Geleceği için kaygılanmayan insan var mı? Hele kadınsa, ya da bekarsa... Günümüz hayatı bizi aile ve arkadaşlarımızdan da uzağa itme, yalnızlaştırma eğiliminde. Ben de size yakın yaştayım ve yakın hislerdeyim. 2 yıl önce daha da yakın hislerdeydim. Sonra bir sevgilim oldu, yalnızlık biraz azaldı ama kaygılarım azalmadı. Yani insanın sevgilisi olsa, kocası olsa ne fark eder? Kimsenin sırası belli değil. Kim ayrılır, kim kalır belli değil. Ayrıca daha gençsiniz. 40 yaşında, 55 yaşında evlenen tanıdıklarım var. Sürprizler olabilir, olmayabilir de... Ama geleceği kaygılarla beklemeyin, onun yerine bugüne bakın.
İşinizde mutlu musunuz mesela? Değilseniz değiştirin. Aklınızda kalan bir kariyer mi vardı, ruhunuzu çağıran bir amaç olduğunu hissediyorsunuz ama adını koyamıyor musunuz, onu bulun. Adını koyduysanız ama denemeye korkuyorsanız, korkuya rağmen yapın. Bu hayatta en büyük doyumu aile, eş, arkadaşlar sağlamıyor; hayata anlam katacağını düşündüğünüz şey sağlıyor.
Yeterince kendiniz misiniz mesela? Yoksa gerçek kişiliğiniz içinizde pusuya yatmış bekliyor mu? Gerçek kişiliğinizi keşfeder ve onu yaşarsanız kendinize doğru hayatı çekersiniz. Doğru işi, doğru arkadaşları, doğru erkeği çekersiniz. Bu da spritüel söylemlerdeki gibi gizemli bir şekilde çalışmaz. O kadar mutlu, o kadar özgüvenli olursunuz ki bambaşka bir titreşim yayarsınız ve o titreşimi yayan, ona ilgi duyan insanların dikkatini çekersiniz. Kurban psikolojisinde olan, hayatın getirdiklerine boyun eğmeye meyilli insanlar bu yüzden genelde mutsuz oluyor bence çünkü iç titreşimleri bozuk, kendilerini yaşamıyorlar, dolayısıyla yanlış insanları çekiyorlar.
Sevdiğiniz şeyleri yapın. O şeyleri yapan gruplar, etkinlikler bulun, onlara gidin. Ama tavsiyem arkadaş ya da sevgili arayarak gitmeyin. O şeylerden keyif almak için gidin. Mesela benim arkadaş çevrem son beş yılda çok değişti, çünkü beş yıldır istediğim şeyi kovalıyorum ve doğru insanlarla arkadaş oluyorum. Arkadaş edinmek için gittiğim hiçbir etkinlikten arkadaş edinmedim ama sırf eğlenmek için gittiğim etkinliklerden hayatımın en eğlenceli, en doyum veren arkadaşlıklarını edindim.
Uzun lafın kısası kendinize odaklanın. Kendinize uygun yaşadığınızda, mutlu olduğunuzda hayatınızda da mutluluk olmaya başlayacak. Gerek arkadaşlarla, gerek erkeklerle, gerek yaptığınız işlerle...
Bol şans. :)