adamın tek olay fırıncı olması mı...
yani buradan bir şey çıkartamayız ki.
aynı meslekte olan insanlar birbirini daha iyi anlar, halini bilir, işin zorluklarını bilir diye düşünmek çok saçma deği, mantıklı geliyor. ama her zaman öyle olmadığı da ortada. anlamak isteyen her türlü anlar. istemeyen de anlamaz. eşiyle aynı işi yapan hatta eşi daha uzun süre çalışan bir sürü erkek var ki evin tüm işini yine de kadından bekliyor mesela. ya da kadının maaş kartının alınması olayı var -mış yani ben de burada duydum.
fırında en büyük sorun -başka arkadaşların da belirttiği gibi- çalışma süresinin korkunç uzun olması. zaten esnaf olan herkes için iş saatleri uzundur bizi ülkemizde. tüm esnaf hanımları eşlerinin hep işte olmasında şikayetçidir. fırın hele...savaş olsa darbe olsa sel olsa yangın olsa bayram olsa düğün olsa ne olsa hep açılması gerken bir yer. bu adam mesela şimdiye kadar fırını bırakıp tatile, düğüne, kendine zaman ayırmaya herhangi bir şeye, gitmiş mi? günlük rutini nasıl? kaç saat duruyor işin başında. (en büyük sıkıntı bırakacak biri olmaması sıkıntısı ama gayet de bunu baştan çözüp dükkanı öyle çeviren de olabiliyor) evlense nasıl olacak..bence burası önemli.
meslek kısmının dışında aileler için üniversite mezunu olan olmayan diye kategorilendirme var. üstelik dağbaşında e5 kenarında zibilyon tane okul açılmış ünivesite ayağa düşmüş olmasına rağmen bu algı yaşı büyük olanlarda kırılmadı (ki bence iktidarın her yere okul açmasında en büyük motivasyon bu zaten...halkın bu tuhaf algısı). şimdi ukalalık gibi olacak belki ama ben x bir okul mezunuyum (köylüyüm ama aynı zmanda) benim anadoludaki üniversitelerden mezun çoğu tanıdığım insanın ne düzgün bir yabancı dili var, ne vizyonu, ne kültürü...okumuş da ne olmuş ? benim için ha oraları okumuş (ya da ot gibi sadece okula gitmiş gelmiş diyelim, okumak başka şey çünkü) ha hiç okumamış hiç fark etmiyor yani...ha ama robert kolej/saint joseph üstüne ülkede okumak gibi bir delilik yaptıysa galatasaray/boğaziçi ki yüksek ihtimalle lisans ABD sonrasi Avrupa olan çok tanıdığm da var..ama onlar da ülkede kalmıyor %99. Böyle bir eğitim olsa, ufuk olsa, ne biliyim 12 sane bale yapmış olsa, en kötü 3 yabancı dili olsa, aileden gelen bir görgü ve kültür birikimi olsa vs vs o zaman karşı taraf kendini yetiştirmiş de olsa gerekli akademik eğitimi donanımı olmayan kişiyle uyum sağlaması çok zor olur derdim. (eğitim yelpazesinin bu tarafını azcık abartmış olabilirim ama herhalde derdimi anlatabildim).
öğretmenlik ucu açık bir meslek (bence). çok ot öğretmen olduğu gibi çok kültürlü çok donanımlı öğretmen de var..ay iyi ki söyledin diyeceksiniz

her meslekte farklar illa ki olur. demek istediğim öğretmenlik benim bu ülkede görüp gördüğüm en açık farkları ihtiva eden meslek grubu. hani başka meslek olsa ortalamasını alırım öğretmenlikte pek alamıyorum. yine de genellersem yeni nesil öğretmenler hele ki kadınlar arasınsa aşırı maddi hesaplar ve olabildiğince az çalışalım da yorulmayalım kafası görüyorum (linç edebilirsiniz). bir de en fazla karşılaştırma ve yarış öğretmenler arasında görüyorum. aile kadar arkadaş çevrenizde de zorlanabilirsiniz, atıyorum, "aşık oldum evlendim size ne" diye susturmazsanız insanları. anneler içinde atanmış öğretmen kız diye bir gerçeklik var yani.
son olarak sevgilimle aramda eğitim farkı var. tanıştığımızda uzun saatler çalışılan bir işletmede çalışıyordu. oradan ayrıldı. yine saatleri düzensiz ama benim de kendi işim saatlerim düzensiz. ben bunları sorun etmiyorum. hayatım hiç 8-5 olmadı zaten benim neredeyse.
ama evlenmeyi düşünsem..hele çocuk yetiştirmeyi düşünsem, eğitimin karakterde getirdiği bazı farkları sorun ederim gibime geliyor. bunlar kadına saygı, kadının işine/emeğine saygı, ev işi yapmak, kılığa kıyafete karışmak gibi şeyler değil. dünya görüşümüz filan zatne benzer. bunlarda sorun olsa ben çıkmam bile adamla..