Özgüveni yüksek kadınlar tavsiyelerinize ihtiyacım var

sudan cicek

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
19 Mayıs 2016
15
3
1
Merhabalar..
30 yaşına gelmiş olup ta hala bu soruların cevaplarını arıyor olmak beni üzüyor ve utandırıyor açıkcası. Ancak yıllardır bir girdapta gibiyim, sürekli kendimle bunun kavgasını yapar haldeyim zaten. Ama halledemiyorum malesef. Bir kaç konu var ve ben düşündüm açıkca anlatmaya karar verdim. Her bir sorunumu paragraf halinde yazıcam daha iyi ifade edebilmek için.
1-) İnsanların çirkin tavırları konusunda tavrımı koyamıyorum. İçim sinirden stresten kararır gider ama ben asla tavır koyamam. Mesela; geçen gün işyerinde 2 erkek arkadaş ve ben komik bir muhabbet oldu gülüyoruz. Hani olur ya insana 2 dakka sonra aynı şeye tekrar gülmek tutar. Bende de aynısı oldu ve o havadan kaçmak için kendimi odadan dışarı attım. Çıkarken birinin diğerine şu espriyi yaptığını duydum, benim duymayacağımı sanarak fısıltıyla; harareti söndürelim istiyor gibi birşey dedi. Bunu duymamla içimin donması bir oldu zaten. Beni aşağılamışlardı anlayacağınız O an siz olsanız ne yapardınız, eminim ki çoğunuz arkasına dönüp çıkışırdi ne dedin sen diye, belki de daha ağır tepkiler verirdiniz. Fakat ben ne yaptım biliyormusunuz, onların sandığı gibi duymamış gibi yürüyüp gittim. O an o kadar isterdim ki işaret parmağımı göstererek onlara haddini bildirmeyi. Haftasonuydu ve ben 1 kaç gün boyunca insanlar neden böyle diye karamsar ve kendime öfkeli şekilde düşünüp durdum. Gerek bu olayda gerek başka çirkin olaylarda neden tepkimi gösteremiyorum;; ilk olarak, saçma salak bir kompleks, kavga ederken basit görüneceğimi saplantı haline getirmişim ve istemsiz böyle düşünüyorum, halbuki ortada çirkin olay varsa kavganı yapmalısın yani.İkinci olarak daha kavga başlamadan şu giriyor kafama: karşıdaki bir iki kelime oyunu yapacak ve ben yine haksız çıkıcam. Çünkü ben dolambaçlı konuşmayı hiç beceremem. Üçüncü olarak; ben kendi davamın arkasında durmaya devam edemiyorum ki bir yerden sonra bunalıp pes ediyorum anlaşılmayınca.
2.) Bir diğer konu da kavga değil ama anlaşmazlık veya fikir tartışmaları sırasında da kendimi ifade edemiyorum. Ona sorsan o haklı, bana sorsan ben haklıyım. Ben karşımdakine bakıyorum mesela, olaya çok daha hakim olmuş, elini kolunu kullanıyor gür sesiyle anlatıyor, bir şekilde benim tezimi çürütmeyi başarıyor. Benim yapabildiğimse kişinin yüzüne bakıp sakin sakin anlatmak. Hatta konuya adaptasyonum bile bozuluyor. E tabi hal böyle olunca hep susturulmuş gibi oluyorum.
3.)Diğer bir konu; İnsanlardan birşey isterken yaşadığım cebelleşmeler. Bırakın kişisel bir şey istemeyi, o kişinin yapması gereken birşeyi isterken ya da söylerken bile sıkıntı çekiyorum. Acaba sesim sert çıkar mı, acaba emirvaki olur mu vs vs.
4.) Bir de; İnsanlara samimi ve iyi görünme çabası içindeyim, dışlanan kişi gibi görülmekten, sorunlu insan gibi gösterilmekten, arkamdan olumsuz eleştri yapmalarından korkuyorum.
Farkındayım anormal olduğunun.
Özgür olmayı o kadar istiyorum ki..Hiç bir zaman özgür olmadım çünkü ben.. Özgürce kızdıysam kızdım işte diyebilmeyi, komiksem komiğim işte diyebilmeyi..
Elbette ben egoist veya kuyu kazan olmak istemiyorum,, ben sadece kendim olmak istiyorum artık, ben kimim neyi severim, neye kızarım, ne istiyorum..
Ve tabiki insanların bana zarar vermesini de engellemek istiyorum artık. İnsanlar rahatça bana her istediğini yapamasın, beni kontrol edemesin istiyorum.
Beni dinlediğiniz için teşekkürler..
 
Bütün maddelerin tek ortak noktası 'yalnızlık korkusu'.
Fiziken yalnız kalmamak adına duygularınızı ifade edişinizi yumuşatmaya çalışıyorsunuz ya da hakkınız olmayan tavırlara maruz kalıyorsunuz.
Sizin yanınızdaki kuru kalabalıklar önemsizdir, asgari şekilde her insanla iletişim kurulabilir fakat, saygı ve ahlak kuralları geçildiği an had bildirmek ya da kendinize savunma alanı çizmek gerekir.
Ve unutmayın, karşınızdaki insan siz müsade ettiğiniz sürece o sınırı geçer.
 
Bana tipik özgüvensiz biri gibi geldiniz. O kadar güvensizsiniz ki insanlarla basit dialoglar kurmaya bile kelime seçemeyen cinsten.
Bunun için de bol kitap okuyun, hayatta bir amacınız olsun, o amac için uğraşın, internette kişisel gelişimle ilgili güzel ve etkileyici yazılar bulunuyor, bulun okuyun, çalışın, vs. Hiç olmadı, uzmandan terapi alın. Kendinizle barışık olun.
 
Sizin için en değerli kişinin kendiniz olduğunuzu düşünerek yapabilirsiniz belki. Örneğin "bu iki hanzo sudan çiçek'i kırdı. Sudan çiçek benim için en değerli insan. Bu ikisine hadlerini bildirmem lazım" gibi. Kimseye hoş görünüp kendinizi sevdirmek zorunda değilsiniz. Onlar size hoş görünüp kendilerini sevdirsinler.
 
Şu zamana kadar anlattığınız bütün maddeleri yaşadım.
1) Bazen o tür insanlara verilecek en güzel cevap sessiz kalmaktır.Unide sınıfımdakilerde bana benim duyacağım şekilde satanist gibi şeyler söylerler rock müzik dinlediğim için.Duyduğum halde cevap vermiyorsam tek bir anlamı vardır "Muhattap olmaya bile değmezsin."
2) Baskın insanlar daima sesi çıkmayanları bastırırlar.Siz pasif kaldığınız için kendinize sinirleniyorsunuzdur.O kişinin sizi susturması haklı olduğu anlamına gelmez.Tartışma anında çoğu kişi pek bir şey söyleyemez,ya gece yatağa yatınca ya da başka zaman iyice düşününce "keşke şunu deseydim bunu deseydim" diye kendini yer bitirir.
3) Her hareketinize bu kadar takılmayan,bu kadar ince düşünmeyin.Siz etrafınızdaki insanların sizden bir şey isterken nasıl olduğunu gözlemleyin zaten görürsünüz.
4)30 kişilik sınıfta tek başımayım.Tek oturuyorum,kimseyle konuşmuyorum haliyle bana karşı alınmış bir tavır var ortada.A kişisi benim hakkımda istediğini söyleyebilir ya da düşünebilir ben onun söylediklerinin veya düşündüklerinin öyle olmadığını biliyor muyum?Biliyorum.Kimsenin üstüne bu kadar düşmeyin.Insana değer veren kişilerse zaten dışlanmayacaksınız.Kıskanç,fesat kişiler hiç değillerse olumsuz düşüncelere kapılmayacaksınız.Ne çok soğuk durup kalın duvarlar örün ne de yağlı ballı olun.
Siz bir bireysiniz değil mi?Biri sizden size ters gelen bir şey yapmanızı istediğinde sırf o kişiyi kaybetmemek için kabul etmeyin.Yalnız kalmaktan korkmayın.
 
Tüm bu anlattıkların senin karakterin. Ve kolay kolay da değişmez. Biri bir laf ettiğinde dönüp çıkışmak çözüm mü sanıyorsun? malesef bu hareket insanın sinirini daha da harlıyor. Çıkışmak değil de duyduğunu ve kırıldığını hatta kızdığını belirtmek ve yürüyüp gitmek daha mantıklı. Böyle olaylar yaşadığında bi beş saniye ver kendine ve şu an ne yapmalıyım diye kısaca düşün. Direk susmayı tercih etme.
 


Bu kadar ezik davranmanın altında mutlaka daha önce yaşadığın travmalar var. Kendin ol ! O ne demiş, bu ne demiş çokta önemli olmasın... Bu kadar ince düşünmen gereken bir şey yok . Arkadaş kaybetmekten korkma , sana saygı duymayan insanların arkadaşlıklarını napıcaksın !Bağırıp çingene gibi hiç kavga etmene gerek yok , ben böyle düşünüyorum de. Biri tavır alınca hiç umurun olmasın sende sus hiç tepki verme umursama haklı olduğun konularda geri vites yapma aksine dimdik dur ! Kararlı olduğun zaman insanlar hiç bir şey yapamıyor. İnsanların,
seni manipüle etmesine izin verme. O kırılır, ayyy üzülür bilmem ne diye düşünmek yerine ama bu kişi beni üzdü, kırdı saygı duymadı diye düşün ! Sen kendini ezikleyip eleştirirsen herkes seni eleştirme hakkına sahip olduğunu düşünür ve öyle davranışlara maruz kalırsın. Her şeyin karşısında dimdik dur !
 
Oncelikle en değerli kişinin kendin olduğunu düşünmeye başla hemen. Bende fikir tartismalarina pek girmem çünkü kimsenin belli bir yaştan sonra fikri kolay kolay değişmez ama fikir alışverişi çok yaparım o ayrı. Kavga anında eğer hakliysam sinirlenmeden ama dosdoğru söylerim. Mesela hoş olmayan bir şey dendi mi ne kastediyorsun diye sorarim açık açık. Bir de o kendini bir halt sanan tiplerin ben açığını bulur soylerim yada ima ederim ki hadlerini bilsinler.
 
Öncelikle bu senin fıtratın. Allah hepimizi aynı tepkiler verelim diye yaratabileceği halde yaratmamış ve farklı farklı biricik insanlar olarak yaratmış. Bu senin özün. Öncelikle fıtratını sev. Kendini suçlama. Kendini bu halinle sev.

Bu fıtrat seni zaman zaman mutsuz mu ediyor, lütfen içine atma. Hani madde madde yazmışsın ya kendini. Ben senin tam tersinim. Hep değişmeye çalıştım çünkü bana da hep "uyumsuz", "çıkıntı" diyorlar ve çoğunlukla da yalnızım. Bir süre sonra değişmekten ve kendimi suçlamaktan vazgeçtim. Bu benim özüm. Allah beni böyle yaratmış dedim ve kendimi sevdim.

Bak bu karakterin için bile kendini suçlayıp bana yol gösterin diyorsun ama önce kendini sev. Kendini sev. Sen de böyle naif bir insansın işte.

Sadece bir psikiyatristten terapi almanı tavsiye ediyorum çünkü kendini böyle suçlarken öyle biri yazdı diye farkındalık gelişmesi kolay değil. Hem farkındalık hissetmek hem de kendini kolay ifade etmek için bir uzmandan yardım almanı tavsiye ederim.
 
Ya böyle kişisel gelişim kursu gibi yerlere gitsen fayda görürsün aslında bide @Ayata nın da dediği gibi açığını ima etmek işe yarıyor tehditvari değil de ima sindirebiliyosun onları ciddiye almaya başlıyorlar bide şu var eğer tepki göstermen gerekiyosa göster gülmen gereken yerde gül çekinme acabayı bi süre lugatından çıkar
 
Yalniz kalma korkundan ve karsidaki insani cok onemsediginden kaynakli oldugunu dusunuyorum.Kendin gibi davranmiyorsun olmak istedigin gibi gorunuyorsun disariya ama yanlis.Ic huzur cok onemli.Insanlari bu kadar onemseme yok o sunu der yok o bunu yapar ben hsksiz cikarim gibi dusuncelerle resmen ozguvenini yok etmişsin.En kisa zamanda bir silkelen ve o geçen yasadigin ve duymazdan geldigin cumlenin hesabini sormakla ve o insanlara tepki vermekle işe baslamalisin bence.Icin rahatlayinca gerisi gelir.
 
1. Ve 2. maddeden bende de var. Diğerleri yok ama..

Ben kaba tabirle üniversite mezunu insanların bile had bildirme uğruna, kaba tabirle mahalle k... seviyesinde kavga etmelerini çok çirkin buluyorum. Herkes aynı seviye, kültür ve aile görgüsüne sahip olmadığı için de çirkin çatışmaların içine girmekten kaçınıyorum. Bu noktada kendini savunamayan duruma düştüğüm, Hakkmı arayamadığımı düşündürten durumlar yasıyorum. Ancak bunun çözümü onlarla anladıkları dilden konuşmaksa ben yokum. Çirkinleşirsem kendim daha çok üzülürüm. Bu tip insanlara had bildirme işi de seviyeyi düşürmeden mümkün olmuyor maalesef.
3. Maddeden ise ben de müzdaribim; mesela iş arkadasım kahve makinamı kırdı. Kaba bir şekilde öderim istersen dedi. Gerek yok dedim. Ufak bir özür beklerdim en azından. Ya da telafi amaçlı ben olsam gider alırım. Ama nerde?

Bu tip durumlarda makinayı alıp , sırf hakettiği için parasından değil, faturasını önüne koyabilmeyi isterdim be yalan söyleyim.
 
Mutlaka buradaki üyeler size bir sürü yararlı şeyler sunacaklardır. Fakat ben başka bir noktaya takıldım. Anneniz sizi doğurduğunda nasıl bir ruh hali içindeydi. Siz büyürken size nasıl davrandı? Baskılayıcı aşağılayıcı korkutucu... Yalnız bırakmakla ceza verdi mi acaba? İstekleriniz karşısında her seferinde nasıl bir tutum sergiledi? Bir şeyi on kere sorduğunuzda tepkisi nasıl oldu? Siz ondan birşey isterken karşılık olarak nasıl bir tavır sergiledi? Babanız sizin yanınızda annenize nasıl davranırdı? Sevgi sözcükleri söyler miydi veya sarılır mıydı? Anlayışlı davranır mıydı? Yoksa hep bir mesafe mi vardı? Aile diyince aklınıza mutlu bir tablo geliyor mu? Susturulmaya dayalı bir çocukluk mu geçirdiniz yoksa sizin fikrinizi de meraklı gözlerle bakan dinleyen bir çift insan yani anne babanız oldu mu ?
Bunlar çok önemli aslında. Yetişkin psikolojisi ve davranışının büyük bir bölümü doğumdan itibaren anne babanın davranışıyla şekilleniyor. Aslında var olan Allah'ın kuluna verdiği karakter, buna bağlı olarak davranış , olayları değerlendirme anne babanın yönlendirmesiyle şekil alıyor. Dediğim gibi burda bir sürü üye size yol gösterici olacaktır. Benim merak ettiğim bu sorular. Keşke annenizle babanızla konuşma fırsatı bulabilseydim. Bende bir anneyim. 21 aylık kızım var. Her günüm hayretler içinde geçiyor. Bir insan bir karakter bir varlık şekilleniyor önümde ellerimde. Ve ben vesile oluyorum gideceği yöne ben yönlendiriyorum. Ileride ne yaşarsa benim vesilemle olacak. Bu gerçekten inanılmaz.
 
Munzevi Zencefil Ben aynı tarif ettiğiniz gibi bir anneyle büyüdüm ve şu an aynı Sudan Çiçek gibiyim, durumu en azından benim için iyi yakalamışsınız. Bizim gibi yetişkinler için artık biraz geç, sadece durumumuzu biraz iyileştirebilme şansımız var ancak yeni bir anne olarak bunların farkında olarak çocuğunuzu yetiştiriyor olmanızı takdir ediyorum ve çocuğunuz adına size teşekkür ediyorum.
 
Hep ıyı ınsan olma Hobısı sebebıyle ıstemsız bıcımde aslıdna kendimiz olmayan bi kişiliğe burunuyoruz.Kimseyi kırmadan üzmeden yasamaya ve yasatmaya cabalarken, Aslında bız olamıyoruz.Yanı ruhun bedenıne dar gelıyor.Huzursuzluk hıssetmenız cok normal.. Bende de aynı sey vardı. Herkese yetmeye calısırdım.. Kendinize biraz daha adil olun.. Önce değer vermen gereken kişi kendinsin..
 
bu kadar çok düşünürsenız cevap vermeye mecalnız kalmaz yok haksız çıkarmayım sesım sert çıktı mı???* ben olsam zaten orda tepkimi vermem yıne bır gulme anında aniden dururum ve konuşan kışıye bakarak şöyle derim en ıyısı susmak yoksa bırı hararetten bahseder ve canımı sıkar...eğer birşey soylenmez konu kapanırsa sorun yok ama ne dıyorsun dıe sorarlarsa sende geçen gun olan olayı hatırlat ve dyduğunu bu duruma uzulduğunu soyle....nasılsa anlar ne dedığı ... boyle olayları yaşanınca kendıne bır senaryo yap ve onu uygula hem ıçın rahatlar hemde mımıklerını konuşma tonunu onceden ayarladığın için sıkıntı yaşamazsın...
 
Çok kitap okuyorum aslında, hatta evde mini bir kütüphanem var. Kişisel gelişim yazıları da çok okuyorum. Benimki şöyle sorunun ne olduğunu biliyorum da yolu bilmiyor göremiyorum
 
Evet ben kendime hiç değer vermiyorum, diğerlerinin hep benden üstün olduğunu düşüyorum
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…