- 27 Aralık 2011
- 5.593
- 4.468
- 373
Bizde bir yılı aynı yerde kaldık sonra eşim bir işim olsun diye atandı, iki yıl ayrı yerde nişanlı kaldık eşimle.
Sık sık olmasa da bana da geliyordu böyle buhranlar.
Soğudum mu ne diyordum ama eşimi görünce değişiyordum :)
Uzakta olmanın etkisi bunlar, diye düşünüyorum.
Çünkü bilhassa bahar gelince kanı kaynıyor insanın, gezip dolaşmak istiyor.
Bir de etrafımda kötü gidenleri gördükçe şükrediyordum, daha bir bağlanıyordum.
Yalnız şu var bence bazı bayanlar biraz zoru seviyor mlk, siz de öylesiniz yorumlarınızdan çıkardığım kadarıyla.
Benim eşim çok ilgiliydi, bazen sıkılıyordum çünkü kendime ayıracak vaktim kalmıyordu.
Bir dediğim iki olmuyordu vs. sakin ılımlı olumlu biri vardı hep karşımda ve bundan bile bunalabiliyordum.
Çünkü adamda tartışma diye bir şey yoktu yahu :) ha duvar ha eşim. Susar dinlerdi, hak verir kapatırdı.
Hani bazen çatır çatır tartışmak bile istersin, barışması daha bir heyecanlı oluyor babında ama sonra şükürsüzlüğüm için utanırdım.
Bence siz ''ilişkinizin'' monotonluğundan sıkılmışsınız.
Yani her dediğinizin olması, size düşünecek bir şey bırakmıyor ve haliyle garip şeylere takıyoruz.
Biraz da bu aralar ilgisiz galiba.
Ama sanmıyorum ki tayin için sizinle birlikte olsun.
Bilmediği bir yerde, gelme hayali kurarak yaşarken birden gelemeyeceğini anlamak şok etkisi oluşturmuş olabilir.
Sanırım hiç istemiyor yaşadığı şehri.
Ama yine de fevri bir hareket.
Ben evlendim. Çünkü kendi kendime buhrana girsem de eşime hiç duygularım mı bitiyor minvalinde konuşamazdım.
Çünkü hem üzmeyi istemezdim hem de korkardım sevgisini kaybetmekten.
Siz konuşmuşsunuz, demek ki benden bir adım önde duygularınız, yani cidden sıkılmışsınız.
Aynı durum, arkadaşımla sevgilisi arasında da vardı. Arkadaşım vazgeçti.
Aşksız, heyecansız sadece iyi biri ve dediklerimi yapıyor diye evlenemem dedi. 5 senelik ilişkisini bitirdi.
İki örnek var karşında. Ben huzurluyum hamd olsun, arkadaşım ayrıldıktan sonra çok üzüldü.
Hala heyecanlıyım, aşığım, ooo müthiş dozda diyemem, ama harika bir huzur, küçük küçük mutluluklar, bir gülle eve gelmesi, her market alışverişinde sevdiğim çikolatayı çaktırmadan poşete atması, başımı onunla yastığa koymanın huzuru, bakış açılarımızın aynılığı, hatta artık aynı cümlelerle konuşmaya başlamak, derim.
Heyecanlı ama anlaşamayan bir çift olsaydık daha çok üzülürdüm.
Borçlara gelince, onunla olmasa da borcunuz olacaktır mlk, borçsuz evlenmek zor artık.
Hem belki biraz akışına bırakmak lazım. Bugünden yarını düşünüp kendini strese sokmak ne derece mantıklı?
Bu demek değil ki yaşayacaklarını bilmeden bodoslama atla.
Sadece biraz kendinizi rahat bırakın.
Siz bırakınca çökecek değil hiçbir şey.
Mlk, kendinize biraz zaman verin. Madem bir adım attınız, duygularınız açtınız nişanlınıza,
duygularınızdan emin olmadıkça üstünü kapatmayın.
Hayırlısı olsun.
Al bu da farklı bi hayat....aşağı sakal yukarı bıyık.adam yanımda olsaydı en azından iyice mi soğuyorum yoksa değişiyor mu anlardım.ama tek bildiğim bunu anlamadan evlenmeyeceğim.çok içten yazmışsınız teşekkür ederim size
Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
Son düzenleme: