• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Öğretmen olmanın yükü !

Atanamayan o kadar çok bölüm var ki, sadece siz değilsiniz. Ayrıca atanamama yada zor atanma tüm öğretmenliklet için de geçerli değil. Bazı branşlar gayet güzel atanıyor.

Öğretmenlerin atanma sorunları yıllardır gündemde. Bundan haberiniz olmalı. Hem sıkıntılı bir bölüm seçip hem de geçip devlet atamak zorunda derseniz pek rasyonel olmazsınız.

Deliler gibi severek resim bölümü yada tiyatro Vs okuyor insanlar. Devlet kadrosunda istihdam edilmelerinin neredeyse imkansız olduğunu bilerek. Ve onlar gelip ağlasalar(ki hiç bir bölüm öğretmenlik kadar ağlamıyor) onlara yanıtınız: bilmiyor muydunuz durumun bu olduğunu, olacaktır.

Eğer çok severek seçtim diyorsanız o zaman kendiniz geliştirip hep bir adım önde olacaksınız.

Ben kişisel olarak artık gerçekten öğretmenlerin ağlamasından usandım. Her meslek zorluğuyla kolaylığıyla kendi yağında kavruluyor fakat bir öğretmenler bu derece ağlıyor.

Öğretmelik kazanması okuması kolay atanması zor bir bölümdür. Bunu da herkes bilir.

Zaten tüm bölümler için demiş kendisi sadece kendı bransı ıcın dememıs. Bazı branslar dedıgınız ilahıyat herhalde. yoksa her sene duzenlı atanan hıcbır ogretmenlık bransı yok. Tabıkı herkesın sıkıntısı varda öğretmenler bir de üstüne kpss gıbı zor bır sınavla ugrasıyorlar. Üstelık her meslek kavruluyor demıssınız öğretmen sadece öğretmen olabılır matematık okuyan birisi başka ne yapabılır söyler mısınız ? Genıs bır alanı yok en fazla özelde calısabılırsınız o da artık özeller bıle torpille alıyor. Öğretmenler tabıkı ağlayacak. Muhendıs yıne bır kurumda özelde her turlu ıs bulabılır ama öğretmenın ıs bulacagı yer sınırlıdır.
 
O zaman eğitim fakultelerı öğretmen yetıstırmek ıcınse egıtım fakultelerı fen edebıyattan ders almaya gelmeyecek hanımefendı. Çoğu egıtım fakultesınde olmayan bolum fen edebıyatta var. Turkıyede cok az unıversıtede eğitim fakultesınde turk dılı edebıyatı öğretmenlıgı kaldı keza cografya ogretmenlıgı de öyle. Demekki suc fen edebıyatcılarda değil devlette. devlete parlasınlar o zaman. Fen edebıyatın egıtımının eğitim fakultesınden daha kalıtelı oldugunu da kabul etsınler.

Bisey demiyim dedim de duramıycam kusura bakmayın.

Bur feflinin yaptığı işi ben okuduğum bölümün 3.sınıfında pratik dersi olarak görüyorum. Kaliteli kaliteli.. boğaziçi, galatasaray, odtü gibi önder üniversiteler haricinde feflerde ne kaliteli egitim veriliyor ne de öğrenciler aşırı başarılı oluyor. Tercih listesinde gözümle gördüm bir üniversitenin fen edebiyat fakültesindeki üniversite giris sıralamasi yazmıyordu.

Hayal kurmaya gerek yok. Benim etrafımda ne kadar elle tutulur puan alamayan öğrenci varsa fef yazdı.

Yahu ben 9.sınıfta aldığım biyoloji kitabını biyoloji okuyan birine verdim okulda isleyeceklermiş diye. Benim 9.sınıfta çalışıp olimpiyatlara hazırlandıgım kitap bu.

Yani kısacası o saydığım demirbaş üniversiteler gibilerin dışında feflerde hic de öyle kaliteli bir egitim verilmiyor.

He ama kpss dedigimiz sey de acayip zor acayip sıralama belirleyen bir durum değil zaten. Feflide kazanır egitim fakülteli de kazanir iyi bir çalışmayla.

Yanlış anlasilmasn periferdeki eğitim fakültelerinin de puanları aman aman değil. Ama elbette fefle bir tutulamaz.

He keske gereken önem verilse de gercekten bilim adamı yetistiren feflerimiz olsa. Keske egitim fakültelerine yüksek puanlarla alınıp ciddi bi egitimden gecirilse de kaliteli ogretmenlerimiz olsa.

Konuya dönersek de bu kadar öğretmen yığılmasının nedenleri bana göre: devletin yeterli is imkani sunmaması, egitim fakultesi haricindekilere de öğretmen olma şansı tanınması, kontenjanların daraltılmaması.
 
O zaman eğitim fakultelerı öğretmen yetıstırmek ıcınse egıtım fakultelerı fen edebıyattan ders almaya gelmeyecek hanımefendı. Çoğu egıtım fakultesınde olmayan bolum fen edebıyatta var. Turkıyede cok az unıversıtede eğitim fakultesınde turk dılı edebıyatı öğretmenlıgı kaldı keza cografya ogretmenlıgı de öyle. Demekki suc fen edebıyatcılarda değil devlette. devlete parlasınlar o zaman. Fen edebıyatın egıtımının eğitim fakultesınden daha kalıtelı oldugunu da kabul etsınler.

Fen edebiyatin egitimi daha kaliteli olsaydi, oradan mezun olan biri gelip insanlara kendi okudu diye bir fakulteyi ovmezdi, buna gerek kalmazdi yani bilmem anlatabildim mi :KK66:
 
Bisey demiyim dedim de duramıycam kusura bakmayın.

Bur feflinin yaptığı işi ben okuduğum bölümün 3.sınıfında pratik dersi olarak görüyorum. Kaliteli kaliteli.. boğaziçi, galatasaray, odtü gibi önder üniversiteler haricinde feflerde ne kaliteli egitim veriliyor ne de öğrenciler aşırı başarılı oluyor. Tercih listesinde gözümle gördüm bir üniversitenin fen edebiyat fakültesindeki üniversite giris sıralamasi yazmıyordu.

Hayal kurmaya gerek yok. Benim etrafımda ne kadar elle tutulur puan alamayan öğrenci varsa fef yazdı.

Yahu ben 9.sınıfta aldığım biyoloji kitabını biyoloji okuyan birine verdim okulda isleyeceklermiş diye. Benim 9.sınıfta çalışıp olimpiyatlara hazırlandıgım kitap bu.

Yani kısacası o saydığım demirbaş üniversiteler gibilerin dışında feflerde hic de öyle kaliteli bir egitim verilmiyor.

He ama kpss dedigimiz sey de acayip zor acayip sıralama belirleyen bir durum değil zaten. Feflide kazanır egitim fakülteli de kazanir iyi bir çalışmayla.

Yanlış anlasilmasn periferdeki eğitim fakültelerinin de puanları aman aman değil. Ama elbette fefle bir tutulamaz.

He keske gereken önem verilse de gercekten bilim adamı yetistiren feflerimiz olsa. Keske egitim fakültelerine yüksek puanlarla alınıp ciddi bi egitimden gecirilse de kaliteli ogretmenlerimiz olsa.

Konuya dönersek de bu kadar öğretmen yığılmasının nedenleri bana göre: devletin yeterli is imkani sunmaması, egitim fakultesi haricindekilere de öğretmen olma şansı tanınması, kontenjanların daraltılmaması.

+15000
 
aslında yine öğretmenler şanslı bu konularda inanın,
kısmen seslerini duyuruyorlar,
puan muhabbeti olmuş önceki sayfalarda, mesela 2000 yılında üniversiteye başladığımda radyo-tv-sinema bölüm puanları eğitim fakültesinin çok üzerindeydi, %1-2 lik yüzdelik dilimlerle girdiler insanlar o bölüme,
ve benimle mezun olan rts mezunu arkadaşlarımın belki 3-5 tanesi alanında çalışma şansı buldu, diğerleri çağrı merkezi, mağaza, banka vs ne iş buldularsa yaptılar, ama kimse seslerini bile duymadı.
yani olay ne puanda ne alınan eğitimde, temel sorun istihdamda.
bu ülkede sağlık dışında işsizliğin olmadığı sektör yok ki.
ama lafa gelince kimse iş beğenmiyor aslında iş var oluyor adı...
Doğru söylüyorsunuz çoğu insan gönlunce işini yapamıyor. Ve aynen insanlar niye iş beğenmesin. Ama yıllarca emek verdirip baska bir şey ol diyorlar ona bile razı artık herkes o da olmuyor. Öğretmenlerin sesinin duyulma sebebi aşırı bir yığılma olması.Oran çok büyük. Istihdam sıkıntısı olusmasının sebebi de bir açıdan yine eğitim orta okuldan başlayarak eğitim sistemi istihdama göre düzenlenebilse.Adam kayırma, torpil, liyakat sorunu da bir yandan. Ne bileyim.. Zor
 
Bisey demiyim dedim de duramıycam kusura bakmayın.

Bur feflinin yaptığı işi ben okuduğum bölümün 3.sınıfında pratik dersi olarak görüyorum. Kaliteli kaliteli.. boğaziçi, galatasaray, odtü gibi önder üniversiteler haricinde feflerde ne kaliteli egitim veriliyor ne de öğrenciler aşırı başarılı oluyor. Tercih listesinde gözümle gördüm bir üniversitenin fen edebiyat fakültesindeki üniversite giris sıralamasi yazmıyordu.

Hayal kurmaya gerek yok. Benim etrafımda ne kadar elle tutulur puan alamayan öğrenci varsa fef yazdı.

Yahu ben 9.sınıfta aldığım biyoloji kitabını biyoloji okuyan birine verdim okulda isleyeceklermiş diye. Benim 9.sınıfta çalışıp olimpiyatlara hazırlandıgım kitap bu.

Yani kısacası o saydığım demirbaş üniversiteler gibilerin dışında feflerde hic de öyle kaliteli bir egitim verilmiyor.

He ama kpss dedigimiz sey de acayip zor acayip sıralama belirleyen bir durum değil zaten. Feflide kazanır egitim fakülteli de kazanir iyi bir çalışmayla.

Yanlış anlasilmasn periferdeki eğitim fakültelerinin de puanları aman aman değil. Ama elbette fefle bir tutulamaz.

He keske gereken önem verilse de gercekten bilim adamı yetistiren feflerimiz olsa. Keske egitim fakültelerine yüksek puanlarla alınıp ciddi bi egitimden gecirilse de kaliteli ogretmenlerimiz olsa.

O 9. sınıf bıyolojı kıtabını ısteyen hangı fef merak ettım kusura bakmayın da yani. Ben Marmara Coğrafya mezunuyum. Haftanın 2 günü 3 derste eğitim fakultesınden öğrencıler katılırdı bize. Kime sorsam aynı şeyi der. Kaldı ki eski yök başkanı da aynı fikirde. Üniversıte giriş sıralaması yazmıyordu da ne demek sıralama olmadan mı girmiş yani :D

Ben ikizimle aynı sene tercih yaptım. O eğitim fakültesinde Türkçe öğretmenliği seçti (9 eylül üni) seçti ben fen edebıyatta coğrafya. Ben fen edebıyata 350lerde 40 bin küsür sıralamayla girdim o eğitim fakultesınde 370le girdi 32 binle. Sıralamamızda bir uçurum da yoktu. Tüm üniversitelerın tek tek fen edebıyatlarına bakmadıysanız bu dediğiniz ütopya. Kime sorarsanız sorun mühendislik fakulteleri dahi fen derslerini bu fakultede alır bazı zaman kendı fakultesı yeterlı gelmez.

Normalde bu fakülteler bilim adamı yetıstırcek fakultelerdır. Bir alanı tepeden tırnağa öğretırler. Zaten zorlugu da bu yuzdendır sizin 9. sınıf bıyolojı isteyen arkadasınız bana garip geldı dogrusu. Kaldı ki eğitim fakultelerının de hali aham şaham değil. Ben de üniversitemde osmanlıca harfleri bilmeden Türkçe öğretmenliği bitiren arkadasımı gördüm. Kendisi eğitim fakultesındeydi. Üstelık marmara üniversitesi gibi bir kurumda. Yani söz konusu bunu kıyaslamaya kalkarsak komik olur.

Eğitim fakültelerinde Türk dili ve edebiyatı kalmadı neredeyse, coğrafya yok, tarih yok, ingilizce çok az okulda var. E madem eğitim fakultesı ogretmen yetıstırıyorsa neden bu bölümler yok ? Niye cok az okulda kaldı ? Bunların cevabı fen edebıyatcılarda değil devlette, devlete sorun. Bu öğretmen sıkıntısı fen edebıyatçılardan kaynaklanmıyor kimse kusura bakmayacak.



Konuya dönersek de bu kadar öğretmen yığılmasının nedenleri bana göre: devletin yeterli is imkani sunmaması, egitim fakultesi haricindekilere de öğretmen olma şansı tanınması, kontenjanların daraltılmaması.
 
Fen edebiyatin egitimi daha kaliteli olsaydi, oradan mezun olan biri gelip insanlara kendi okudu diye bir fakulteyi ovmezdi, buna gerek kalmazdi yani bilmem anlatabildim mi :KK66:

Yalnız eğitim fakultesınden mezun olanlarda burada kendını övüyor dönüp bi bakarsan hani bilmem anlatabıldım mı :D
 
Bisey demiyim dedim de duramıycam kusura bakmayın.

Bur feflinin yaptığı işi ben okuduğum bölümün 3.sınıfında pratik dersi olarak görüyorum. Kaliteli kaliteli.. boğaziçi, galatasaray, odtü gibi önder üniversiteler haricinde feflerde ne kaliteli egitim veriliyor ne de öğrenciler aşırı başarılı oluyor. Tercih listesinde gözümle gördüm bir üniversitenin fen edebiyat fakültesindeki üniversite giris sıralamasi yazmıyordu.

Hayal kurmaya gerek yok. Benim etrafımda ne kadar elle tutulur puan alamayan öğrenci varsa fef yazdı.

Yahu ben 9.sınıfta aldığım biyoloji kitabını biyoloji okuyan birine verdim okulda isleyeceklermiş diye. Benim 9.sınıfta çalışıp olimpiyatlara hazırlandıgım kitap bu.

Yani kısacası o saydığım demirbaş üniversiteler gibilerin dışında feflerde hic de öyle kaliteli bir egitim verilmiyor.

He ama kpss dedigimiz sey de acayip zor acayip sıralama belirleyen bir durum değil zaten. Feflide kazanır egitim fakülteli de kazanir iyi bir çalışmayla.

Yanlış anlasilmasn periferdeki eğitim fakültelerinin de puanları aman aman değil. Ama elbette fefle bir tutulamaz.

He keske gereken önem verilse de gercekten bilim adamı yetistiren feflerimiz olsa. Keske egitim fakültelerine yüksek puanlarla alınıp ciddi bi egitimden gecirilse de kaliteli ogretmenlerimiz olsa.


konu tekrarı
 
Bisey demiyim dedim de duramıycam kusura bakmayın.

Bur feflinin yaptığı işi ben okuduğum bölümün 3.sınıfında pratik dersi olarak görüyorum. Kaliteli kaliteli.. boğaziçi, galatasaray, odtü gibi önder üniversiteler haricinde feflerde ne kaliteli egitim veriliyor ne de öğrenciler aşırı başarılı oluyor. Tercih listesinde gözümle gördüm bir üniversitenin fen edebiyat fakültesindeki üniversite giris sıralamasi yazmıyordu.

Hayal kurmaya gerek yok. Benim etrafımda ne kadar elle tutulur puan alamayan öğrenci varsa fef yazdı.

Yahu ben 9.sınıfta aldığım biyoloji kitabını biyoloji okuyan birine verdim okulda isleyeceklermiş diye. Benim 9.sınıfta çalışıp olimpiyatlara hazırlandıgım kitap bu.

Yani kısacası o saydığım demirbaş üniversiteler gibilerin dışında feflerde hic de öyle kaliteli bir egitim verilmiyor.

He ama kpss dedigimiz sey de acayip zor acayip sıralama belirleyen bir durum değil zaten. Feflide kazanır egitim fakülteli de kazanir iyi bir çalışmayla.

Yanlış anlasilmasn periferdeki eğitim fakültelerinin de puanları aman aman değil. Ama elbette fefle bir tutulamaz.

He keske gereken önem verilse de gercekten bilim adamı yetistiren feflerimiz olsa. Keske egitim fakültelerine yüksek puanlarla alınıp ciddi bi egitimden gecirilse de kaliteli ogretmenlerimiz olsa.

Konuya dönersek de bu kadar öğretmen yığılmasının nedenleri bana göre: devletin yeterli is imkani sunmaması, egitim fakultesi haricindekilere de öğretmen olma şansı tanınması, kontenjanların daraltılmaması.

O 9. sınıf bıyolojı kıtabını ısteyen hangı fef merak ettım kusura bakmayın da yani. Ben Marmara Coğrafya mezunuyum. Haftanın 2 günü 3 derste eğitim fakultesınden öğrencıler katılırdı bize. Kime sorsam aynı şeyi der. Kaldı ki eski yök başkanı da aynı fikirde. Üniversıte giriş sıralaması yazmıyordu da ne demek sıralama olmadan mı girmiş yani :KK70:

Ben ikizimle aynı sene tercih yaptım. O eğitim fakültesinde Türkçe öğretmenliği seçti (9 eylül üni) seçti ben fen edebıyatta coğrafya. Ben fen edebıyata 350lerde 40 bin küsür sıralamayla girdim o eğitim fakultesınde 370le girdi 32 binle. Sıralamamızda bir uçurum da yoktu. Tüm üniversitelerın tek tek fen edebıyatlarına bakmadıysanız bu dediğiniz ütopya. Kime sorarsanız sorun mühendislik fakulteleri dahi fen derslerini bu fakultede alır bazı zaman kendı fakultesı yeterlı gelmez.

Normalde bu fakülteler bilim adamı yetıstırcek fakultelerdır. Bir alanı tepeden tırnağa öğretırler. Zaten zorlugu da bu yuzdendır sizin 9. sınıf bıyolojı isteyen arkadasınız bana garip geldı dogrusu. Kaldı ki eğitim fakultelerının de hali aham şaham değil. Ben de üniversitemde osmanlıca harfleri bilmeden Türkçe öğretmenliği bitiren arkadasımı gördüm. Kendisi eğitim fakultesındeydi. Üstelık marmara üniversitesi gibi bir kurumda. Yani söz konusu bunu kıyaslamaya kalkarsak komik olur.

Eğitim fakültelerinde Türk dili ve edebiyatı kalmadı neredeyse, coğrafya yok, tarih yok, ingilizce çok az okulda var. E madem eğitim fakultesı ogretmen yetıstırıyorsa neden bu bölümler yok ? Niye cok az okulda kaldı ? Bunların cevabı fen edebıyatcılarda değil devlette, devlete sorun. Bu öğretmen sıkıntısı fen edebıyatçılardan kaynaklanmıyor kimse kusura bakmayacak.
 
Fen edebiyat fakülteleri öğretmen yetiştirmek için değildir.Öğretmen olmak isteyen eğitim fakültesi yazacak yani.Formasyon hak değil devletin para kaynağı sadece kusura bakmayın
Ama o zaman da fen edebiyata ona göre kontenjan verip belli bir istihdam alanı göstermek gerekmez mi ?umut verir gibi 18 yaşında çocuklara,formasyon alabilip isterlerse öğretmen olabilecekleri izlenimi veriliyor.üniversiteye başlarken bilirse öğrencilerimiz formasyon alamayacaklarını ona göre secim yaparlar. Gercekten isteyenler öğretmen olur ozaman. Kişilerin suçu degil bu durum. Her arz kendi talebini dogurur
 
Marmara da 9 eylül de gayet iyi universiteler. Elbette ki iyi bir eğitim alacaksınız. Ama o kadar. Onlarca üniversite var fef barındıran. Ve siz de biliyorsunuz ki dedigim gibi iyi üniversiteler haricindeki okullar ne iyi egitim veriyor ne de kaliteli eleman yetistiriyor.

Dedigim bölüm de biyoloji bölümü.

Fef'den ders almak demek, o bölümün kötü olduğunu göstermez ki. Mühendislik fakültesi fef'den ders alıyor diye fef daha mı kaliteli oluyor?

Zaten ben de diyorum bilim adamı yetistirmek icin var fefler. Ama yetistiriyor mu? Malesef bikac üniversite haricinde hayır. Bu bir türkiye gerçeği ne yazıkki.

Alanında yetkin, buluslarıyla fark yaratan fefliler var. Cok şükür ki var. Ama bilmem kac yüzbininci olan fefliler de var.

Sözeldeki fefler nasıldır, sözeldeki siralama nasıldır bilmiyorum. Ama dedigim gibi okudugunuz okullar cok iyi okullar. Oralarda kalitesiz bir egitim almak cok zor :)

Ama siz de biliyorsunuz ki kaç tane böyle egitim veren fef var... keske acayip lablara, acayip kütüphanelere sahip olsalar da cidden bilim adamı yetistirseler. Tıptan da mühendislikten de hukuktan da yüksek olsa puanları. Ama bu bölümlerin ögretmen olmamasi gerekiyor. Hele ki bizim ülkemizde, yer yok çünkü. Kendi alanlarında ise girmeleei gerekiyor.
 
Ama o zaman da fen edebiyata ona göre kontenjan verip belli bir istihdam alanı göstermek gerekmez mi umut verir gibi 18 yaşında çocuklara siz formasyon alabilip isterse öğretmen olabilecekleri imajı veriliyor.üniversiteye başlarken bilirse öğrencilerimiz formasyon alamayacaklarını ona göre secim yaparlar. Gercekten isteyenler öğretmen olur ozaman. Kişilerin suçu degil bu durum. Her arz kendi talebini dogurur

Algılayamadıkları nokta bu zaten. Eğitim fakultelerı öğretmen yetıstırmek ıcın dıyorlar ama fen edebıyattakı bölümlerın cogu egıtım fakultelerınde yok şuan. Formasyon verıyorsa devlet demekkı ogretmenlık yapabılıyoruz demektır. Eger vermezse bız de secmeyız zaten. Suc nıye secenlerde oluyor gidin devlete ses çıkarın o vakit. Kendılerını cok matah bır sey sanıp diğer arkadaslara sen fen edebıyatcısın zekan dusuk derse o zaman söyleneceklerı de goze alacaklar demektır.
 
Marmara da 9 eylül de gayet iyi universiteler. Elbette ki iyi bir eğitim alacaksınız. Ama o kadar. Onlarca üniversite var fef barındıran. Ve siz de biliyorsunuz ki dedigim gibi iyi üniversiteler haricindeki okullar ne iyi egitim veriyor ne de kaliteli eleman yetistiriyor.

Dedigim bölüm de biyoloji bölümü.

Fef'den ders almak demek, o bölümün kötü olduğunu göstermez ki. Mühendislik fakültesi fef'den ders alıyor diye fef daha mı kaliteli oluyor?

Zaten ben de diyorum bilim adamı yetistirmek icin var fefler. Ama yetistiriyor mu? Malesef bikac üniversite haricinde hayır. Bu bir türkiye gerçeği ne yazıkki.

Alanında yetkin, buluslarıyla fark yaratan fefliler var. Cok şükür ki var. Ama bilmem kac yüzbininci olan fefliler de var.

Sözeldeki fefler nasıldır, sözeldeki siralama nasıldır bilmiyorum. Ama dedigim gibi okudugunuz okullar cok iyi okullar. Oralarda kalitesiz bir egitim almak cok zor :)

Ama siz de biliyorsunuz ki kaç tane böyle egitim veren fef var... keske acayip labaratuarlara, acayip kütüphanelere sahip olsalar da cidden bilim adamı yetistirseler. Tıptan da mühendislikten de hukuktan da yüksek olsa puanları. Ama bu bölümlerin ögretmen olmamasi gerekiyor. Hele ki bizim ülkemizde, yer yok çünkü. Kendi alanlarında ise girmeleei gerekiyor.

E alıyorsa demekkı yeterlı değil eğitim fakultesı anlatmak ıstedıgım bu. Bunu bize koca doçentler proflar söyluyordu. Eğitim sıstemının bir reforma ıhtıyacı var dıyorlardı sımdı onca kısı yanlısta siz mi doğrusunuz ? Yani topu sadece feflılere atıp dusuk puanlarla gelıyorlar demek komediden baska bır sey değil. Şundan 4 sene öncesine kadar fen edebıyattakı özellıkle sözel bölümlerin puanı 350den baslıyordu en dusuk unıversıtede. Sonra formasyon kaldırılma olayı oldu puanları dusurduler. Şu an yıne yüksek puanlar.

Eğitim fak bırkac puan fazla alarak gırıyor yatarak gecıyor. Fen edebıyat ıse az alarak gırıyor bazen tabı fakat acısını cıkarta cıkarta mezun edıyorlar. Eğitim fakultesındekıler tepeden baktıgı müddetce bu hep olacak. Nedir bu anlamadım ki sankı tıp okuyorlarmıs gıbı bır havada egıtım fakultesındekıler. Tıpın bile böyle bır egosu yok.

Eğitim fakultesınde de tırt arkadasım var fen edebıyattada. Fakat her eğitim fak okuyana sorun mutlaka fen edebıyattan yeterlı gelmedıgı ıcın ders alıyorlar gercek bu kabul etsenız de etmesenız de. Yanı sustum sustum şu konu hakkında ama surdakı yorumları okuyunca konustum artık.

Kusura bakmayın kırdıysam daha fazla konusmak ıstemıyorum uyarı verıyorlar sonra. İyi geceler.
 
O 9. sınıf bıyolojı kıtabını ısteyen hangı fef merak ettım kusura bakmayın da yani. Ben Marmara Coğrafya mezunuyum. Haftanın 2 günü 3 derste eğitim fakultesınden öğrencıler katılırdı bize. Kime sorsam aynı şeyi der. Kaldı ki eski yök başkanı da aynı fikirde. Üniversıte giriş sıralaması yazmıyordu da ne demek sıralama olmadan mı girmiş yani :KK70:

Ben ikizimle aynı sene tercih yaptım. O eğitim fakültesinde Türkçe öğretmenliği seçti (9 eylül üni) seçti ben fen edebıyatta coğrafya. Ben fen edebıyata 350lerde 40 bin küsür sıralamayla girdim o eğitim fakultesınde 370le girdi 32 binle. Sıralamamızda bir uçurum da yoktu. Tüm üniversitelerın tek tek fen edebıyatlarına bakmadıysanız bu dediğiniz ütopya. Kime sorarsanız sorun mühendislik fakulteleri dahi fen derslerini bu fakultede alır bazı zaman kendı fakultesı yeterlı gelmez.

Normalde bu fakülteler bilim adamı yetıstırcek fakultelerdır. Bir alanı tepeden tırnağa öğretırler. Zaten zorlugu da bu yuzdendır sizin 9. sınıf bıyolojı isteyen arkadasınız bana garip geldı dogrusu. Kaldı ki eğitim fakultelerının de hali aham şaham değil. Ben de üniversitemde osmanlıca harfleri bilmeden Türkçe öğretmenliği bitiren arkadasımı gördüm. Kendisi eğitim fakultesındeydi. Üstelık marmara üniversitesi gibi bir kurumda. Yani söz konusu bunu kıyaslamaya kalkarsak komik olur.

Eğitim fakültelerinde Türk dili ve edebiyatı kalmadı neredeyse, coğrafya yok, tarih yok, ingilizce çok az okulda var. E madem eğitim fakultesı ogretmen yetıstırıyorsa neden bu bölümler yok ? Niye cok az okulda kaldı ? Bunların cevabı fen edebıyatcılarda değil devlette, devlete sorun. Bu öğretmen sıkıntısı fen edebıyatçılardan kaynaklanmıyor kimse kusura bakmayacak.
Lisedeyim rehber öğretmen ve psikolojik danışmanım o kadar puanları düşük fef var ki bazen kontenjanlar boş kalıyor.öğretmenliğin de bazı branşlarında da var çok düşük puanlar ama eğitim fakültesini bu kadar aşağılaman yok bizden ders alıyorsunuz falan demeler hiç hoş düşmemiş.ben de şöyle söyleyeyim o zaman fef mezunu arkadaşlarımız da mezun olduktan sonra gelip bizimle beraber eğitim dersleri aldılar demek ki eğitimci olmak için bizim derslere ihtiyacınız var.inanın öyle üniversiteler var ki liseden beter mekan olarak da eğitim olarak da.öğretmenlik sadece o konuda uzman olmak demek değil uzman olduğun konuyu aktarma iletişim psikoloji sınıf yönetimi gibi daha bir çok konuda yeterli olmaktır.bence bu kadar eğitim fakültelerine saldırman hoş olmamış.bizim bölümü ders almaya gelmeyeceksiniz o zaman demişsin ben hiç görmedim böyle bir durum ama ben de şöyle söylesem hoş olur mu sen formasyonu almaya nereye gittin madem daha iyisiniz eğitim fakültesinden gelmeyeceksiniz bizim bölüme eğitim dersleri almaya.yanlış anlama sadece empati kurmanı istedim.
 
iibf iktisat mezunuyum, bölümü severek okudum, henüz iş hayatına atılmadım (özel sebeplerden dolayı) yüksek ihtimalle bölümümle alakalı bir iş yapacağım. zaten işsizlik sorununu bir yana bırakırsak çalışma alanı çok geniş. duymayan yoktur, iibf'den de çok fazla mezun var ve bunların bir kısmı ciddi ciddi devlete girmek için uğraşıyor, çaba sarfediyor, umutlanıyor. A grubu, B grubu falan derken senelerini KPSS'ye harcayan ama elinde avucunda koca bir boşluktan başka şey olmayan tanıdıklarım var. bana mesela iibf'den atama beklemek çok hayalperest geliyor yani bu bölümlerden senelerdir devletin aldığı insan sayısı belli. hep gıdım gıdım alımlar, en fazla alımı olsa olsa 2000 kişiyle falan sınırlı oluyor bir kurumun mesela. okuduğumuz her bölüm için devlet kadro vermek zorunda değil, verdikleri de genelde çok az oluyor zaten. birçok insan beğenmiyor belki ama özel sektör diye birşey var özellikle iibf'liler için, kötü de olsa, maaşları az da olsa (ki bunun nedeni çok sayıda mezun olması yani düşük ücrete razı gelen insan sayısı çok olunca çıta da kalite de düşüyor) en azından umut var, kariyer yapabilirsiniz vs. yani özellikle yabancı dili falan biliyorsanız. öğretmenliğin en büyük dezavantajı özel sektördeki imkanlarının kısıtlı olması. özelde öğretmenlik yapılmıyor yani, az. iibf'nin özel sektör imkanlarıyla kıyaslanamayacak derecede az diye biliyorum. siz bu gerçeği göremiyorsunuz ama Türkiye'de öğretmenlik olayı özellikle yeni mezunlar için bitti gibi birşey. atanamayan öğretmen muhabbeti SENELERDİR var, tamam öğretmenlik istemeni anlıyorum ama bölümleri tercih ederken sadece istek doğrultusunda değil de imkanları, iş alanları, atama durumlarını da düşünmek lazım. yani öğrencide de hata, araştırmadan etmeden bölüme geliyorlar daha sonra fiyaskoyu yaşayınca isyan... devir gerçeklik devri, reellik önemli. gerçekleri bilerek, farkında olarak hareket etmek zorundayız. kalite inanılmaz düştü buna da kimse itiraz etmesin bir zahmet. bu sitede de bir sürü öğretmen var üstelik bunların bir kısmı (ya da çoğunluğu) atanmış öğretmenler ama buraya bir konu açıyorlar, öğretmen olduğuna inanmak istemiyorum yahu... şaka gibi tipleri öğretmen yapmışlar, bakıyorum, yahu bunun öğrencilerine yazık diyorum, üzülüyorum.

şu an senin için yapacak birşey yok, ülkenin durumu ortada, her şeye rağmen en fazla atama yapan bakanlıkların başında gelir MEB, bekleyen öğretmenlerin beklentilerine kavuşmaları dileğimle...
 
derslerin ve ortalaman iyiyse benim sana tavsiyem akademik kariyeri düşün. ciddiyim, benim öğretmenlikten umudu olmayan arkadaşlarım hep öyle yaptılar. kpss'ye de çalışırsın ama b planı olarak akademik kariyeri düşün çünkü daha 3. sınıfsın, 1 senen var yani, ales'e asılman lazım, yüksek lisans yapıp başarını devam ettirirsen ve hocalarınla da aran iyi olursa, girdiğim ortamlarda biraz kendini sevdirirsen neden olmasın? senelerce kpss için çalışmak dışında birşey yapmamaktan iyidir ve bu da öğretmenlik. üniversitede hoca oluyorsun, bunu da düşün.
 
iibf iktisat mezunuyum, bölümü severek okudum, henüz iş hayatına atılmadım (özel sebeplerden dolayı) yüksek ihtimalle bölümümle alakalı bir iş yapacağım. zaten işsizlik sorununu bir yana bırakırsak çalışma alanı çok geniş. duymayan yoktur, iibf'den de çok fazla mezun var ve bunların bir kısmı ciddi ciddi devlete girmek için uğraşıyor, çaba sarfediyor, umutlanıyor. A grubu, B grubu falan derken senelerini KPSS'ye harcayan ama elinde avucunda koca bir boşluktan başka şey olmayan tanıdıklarım var. bana mesela iibf'den atama beklemek çok hayalperest geliyor yani bu bölümlerden senelerdir devletin aldığı insan sayısı belli. hep gıdım gıdım alımlar, en fazla alımı olsa olsa 2000 kişiyle falan sınırlı oluyor bir kurumun mesela. okuduğumuz her bölüm için devlet kadro vermek zorunda değil, verdikleri de genelde çok az oluyor zaten. birçok insan beğenmiyor belki ama özel sektör diye birşey var özellikle iibf'liler için, kötü de olsa, maaşları az da olsa (ki bunun nedeni çok sayıda mezun olması yani düşük ücrete razı gelen insan sayısı çok olunca çıta da kalite de düşüyor) en azından umut var, kariyer yapabilirsiniz vs. yani özellikle yabancı dili falan biliyorsanız. öğretmenliğin en büyük dezavantajı özel sektördeki imkanlarının kısıtlı olması. özelde öğretmenlik yapılmıyor yani, az. iibf'nin özel sektör imkanlarıyla kıyaslanamayacak derecede az diye biliyorum. siz bu gerçeği göremiyorsunuz ama Türkiye'de öğretmenlik olayı özellikle yeni mezunlar için bitti gibi birşey. atanamayan öğretmen muhabbeti SENELERDİR var, tamam öğretmenlik istemeni anlıyorum ama bölümleri tercih ederken sadece istek doğrultusunda değil de imkanları, iş alanları, atama durumlarını da düşünmek lazım. yani öğrencide de hata, araştırmadan etmeden bölüme geliyorlar daha sonra fiyaskoyu yaşayınca isyan... devir gerçeklik devri, reellik önemli. gerçekleri bilerek, farkında olarak hareket etmek zorundayız. kalite inanılmaz düştü buna da kimse itiraz etmesin bir zahmet. bu sitede de bir sürü öğretmen var üstelik bunların bir kısmı (ya da çoğunluğu) atanmış öğretmenler ama buraya bir konu açıyorlar, öğretmen olduğuna inanmak istemiyorum yahu... şaka gibi tipleri öğretmen yapmışlar, bakıyorum, yahu bunun öğrencilerine yazık diyorum, üzülüyorum.

şu an senin için yapacak birşey yok, ülkenin durumu ortada, her şeye rağmen en fazla atama yapan bakanlıkların başında gelir MEB, bekleyen öğretmenlerin beklentilerine kavuşmaları dileğimle...
Keşke kalite sadece öğretmenlikte düşse maalesef üniversite mezunu olduğuna şaşırıp kalıyorum bazen.yetişkin görü ümlü çocuklar çoğaldı son dönemlerde.gençliğe şaşıyorum artık kitap okuma yok okuma yok araştırma yok sorgulama yok iki lafı bir araya getiremeyen o kadar çok üniversite mezunu var ki.velilerle çok görüşüyoruz bir doktor velim var doktor olduğunu öğrendiğimde yaşadağım şaşkınlığı anlatamam.sadece yüksek puan almak ne zeka göstergesi ne de sosyal hayatta başarı.
 
Türkiye nin en kıymetli, değer görülmez ve de anlaşılmaz tonton insanı İlber Ortaylı hocanın "ünv de eğitim" hakkında defaatle söylediği kalitesizlik üzerine görüşleri, köşe yazıları, neden hep es geçilir anlayabilmiş değilim. Burada fef'lerle eğt fakülteleri arasında gereksiz bir yarışa girileceğine tabloya bu açıdan bakmak durumun vehametini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.

mobil.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/gelecegi-kuracak-nesiller-universitelerde-nasil-yetisiyor-40414361
 
Back
X