14 şubattakini anlatayım madem,
sabah şirkete gittim masamda not gülle birlikte; ingilizce bir şiir altındada sevgililer günün kutlu olsun.. ve toplantı odasına gitmemi isteyen bir not . ben arkadaşlarımdan biridir diye düşündüm.
toplantı odasına gittim; kalpli tost kalp kurabiyeler 2 gül sabah kahvaltın prenses yazıyo. şaka gibi :)
neyse 2 saat sonra gerçekten toplantıya girdik... sonra odama döndüm çekmecemi bir açtım, içi gül yapraklarıyla dolu bide harika bi koku. gül kokusu değil farklı bişey yaprakların arasından ilginç bileklik çıktı pırlantaymış kuyumcuya gittim daha sonra(iade ettim tabii ki kabul etmedim kim olduğunu öğrenince). alt çekmecede kocaman renkli bir demet şok oluyorum ben şaka mı bu diye dolaştım tüm gün. akşama doğru yeni bi çiçek geldi abim göndermiş bunu :)) akşam da lavaboya gittim geldim masamda bu kez beyaz gül yaprakları var yanında bi kadeh sıcak şarap kek üstünde 2 mum yanıyo ( not iki mum: sen ya da ben efe ya da umay(ikizlerim), ya da tamamen farklı bilmiyorum :) ) yazılı. hediye paketinden; kırmızı ayakkabı not: cesur kadınım senin rengin: kırmızı) ayakkabıya aşık oldum bu arada ayakkabı zaafım vardır gözlemleyip yapmış.
ofisten çıktım garaja indim arabam pembe balonlarla kaplı.. yaptıklarım hiç değerli şeyler değil senin yanında.. sen beni hergün şaşırtan kadınsın ben seni bi gün şaşırtmışım ne önemi var? seni seviyorum yazılmış arabaya binmeye korktum eve gidene kadar ödüm patladı :)) garaj güvenliğine soruyorum bilmiyoruz biz vardiyalı çalışıyoruz diğer arkadaşlar bilir diyolar delirdim!!
ve bunları nişanlım değil, ofiste benden hoşlanan iş arkadaşım yapmış