Büyük konuşmamak lazımmış. 2 senedir tanıştığım bir insan var. Daha doğrusu sadece benim tanıdığım. Okuldan, başka bir sınıftan.
Hedefim çok büyük üniversite hayatım için. Hiç düşünmedim aşık olmayı yada bağlanmayı.
Hep olmaz, olamaz, olmamalı diye söyledim içimden. Eminim alacağım da karşılığını. O yönden sıkıntım yok.
Ama o şimdi gidiyor. Kıbrıs'a..
2 sene önce geldi okula, önce hiç dikkatimi çekmedi. Hatta hiç.
Bir kere konuştum. Diş tellerim vardı. Okuldaki bir seminer günü sordu. Tellerimi sordu evet.
O da takmış zamanında.
Elini uzattı ismini söyledi. Tanıştık. Hiç oralı olmadım çünkü tek derdim derslerimdi. Kimseye görmeye niyetim yoktu. Olamazdı.
Konuştu, dinledim, kısa cevaplar verdim. Yeni tanıştığınız biriyle nasılsanız öyleydim. Sonra susutu. Çünkü odunun tekiydim.
Yüzünü göremedim pek. Koridor karanlıktı. Sonra da ne yalan söyleyeyim adını bile unuttum.
Bir daha konuşmadık ama birisi dikkatimi çekti hep. Tabi ben kordiorda tanıştığım çocuğun o olduğunu bile bilmiyorum.
Çok popülerdi. Tüm kızlar ona odaklıydı ama onun öyle bir niyeti yoktu. Çok kez duydum "Şunu seviyormuş, buna aşıkmış" diye.
Canım yanmadı ama merak ettim. Hobi gibi bir şeydi onu takip etmek. Eğleniyordum, tanıştığım çocuk olduğunu bilmeden.
Öğrendim zamanla onun, o olduğunu. Ayrı bir eğlenceli geldi tabi.
Eminim beni hiç umursamadı hatta tanımıyordu belki de. Platonik ergen sevdası işte bendeki.
EE ne var bunda ? Liseli hikayesi diyeceksiniz biliyorum ama.. Bu sene okuldaki son senem ve o babasının işi nedeniyle yarına akşam Kıbrıs'a gidiyormuş, orada devam edecekmiş..
Bütün sene gülüp, eğlenip durdum. Ama şimdi bir garip hissediyorum kendimi. Oyuncağı elinden alınmış küçük bir çocuk gibi değil de, severken ayrılmış iki aşık gibi..
Zor olmayacak unutmam, çünkü o bana hiç umut vermedi. Önümde de önemli 2 sınav var, onlara odaklanmalıyım.
Sadece bir yanım "Gidip keşke söyleseydin, bir daha belki hiç göremeyeceksin" diyor, bi yanım da "Sanki söylesen boynuna atlayacaktı"..
Ben sadece yazıp, rahatlamak istedim. Okuduğunuz için sağolun.
-
Hedefim çok büyük üniversite hayatım için. Hiç düşünmedim aşık olmayı yada bağlanmayı.
Hep olmaz, olamaz, olmamalı diye söyledim içimden. Eminim alacağım da karşılığını. O yönden sıkıntım yok.
Ama o şimdi gidiyor. Kıbrıs'a..
2 sene önce geldi okula, önce hiç dikkatimi çekmedi. Hatta hiç.
Bir kere konuştum. Diş tellerim vardı. Okuldaki bir seminer günü sordu. Tellerimi sordu evet.

Elini uzattı ismini söyledi. Tanıştık. Hiç oralı olmadım çünkü tek derdim derslerimdi. Kimseye görmeye niyetim yoktu. Olamazdı.
Konuştu, dinledim, kısa cevaplar verdim. Yeni tanıştığınız biriyle nasılsanız öyleydim. Sonra susutu. Çünkü odunun tekiydim.

Yüzünü göremedim pek. Koridor karanlıktı. Sonra da ne yalan söyleyeyim adını bile unuttum.
Bir daha konuşmadık ama birisi dikkatimi çekti hep. Tabi ben kordiorda tanıştığım çocuğun o olduğunu bile bilmiyorum.
Çok popülerdi. Tüm kızlar ona odaklıydı ama onun öyle bir niyeti yoktu. Çok kez duydum "Şunu seviyormuş, buna aşıkmış" diye.
Canım yanmadı ama merak ettim. Hobi gibi bir şeydi onu takip etmek. Eğleniyordum, tanıştığım çocuk olduğunu bilmeden.
Öğrendim zamanla onun, o olduğunu. Ayrı bir eğlenceli geldi tabi.
Eminim beni hiç umursamadı hatta tanımıyordu belki de. Platonik ergen sevdası işte bendeki.

EE ne var bunda ? Liseli hikayesi diyeceksiniz biliyorum ama.. Bu sene okuldaki son senem ve o babasının işi nedeniyle yarına akşam Kıbrıs'a gidiyormuş, orada devam edecekmiş..
Bütün sene gülüp, eğlenip durdum. Ama şimdi bir garip hissediyorum kendimi. Oyuncağı elinden alınmış küçük bir çocuk gibi değil de, severken ayrılmış iki aşık gibi..
Zor olmayacak unutmam, çünkü o bana hiç umut vermedi. Önümde de önemli 2 sınav var, onlara odaklanmalıyım.
Sadece bir yanım "Gidip keşke söyleseydin, bir daha belki hiç göremeyeceksin" diyor, bi yanım da "Sanki söylesen boynuna atlayacaktı"..
Ben sadece yazıp, rahatlamak istedim. Okuduğunuz için sağolun.

-
Son düzenleme: