Ölümü düşünürken

trustno_1

Tarot bakmıyorum.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
28 Nisan 2014
2.261
4.923
333
Şu an sigaramı yaktım ve bu serin havada balkonumda ölümü düşünüyorum. Ciddi anlamda balkondan aşağı atsam kendimi "Ne kadar acı çekerim acaba?" Diye sorarken buluyorum zihnimi.

İnançlar, sakat kalma korkusu vs hepsi cesaretimi kırıyor.
Beni bu duruma sürükleyen şeyin sebebi ise ailem. Kendi öz ve öz ailem.

12-13 yaşlarımda annemle babamın para mevzusu yüzünden ettikleri tartışmanın önünü alamayışlarından kaynaklı eziyet dolu sürecimiz başladı.
Hoş onun öncesi de pek mutlu değillerdi ya çocuk aklımla idrak edemiyordum tabi.

O yaşlardan itibaren bizimkiler hiç durmadılar. Hiç hem de. Ama ne kavgalar. İncir çekirdeğini doldurmayacak o kadar boş mevzular ki! Hiç birini hatırlamıyorum.

O zamanlar bir oda bir salon evde yaşardık. Ev dediğime bakmayın. Kapısı asma kilitle kitlenir. Tuvaletinde ışık olmayan bir odada üç çocuk bir annenin yattığı bir ev.
Aldığın nefesi duyarken edilen kavgayı nasıl duymayasın. Hem de kafanı yastıklara gömmene rağmen.

17 yaşımda evden ilk kaçışımı yaşadım. Kaçma derken öyle kocaya şuraya buraya değil, iş buldum o yaşta gittim çalıştım. Eve girmek istemezdim. Çalışabildiğim kadar çalıştım. Ayaklarım hep geri gitti.

19 yaşımda üniversiteyi kazandım. 5 sene öyle şehirden uzaklaştım. Kavgadan gürültüden aile içi sevgisizlikten.

22 yaşımda tekrar geri geldim. İki kardeşim var. İkisi de o kadar sorumsuz o kadar umursamazlar ki anlatması zor. Şu ara ikisinde de kişilik bozukluğunu düşünüyorum.

O kardeşlerden biri üniversiteden mezun olunca bir tartışma sonucu şiddet uygulamak istedi. Gururuma yediremedim hazmedemim. Eve geri dönünce iyice bunalıma girdim. Ayaklarım geri giderken artık ayaklarım olmasa keşke durumuna geldim.

Kpss ye girdim. Ne yaptım ne ettim atandım.
Bir kaçışımda böyle oldu.
Artık istedikleri kadar birbirlerini yesinler, istedikleri kadar kudursunlar umurumda değil diyemedim.

Ne olursa olsun ailemdi onlar benim.

Evlendim. Daha 6 ayım dolmadan babam rahatsızlandı annem rahatsızlandı.
İki kardeş yanında ama ikisi de boş.
Allah emanet ettim. Yine de allah razı olsun ellerinden geleni yaptılar ama o da beceriksizliklerinden yarın yamalak.
Belki de aorumluluk almak istemediklerinden bilemiyorum artık,

Evliliğimin ikinci senesi dolacak bugün yarın. Ben hala ailemle uğraşıyorum. Tek başıma mücadele ediyorum.

Eşim var allah razı olsun ama o da bir yere kadar sabredecek.

Hayal kuramıyorum. Eskiden yapabilirdim. Umudum vardı. Artık yok. Şimdi korkularım var daha çok.
Hem de çok fazla.
Bu kadar şeyin üzerine sağlam bir psikolojim yok tabi ki!

Anksiyete teşhisim var.

Bir de kafamda ölüm düşüncesi. Ağır biliyorum.
Ama istemsiz düşünüyorum.

Yaktım bir sigara daha. Bu soğuk balkonda korkularımı gömebilmek istiyorum.

Uzun oldu bliyorum. Ama doldum taştım kusura bakmayın. Daha yazamadığım o kadar his var ki içimde!
 
Geçmiş olsun...
Her çocuk mutlu bir aileyi hak ediyor. Maalesef anne-babanız size bunu sağlayamamış.
Hani ailede şiddet, hakaret, bağırmalar, mutsuzluklar oluyor ve kişiler
‘ama çocuğum için katlanıyorum’ diyor ya, işte o çocuk bu çocuk.
Kimse bunun arkasına sığınmasın, öncelik dünyaya getirdiği çocuğun mutluluğu olsun

Gelip açık yüreklilik ile kendinizi ifade edişiniz bile ‘ne kadar güçlü bir kadın’ dedirtiyor...
Merak etmeyin, yoluna girecek...
eğer içinizden gelmiyorsa elinizi ayağınızı yavaş yavaş cekşn üstlerinden.
Kardeşler size güveniyor biraz. Sorumluluk almak zorunda kalınca hallederler onlar da merak etmeyin..
 
Hani ailede şiddet, hakaret, bağırmalar, mutsuzluklar oluyor ve kişiler
‘ama çocuğum için katlanıyorum’ diyor ya, işte o çocuk bu çocuk.
Kimse bunun arkasına sığınmasın, öncelik dünyaya getirdiği çocuğun mutluluğu olsun

Kesinlikle o çocuk benim..
O çocuk benim kardeşlerim..
Benim annem babam iki ayrı insan olarak o kadar iyiler ki!
Kılına zarar gelsin istemezsin.

Ama ne karı-koca olabildiler.
Ne de tam olarak anne-baba!

Hep içimden " keşke böyle olmasaydı." Geçiyor.
" keşke o mutlu ailelerden biri de biz olsaydık" diyorum.

Nafile!
 
Malesef hayatımız boyunca gerek maddi gerek manevi sınanıyoruz. Evet çok zor ve sıkıntılı zamanlardan geçmişsiniz ama her zaman daha iyisini düşünmek yerine hadi daha kötü olsaydımı düşünün. Mesela bir hastalığınız olsaydı günden güne eriseydiniz yada nebileyim nefes alamasaydınız o kavgalar olduğunda o evden kaçip gidecek ayaklariniz olmasaydı. Lütfen ölüm kaçış yada kurtuluş kapısı değil ölünce pamuklara sarmayacaklar bizi ahiret diyede bir gerçek var. Kendinize gelin bu bedenin sorumlulukları var kalin ve savaşın size kötü gelen herseyden uzaklaşın ailenizsede uzaklaşın. Denemişsiniz onlar için kalmayı savaşmayi ama haketmemişler zorlamanında bir anlami yok 7sinde nelerse 70mişlerinde o olacaklar.
 
Bnde hep şikayet edrdim annem ölünce bu kdr şikayet Edip kendimi niye onlardan uzaklaştırmış ırmak dedim. Boşver in kıymet bilin hayatta annelik de yapmasa babalık da yapmasa gidip sarılın zaman işliyor her dakika ölüme zaten yaklaşıyoruz bnim yaşadığım pişmanlığı yaşama
 
Şükredecek okadar çok şeyin varki üniv. Okumuşssun mesleğin olmuş kpss ya girmişsin tecrüben olmuş her defasında evden uzaklaşabilmişsin. Bunun için fırsatların olmuş. Evlenmişsin anladığım kadarı ile iyi bir eşin olmuş. Olmayabilirdi..
Artık onları dert etmeyerek kendi ailene bakmalısın. Tabiki üzüleceksin ama okadar. Eğer sen her başları sıkıştığında yardım elleri olursan asla kendi başlarına birşey yapmazlar. Aynılarını yaşadım belki bir fazlası belki bir eksiği.. ve benim senin kadar kaçma fırsatım olmadı. Oyüzden aklından kötü düşünceleri at elindekilerin seni mutlu etmesini sağla
 
Hatan ne biliyomusun hala onlarda kalmış aklın..Ailem diye diye canından bezmissin.kendi çekirdek ailene bak ve bugün kendine söz ver.herseye rağmen mutlu olacağım diye.birde bu düşünceleriniz gerçekten normal değil sürekli intihar fikri yani.lutfen iyi bir psikologa gidin destek alın neolur
 
Şu an sigaramı yaktım ve bu serin havada balkonumda ölümü düşünüyorum. Ciddi anlamda balkondan aşağı atsam kendimi "Ne kadar acı çekerim acaba?" Diye sorarken buluyorum zihnimi.

İnançlar, sakat kalma korkusu vs hepsi cesaretimi kırıyor.
Beni bu duruma sürükleyen şeyin sebebi ise ailem. Kendi öz ve öz ailem.

12-13 yaşlarımda annemle babamın para mevzusu yüzünden ettikleri tartışmanın önünü alamayışlarından kaynaklı eziyet dolu sürecimiz başladı.
Hoş onun öncesi de pek mutlu değillerdi ya çocuk aklımla idrak edemiyordum tabi.

O yaşlardan itibaren bizimkiler hiç durmadılar. Hiç hem de. Ama ne kavgalar. İncir çekirdeğini doldurmayacak o kadar boş mevzular ki! Hiç birini hatırlamıyorum.

O zamanlar bir oda bir salon evde yaşardık. Ev dediğime bakmayın. Kapısı asma kilitle kitlenir. Tuvaletinde ışık olmayan bir odada üç çocuk bir annenin yattığı bir ev.
Aldığın nefesi duyarken edilen kavgayı nasıl duymayasın. Hem de kafanı yastıklara gömmene rağmen.

17 yaşımda evden ilk kaçışımı yaşadım. Kaçma derken öyle kocaya şuraya buraya değil, iş buldum o yaşta gittim çalıştım. Eve girmek istemezdim. Çalışabildiğim kadar çalıştım. Ayaklarım hep geri gitti.

19 yaşımda üniversiteyi kazandım. 5 sene öyle şehirden uzaklaştım. Kavgadan gürültüden aile içi sevgisizlikten.

22 yaşımda tekrar geri geldim. İki kardeşim var. İkisi de o kadar sorumsuz o kadar umursamazlar ki anlatması zor. Şu ara ikisinde de kişilik bozukluğunu düşünüyorum.

O kardeşlerden biri üniversiteden mezun olunca bir tartışma sonucu şiddet uygulamak istedi. Gururuma yediremedim hazmedemim. Eve geri dönünce iyice bunalıma girdim. Ayaklarım geri giderken artık ayaklarım olmasa keşke durumuna geldim.

Kpss ye girdim. Ne yaptım ne ettim atandım.
Bir kaçışımda böyle oldu.
Artık istedikleri kadar birbirlerini yesinler, istedikleri kadar kudursunlar umurumda değil diyemedim.

Ne olursa olsun ailemdi onlar benim.

Evlendim. Daha 6 ayım dolmadan babam rahatsızlandı annem rahatsızlandı.
İki kardeş yanında ama ikisi de boş.
Allah emanet ettim. Yine de allah razı olsun ellerinden geleni yaptılar ama o da beceriksizliklerinden yarın yamalak.
Belki de aorumluluk almak istemediklerinden bilemiyorum artık,

Evliliğimin ikinci senesi dolacak bugün yarın. Ben hala ailemle uğraşıyorum. Tek başıma mücadele ediyorum.

Eşim var allah razı olsun ama o da bir yere kadar sabredecek.

Hayal kuramıyorum. Eskiden yapabilirdim. Umudum vardı. Artık yok. Şimdi korkularım var daha çok.
Hem de çok fazla.
Bu kadar şeyin üzerine sağlam bir psikolojim yok tabi ki!

Anksiyete teşhisim var.

Bir de kafamda ölüm düşüncesi. Ağır biliyorum.
Ama istemsiz düşünüyorum.

Yaktım bir sigara daha. Bu soğuk balkonda korkularımı gömebilmek istiyorum.

Uzun oldu bliyorum. Ama doldum taştım kusura bakmayın. Daha yazamadığım o kadar his var ki içimde!

Çok zor seyler yaşamışsınız ama artık bir işiniz bir eşiniz var. Kendi hayatınız var. Anne babanızla tabi ki görüşün ama ayrı ayrı görüşün madem. Siz kendi mutlu ailenizi kendiniz kurabilirsiniz. Eşinizden bir sikayetiniz yok anladığım. Eğer geçmişi atlatamıyorsaniz da yardım alabilirsiniz.
 
Şu an sigaramı yaktım ve bu serin havada balkonumda ölümü düşünüyorum. Ciddi anlamda balkondan aşağı atsam kendimi "Ne kadar acı çekerim acaba?" Diye sorarken buluyorum zihnimi.

İnançlar, sakat kalma korkusu vs hepsi cesaretimi kırıyor.
Beni bu duruma sürükleyen şeyin sebebi ise ailem. Kendi öz ve öz ailem.

12-13 yaşlarımda annemle babamın para mevzusu yüzünden ettikleri tartışmanın önünü alamayışlarından kaynaklı eziyet dolu sürecimiz başladı.
Hoş onun öncesi de pek mutlu değillerdi ya çocuk aklımla idrak edemiyordum tabi.

O yaşlardan itibaren bizimkiler hiç durmadılar. Hiç hem de. Ama ne kavgalar. İncir çekirdeğini doldurmayacak o kadar boş mevzular ki! Hiç birini hatırlamıyorum.

O zamanlar bir oda bir salon evde yaşardık. Ev dediğime bakmayın. Kapısı asma kilitle kitlenir. Tuvaletinde ışık olmayan bir odada üç çocuk bir annenin yattığı bir ev.
Aldığın nefesi duyarken edilen kavgayı nasıl duymayasın. Hem de kafanı yastıklara gömmene rağmen.

17 yaşımda evden ilk kaçışımı yaşadım. Kaçma derken öyle kocaya şuraya buraya değil, iş buldum o yaşta gittim çalıştım. Eve girmek istemezdim. Çalışabildiğim kadar çalıştım. Ayaklarım hep geri gitti.

19 yaşımda üniversiteyi kazandım. 5 sene öyle şehirden uzaklaştım. Kavgadan gürültüden aile içi sevgisizlikten.

22 yaşımda tekrar geri geldim. İki kardeşim var. İkisi de o kadar sorumsuz o kadar umursamazlar ki anlatması zor. Şu ara ikisinde de kişilik bozukluğunu düşünüyorum.

O kardeşlerden biri üniversiteden mezun olunca bir tartışma sonucu şiddet uygulamak istedi. Gururuma yediremedim hazmedemim. Eve geri dönünce iyice bunalıma girdim. Ayaklarım geri giderken artık ayaklarım olmasa keşke durumuna geldim.

Kpss ye girdim. Ne yaptım ne ettim atandım.
Bir kaçışımda böyle oldu.
Artık istedikleri kadar birbirlerini yesinler, istedikleri kadar kudursunlar umurumda değil diyemedim.

Ne olursa olsun ailemdi onlar benim.

Evlendim. Daha 6 ayım dolmadan babam rahatsızlandı annem rahatsızlandı.
İki kardeş yanında ama ikisi de boş.
Allah emanet ettim. Yine de allah razı olsun ellerinden geleni yaptılar ama o da beceriksizliklerinden yarın yamalak.
Belki de aorumluluk almak istemediklerinden bilemiyorum artık,

Evliliğimin ikinci senesi dolacak bugün yarın. Ben hala ailemle uğraşıyorum. Tek başıma mücadele ediyorum.

Eşim var allah razı olsun ama o da bir yere kadar sabredecek.

Hayal kuramıyorum. Eskiden yapabilirdim. Umudum vardı. Artık yok. Şimdi korkularım var daha çok.
Hem de çok fazla.
Bu kadar şeyin üzerine sağlam bir psikolojim yok tabi ki!

Anksiyete teşhisim var.

Bir de kafamda ölüm düşüncesi. Ağır biliyorum.
Ama istemsiz düşünüyorum.

Yaktım bir sigara daha. Bu soğuk balkonda korkularımı gömebilmek istiyorum.

Uzun oldu bliyorum. Ama doldum taştım kusura bakmayın. Daha yazamadığım o kadar his var ki içimde!
Ne güzel ifade etmişsiniz kendinizi. :KK61:Bende var gibi görünüp yok olan insanların içindeyim. Tabi ki yaşadıklarınız ağır ama kendinizi iyileştirmeye bakın. Gerekirse terapi görün. Hayat bir kere kazası yok. Kim için olursa olsun kendinize zehir etmeyin.
 
Şu an sigaramı yaktım ve bu serin havada balkonumda ölümü düşünüyorum. Ciddi anlamda balkondan aşağı atsam kendimi "Ne kadar acı çekerim acaba?" Diye sorarken buluyorum zihnimi.

İnançlar, sakat kalma korkusu vs hepsi cesaretimi kırıyor.
Beni bu duruma sürükleyen şeyin sebebi ise ailem. Kendi öz ve öz ailem.

12-13 yaşlarımda annemle babamın para mevzusu yüzünden ettikleri tartışmanın önünü alamayışlarından kaynaklı eziyet dolu sürecimiz başladı.
Hoş onun öncesi de pek mutlu değillerdi ya çocuk aklımla idrak edemiyordum tabi.

O yaşlardan itibaren bizimkiler hiç durmadılar. Hiç hem de. Ama ne kavgalar. İncir çekirdeğini doldurmayacak o kadar boş mevzular ki! Hiç birini hatırlamıyorum.

O zamanlar bir oda bir salon evde yaşardık. Ev dediğime bakmayın. Kapısı asma kilitle kitlenir. Tuvaletinde ışık olmayan bir odada üç çocuk bir annenin yattığı bir ev.
Aldığın nefesi duyarken edilen kavgayı nasıl duymayasın. Hem de kafanı yastıklara gömmene rağmen.

17 yaşımda evden ilk kaçışımı yaşadım. Kaçma derken öyle kocaya şuraya buraya değil, iş buldum o yaşta gittim çalıştım. Eve girmek istemezdim. Çalışabildiğim kadar çalıştım. Ayaklarım hep geri gitti.

19 yaşımda üniversiteyi kazandım. 5 sene öyle şehirden uzaklaştım. Kavgadan gürültüden aile içi sevgisizlikten.

22 yaşımda tekrar geri geldim. İki kardeşim var. İkisi de o kadar sorumsuz o kadar umursamazlar ki anlatması zor. Şu ara ikisinde de kişilik bozukluğunu düşünüyorum.

O kardeşlerden biri üniversiteden mezun olunca bir tartışma sonucu şiddet uygulamak istedi. Gururuma yediremedim hazmedemim. Eve geri dönünce iyice bunalıma girdim. Ayaklarım geri giderken artık ayaklarım olmasa keşke durumuna geldim.

Kpss ye girdim. Ne yaptım ne ettim atandım.
Bir kaçışımda böyle oldu.
Artık istedikleri kadar birbirlerini yesinler, istedikleri kadar kudursunlar umurumda değil diyemedim.

Ne olursa olsun ailemdi onlar benim.

Evlendim. Daha 6 ayım dolmadan babam rahatsızlandı annem rahatsızlandı.
İki kardeş yanında ama ikisi de boş.
Allah emanet ettim. Yine de allah razı olsun ellerinden geleni yaptılar ama o da beceriksizliklerinden yarın yamalak.
Belki de aorumluluk almak istemediklerinden bilemiyorum artık,

Evliliğimin ikinci senesi dolacak bugün yarın. Ben hala ailemle uğraşıyorum. Tek başıma mücadele ediyorum.

Eşim var allah razı olsun ama o da bir yere kadar sabredecek.

Hayal kuramıyorum. Eskiden yapabilirdim. Umudum vardı. Artık yok. Şimdi korkularım var daha çok.
Hem de çok fazla.
Bu kadar şeyin üzerine sağlam bir psikolojim yok tabi ki!

Anksiyete teşhisim var.

Bir de kafamda ölüm düşüncesi. Ağır biliyorum.
Ama istemsiz düşünüyorum.

Yaktım bir sigara daha. Bu soğuk balkonda korkularımı gömebilmek istiyorum.

Uzun oldu bliyorum. Ama doldum taştım kusura bakmayın. Daha yazamadığım o kadar his var ki içimde!
Ben çokta takılacak bir şey görmedim.
Tamam, kötü durumda olabilirler...
Ama bir zahmet kendileride uğraşsın, azmetsin...
Neticede herkes kendinden sorumludur...
 
Merhaba ,

Çocukken yaşanan üzüntüler ne yazık ki unutulmuyor. Mutlu bir çocukluk dönemi yaşamayan bireyler de ilerde bu tip sorunlarla karşılaşıyor.

Yaşadıklarınıza çok üzüldüm. Ama dik durabilen kendi ayaklarının üstünde durabilen güçlü bir kişisiniz siz.


Geçmişi acısıyla tatlısıyla yaşandı ve bitti olarak değerlendirip bugünü yasamaya baksanız. Çünkü olan oldu biten bitti eşiniz var işiniz var kesinlikle yardım ALIN .
 
Küçükken bir akrabam kendisini gözümün önünde balkondan attı. Koştum bende ama yerde yatan kanlı can çekişen halini gördüm. Sonra ne mi oldu... 5 sene boyunca hasta yatağında bakıcısıyla kaldı. Kızı kanserdi kadının ama ilk evredeydi. Kızı tabi üzüntüden ilk evreden son evreye bir anda atladı. Öldü malesef.
İntihar eden akrabam suanda hayatta yürüyebiliyo yemek yiyebiliyor. Ama bizim yüzümüze bakamıyor bize böyle travma yasattıgı için. Hayatım boyunca intihardan korktum ben. Hani ölsemde kurtulsam deriz ya. Hayatım boyunca etmedim öyle bir laf.
Sizim şükredecek çok şeyiniz var. Anksiyete çok zordur bilirim. Ama siz çok güçlüsünüz. Kendinize güvenin.
Hayatta herkes tek başınadır. Düşünün bu hayata bir kez geldiniz. Bir kez yaşayacaksınız sadece bir ömrünüz var.
Baskası yüzünden kıymaya değer mi güzel canınıza.
 
Ben ailemi çok seviyorum T trustno_1 , ancak kendisinden nefret ettiğim bir abim var. Konularımdan bakabilirsin. Hayatta herkesin ailesinden acayip şahıslar çıkıyor mutlaka. Ama güçlü olup umursamadan hayatımıza devam etmeliyiz bence.

Ben psikologla görüştüm bu konuda ve artık daha iyiyim, sana da tavsiye ederim. En azından kendine odaklanır aile faktörünü arkana alırsın.

Bu arada çevremde çok ama çok berbat ailelerden gelen insanlara baktığımda hayran kalıyorum, muazzam işler yapanlar, psikolojisi sağlam olanlar öyle çok ki. Ayak bağı olmasına izin vermiyorlar yaşantılarının.

Yapabilirsin bence, bak hem de evlisin. Kendine odaklan, hiçbir şey senden değerli değil.
 
Elindekilerle yetinmek zorundasın .Bazı şeyleri değiştiremezsin.Kendine çok yükleniyorsun bence. Bırak hayat istedigi gibi aksın .Biraz karşıdan izle . Bak öyle de yaşıyorsun böyle de.Hayat bu.Belki de acıyı seviyorsundur .Aslında kötü anıları tekrar tekrar hatırlayarak aynı acıyı tekrar yaşıyoruz yasatiyoruz kendimize ama bitti acı da geçici mutluluk ta ..Hiçbirşey için çok üzülme elindekileri de kaybetmeden ..
 
Şükredecek okadar çok şeyin varki üniv. Okumuşssun mesleğin olmuş kpss ya girmişsin tecrüben olmuş her defasında evden uzaklaşabilmişsin. Bunun için fırsatların olmuş. Evlenmişsin anladığım kadarı ile iyi bir eşin olmuş. Olmayabilirdi..
Artık onları dert etmeyerek kendi ailene bakmalısın. Tabiki üzüleceksin ama okadar. Eğer sen her başları sıkıştığında yardım elleri olursan asla kendi başlarına birşey yapmazlar. Aynılarını yaşadım belki bir fazlası belki bir eksiği.. ve benim senin kadar kaçma fırsatım olmadı. Oyüzden aklından kötü düşünceleri at elindekilerin seni mutlu etmesini sağla
+1
 
Anneni babanı bi kenara bırakıp artık kendi ailene odaklansan?
Bazıları böyle sıkıntılı büyüyebiliyor, ben de kısmen o bazılarındanım, anksiyetem de vardı.
Ben de kendi yuvamı kurup uzaklaştım çoğu şeyden, elden başka ne gelir?
Biliyorum üzülüyorsun ama kendi yuvana odaklı ol...
 
Senin yazdiklarini okudugumda cok uzuldum trust:( bu kadar derdin oldugunu bilmiyordum. Soyutlamayi denesen yapabilir misin acaba? Ne desem bilmiyorum, keske yardim edebilsem!
 
İnanın uzaklaşmaya çalıştım.
Başka bir şehirde hayatımı kurdum.
Tam bir şeyler yoluna girmeye başlayacakken annemin kanser, babamınsa inme geçirmesi ve bunların dört ay arayla olması beni tekrar ailemin içerisine soktu.

Onlar bu şekilde hastalıkla savaşırken ben kendi hayatım diyemiyorum.
Uzaktan seyredemiyorum

Bu arada gerçekten şükrediyorum.
Çoğu zaman imkanım var ki bazı şeyleri yapabiliyorum diye allaha teşekkür ediyorum.

Ama bazen öyle anlar oluyor ki hele ki ( en büyük hatam belki de bu)
Başkalarına bakıp "aile ilişkileri ne kadar güzel" diye içlenmek belki de kıskanmak.
 
Back
X