaşlarımızın hakkını arayacaktır. Bu tarz haberleri yapanlar ve haberlere konu olanlar hakkında ilgili tüm resmi kuruluşlar ve tüketici dernekleri nezdinde girişimlerde bulunacaktır.
Saygılarımızla,

Dr. Bülent Urman
TSRM Yönetim Kurulu Başkanı
 

Canım ben hepsini devlet hastanesinde yaptırmıştım hiç para vermedim bu işlemler için. Kan testlerini de devlet hastanesinde yaptırdık normalde dışarıda 1750 ytl tutuyordu biz sadece dr un özel muayenesine gittik 150 ytl ödedik bütün işlemlerimizi yaptı sonuç bekliyoruz.histereskopinin raporla bir alakası yok herhangi devlet araştırma hastanelerinin tüp bebek servisine gittiğnde güvencen varsa bunlar ücretsiz yapılan işlemler. Rapor aldığında zaten özelde de yaptırsan devlet 1240 ytl sini karşılıyor merkezlerde merkeze göre değişiyor işleme görede 400-1000 ytl arası tüp bebek tedavisi için alıyorlar 700-800 arası da ilaçların tutar yani hepsi 2000 ytl yi geçmez rapor aldıktan sonra
 
Ben ozelde histeroskopiyi (ofis) pazarlikla 250 ytl ye yaptirmistim.Normal ederi 400 ytl idi.

devlet hastanesinde yaptırdım bir kuruş vermedim farklı birşey yapmıyorlar ki. Benim özelde olan tecrübelirimden sonra açıkçası özel yerlere güvenim yok. şimdi bile yeni tedavim hakkında birçok şüphem olacak. Ama Allahtan yaptıracağım yerle işyerim arasında iş bağlantısı var o yönden birazcık rahatım ama genede kuruntularım var. Özele güvenmiyorum. Özellerin para hırsından dolayı ölümden döndüm.
 
bende devlet hastanelerine güvenemiyorum.çok kötü ve pis yerler bide çok canını yakıyorlar.benden bir smear testi alacaklardı onda bile kanamam oldu düşünün ne kadar canımın yandığını.histeroskopi ve rahim filmini hiç düşünemiyorum bile.zaten rapor için rahim filmini çektirmem gerek.nerde çektiricem bilmiyorum.histeroskopide çekilecek büyük ihtimal 3. denemem olacağı için.nasıl altından kakıcam özelde bilmiyorum.bide tüp bebek parası var of of.
 
ben özel bir üniversite hastanesinde histeroskopi yaptırdım.emekli sandığıyla anlaşması vardı beş kuruş ödemedim.başarısız denemelerde mutlaka yapılmalı.ben de bu son denememden 1,5 ay önce yaptırmıştım.
nasılsın hazirancım? sana hep eylül demek geliyor içimden.sen de anne olucaksın rabbimin izniyle inşallah....
 
(((( 9.gun kan tahlılı verdımıstım sonuc ıcın aradım hemsıre negatıf dedı sadece bısey daha soramadan kapadım ((((
 
Sevgili Haziran 15,ben de maya tüp bebek merkezinde yaptırdım.önce tuttu gibi oldu ama düştü.senin gibi bana da genetik test yapıp neden bu şekilde sonuçlandığını araştıralım dediler.yapılan işlemlerin aşamalarından ve sonuçlarından beni de haberdar edersen çok sevinirim.görüşmek üzere...
 

Valla canımcım istanbulu bilemiyorum ama benim gittiğim Ankaradaki devlet hastaneler temiz. Ve daha önce ilk rahim filmim özelde yaptırmış ve canım çok yanmıştı öyle bir acıyı ömrüm boyunca ogüne kadar yaşamamıştım çok acıçektim ve yüzüm bembeyaz kesilmiiş annem dışardaydı sesime çığlığımla annem bile çok korkmuştu ve hala o acının psikolojisini normal bir doktora bile gitsem bişey yapacakları zaman ilk sorum acıyacakmı oluyor ve indirimli olduğu halde 235 ytl çektirmiştim sene 2004 te. İkinci rahim filmimde ise öncesinde hem ağrı kesici hemde herhangi bir enfeksiyona karşı antibiyotik vermişlerdi ve çok kolay ve acısız oldu. Kendi bileceğin şeyler canım allah kolaylık versin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…