Merhaba herkese.
Konu aslında dert değil ama üzüntü verici benim için. Şöyle ki; ben eşimle 4 yıldır evliyim. Uzun yıllar istememize rağmen çocuk sahibi olamadık biz. Benim diyabet hastası olmam sebebiyle de son 1 yıldır sadece benim sağlığıma odaklandık. Bebek fikrini ertelemiştik ki kendiliğinden geldi bebeğimiz. Her şey rüya gibi gelişti. Yıpratıcı bir süreçte çocuk sahibi olacağımızı düşünüyorduk artık iyiden iyiye.
Ama rabbim ol deyince oluyormuş meğer. Tabi bu durumdan ben ve eşim inanılmaz mutluluyuz, heyecanlıyız. Aileler, arkadaşlar, eş, dost da sağ olsunlar öyle. Ancak bir sorun var can sıkıcı olan. Kedilerimiz. Bizim açımızdan değil ama etrafımız açısından.
Bizim evimizde 4 tane kedimiz var, sokakta ise baktığımız yaklaşık 20 tane. Evlendikten bir süre sonra edinmeye başladık ve her yıl sayı birer birer arttı. Bazı dönemler sayı onları buldu. Eşimle sokaktan alıp, bakımlarını, tedavilerini yaptırıp yuvalandırdığımız sayısı yüze yakın hayvanımız oldu.
Maddi manevi çok sarsıldığımız zamanlarda oldu ama allah bir şekilde yardım etti bize. Biz bu durumdan hiç rahatsızlık duymuyoruz. ama hamile olduğumu duyan, öğrenen herkes buna en yakınlarım da dahil tebrikten sonra ilk söyledikleri cümle o kedileri evden gönder artık!! oluyor. Feci canımı sıkıyor bu durum. Yıllardır zaten yeni yıkabilmiştik insanların ön yargılarını.
Bunu zaman zaman kırıcı olarak, tavır alarak yaptığımız da oldu. Buna mecbur bırakıldık daha doğrusu. Evinize gelmeyiz diyene gelmeyin siz bilirsiniz demekten hiç çekinmedik karı koca. ama şimdi işi iyice abartıp bebeğe zarar vereceklerine, düşük yapacağıma kadar getirdiler. bu konuda oldukça bilinçli ve donanımlıyım. kulaktan dolma fikirlerle değil bilimsel verilerle cevap versem bile cehaleti yenmek, sabit fikri kırmak çok zor.
Biliyorum kötülüğümü istemiyorlar. Çünkü bunu söyleyen insanlar gerçekten beni seven, düşünen ve benimde sevdiğim insanlar. Ama beni ne kadar üzdüklerini bir bilseler. Ben yıllarca onları evladım gibi sevdim. Hepsi el kadarken geldi evime. Elimde büyüdüler. Bana dost oldular. Şimdi ben onları nasıl atarım sokağa ya da nasıl veririm başkasına. Kaldı ki yetişkin kedi sahiplendirmek inanılmaz zordur. Yavrular bile yuva bulamazken hiç şansları yok. Kaldı ki zaten böyle bir niyetim de yok.
Üzerimde ciddi psikolojik baskı kuruluyor. Çocukla aynı evde olmaz diyerek abuk subuk hurafelerden bahsediyorlar ve ciddi şekilde sinirlenirim yıpranmaya başladı. Önceden olsa hiç takmazdım ama bebeği öne sürmüyorlar mı deliriyorum. Herkesle tek tek kavga edecek gücüm, halim inanın yok. Çünkü kendimi son yıllarda hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum bebeğimden dolayı ve bu mutluluğumu saçmasapan inanışları yüzünden insanların kaçırmasına tahammül edemiyorum artık.
Sevgili Amonra,
Öncelikle sana teşekkür ediyorum. Bu kadar duyarlı olduğun için.
Benim de bir tavşanım var, salonun ortasına 2 katlı çok çok büyük bir kafes yaptırdık onun için. Aldığımız günden beri gözünün içine bakıyoruz eşimle. Gözü enfeksiyon kaptı diye 1 haftadır ne üzüntü çektik.
Amaaa akrabalar, insanlar, arkadaşlar "verin de verin" demekten başka bir şey yapmıyorlar. Ekmek yemeğini siz mi veriyor, tuvaletini siz mi temizliyorsunuz? dediğimde bile verin'den başka cevap duymadım.
Eşim askere gitti, ve tavşanımızın evde olması bana o kadar iyi geliyor ki. O benim küçük bebeğim, dostum, arkadaşım gibi. Yemini verirken heyecanlanması, sevilmek için hemen kucağıma zıplaması beni o kadar mutlu ediyor ama anlamıyorlar.
Hamile olduğumu düşünemiyorum bile. Bütün sülale başımın etini yer at bunu evden diye!
Babam bile hamile kadınlar tavşana bakınca çocuğunun dudağı tavşan dudağı gibi oluyormuş diyor. düşün işte.
Her gün temizliğini bakımını yapıyorum.
Ama bir tane pisliğini görseler hemen "EVİNİ B.K GÖTÜRÜYOR" oluyor.
İstemeyen sevmeyen gelmesin diyorum ben de artık.
Kimse kusura bakmasın, çoğu insandan akrabamdan çok daha yakın bana küçük kızım.
Başkasına versem beni nasıl özler!
Başka bir yuvaya asla alışamaz.
Siz de 4 yıldır kedilerinizle mutlusunuz, belki önlemler alırsınız, gerekli düzenlemeler yaparsınız evde. Ama kimseye uyup da vermeyin kedicikleri. Milletin ağzı durmuyor, bilen bilmeyen herkes konuşuyor.
Tırnak makası aldım tavşana özel, laf ettiler.
Kafes yaptık, laf ettiler.
Bir yere giderken yanımızda götürüyoruz diye laf ettiler.
Her gün gözüne damla damlatıyorum iyileşsin diye, annenle bu kadar ilgilenmiyorsun diye laf ettiler.
Bıktım herkesin kendini ilgilendirmeyen şeylere bu kadar karışmasından.