Parmak kadınlar yazar Elif Şafak’ın her bir karakter açılımının karikatürize edilmiş, ete kemiğe bürünmüş halleri. Hepsi birden Benistan’da oturuyorlar, hepsinin kendine ait bölgeleri, bakış açıları, düşünceleri var. Hepsi aynı anda konuşmaya kalktı mı “içimden sesler korosu” oluşuyor Şafak’ın deyimiyle.
Benistan’da en başta federal devlet sistemi var, dört eyalete ayrılmış, Elif Şafak da merkeze oturmuş, ülkeyi nasıl yöneteceğini bilmediği için kimi zaman birine, kimi zaman ötekine ayrıcalık tanıyor. Bab-ı Garp’ta Pratik Akıl Hanım oturuyor, her şeyi en kısa yoldan halletmek onun en sevdiği şey. Bab-ı Şark’ta kitabın kuşuksuz en önemli karakterlerinden Can Derviş Hanım oturuyor. Can Derviş Hanım’ı sık sık yazara “oluruna bırak her şeyi, senden büyük bir alem var her şey oluruna varır o alemde, didinmeyi bırak” derken duyuyoruz. Yazarsa huzur alıyor belliki Can Derviş Hanım’ın varlığından ancak söylemlerine baş eğmemesini, yine kendi sorgulamalarına devam etmesini biliyor. Yeri gelmişken söylemek lazım, Can Derviş Hanım’ın kafasına güzelce oturmuş bir de türbanı var. Ancak türbanın patlamaya hazır siyasal/ideolojik/dini bir bombanın adı haline geldiği bugünlerde özellikle nötr bakmak lazım Can Derviş Hanım’a, kimmiş, ne diyor onu anlamak lazım. Öyle bakılınca anlaşılıyor ki bu karakter herhangi bir “simge” değil, kimi insanların hayatının merkezine koymayı tercih etmediği bir ilahi düzenin varlığını simgeliyor. Kimilerinin de hayatının merkezine koymayı tercih ettiği. Kitapta Can Derviş Hanım sadece kozmik bir dünyanın varlığına olan inancı kanıtlıyor, zaten onun dışında diğer parmak kadınlardan ne bir adım önde ne bir adım geride.
Bab-ı Cenap’ta karşımıza modern dünyanın süper dişisi Hırs Nefs Hanım çıkıyor. Belki de yazarın sahip olduğu başarıyı Hırs Nefs Hanım’a borçlu olduğunu düşünmeden edemiyoruz bu parmak kadını tanıdıkça. Yalnız yazarın içine girdiği beyin/beden ikilemini de en çok besleyen karakterlerden biri olduğu belli. Hırs Nefs Hanım Şafak’a kitap boyu tutturmuş “beyin de beyin” diyor. Bab-ı Şimal’de kitabın diğer çok önemli, belki de en önemli karakteri yaşıyor: Sinik Entel Hanım. Sinik Entel Hanım bohem tarzda yaşamı seçmiş, sürekli okuyor, bilmediği, üzerinde saatlerce tartışamayacağı konu yok. Çaktırmadan ben de çok seviyorum bu karakteri, ne de olsa içimde suyu bitmek bilmeyen bir ırmak, tüm kavgası bilmek ve üretmek olan bütün insanlara karşı sonsuz bir saygı ve aşk besliyor.
Kitapta daha sonra ortaya çıkan iki parmak kadın daha var: Saten Şehvet Hanım ve Anaç Sütlaç Hanım. Anaç Sütlaç Hanım’la, yazar Amerika uçağındayken tanışıyoruz. Elif Şafak en başta pek seviyor bu karakteri ama daha sonra Boston’da Hırs Nefs Hanım ve Sinik Entel Hanım zoruyla beyin ağacının önünde ettiği beyin yemini yüzünden uzun süre uzak kalıyor ondan. Yalnız yazar hamile kalınca özlediğimiz kadar bıkıyoruz da Anaç Sütlaç Hanımdan çünkü kendine monarşi ilan edip faşist yaklaşımlarda bulunuyor diğer parmak kadınlara karşı bu hamilelik döneminde.
Saten Şahvet Hanım’sa Elif Şafak’ın görmeye hiç mi hiç alışkın olmadığımız bir yüzü. Kadınsı, baştan çıkartıcı. Seksi. Bu karakterle tanışmamız için tabii, Elif Şafak’ın önce şu anki eşi Eyüb Can’la tanışması gerekiyor..''
Hepimizin içinde bu parmak kadınlardan var öyle değil mi? Sizin en çok söz hakkı tanıdığınız parmak kadınınız hangisi?
klava:tatlicadiarzusenağlama:smiley-cool:a.s.:icecream:
Kötü KazenŞeniz ?