Daha önce defalarca konu açtım ailemin yaptığı ettiği her türlü pisliği anlattım.
Eşim dünyanın en iyi yürekli insanı. Kendi ailesinden fiziki ve manevi olarak ciddi şiddet görerek büyümüş ben tanıştığımda harabe halinde bir adamdı. Çok sevdim onu çok kısa sürede evlendik zaten. İlmek ilmek iyileştirdim. Elhamdülillah.
Daha evlenme kararı aldığım ilk gün başladılar karşı çıkmaya. Elle tutulur hiçbir şey söyleyemediler itirazlarına gerekçe olarak. Tek dertleri ben evlenince benden alamayacakları maaşımdı. Babamın yapmadığı kalmadı. Yetim haliyle elindeki tek birikimini kullanan eşime, bana düğünümde sadece bir bileklik takan babam “maddi olarak isteklerini karşılayamadığını” da söyledi, “baban yok ya ondan, olsaydı böyle olmazdı” da dedi yüzüne karşı.
Herşeye rağmen direndik. Ayakta durduk. Eşim hastalandığında sözde yanımda oldular ama o zaman da yapmadıkları kalmadı. İnanın anlatmaya hiç mecalim yok. Sizlerin tavsiyesi ile ailemle iletişimimi minimuma indirdim. Ama gelin görün ki benim memleketimde akraba ortamı çok şenlikli. Herkes bir arada. Eşim ömrü boyunca bunların özlemini çekmiş bir adam. Bayramlarda çok yalvardı gidelim illa ki diye. İstemesem de gittim memleketime. Anne-baba evine koşarak gitmez mi normalde kızlar. Ben istemeyerek gittim.
Her seferinde birşeyler yaptılar. Her seferinde. Mesela en son eşim kimsem yok diye yapıyorlar demeye başladı. Bizimkiler de eşimin dedesini filan çok severler davet ederlerdi hep. Hadi hep beraber gidelim dedik. Gittik ama doğru düzgün karşılamadılar. Babam yanımızda oturup belki bir kere yemek yedi koca 3 günde. Sürekli işim var deyip evden çıktı gitti. En son biz gideceğiz diye aradım işim çok gelemeyeceğim deyip biz çıktıktan yarım saat sonra eve geldiğini öğrendim.
Başımıza bir şey gelse gerçekten kimsemiz yok. Elimizden tutan bize yol gösteren kimsemiz yok. Hastalanıp haftalarca yatsak neredesiniz sesiniz çıkmadı diyen yok. Velhasıl şu koca ömrümüzde ikimiz de kimsenin hayatında 1 dakikalık bile yer edinememişiz. Ne yazık onca sene çekilenlere. Ne yazık belki toparlanırlar diye alttan almalarıma. Ne yazık bir umut hala anne-baba gibi davranmalarını bekleyişlerime. Ne yazık canım eşim can yoldaşımın bunları dert edip akan gözyaşlarına.