konu nerden nereye gelmiş hayretle okudum. çocuğumu döveni ben de döverimden sonrasını bıraktım artık
bu ülkede her şeyi biz kendimiz halletmeye çalıştığımız için belki de bu noktadayızdır kim bilir belki de ne dersiniz?
doktor yanlış tedavi uyguladı dedesi öldü, genç gitti doktoru öldürdü. buyrun ne şahane bir örnek.
ben öğrenciyi döveyim siz beni dövün, kocam sizi dövsün sizin sülale bize saldırsın seferoğulları ile tellioğulları gibi olalım madem ondan sonra.
ben ilk mesajımda konudaki durumla ilgili yapılması gerekeni yazmıştım, ha şu gelinen noktada diyeceğim o ki şiddet her türlü şiddettir sana hak bana haram değildir. yasal yollarla hakkınızı aramazsanız evlatlarınızın önünde marifetmiş gibi bunu bir de savunursanız sonra bu oğlan nasıl arkadaşını dövmüş karakolluk olmuş vay efendim kız arkadaşını bıçaklamış hapse girmiş diye ağlanmayın.
şu an belki önemsemediğiniz bu haklı (!) iddianız yine döner dolaşır sizi ve evladınızı bulur merak etmeyin.
okulda başarılı bir çocuktum,öğretmenlerim de çok severdi beni.çoğu arkadaşıma soy adlarıyla seslenirken bana kendi ismimle seslenirlerdi.ben de onları mahçup etmedim,hep saygılı oldum.halen ilkokul öğretmenimle karşılaştığımda saygıyla gider elini öperim.
çocuklarımı da aynı şekilde yetiştirmeye çalıştım.benim büyük oğlum çabuk samimi olan bir çocuktur.öğretmenleriyle de hemen girişir.hatta lise 1'de sınıf öğretmeniyle arkadaş gibilerdi.herşeyi birlikte yaparlardı.küçük oğlum yavaş yavaş ısınır insanlara ama tam ısınır o da öğretmenleriyle yakın ilişkiler içindedir.bu sene üniversiteye başladı hala lise öğretmenleriyle zaman geçiririr,birlikte halı saha maçları yaparlar.
okul ve dersanelerde öğretmenleri devamlı çok saygılı olduklarını söylerlerdi.
iki oğlumunda senelerce sınıf anneliğini yaptım.devamlı öğretmenleriyle içli dışlı oldum ve bir çok öğretmeni de tanıdım.büyük oğlum hiç bir şeyi saklamaz okuldan geldiği gibi ne oldu bitti anlatırken,küüğüm çok ketumdur hiç bir şey anlatmaz,okulda olanları hep arkadaşından ya da öğretmeninden öğrenirdim.
orta okuldayken büyüğün toplantısı vardı.zaten durumunu ok iyi biliyordum,okuldan geldiği gibi anlattığı için notlarını da çok iyi biliyordum.tüm öğretmenleriyle görüştüm hepsi çok memnundu.son 1 öğretmeninin yanına gittim.adını söyledim bu bayan başladı söylenmeye.yok efendim saygısızmış,tembelmiş ben şok.o dersten aldığı notu da biliyorum.acaba bana yalan mı söyledi dedim ama yalan söyleme alışkanlığı yok.açtı not defterini öğretmen şaşırdı notu 95, hala hata yaptığını kabul etmedi hanımefendi.derslerde aktif değil demekki dedi.ama dedim benim oğlum aktiftir derslerde öyle olmasa sözlü notu düşük olurdu değil mi dedim. sözlü notu da 100 çünkü.cevap vermedi.oğlumu kiminle karıştırdı bilmiyorum.aslında okulda aynı isimde bir başka öğrencide yoktu
aynı durum küçük oğlumun da başına geldi.yeni bir öğretmen gelmiş.ben görüşmeye gittim.bu kadında başladı.ders dinlemiyor saygısız falan ben gene şok.diğer öğretmenleri saygılı,efendi derken bu kadın böyle diyor.o da not defterini açtı notlarının yüksek olduğunu görünce bu çocuğun notlarının bu kadar yüksek olmasına inanamıyorum demişti
neyse oğlumla konuştum öğretmenin böyle söyledi diye.anne geleli 1 ay oldu ama bizim isimlerimizi öğrenmedi,beni başkasıyla karıştırmıştır dedi.ben oğluma inandım tabii
böyle dikkatsiz öğretmenlerimiz de var
Sayın Mune bir öğretmen olarak sizin yılın velisi seçiyorum ..Eğitim ve öğretim konularında çok hassassınız..Cok mantıklı yazılar yazıyorsunuz..
Bir öğretmen şiddet uyguluyorsa tabıykı konuşulmalı mudurle , milli eğitimle,,,
Hemde toplantıyı beklemeden..
Eğitim üç saç ayağı var..Öğretmen--veli-öğrenci bu üçünde birinde sorun varsa saglam olmuyor..
Velilerimizde okullara daha sık gelebilse..Gelemiyorsa okulu arasa..
Öğrencısının özel durumu iletse.
Herkes üzerine düşen görevi yapsa yapan yapmayanı kibarca uyarsa..Gelecegımız ıcın herkes bıraz fedakarlık yapsa.
Öğretmenlerin elinde sıhırlı deynek yok maalesef..
Geçen hafta ilk veli toplantım vardı. Çok büyük bir keyifle gittim, dinledim önerilerimi söyledim.
3 ayak olayına kesinlikle katılıyorum. Buraya serzenişte bulunana kadar Milli Eğitime bir şikayet dilekçesi verilseydi çok daha sağlıklı olurdu.
Konuyu tek taraflı dinliyoruz bir de öğretmenin tarafından dinlenmeli.
Hatta benim okula gittiğim gün (Kaymakamlık yeni bir uygulama getirmiş ayda bir gün okula gidip kütüphanede kitap okuyoruz, şaka gibi ama keyifli) bir öğrencinin ambulansa konduğunu gördüm. Müdür yardımcısı ile ilişkilerim çok iyidir hayırdır hocam dedim. Öğrenciye ceza verilmiş 5 saat boyunca ayakta bekletilmiş, çocuk fenalaşmış, kalp hastasıymış. Bu velinin bağırarak söylediği ve bu duyulan söylemi ama daha 2. ders zili yeni çalmış ve bu çocuk nerede 5 saat ayakta tutulmuş. Daha çocuk 1. sınıf ve bu 2. öğretmeni 1. yi sevmeyip değiştirmişler bu nasıl bir lüks ise...
velhasılı kelam her iki taraftanda dinlemek gerekli
Bu arada öğretmenlerin iyi niyetine dayanarak şunu paylaşıyorum ...
Eki Görüntüle 576173
öyle soruya böyle cevap ve tekrar ediyorum her iki taraftan da da konu dinlenmeli
Ben öğrencılerımede diyorum beni eleştirin.Ama dersime kitap defter getiren not tutan öğrenci eleştirsin diyorum..
Öğrenci kitap yok defter yok notlar sıfır..Sonrada'hocam anlatıklarınızı anlamıyorum'Hemen eleştiri..
.'
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?