- 1 Nisan 2011
- 5.104
- 1.972
- 448
Şimdi ben bu mesajın neresinden tutayım, hangi cümlesine nasıl cevap vereyim diye düşünüyorum. Zira anlatmaya çalıştığım şeyleri zerre kadar anlayamamışsınız. Ama sizin için üşenmeden her cümlenize tek tek cevap vereceğim. Böylelikle siz benim çocuklarına ne kadar tahammüllü bir anne ve hikaye anlatmayan bir üye olduğumu, bunların aksine sizin ne kadar ön yargılı bir mesaj yazdığınızı fark edebileceksiniz.
Bütün eğitim sistemlerinde ödül-ceza yöntemi yoktur. Bakınız montessori eğitimi, bakınız Anadolu Pedagojisi. Bu iki eğitim sistemi insana iç motivasyon ile bir şeyler yapma isteğini kazandırır. Ödül ve cezada olduğu gibi dış motivasyon ile değil. Çünkü dış motivasyon durduğu an, çocuk öğrenmek istemez. Çünkü ödül yoktur. Halbuki insanın doğasında öğrenme isteği zaten doğuştan mevcut iken, ödül-ceza sistemiyle, bu kusursuz işleyen çarka çomak sokulmuş olur. Ödül ceza yöntemiyle sınıfının ders çalışma isteğini ayakta tutan bir öğretmen, tayin olup gittiğinde, yerine ödül sistemini kullanmayan bir öğretmen gelirse, o çocuk neyle motive olur da ders çalışır bir düşünsenize? Bir iki sayfa önce bir arkadaşımız, çok iyi bir kolejde kafasına yumruk yiye yiye 75 sorunun 75'ini yapmak zorunda olduğunu, bunu da korka korka yaptığını anlatmıştı. İşte bu da dış motivasyon. Bu ise işin ceza kısmı. Ama sonra, ilk okul bitip, orta kısıma geçince kendi deyimiyle "saldım" diyordu. Çünkü dış motivasyon durmuş, iç motivasyon da ilk okul yılları boyunca YOK EDİLMİŞTİ. işte benim anlatmak istediğim bu.
Ben alıntıladığınız mesajımda ceza derken, zaten tekmeyi, tokatı, kulak-saç çekmeyi, çimdiklemeyi vs.. kastetmedim. Bunlar fiziksel şiddet. Ben ceza derken, sınıf ortasında öğrenciyi tahtaya dikme, emek harcayarak yaptığı ödevi tüm arkadaşlarının önünde yırtma vs gibi kişilik ve onur zedeleyen, (yetişkinlerin de kaldıramayacağı) şeyleri çocukların da kaldırmayacağını ve bunların hepsinin de psikolojik şiddet olduğunu ve onaylamadığımı yazdım. Burada okulları nazi kampı gibi düşünerek, öğretmenler diktatörmüş gibi varsayarak SAÇMALAMADIM. Sadece KENDİMCE olması gerekenin, doğrunun ne olduğunu belirtmeye çalıştım. Amacım öğretmenleri eleştirmek değil, zira onlar sınıf içinde yaşadıkları sorunları paylaştıklarında, onların işinin ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum. Ama her mesleğin ayrı bir zorluğu var. İş; çocuk yetiştirmek olunca, iğne ile kuyu kazmak zorundayız..
konu nerden nereye gelmiş hayretle okudum. çocuğumu döveni ben de döverimden sonrasını bıraktım artık
bu ülkede her şeyi biz kendimiz halletmeye çalıştığımız için belki de bu noktadayızdır kim bilir belki de ne dersiniz?
doktor yanlış tedavi uyguladı dedesi öldü, genç gitti doktoru öldürdü. buyrun ne şahane bir örnek.
ben öğrenciyi döveyim siz beni dövün, kocam sizi dövsün sizin sülale bize saldırsın seferoğulları ile tellioğulları gibi olalım madem ondan sonra.
ben ilk mesajımda konudaki durumla ilgili yapılması gerekeni yazmıştım, ha şu gelinen noktada diyeceğim o ki şiddet her türlü şiddettir sana hak bana haram değildir. yasal yollarla hakkınızı aramazsanız evlatlarınızın önünde marifetmiş gibi bunu bir de savunursanız sonra bu oğlan nasıl arkadaşını dövmüş karakolluk olmuş vay efendim kız arkadaşını bıçaklamış hapse girmiş diye ağlanmayın.
şu an belki önemsemediğiniz bu haklı (!) iddianız yine döner dolaşır sizi ve evladınızı bulur merak etmeyin.
şimdi siz böyle yazdınız ya.. işte bunun en güzel örneği benim resim hocamdı.. hayatım boyunca asla resim kabiliyetim olmadı.. bu bir yetenektir ve bende yok.. verdiği ödevleri muhtemelen güzel sanatlar fakültesinde final sınavlarında sorarlar, o derece zordu.. çizemezdim, beni kapasitesizlikle suçlardı, benim elimden bu kadar geliyor derdim, küstah olurdum.. başkasına çizdirirdim bana sınıfın önünde emek hırsızı derdi :)
sizi bilemem ama öğretmenlerin tekniği buysa, lütfen çocukların defterlerini değil, kendi tekniklerinizi yırtıp atın.. eğer öğretmenin tekniği "şiddet" ise bundan sonra kimse şiddete hayır falan demesin.. her kesimin kendine göre bir tekniği var neticede değil mi?
Birkaç veli birleşerek MEB'e şikayette bulumursanız, öğretmen hakkında soruşturma açılır.
Müdürüde bu sorunla ilgilenmediği için şikayet edin , hatta bunu müdürede bildirin.
Şimdi ben bu mesajın neresinden tutayım, hangi cümlesine nasıl cevap vereyim diye düşünüyorum. Zira anlatmaya çalıştığım şeyleri zerre kadar anlayamamışsınız. Ama sizin için üşenmeden her cümlenize tek tek cevap vereceğim. Böylelikle siz benim çocuklarına ne kadar tahammüllü bir anne ve hikaye anlatmayan bir üye olduğumu, bunların aksine sizin ne kadar ön yargılı bir mesaj yazdığınızı fark edebileceksiniz.
Bütün eğitim sistemlerinde ödül-ceza yöntemi yoktur. Bakınız montessori eğitimi, bakınız Anadolu Pedagojisi. Bu iki eğitim sistemi insana iç motivasyon ile bir şeyler yapma isteğini kazandırır. Ödül ve cezada olduğu gibi dış motivasyon ile değil. Çünkü dış motivasyon durduğu an, çocuk öğrenmek istemez. Çünkü ödül yoktur. Halbuki insanın doğasında öğrenme isteği zaten doğuştan mevcut iken, ödül-ceza sistemiyle, bu kusursuz işleyen çarka çomak sokulmuş olur. Ödül ceza yöntemiyle sınıfının ders çalışma isteğini ayakta tutan bir öğretmen, tayin olup gittiğinde, yerine ödül sistemini kullanmayan bir öğretmen gelirse, o çocuk neyle motive olur da ders çalışır bir düşünsenize? Bir iki sayfa önce bir arkadaşımız, çok iyi bir kolejde kafasına yumruk yiye yiye 75 sorunun 75'ini yapmak zorunda olduğunu, bunu da korka korka yaptığını anlatmıştı. İşte bu da dış motivasyon. Bu ise işin ceza kısmı. Ama sonra, ilk okul bitip, orta kısıma geçince kendi deyimiyle "saldım" diyordu. Çünkü dış motivasyon durmuş, iç motivasyon da ilk okul yılları boyunca YOK EDİLMİŞTİ. işte benim anlatmak istediğim bu.
Ben alıntıladığınız mesajımda ceza derken, zaten tekmeyi, tokatı, kulak-saç çekmeyi, çimdiklemeyi vs.. kastetmedim. Bunlar fiziksel şiddet. Ben ceza derken, sınıf ortasında öğrenciyi tahtaya dikme, emek harcayarak yaptığı ödevi tüm arkadaşlarının önünde yırtma vs gibi kişilik ve onur zedeleyen, (yetişkinlerin de kaldıramayacağı) şeyleri çocukların da kaldırmayacağını ve bunların hepsinin de psikolojik şiddet olduğunu ve onaylamadığımı yazdım. Burada okulları nazi kampı gibi düşünerek, öğretmenler diktatörmüş gibi varsayarak SAÇMALAMADIM. Sadece KENDİMCE olması gerekenin, doğrunun ne olduğunu belirtmeye çalıştım. Amacım öğretmenleri eleştirmek değil, zira onlar sınıf içinde yaşadıkları sorunları paylaştıklarında, onların işinin ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum. Ama her mesleğin ayrı bir zorluğu var. İş; çocuk yetiştirmek olunca, iğne ile kuyu kazmak zorundayız..
Bence sınıfın yarısından çoğu sorularda hata yapıyorsa bu öğretmenin suçu.
Ama aidat ödemeye geldimi bizler en baş sırada yer alır ve öğretmenler gününde en iyi hediyeleri almak zorundayız...
Ne kadar çirkin bir uslup,keşke daha güzel bir dille yol gösterseydiniz..toplantıda keşke şikayetinizi dile getirseydiniz
siz söylemeyin o söylemesin kimseden ses çıkmayınca
o da istediği gibi at koşturuyor
en iyisi milli eğitime email.atın 2 dakikanızı alır
yada 147 ye telefon edin isminizi vermek zorunda değilsiniz
email atınca okul idaresi hemen ilgileniyo tecrübeyle sabit
neden çocuğunuza bunu yapmasına izin veriyorsunuz
müdahale edin bence
Gelsin doğu ve güneydoğuda aynı muameleyi uygulasın çocuklara cesareti varsa tabi...
bende bir öğretmenim... hem fiziksel hem de sözel şiddete karşıyım. dayak hiçbir sorunun çözümü değil.
öğretmen dediğin otorite kurabilmeli, ama bunu şiddetle yapmamalı. bu konularda hem fikiriz.
diğer taraftan şu yazdığınıza katılmıyorum, "eğer başarısı düşük öğrenci sayısı fazla ise bu öğretmenden kaynaklıdır" demişsiniz, çok yanlış bir genelleme.
mesela ben 4-a ve 4-b derslerine girdim bugün, ödev kontrol ederken 4-b sınıfında 2 kişi yapmıştı ödevini 19u kılını bile kıpırdatmamış. ama 4-a da durum tam tersi, 3kişi hariç 18 kişi yapmış ödevini. konu aynı ödev aynı ama öğrenci tipi -veli tipi vs farklı.
şunu da belirtmek istiyorum, bazen veliler de doyumsuz ve tatminsiz oluyor, ne istediklerini kestirmekte zorlandığım zamanlar çok. herkesin çocuğu kendine bitane tabiki ama evde ilgilenmeyip birkere bile durumunu takip etmeyen veliler çocuğa kızdığımız zaman karşımıza öyle bir dikiliveriyorlar ki aman Allahım koru bizi...
haberlerde görüyoruz öğretmen dayak yedi v.s ilkokulda çocuklara böyle davranan öğretmenler , o çocuklar liseye geldiklerinde zaten öğretmenlere önyargılı oldukları için herşeyi yapabiliyolar kiiii benim nacizane fikrim bu tarz öğretmenler hepsini hakediyor...yazık minicik çocuklar ya nasıl vurup aşağılayabilir bi insan onları ben o çocukların yerinde olsam okula gitmek istemem , eziyet olur okula gitmek benim için...Allahtan karşıma hep çok sevdiğim öğretmenler çıktı da okulumu seve seve üni.den mezun oldum
tabiki de var. batidaki velilerin buyuk cogunlugu bu durumu medeni bi sekilde cozmeye calisirken , ayni olaylar dogu ve guneydoguda olsa bu durumu medenice cozmek isteyen veli sayisi bi elin parmagini gecmez kii is veliye kalmadan o cocuk hemen dagdan abi cagircam diye tehdit eder ogretmenini o ogretmene de o korku yeter... boyle ogretmenlere hersey mustahak sikayet edin ettigini bulsun...
Merhabalar,ben de bir öğretmenim..
Ne kadar çirkin bir uslup,keşke daha güzel bir dille yol gösterseydiniz..
147 öğretmenlere yrd olmak için kurulan bir hat,ama bu bakış açısına sahip insanlar sayesinde şikayet hattına döndü..
dsi'deki,nüfustak,sağlık ocağındaki,emniyetteki insanları kafanıza her estiğinde şikayet edemediğiniz için biz değersiz
ben kimseyi gelişi güzel aklıma estiği gibi şikayet falan etmiyorum
gerektiği yerde ortada bir yanlış varsa dr şikayet ederim ,memuruda
siz görev bilinci olan bir öğretmen olabilirsiniz herkesi kendiniz gibi değerlendirmeyin
ben insanların sonuna kadar haklarını araması taraftarıyım kendimde ararım (buda benim karakter defom napalım)
asla ve asla öğretmenlerin değersiz falan olduğunuda düşünmedim düşünmemde
aksine öğretmenlerin aileden sonra toplumun direği olduğunu düşünürüm
bir mesajımdan üslübum hakkında böyle net bi düşünceye kapılmanızda ne büyük bi önyargı
olayı tam bilmiyorum ama öğretmenliğin çok zor olduğunu biliyorum. Şiddete sonuna kadar karşıyım. Tek ricam öğrencilerin ve velilerin öğretmenlere psikolojik şiddet uygulamarından vazgeçmeleri. Benim de şikayetçi olduğum bir sürü veli ve öğrenci var onları nereye şikayet edeyim. Hiç kimseinin kimseye şiddetin her türlüsünü uygulamaya hakkı yoktur.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?