• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ölümü düşünürken

Ama olanları geri alabilir miyiz?
Babam kalp krizi geçirdi 3 yıl önce ve ben hala bunun şokunu atlatamadım, ilk zamanlar nerdeyse her gün rüyamda babamı gördüm, ağlayarak uyandım. O kadar kafaya takıyordum ki onun kirizini.
Şimdi 1 yıllık evliyim, nadiren de olsa hala rüyalarımda görüyorum onu, ama eskisi kadar değil.
Tabiiki hala aklıma geldikçe içim acıyor ama şükür ki eşim hep yanımda. Kafamı dağıtmama yardımcı oluyor.
Unuttum mu, tabiiki unutmadım. Ama alıştım.
Neyse bi sigara da ben yakayım, bunaldım.
Unutmadım, sadece alıştım. Az da olsa.
Allah ihtiyacı olan herkese yardım etsin inşallah. Beterinden esirgesin hepimizi.
 
İnanın uzaklaşmaya çalıştım.
Başka bir şehirde hayatımı kurdum.
Tam bir şeyler yoluna girmeye başlayacakken annemin kanser, babamınsa inme geçirmesi ve bunların dört ay arayla olması beni tekrar ailemin içerisine soktu.

Onlar bu şekilde hastalıkla savaşırken ben kendi hayatım diyemiyorum.
Uzaktan seyredemiyorum

Bu arada gerçekten şükrediyorum.
Çoğu zaman imkanım var ki bazı şeyleri yapabiliyorum diye allaha teşekkür ediyorum.

Ama bazen öyle anlar oluyor ki hele ki ( en büyük hatam belki de bu)
Başkalarına bakıp "aile ilişkileri ne kadar güzel" diye içlenmek belki de kıskanmak.

Gerçekten sorunsuz olduklarını mı düşünüyorsun? Şuan bir sürü sıkıntımız var. Eşimle aramız çok şükür çok iyi ama hayat gafilesi şahsi okadar büyük sıkıntılar içindeyiz anlatmam mümkün değil. Fakat dışarıdan bakan gıpta ediyor.
Bekarkende öyleydi arkadaşlarım annemle beni mükemmeliz sanırdı fakat günlerce konuşmadığımız olurdu. Yani demem o ki madalyonun iki yüzü var. Sen dışardan imrenerek bakarsın gül bahçesi sanırsın fakat orası kurak topraktan başkası değildir.
Şehir değiştirmenin hiç bir önemi yok çünkü nereye gitsen kafan seninle gelir. Kendini toparlamalısın önceli adım olarak.
Tabiki onlar hastayken bencillik yapmayacaksın fakat kahrolup ölmeyeceksinde. Üzüleceksin yardım edeceksin kendini kasmadan ama bukadar
 
Ben düşünüyorum bana gerçekten hep dert veren, beni canımdan bezdiren her kimse
annem bile olsa onun için ölümü düşünecek kadar geçmezdim kendimden.

Hala iyiliklerini isteyecek, onlar için bu kadar dertlenecek bir ailen var ama değil mi?
O halde sandığın kadar kötü anne baba değillermiş demek.

Böyle düşün ama canından geçmeyi düşünme, varlığına ihtiyaçları var.
Beceriksiz kardeş mi?
Ben de çok adet mevcut.

Sen bir evlat olarak elinden geleni yap için rahat olsun.
Kendini çok hırpalamadan..

Kolaylıklar dilerim.
Sıkıntısız hayat yok..
 
Şu an sigaramı yaktım ve bu serin havada balkonumda ölümü düşünüyorum. Ciddi anlamda balkondan aşağı atsam kendimi "Ne kadar acı çekerim acaba?" Diye sorarken buluyorum zihnimi.

İnançlar, sakat kalma korkusu vs hepsi cesaretimi kırıyor.
Beni bu duruma sürükleyen şeyin sebebi ise ailem. Kendi öz ve öz ailem.

12-13 yaşlarımda annemle babamın para mevzusu yüzünden ettikleri tartışmanın önünü alamayışlarından kaynaklı eziyet dolu sürecimiz başladı.
Hoş onun öncesi de pek mutlu değillerdi ya çocuk aklımla idrak edemiyordum tabi.

O yaşlardan itibaren bizimkiler hiç durmadılar. Hiç hem de. Ama ne kavgalar. İncir çekirdeğini doldurmayacak o kadar boş mevzular ki! Hiç birini hatırlamıyorum.

O zamanlar bir oda bir salon evde yaşardık. Ev dediğime bakmayın. Kapısı asma kilitle kitlenir. Tuvaletinde ışık olmayan bir odada üç çocuk bir annenin yattığı bir ev.
Aldığın nefesi duyarken edilen kavgayı nasıl duymayasın. Hem de kafanı yastıklara gömmene rağmen.

17 yaşımda evden ilk kaçışımı yaşadım. Kaçma derken öyle kocaya şuraya buraya değil, iş buldum o yaşta gittim çalıştım. Eve girmek istemezdim. Çalışabildiğim kadar çalıştım. Ayaklarım hep geri gitti.

19 yaşımda üniversiteyi kazandım. 5 sene öyle şehirden uzaklaştım. Kavgadan gürültüden aile içi sevgisizlikten.

22 yaşımda tekrar geri geldim. İki kardeşim var. İkisi de o kadar sorumsuz o kadar umursamazlar ki anlatması zor. Şu ara ikisinde de kişilik bozukluğunu düşünüyorum.

O kardeşlerden biri üniversiteden mezun olunca bir tartışma sonucu şiddet uygulamak istedi. Gururuma yediremedim hazmedemim. Eve geri dönünce iyice bunalıma girdim. Ayaklarım geri giderken artık ayaklarım olmasa keşke durumuna geldim.

Kpss ye girdim. Ne yaptım ne ettim atandım.
Bir kaçışımda böyle oldu.
Artık istedikleri kadar birbirlerini yesinler, istedikleri kadar kudursunlar umurumda değil diyemedim.

Ne olursa olsun ailemdi onlar benim.

Evlendim. Daha 6 ayım dolmadan babam rahatsızlandı annem rahatsızlandı.
İki kardeş yanında ama ikisi de boş.
Allah emanet ettim. Yine de allah razı olsun ellerinden geleni yaptılar ama o da beceriksizliklerinden yarın yamalak.
Belki de aorumluluk almak istemediklerinden bilemiyorum artık,

Evliliğimin ikinci senesi dolacak bugün yarın. Ben hala ailemle uğraşıyorum. Tek başıma mücadele ediyorum.

Eşim var allah razı olsun ama o da bir yere kadar sabredecek.

Hayal kuramıyorum. Eskiden yapabilirdim. Umudum vardı. Artık yok. Şimdi korkularım var daha çok.
Hem de çok fazla.
Bu kadar şeyin üzerine sağlam bir psikolojim yok tabi ki!

Anksiyete teşhisim var.

Bir de kafamda ölüm düşüncesi. Ağır biliyorum.
Ama istemsiz düşünüyorum.

Yaktım bir sigara daha. Bu soğuk balkonda korkularımı gömebilmek istiyorum.

Uzun oldu bliyorum. Ama doldum taştım kusura bakmayın. Daha yazamadığım o kadar his var ki içimde!
 
Ben düşünüyorum bana gerçekten hep dert veren, beni canımdan bezdiren her kimse
annem bile olsa onun için ölümü düşünecek kadar geçmezdim kendimden.

Hala iyiliklerini isteyecek, onlar için bu kadar dertlenecek bir ailen var ama değil mi?
O halde sandığın kadar kötü anne baba değillermiş demek.

Böyle düşün ama canından geçmeyi düşünme, varlığına ihtiyaçları var.
Beceriksiz kardeş mi?
Ben de çok adet mevcut.

Sen bir evlat olarak elinden geleni yap için rahat olsun.
Kendini çok hırpalamadan..

Kolaylıklar dilerim.
Sıkıntısız hayat yok..
Arkadaşım allah yardımcın olsun zor ama kendini tüketim bitirme olan sadece sana olur sen benim yaşadıklarımı duysun ailemle ilgili ama olan sana oluyor kimseye değil ken dine yapıyorsun kimse değişmiyor inan kimsenin umrunda olmazsın kendini düşün
 
Mutsuz bir aile ortamından mutlu olabileceğiniz bir aile kurmuşsunuz. Geçmişiniz için bugününüzü ve yarınınızı harcamaya değer mi? Yarınlarınız sizin elinizde; gerçek bir aile ortamını neden elinizde fırsat varken kendiniz kurup çektiğiniz acıların acısını mutlu olarak çıkarmayasınız?...
 
Screenshot_2017-09-25-21-18-10-1.webp Bu görsele rastlayınca paylaşmak istedim senin için..
 
Back
X