Kızım devlet okulunda okuyor.
Birinci sınıfa başladığında tecrübeli veliler öğretmenimizin velilere karşı çok sert bir öğretmen olduğunu söylediler. Sonuna kadar doğruydu. Velilere karşı çok sert ve mesafeliydi. Öyle zırt pırt yanına gidip konuşamazdınız. Ancak;
Öğretmen bizi her ay mutlaka toplantıya çağırırdı. Anne-baba dışında anneanne-babaanne gibi kimseyi toplantıya kabul etmezdi. Ayda 1 gün izin alın çocuğunuz için derdi.
Bize hem çocuklarımızı, hem de çocuğumuza yönelik neler yapmamız gerektiğini anlatırdı. Çocuklarımızın yanında bizi de eğitirdi.
Sınıfta diğerleri kadar yazamayan, okuyamayan çocuklar vardı.
Bazılarını göz muayenesine gönderdi, haklı çıktı.
Bazılarının velileriyle birebir konuştu, şöyle yapmalıyız böyle yapmalıyız.
Bir arkadaşımızı günlerce ödev yaparken(evde) oğlunun yanında oturttu.
Çok yaramaz çocuklar vardı. Bir tanesi arkadaşımın oğluydu. Onlarla hep konuştu. Defalarca konuştu. Çocukları kazandı.
Derdi ki çocukların konsantrasyonu 15 bilemediniz 20 dakika. Derslerin geri kalanında oyunlarla pekiştiririz öğrendiklerimizi.
Çok ödev verirdi. Hepimiz öfff derdik, gördük ki haklıymış.
Bunlar şimdi ilk etapta aklıma gelenler.
Daha yazsam bir sürü olumlu şey yazarım.
Tüm sınıf öğretmeni çok sevdi, tüm veliler öğretmeni çok sevdi. Ayrıca çekindik de, ama bu duyduğumuz saygıdandı.
Şimdi, böyle öğretmenler varken, daha 1. sınıfa giden, 1 sömestre bile bitirmemiş bir çocuğa 40+40+10+10= 100 dk boyunca ders yaptıran bir öğretmeni sorgulamayalım mı?
Öğretmen öğretmenler odasında çay içebilirmiş...bu mu yani? öğretmenler odasında çay içmediği için mi bunu çocuk için yapmış oluyor?
Ayrıca, şöyle yapsaydı da böyle diyecektiniz, yine eleştirecektiniz diyen arkadaşlar: Hakikaten o kadar kapasitesiz mi görünüyoruz ordan bakınca?