Çocuklarımızın bize ne kadar muhtaç olduklarını gördükçe, insan böyle bir duygu geliştiriyor bence. Bir de anneniz hayatta değilse, benim değil, annesizliğin ne zor bir şey olduğunu biliyorsanız, çocuğunuzun bunu yaşama ihtimalini düşünmek bile yüreğinize oturuyor. Ya da hayatınızın bir döneminde hiç beklemediğiniz acılar yaşadıysanız, sanki bütün hayatınız boyunca her an bir şey olabilirmiş gibi hissedebiliyor, tetikte bekleyebiliyor ve Türk filmi repliği gibi "bu saadet bozulacak diye çok korkuyorum" moduna girebiliyorsunuz. Hormonlarla, doğum tedirginliğiyle bunlar tetikleniyor. Yani bir yandan normal bence, diğer yandan da zor. Ama bunlar bir süreç. Yaşayıp görüyorsunuz ki, hiçbir şey olmuyor. Hayatta acılar da var ama bunlar sürekli bizim başımıza gelecek diye bir durum yok.
Eşinizin saçmalama, bir daha böyle konuşma demesi olmamış, kötü niyetinden dememiştir, ama insan psikolojisi içine attıklarını büyüten bir şey. Benim de öyle atak halinde korkularım olur, dökerim ortaya. Bazen bir arkadaşıma, bazen eşime, eskiden psikologa dökerdim de uzun zamandır gitmiyorum. Bu korku içinizde büyümeye devam ederse psikologa gidin. Kişisel fikrim, doğumdan sonra, korkunuzun gerçekleşmediğini görecek ve dinginleşeceksiniz. Ama olmuyorsa da, en azından farkında bir insansınız, gider yardım alırsınız.
Yavrunuz da sağlıkla gelsin. Allah ikisine de anne, babalarıyla birlikte uzun, mutlu ömürler versin.