Öğretmen tokat atamaz....

Herkes haklı kendince ama haklı olmak öğretmeni aşağılamaya, öğrenciye şiddet uygulamaya gerekçe değildir.

Kızım resim öğretmeninden çok korktu, bense resim öğretmenimi çok severdim.
80'li yıllarda okuyanlar bilir, o zamanlar not sistemi 10'luk sistemdi, resme kabiliyetim yoktu hala da yoktur, tüm derslerim iyiyken resim dersi notum 5'ten yukarı çıkmazdı, orta 2'ye gidiyordum, resim öğretmenimiz askere gidince yeni bir öğretmen atandı geçici olarak, her resim dersinde yanıma oturur benimle resim yapardı, resmin çoğunu kendisi yaptığı halde bana hep 7 verirdi, hakkım değildi o not ama verirdi, herkesin farklı yetenekleri olduğunu söylerdi, benim yeteneğim yazmaktı, çizmek değil, beni yapamadığım resimler için hiç rencide etmedi. Orhan hocam yaşıyorsan Allah sana uzun ömürler versin.


Bu konuyu açan arkadaşımızın çocuğuna yapılan yanlış, hakkını savunmalı ama bizim veli olarak yaptığımız yanlışlarda var, çocuklarımıza evlerini temiz tutmasını, bizlere saygı göstermelerini öğütlüyoruz fakat iş okul olunca değişiyor, çok afedersiniz wc'lere konan sıvı sabun kaplarına tuvaletini yapan öğrencide var, kızlar tuvaletinde sifona, ortalık yere atılan bu yaşta beni bile pancar gibi kızartan çöplerde var.

Bana saygı gösteren evladım, düşük not verdi diye kuytu köşede öğretmenini dövüyorsa, okul arkadaşlarını haraca bağlıyorsa, okul araç gereçlerine zarar verdiği için kızıldığında gelip okulun camlarını taşlıyorsa ben düşünmeliyim nerede hata yaptım diye.
 
bence bı ogretmenın buna hakkı yok. sızde rapor alıp ogretmenı acıga aldırma yetkısıne sahıpsınız ama bıras ugrasmak gerekır ve velılerde genelde ogrencımee kotu davranır dıe bunu yapmıyo..
ayrıca ılk temel ılkogretımde atılıyo,,bu zamanda cocuk ogretmenın attıgı bı tokattan bıle etkılenır ve bır kere okuldan sogudumu toparlayamazsınız..
bende bı ogretmenım ama atanmamıs ıngılızce ogretmenı grubundan ve boyle fosillerin yanı cocuk psıkolojısınden anlamayanların ogretmenlık yapmasına (kıbence dedıgınız davranıslara sahıp bırı ogretmn olamazda neyse)) tahammul edemıyorum..
 
Son düzenleme:
Sayın Mune bir öğretmen olarak sizin yılın velisi seçiyorum ..Eğitim ve öğretim konularında çok hassassınız..Cok mantıklı yazılar yazıyorsunuz..

Bir öğretmen şiddet uyguluyorsa tabıykı konuşulmalı mudurle , milli eğitimle,,,

Hemde toplantıyı beklemeden..


Eğitim üç saç ayağı var..Öğretmen--veli-öğrenci bu üçünde birinde sorun varsa saglam olmuyor..


Velilerimizde okullara daha sık gelebilse..Gelemiyorsa okulu arasa..


Öğrencısının özel durumu iletse.

Herkes üzerine düşen görevi yapsa yapan yapmayanı kibarca uyarsa..Gelecegımız ıcın herkes bıraz fedakarlık yapsa.


Öğretmenlerin elinde sıhırlı deynek yok maalesef..
 
Defter yırtmanın bir eğitim yöntemi olduğunu savunanların ülkesinde kimseden başarı beklemeyin.
Şaka gibi bunu bir insan nasıl yazabilir hayretler içindeyim.
Çocuğun defterini ,yaptığı resmi hangi cürretle yırtarsın ?
Kimsin senibu arada bahsi geçen "müşteri" sistemine geçilmesi iyi oldu.
Önceden dövsen de sövsen de öğretmensin birşey olmaz mantığı vardı şimdi müşteriden çekiniliyor en azından.
 
Hayır bir de kötü örneğe sahip çıkmak gibi bir durum var.
Bir muhasabe elemanı hırsızlık yapsa böyle para kaçırsa bir dümen çevirse buradaki muhasebeciler çıkıp :
Muhasebecinin işine karışılmaz gerekiyorsa hırsızlık yapar.
Muhasebeciler olmasa işiniz yaştı,kim yapacaktı hesabı kitabı kıymetimizi bilin rakamlarla oynamak çok zor laf söylemeyin mi diyecekti?
Kötü muhasebeci elensin gitsin demesi lazım değil mi
?
 

müdahale etmek istemezdim ama ....o öldürülen doktorun hikayesi farklı.....dede ölüyor ama torun ölüm kağıdının imzalanmasını istemiyor....çünkü birkaçay daha emekli aylığı ile geçinmek istiyorlar.....doktor bu duruma izin vermemiş elbette......ne kadar pisi pisine bir ölüm değil mi......işin ilginç tarafı ne biliyor musunuz ....haberlerde çıkmadı ama bu katil gençte hapiste icabına bakıyorlar ...o da hapiste öldürülüyor anlayacağın
burda şiddete karşıymış gibi görünenlere bakma....şiddet uyguladıklarında hep haklı bir sebepleri vardır.....hastaneye gelir iyi bakılmadı der hiçbirşey yapamıyorsa bile bağırır çağırır bela okur........herkes kendi cezasını kendi veriyor
burda doktorlarla ilgili bir konu vardı....biz birşeyler anlatmaya çalıştıkça........ben sistem mistem dinlemem ortalığı dağıtırım diyen kadınlar vardı.....birsürü de beğeni topladılar....bu yüzden bizim genlerimizde var diyorum
 
okulda başarılı bir çocuktum,öğretmenlerim de çok severdi beni.çoğu arkadaşıma soy adlarıyla seslenirken bana kendi ismimle seslenirlerdi.ben de onları mahçup etmedim,hep saygılı oldum.halen ilkokul öğretmenimle karşılaştığımda saygıyla gider elini öperim.

çocuklarımı da aynı şekilde yetiştirmeye çalıştım.benim büyük oğlum çabuk samimi olan bir çocuktur.öğretmenleriyle de hemen girişir.hatta lise 1'de sınıf öğretmeniyle arkadaş gibilerdi.herşeyi birlikte yaparlardı.küçük oğlum yavaş yavaş ısınır insanlara ama tam ısınır o da öğretmenleriyle yakın ilişkiler içindedir.bu sene üniversiteye başladı hala lise öğretmenleriyle zaman geçiririr,birlikte halı saha maçları yaparlar.

okul ve dersanelerde öğretmenleri devamlı çok saygılı olduklarını söylerlerdi.

iki oğlumunda senelerce sınıf anneliğini yaptım.devamlı öğretmenleriyle içli dışlı oldum ve bir çok öğretmeni de tanıdım.büyük oğlum hiç bir şeyi saklamaz okuldan geldiği gibi ne oldu bitti anlatırken,küüğüm çok ketumdur hiç bir şey anlatmaz,okulda olanları hep arkadaşından ya da öğretmeninden öğrenirdim.

orta okuldayken büyüğün toplantısı vardı.zaten durumunu ok iyi biliyordum,okuldan geldiği gibi anlattığı için notlarını da çok iyi biliyordum.tüm öğretmenleriyle görüştüm hepsi çok memnundu.son 1 öğretmeninin yanına gittim.adını söyledim bu bayan başladı söylenmeye.yok efendim saygısızmış,tembelmiş ben şok.o dersten aldığı notu da biliyorum.acaba bana yalan mı söyledi dedim ama yalan söyleme alışkanlığı yok.açtı not defterini öğretmen şaşırdı notu 95, hala hata yaptığını kabul etmedi hanımefendi.derslerde aktif değil demekki dedi.ama dedim benim oğlum aktiftir derslerde öyle olmasa sözlü notu düşük olurdu değil mi dedim. sözlü notu da 100 çünkü.cevap vermedi.oğlumu kiminle karıştırdı bilmiyorum.aslında okulda aynı isimde bir başka öğrencide yoktu

aynı durum küçük oğlumun da başına geldi.yeni bir öğretmen gelmiş.ben görüşmeye gittim.bu kadında başladı.ders dinlemiyor saygısız falan ben gene şok.diğer öğretmenleri saygılı,efendi derken bu kadın böyle diyor.o da not defterini açtı notlarının yüksek olduğunu görünce bu çocuğun notlarının bu kadar yüksek olmasına inanamıyorum demişti

neyse oğlumla konuştum öğretmenin böyle söyledi diye.anne geleli 1 ay oldu ama bizim isimlerimizi öğrenmedi,beni başkasıyla karıştırmıştır dedi.ben oğluma inandım tabii

böyle dikkatsiz öğretmenlerimiz de var
 
ben de öğretmenim.tabi ki de öğretmenin yaptığı yanlış.çocuğun kendine olan güvenini zedeler.ben köyde çalışıyorum.bizim şartlarımız çok daha zor.öğrencilerde küfür terbiyesizlik çok fazla.ortaokul öğretmeni olduğum için ergenlerle uğraşıyorum.öğrencilere vurmam dediğim halde kendimi zor tuttuğum zamanlar oldu.ama hiç bir zaman soruları yanlış yaptı diye kızmadım .doğrusunu gösterdim ama asla kızmaadım.bu gerçekten çok büyük bir hata...
 
öğretmenler adayları psikolojik bi testten geçirilmeli artık,sonradan hiçmi vicdan azabı duymuyolar acaba
evt terbiyesiz saygısız çocuklarda var aile burda kendinde hata aramalı ama bu başka bi konu yani sonuçta bu çocukların durumunu da şiddet uygulayarak düzeltemez hiçkimse.
 



İnanaın var daha neler var..Her veliye tam tersını soyleyenlerde var..Öğrencının yazılıları 20..Ama veliye Çocuğunuz cok başarılı efendı dıyen öğretmenler var.Boyle deyince velide memnun oluyor..


Siz ilgili bır anne olarak notunuda bılıyorsunuz.Öğretmenın kibarca hatasını yuzune vurdunuz.Tebrık ederım.

Ben de hatalı bırşey söylemeyeyim dıye branş öğretmenı olunca haftada 250 öğrencı goruyorum.Halıyle hepsını tanıyamıyorum.

Veliye çocugun, hangı sınıfta dıyınce bılmıyorum kı dıyor.Nöbetçi öğrencıden, sınıftan öğrencıyı cağırmasını istiyorum..Yüzünü görup oyle soylıyorum...

Bırakın notunu hangı sınıfta hangi şubede bilmiyor maalesef...

Eleştırmeye gelince öğretmenleri yerden yere vuruyor..

Bız dayak atan hıçbir öğretmeni savunmuyoruz.Bizde insanız ses tonumuz yükselebilir..Ama şiddet her ne olursa olsun hangi ortamda karşıyımm.

Burda eğitimciler olarak velilerden beklentılerımizi yazıyoruz..Yazıncada laf işitiyoruz..


Öğretmenlerin yaraları dertleri var doğru haklısınız.Bu eğitim sisteminde bizler bir şekilde maaşımızı alıyoruz .Ama olan cocuklarımıza geleceğimize oluyor...
 
Hiç kimse başka bir kimsenin vucut bütünlüğünü bozamaz, şiddet uygulayamaz.
Ama komşunun bi kızı var, bazen ağzına terlikle vurasım geliyor, şımartılmış. Salınmış çayıra misali.
 
Bu kadar tartışılacak ne var bu konuda anlamadım
Öğretmende velide hatalı,
Biri şiddet uyguluyor, diğeri bu konunun peşine düşmüyor.
Daha öncede yazdım her meslekte iyi kötü vardır.
Bende bir öğretmenim. Benim çocuklarım 4-5 yaşlarında.
Ne bir laftan anlar ne bir sözden. Akşam okuldan bir çıkardım dışarıya kendimi bulutların üzerinde hissederdim.
O kadar ses çübüşün ardından o sessizlik Ama mesleğimi çok seviyorum. En yakın zamanda çocuklarıma kavuşmak için gün sayıyorum.
Aynı okulda başka bir öğretmen bu günde çabuk geçsin diye daha okula adımını atarken dua ederdi.
Veli herzaman haklıdır, öğretmen sizin kölenizdir diye bir şey yok.
Aynı şekilde öğretmen ne dese doğrudur, veli onun her dediğini yapmak ve inanmak zorunda diyede birşey yok.
Şunuda unutmayın çocuklar herzaman doğruyu söylemez. Korkar, çekinir yada o kişiden hoşlanmaz, neden sonuç ilişkisi tam olarak kuramaz bu yüzden gerçeğin ortaya çıkacağını düşünmeden yalanını atar.
Çocuğunuz size bir kişi hakkında kötü bir davranış, söz vs. söylediğinde mutlaka önce o kişiyle konuşun. Ve öğretmeniyle, idareyle sık sık iletişim kurun.
Herneyse, zaten çok fazla yazılıp çizilmiş. Konu sahibi yapması gerekeni artık anlamıştır umarım birdaha böyle bir şey yaşamazsınız.
 
"öğretmenlik" ve "öğretmencilik" "veli" ve "velicilik" arasındaki farkı farkedip, herkes üzerine düşeni gerektiği gibi yaptığı sürece inanın hiçbir sorun kalmayacak ortada.

daha öncede bahsettiğim gibi, bende bir öğretmenim, illa ki kusurlarım vardır mükemmel değilim, ama elimden geleni yapmaya çalışan bir öğretmenim.

hergün 2.45de dersim bitmesine rağmen gönüllü ve ücretsiz olarak 5e kadar kurs veriyorum okulda, bu kurslara katılmayan ve benim dersimde biraz eksikliği olan bir öğrencimin velisi geldi okula geçenlerde, ve sene sonunda benden çocuğu için "bol not" istedi. bende kimseye hakettiğinin üstünde veya altında not veremiyeceğimi ve sınav sonuçlarını dikkate almadan gerekli çabayı gösterdiğini gördüğüm sürece zaten birşeyleri elde edeceğini anlattım, aldığım cvp : aman hoca hanım sanki maaşından kesecekler fazla not verince

bunun üzerine içimden besmele çekip okulda verdiğim kurslara çocuğunun neden katılmadığını sordum. "kaldığı yurttan izin yok" dedi. " Ne yurdu yaa sizin eviniz 200metre ilerde değil mi? neden evde kalmıyor çocuğunuz" dedim, "evet orda ama biz yurda veriyoruz daha iyi oluyor" dedi işte ben buna "Velicilik" diyorum...

çocuğunun kendisine en ihtiyaç duyduğu yaşlarda evi okulun dibinde olmasına rağmen onu soğuk yurt odalarına emanet eden, sonrada okulda ayda 1 gözüken bu tarz anneye-babaya ben "veli" demem.

sınıfındaki arkadaşına "pis yetim" dediği için çocuğuna kızdığım için sesimi yükselttiğim için (şiddete inanılmaz karşıyım / hakarete inanılmaz karşıyım ) okula gelip karşıma "sarhoş" bir şekilde dikilip beni tehdit eden şahısa ben "veli" demem.


diğer taraftan, kendisine sarılmak için karşıdan kollarını açıp koşarak gelen öğrencisini elinin tersiyle itip "bitlimidir nedir nerden bileyim hiç sarılamam vala" diyen ve bunu sesli sesli söyleyen kişiye ben "öğretmencilik" yapıyor diyorum. 1 sene doğuda çalıştım, soğuktan sular donardı aylarca akmazdı ve çocuklar haftalarca yıkanmazlardı, hepsiyle içiçeydim, ne bitlendim ne pirelendim ne mikrop kaptım, benim aşım onların sevgisiydi...

hakareti havada uçuran , karısına kızıp ona uygulayamadığı şiddeti okulda el kadar çocuklara uygulayıp rahatlama moduna giren kişilerede ben "öğretmen" diyemem. kendi çocuklarına yapılsa kıyamet kopar eminim...

veli, kendi çocuğuna bazen 10dk katlanamadığı günleri hatırlayıp bir öğretmenin etrafında hergün en az 25-30 tane çocuk olduğunu düşünürse bazen bizimde pilimizin bittiği anların olabileceğini ve hakaret /şiddet içermeden tepki göstermemizin normal olabileceğini farkederse, öğretmen de karşısında gördüğü her çocuğun bi ana kuzusu olduğunu unutmazsa her iki tarafında işi rahatlıycak.

çok isterdim veli & öğretmen işbirliğini gerçekten sağlayabilelim, ama bunu yapabilmek için yapılan toplantılara bile sadece 4 velinin katıldığını gördükçe yada öğretmenlik gelişiminin artırılması için yapılan okul içi toplantılarda öğretmenlerin cep telefonlarından facebooka girip takıldıklarını gördükçe boşa kürek çekildiğini düşünmüyor değilim hani.

ne diyeyim, aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. hakkımızda hayırlısı...
 
Ben de öğretmenim. Meslekte 2. senem.
Ama bazen sınırlarımı o kadar zorluyorlar ki elimden bir kaza çıkacak diye korkuyorum. bazı çocuklar (özellikle ailesel problemleri olanlar, aileleri tarafından ilgilenilmeyenler) okulda dikkati üzerilerine çekmek için ellerinden gelenleri yapıyorlar. 1-2 çocuk yüzünden sınıftaki diğer 30 kişi dersten bir şey anlamıyor. Dur dersin durmaz, sus dersin susmaz, ders, sınav, not umrunda olmaz.. gel de bu çocuğu kazan bakalım. ama hiç birine vurmak istemem, yapamam da.
 



Geçen hafta ilk veli toplantım vardı. Çok büyük bir keyifle gittim, dinledim önerilerimi söyledim.

3 ayak olayına kesinlikle katılıyorum. Buraya serzenişte bulunana kadar Milli Eğitime bir şikayet dilekçesi verilseydi çok daha sağlıklı olurdu.

Konuyu tek taraflı dinliyoruz bir de öğretmenin tarafından dinlenmeli.

Hatta benim okula gittiğim gün (Kaymakamlık yeni bir uygulama getirmiş ayda bir gün okula gidip kütüphanede kitap okuyoruz, şaka gibi ama keyifli) bir öğrencinin ambulansa konduğunu gördüm. Müdür yardımcısı ile ilişkilerim çok iyidir hayırdır hocam dedim. Öğrenciye ceza verilmiş 5 saat boyunca ayakta bekletilmiş, çocuk fenalaşmış, kalp hastasıymış. Bu velinin bağırarak söylediği ve bu duyulan söylemi ama daha 2. ders zili yeni çalmış ve bu çocuk nerede 5 saat ayakta tutulmuş. Daha çocuk 1. sınıf ve bu 2. öğretmeni 1. yi sevmeyip değiştirmişler bu nasıl bir lüks ise...

velhasılı kelam her iki taraftanda dinlemek gerekli


Bu arada öğretmenlerin iyi niyetine dayanarak şunu paylaşıyorum ...





öyle soruya böyle cevap ve tekrar ediyorum her iki taraftan da da konu dinlenmeli
 



Sayın Kazen oncelıkle fıkraya çok güldüm.Teşekkürler.


Kalp hastası örnek tam anlatmak istediğim örnek.


Aynısı benim başıma geldi.Öğrenci sürekli konuşarak diğer öğrencilerin dersi dinlemesini engelliyor.Bende bagırdım.


Ben hep öğrencilerime diyorum.Size nasıl davranmamı siz belirleyebilirsiniz..

Bazı öğrenciye sadece bakıyorum.Kızarıyor hemen özür diliyor.Bazı öğrenciye ismini söylüyorum.Susuyor..


Bazı öğrenciye 'susun lütfen diyorum'

Bazısına 'EE yeter artık konuşma diyorum ' vs vs..


Herkesin yetiştirme tarzından dolayı anladığı bir dil var...




Bagırdığım kızın annesı geldi.Okul açılalı iki ay olmuş.Kızıma bagırdınız.Kızım kalp rahatsızlığı var dedı.


O anne okul açılır açılmaz okula gelmelı tüm öğretmenleri bulmalı kızın durumu anlatmalı..Sonra kızı uzulurse hesap sormalı..Sen iki ay okula uğrama.Kızın telf alınca veya kıza kızınca hemen okula koş..Hesap sor.


Konu sonra tatlıya baglandı..Tüm velilerime telf num veririm.Kimse aramaz.Ben arayınca zor ulaşırım..



Lisede bile derste en sorun çıkaran öğrencinin velisi gelince bir hafta o cocuk başka biri oluyor..


Bu devrin çocukları maddiyata doymuş.İlgi sevgi bekliyorlar...


Öğretmen olmak nasıl zor işse.Veli olmakta o kadar zor..


Ben öğrencılerımede diyorum beni eleştirin.Ama dersime kitap defter getiren not tutan öğrenci eleştirsin diyorum..


Öğrenci kitap yok defter yok notlar sıfır..Sonrada'hocam anlatıklarınızı anlamıyorum'Hemen eleştiri..


Eleştiri yapmak için bizlerinde birşeyler yapması gerek...

Konu sahıbınede ayrıca teşekkürler..Velilerden beklentilerimizi anlattık..

Sayın Kazen 'cocuğunuzun öğretmenide Şanslı sizin gibi ilgili velisi var..'
 

hıh işte bi de bu var. bütün ders kalemsiz kitapsız oturup başka işlerle uğraşan çocuk ders sonunda HİÇ BİŞEY ANLAMADIM, ANLATAMIYORSUNUZ demiyor mu sinirden gülüyorum sadece :)))
 
Kazen,
veliliğin hayırlı olsun, ayda 1 kitap günleri zevklidir, ben çoook katıldım artık sıra sende
Biraz daha okulla haşır neşir olursan benim gibi, daha neler neler görürsün.

Yanlış anlaşılmasın sözüm ilgili velilere değil asla.
Ama kabul edelim çok ilgisiz veli var, 1. sınıfta her dakika okula koşan bizler, çocuklarımız liseye başlayınca ortada gözükmez oluyoruz, telefon açıp tek tek toplantıya çağıran öğretmenler var, davete icabet eden veli sayısı çok az malesef ve bizim veli toplantılarımız çalışan kesimi düşündükleri için haftasonları yapılıyor.
 
yine de öğretmek güzel
hele de derslerin yanında daha önemli olarak davranış kazandırmak çok güzel
ahlaklı bireyler yetiştirmek de
 
Arkadaşım son derece haklısın

Yalnız maalesef şöyle bir şey var, ben ilkokulda koleje gittim. Oradaki sınıf öğretmenimiz istisnasız, hatta şehrin en zengin ailelerinden birinin kızı dahil döverdi, saçımızı çekerdi, hakaret ederdi. Ama sınıf başarılı diye kimse de kadına bir şey demezdi.
Annem öğretmen benim, müdüre gidip şikayetçi oldu. (Bütün sınıf gibi benim de parmağım yazmaktan nasır olmuştu, çok ağır ödevler verir birini yetiştiremezsek ertesi gün rezil eder hatta kocaman yüzüğüyle kafamıza kafamıza vururdu.) Sanırım 4. sınıftayken bir gece ödevi gece ikiye kadar bitiremeyip ertesi gün okula gitmemek için ağlama krizine girmiştim. Annem de hem sınıftaki dayak hem de bu aşırı yük nedeniyle şikayete gitti. Müdür ne dese beğenirsiniz? "Haklısınız ama dayak Robert Kolej'de bile var.. Hem x hanım bu şehrin en aranan öğretmeni, onun sınıfında olmak ayrıcalıktır.." Hakikaten de kadının sınıfının yarısı okumayı önceden biliyordu. Seçerek alıyordu bizi, birinci sınıfta nasılsa okuma biliyoruz diye habire resim yaptık çünkü kadın için 5 sene sonrasına yatırımdık hepimiz. Annemler okuldan almayı düşündü ama eğitim iyi olduğu için vazgeçtiler. Biz de sınıfça alışmıştık açıkçası.

Ben o zamanlar çok başarılı bir öğrenciydim bir de, dershanelerin hepsinde ilk üçe girip burs alıyordum öğretmen de benim gibi olanlara daha bir takıktı. Herkes klasik sınav olurken biz bunun üstüne hala unutmam 75'lik özgün test bir de 110 soruluk mutlu test olurduk, çözerken başımızda dikilir tek bir soruyu yanlış yapsak kafamıza vururdu. Korkudan 75'te 75, 110'da 110 çıkarır mı bir çocuk? Yapıyorduk işte. O zaman da "sınıfımızın medar-ı iftiharı" diye göklere çıkarırdı. Böyle böyle ilkokul bitti, o yıl da 8 yıllık eğitim geldi sınavlar 3 sene sonrasına atıldı hepimiz dayak yediğimizle kaldık.

Ben o kadar disiplinden sonra başka okula geçince kendimi nasıl saldıysam hayatımda ilk defa 3 getirdim. Annemler panikledi, ben ne yapacağımı şaşırdım, derslerden soğudum, önceki performansımla fen lisesi garantiyken ancak toparlayıp anadolu lisesine girdim.

İlkokul öğretmenime hala kızarım. Mesele dövmesi sövmesi değil. Adam ayırmayıp herkese aynı SS subaylığını yaptığı için incinmiyorduk bi nevi şerbetlenmiştik ama olan sonraki birkaç yılıma oldu.

Siz de çocuğunuzu dikkatle izleyin lütfen, fiziksel şiddet evet çok kötü ama eğer aşırı disipline de maruz kalıyorsa ilerde normal bir öğretmenin sınıfına geçtiğinde tepki olarak kendini salabilir.

Son notum da şu olacak, en iyi eğitimi de arkadaşlığı da ben devlet okulunda (anadolu lisesinde) gördüm. Çocuğum iyi eğitim alıyor mu diye dert etmeyin, sizin desteğinizle her zaman başarılı olur. Öğretmen de seneye gidecekse, sınıfını değiştirmektense diğer velilerle birleşip öğretmenle konuşun derim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…