Popüler Konu Sevdiğim sözler

“Leyla'nın mahallesindeki köpeğin gözlerini öper Mecnun.
Psikoloğa göre davranış bozukluğu.
Edebiyatçı ise bu davranışın önünde saygıyla eğilir.
Hüküm, kalbi niyet kadar kişiye özel değil. ”

*Nazan Bekiroğlu
 
Birisi kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve kanamaya başlıyor yeniden oluk oluk. Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıyor. O yüzden değil mi içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta gergin ve tedirgin dolanmalarımız?“Anlatsam mı, anlatmasam mı?” kararsızlığımız. “Bu sevgi beni acıtır mı?” kuşkularımız.

Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vaad ettiklerine güvenmeyi sürdürmek ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.

Gabriel Garcia Marquez
 
Keşke içimizdeki bitki örtüsünü çürümeye terk etmek zorunda olmasak.
Kendimizi emanet edebileceğimiz kişiyi bulana kadar canımız çıkmasa. .

*Murat Menteş.
 
 
Sana otuz yedi gün uzaklıkta bir kasabada oturuyorum,gaz lambasının bıraktığı kokuyu soluduğum bir evde…yüz yirmi gün yakınım sesine…düşük voltajla çalışıyor hislerim.
Az kişiyi tanıyor,yaralarımdan sızan sensizliği az kişiye gösteriyorum.öyle anlatıyorum seni öyle tanıyorlar bende bıraktıklarını…her halim yabancı,her halim soğuk ve her halim senden ayrı…
Ne olur bağışla beni istediğimiz biri olmam için çok çabaladım çok kez farklı birilerini çağırdım bedenime.olmadı yapamadım.kötüyüm ben ve bir o kadar ahlaksız.o düzene bağlayamadım ayakkabımın bağcıklarını.küfrederek arınmayı öğrendim.devletin en sevmediği çocuğum bilyelerimi yutunca öleceğim!
Sana otuz yedi gün uzaklıkta yazıyorum bu mektubu söylediğimiz şarkıları dökerek üzerime…ıslanıyorum donuyor sonra yanıyorum…bu kasaba güzel bu kasaba huzurlu.öksürmeden tüttürüyorum sigaramı,kimse sormuyor alnımda yazılı olan kederin sebebini…
Biliyorsun yaşadığın yerde çığlığın sesi yok!avcunun içinde duruyor söyleyemediklerin.ben bağırmayı sevdim susup susup çığlıklar patlatmayı.avucunu sürdün yüzüme söyleyemediklerin duruyor yüzümde…
Okuduğum kitabı aldılar elimden,teker teker söktüler sözcüklerimi ağzımdan…başlayacak devam edecek bir yol bırakmadılar sonra burada dur iyileşeceksin dediler.inanmayı başaramadım.otuz yedi gün koştum uzağa…bu kasaba güzel bu kasaba huzurlu.herkes kötü herkes deli…!ayakkabımın bağcıkları yok üstelik istediğim renge boyuyorum duvarlarımı…
Cinsiyetle sınırlandırılan aşkları,sevgileri yakıp etrafında dans ediyorlar,şarkılar söylüyorlar gülümsüyorlar gülümsüyoruz…
Beyaz gazozumu yudumlayarak düşünüyorum sesini ismimin annemden sonra bir tek senin ağzına yakıştığını…
Aslına bakarsan hala umutluyum. aramızdaki kışın bir gün intihar edeceğine inançlıyım.sana otuz yedi gün uzak mor bir sokaktan sesleniyorum:”ben unutmadım”diye”bu zorunlu bir gidişti”diye


Onur KÖYBAŞI
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…