Hem kişisel hem de toplumsal sağlımızın temelini beslenme şeklimiz ve tüketim gıdalarımız oluşturuyor. Aslında ne yersek, ona benziyoruz. Sağlıksız besinleri ve yapay gıdaları tükettiğimizde sağlıksız bireylere dönüşüyoruz. Fakat bunun bir çaresi var. O da, hem toplumsal ekonomik değerler hem de sağlık açısından had safhada etkili olan organik tarım.
Organik tarım, üretimde ürün miktarının artmasından ziyade, temiz ve kaliteli ürünlerin devamlılığını amaçlıyor. Böylece tüketici, ihtiyacı olan her an organik ürüne ulaşabilir hale geliyor.
Yapay gübre ve ilaç gibi kimyasalların insan sağlığına zarar vermesinden dolayı organik tarım, tamamen yeşil gübre kullanımını destekliyor ve doğaya ve insana dost üretim teknikleri kullanıyor.
Organik tarımın öncelikli amacı gelecek nesilleri korumak. Çünkü gelecek nesilleri korumak için onlara sağlıklı besinler sunmak zorundayız. Bir çocuğun, gıda maddelerinde kansere neden olan pestisitlerden zarar görme riski, yetişkinlere göre daha fazla olduğu için, çocuğun gelecekteki sağlığı gıdaların doğru seçimine bağlıdır. Bu yüzden uzmanlar organik gıdaların özellikle annelerin ve anne adaylarının tercihi olması gerektiğini söylüyor.
Genele bakıldığında organik ürünlerin konvansiyonel ürünlerden daha pahalı olduğu doğru ama aslında bunun altında yatan bir gerçek var. Konvansiyonel gıdaların görünmeyen maliyetleri hesap edildiğinde, organik gıdalardan daha pahalıya mal oldukları ortaya çıkıyor. Örneğin, konvansiyonel tarımda oldukça çeşitli ve fazla miktarda sentetik girdi kullanılması gerekiyor ve bunların kullanımı sonucu, bertaraf edilmesi problem yaratan tehlikeli atıklar ortaya çıkıyor. Organik tarımda kullanılabilecek sentetik girdi miktarı oldukça sınırlı olduğundan bu tür faaliyetlere ayrılması gereken kaynaklar da konvansiyonele göre çok daha az oluyor.
Bu sebeplerle, organik tarımın yaygınlaşması hem ekonomi açısından hem de toplumsal sağlık açısından oldukça büyük bir önem arz ediyor.
Kaynak:OXXO