Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Hani gitmeler vardır ya,gidersin,
gidersin ama yeniden aynı yere dönersin.
Çare değildir gitmeler.
Şehirden kaçarsın ama kendinden,
yüreğinden,sevdandan kaçamazsın.
Şehir geride kalmıştır ama sevdan aynı yerde durur.
Şehri koparıp attığın gibi atamazsın içindeki yaralı sevdayı.
Bir kez daha gözlerin dolar,
ardına bakıp geride bıraktığın sevgiliye son bir kez bakarsın.
Son bir vedadır,yolun sonunda geride kalan.
Son bir elvedadır,kanayan yürekte tek kalan geriye.
Yollar gidilir... Şehir geride kalır....
Ama yara hep kanar.
Sıcacıktır asla kabuk bağlamaz.
Vurmuştur bir kere soğuk bir el keskin hançeriyle.
Sevda girmiştir zehir gibi kanına.
Şehir geride kalır ama zehir hala kanında akar.
"Kaçtığın sevgili ya da şehir değildir asla kaçtığın kendi yüreğindir aslında."
Adı kaçmakta olsa;
köşede yine seni bekleyen bir sevda ve kanayan bir yara vardır...
Sorarsın kendine kaçtığın şehir mi yoksa yüreğin mi...
ELbetteki sevdanın gücü.''o'' yoksa eğer nereye gittiğinin,kimle olduğunun hiç bi önemi yoktur.kalabalıkta yalnız kalırsın.aslında yalnızda değil bi başına..
bi başınalık nasıl bişeydir bilir misin?dayanabilir misin?
hiÇ kimSe bOŞLuqunu doLduramadı..
çagırSam geLmezmiydi...
yapamadım sensiz olamadım desem...
ey yar ! sensiz olmuyOr....
teseLLi bulamamki
herşeyini alıp gtmişti benden
yüreqını aldı gitti
yüreqimi aldı gitti
kaç geceler sabahı bulmadı
gözyaşım son bulmadı,onsuz olamıyorum iSte..
Beklenen an, geldi... gitmek zamanı... yarımı sende bırakıyorum...
ister alır gelirsin, bende kalirsinister kendi elinde, mezara koyarsin her seyinle kabulümsün....
Bu koskoca Dünya'da,
ALınan Hér néfésin adı Sén,
Hér qüLü$ün AnLamı Sén,
NasiLda AkLima Dü$ürdü $u Rüzqar Séni,
Ah Bir bilsen
...tek korkum seni kaybetmek oldu
ve
kaybettim...
izLedim uzaktan ..
BekLedim qecer Burdan ( die)..
qeLmedi.. qecmedi..
Sustum..Birde Kaybetme korkum var ..
Seni sensiz ne kadar Kaybedebilirim ki..
Sustu..
Sensizliğin ikinci günü bugün gözlerim yine nemli,yüreğim paramparça...
Bende ki bütün duyguları dün gecenin karanlığında kör bir kuyuya içim sızlaya sızlaya attım.
Kırdım sevdanın kalemini dün gece,astım darağacına son bir isteğini bile sormadan...
Sensizliğin ikinci günü bugün gözlerim yine nemli,yüreğim paramparça...
Başkalarının mutluluklarında emanetim..
Göçebeyim...
Durduran yokken,
Canından oldu azrail,canımı ala ala....
bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen..
Bazen oLuyor Saşırıyorum..
SenLe basLarken söze..
Susuyorum..
dizLerimin arasinda kafam süreqLi..
BunLar SenLi dü$ünceLer ( die ) qeci$tiriyorum..
AsLında kendimi Kandırıyorum..
biLiyorum..
Susuyorum..
kaç savaşlar verdim uqruna
kaç hayat feda ettim
kaç yenılqı yaşadım
kaç zafer
Gözlerimden akan yaş değil , sensizlik yağmurları,
Sigaramdaki duman değil ,her nefeste sensin ciğerlerime çektiğim..
içtiğim şişelerden değil sensizliğin sarhoşuyum..
Bıraktın beni yalnızlığa,ıssız karanlıklara GİTTİN!!
yetmedi gidişin, kalan benide yitirdin,bende GİTTİM!!
Nereye gitsem sensizlik gurbetim,yol tükendi ben tükendim.
Bahar olsun artık kışım ,can tükendi ten tükendi,
Kime baksa gözlerim sen oluyor,hangi kokuyu sürsem sen kokuyor.
GELL!!!!! Sevdiğim GELL!!!!!sessizliğime ses VERR!!
Yaralarım hergün daha çok kanıyor, ,
Çocuk gibi ağlarım ,sevince boğulursa yüreğim,
Hadi , şimdi , çık, GELL!! Yarın olmasın,yarın geç..
Sana süslendim , sana bezendim , ama sen; SENN!!
Biliyorum gelmeyeceksin YİNE ,hiç gelmediğin gibi …
Ama bir umut dedim, belki dedim, bir gün dedim GELİRSİN…
Neden diye başlayan kaç cümleye daha misafir olacağımı bilmeden, kabullenememenin verdiği yıkık dökük bir ruh hali ile senden sensizliğinden kurtulmanın çözümlerini arıyorum. Anlamsız bir savaşın ortasında, sana olan düşkünlüğünün zaafı ile esir alınmış bir yüreğin son feryatlarını boşluğa bırakıyorum, yitik melodiler eşliğinde.
Bir boğuşma sendromunun meydana getirdiği bir kaosta, hatıraları rüzgarla savurarak seni yüreğimden azat etmenin telaşı ile;benim sendeki,senin yüreğimdeki esaretini sonlandırmanın mücadelesini veriyorum kaç zamandır.
Sen çok uzaklarda başka yüreklere fetihlere yolculuk ederken, ardında bıraktığın enkazın izlerini silip, yeni doğan güne taze umutlar biriktirmekteyim.Ne bekliyordum ki sanki;hep böyle olmadı mı zaten,aşkın yükünü tek kişilik çektiğim gibi ayrılığın yükünü de bana yükledin,payıma düşürdüklerin hep hak etmediklerim oldu.Üzülme,kederlenme,mutlu ol diye ne çok tüketmişim kendimi meğerse.
Seni çok sevmem
Zamansız,derin yaralara sebep
Beni en çok kahreden
Çok seviyorum derken sırtını dönüp gitmen
Zoruma giden
Beni yarımsız,yarınsız bırakman
Bahanelerin ardına sığınmam
Savunmasızlığımdan,yalnızlığımdan,çaresizliğimden
Bunu söylemek zor ama bil ki; her şeye neden olan sen,nedensizliklerin içinde boğulan,lal olmuş dillerle,yüreği darmadağın geride kalan ben..
Yaşadıklarımı yok saysam, bu vedayı hiç sorgulamasam, mevsime ayak uydurup hüzünlerimi hazandandır diyip es geçsem,her şeyin oyun olduğu bir dünyada yalandan zaferlerle kendimi avutsam geçer mi ki bu yaralar;
Sanmıyorum..
Resimleri yakmak anıları seni yok etmeye yetmiyormuş,bir Sezen Aksu şarkısında ki hüzün gibi nota nota çöküyor sensizlik her hücreme,uyumaya da cesaret edemiyorum düşümde karşıma çıkarsın diye.
Ve ben;
Ağlamaya mecali olmayan gözlerle
Sitem yükünü satırlara yüklemiş cümlelerle
Sol yanımı kaplayan bir hiçliğe
Kocaman yalnızlıklar büyütüyorum sol yanımda
Ya sen;
Umarsız
Pervasız
Can yakan
Gidişler saklıyorsun hala cebinde..
Yüreğimin en sessiz harfiyle sesleniyorum sana.
Sen yine aşka sağır susuşunla,
Şiirimden kanıyorsun.
Oysa kanayan gözlerimde seni taşıyorum bilmiyorsun.
Kelimeler batarken kuytularıma,
Gözlerimdeki hazandan eylül kokusu getirdim sana.
Yalnızlığıma biriktirdim seni
İsmini düş yaptım kendime..
Sende tutsak oldum içimin zindanlarına,
Sen avaz avaz koşarken ayrılığa,
Ben en sessiz cümlelerimi ayırdım yalnızlığıma
Noktalarımdan yakaladı hayat,
Ayaklarıma takıldı düşler ve sözler.
Sana kelepçeli düşlerden zaman ördüm,
Çığlık çığlığa susuşunla bir değil binlerce öldüm.
Damarlarımdan çekildi sensizlik,
Bir sürgün başladı içime.
Yanıp yanıp kül oldum sana,
Ayrılığına savrulup dem vurdum aşka..
Şimdi en siyah bir gecede,
Sözler kaçıyor bir bir sessizliğe,
Hüznün yağmurunda buluşuyor ayrılığın taneleri.
Yine şiirime sen bulaşıyor.
İklimime sen düşünce , ben üşüyorum.
Soğuğunda erirken, bir köz oluyorum..
Susuyor saatler zaman terk ediyor beni.
Bense hangi mevsime dönsem; sen estiriyor bu şehri.
Nereye gidersem gideyim, kaçış yok biliyorum,
Seni ardımda bırakmadıkça,
Söküp içimden gitmedikçe,
Sende başladığım her yol sana çıkıyor.
Kendimden vazgeçiyorum öyleyse,
beni bırakıp ardıma gidiyorum.
Meçhullerin sürüklediği bir hayatı bırakıp avuçlarına
Gömüyorum tüm şiirleri aşka,
Senden, benden geçip gidiyorum zamansızlığa !...
Şerefsizliğin adil olduğu bir oyunda baş rol oyuncusuyum şimdi..
Zamansızdı kanayışlarım ..
sana susamalarım ..
bir yabancıya değil de sana sarılmak isteyişlerim ..
yanlış kişideydi aşka uyanışlarım ..
''sus yüreğim dön uykuna .. ''
Soğuk mu bensiz oralar .. bilirim üşürsün sen .. sıkı giyinmezsin .. Sıcak bir şeyler içiyor musun ? çayı da sevmezsin sen ..
zehir gibi kahveyi içiyor musun hala ..
Sahi ayrılığın tadı ulaşmadı mı daha damağına ..
Başka kollarda sabah demlenmelerin rahat mı ?
bir anlık da olsa gelmiyor mu aklına gülüşlerim ..
yoklar artık ..
Kelimelerin tükendiği an geldi sanırım ..
işe gitme saatin ..
başka kollarda başka bir sabahtan günaydın ..
Dudağımda kalan yarım kalınmışlığın , haz alınışların , kırılganlığın , şerefsizLiğin dudak izleri var ..
Öznesi değişti cümlenin._di li geçmiş zamanlar şimdiyi kucakladı,
'Gidiyorum sevgili..............
Yüzleşma vakti zaman...Kaçmadan yakalamalıyım.Vicdanım lal,iyi hal için sebep arayışında.
Yüreğinin etrafına duvarlar örmüştün,hala küçük bir kızım ya,yaramazlık işte...
Çıkmaya çalıştım duvarlarına,her seferinde düştüm...Düşlerim düşüşlerim oldu yine...
Sessiz sinemanın karşılıklı oyuncularıydık,sen geçmişi anlatıyordun.ben geleceği;sen hayatı deniyordun içinde,ben deneme yazıyordum içimden;
ne ben derman olabildim geçmişine ne de sen umudum olabildin geleceğime....Biz sadece bugünü öldürdük...
Bugünse 'biz' i ...
Sitem etme,bırak yazma..
Sadece;
Sadece geceyi yırt yüreğim,ışık saçılsın yollarıma...
Ne başka bir gözde,ne başka bir seste ne de başka bir tende arayamam bundan sonra sende ki huzuru!
İyi ki varsın...
Ne senden sonra,ne seninleyken ne de sensizlikten ağlamam bundan böyle...Çünkü sen yüreğimle sevdiğimsin!
İyi ki varsın...
Yanındayken,omzundayken,gönlündeyken,uzaktayken,yü reğindeyken bile hasretini çektiğimsin..Sevgimdensin!
İyi ki varsın...
Umudumsun,huzurumsun,sevdiğimsin,öldüğümsün,hayatt a kalışım,yaşama çırpınışım ve sen yüreğimle beraber sırdaşımsın!
Karşıma cıkmasını hep beklediğim biri vardı,hayattaydı,beni arıyordu o da belki...Sonunda buldu..Çok sevdi..Ama hep kaçtı..Sevmekten korktu..Çok sevmekten..Çok sevdi sonunda..Artık kucak açmış koşuyordu..korktuğu şeye koşa koşa geliyordu..Aşk'a!!!Artık bende onun için umuttum,huzurdum,Soluyordu beni içine hayattım ben...Mutluyum,huzurluyum..bu yüzden senden önce ki herşeyi unutmuşluğum!
Mutluluk onun adının, Onlu anların yanına yakıştırılmıştır çünkü. Ondan öteye giden tüm yolların yolsuzdur bir bakıma. Sesler susuşa yaraşır sadece, kahkahalar feryatlara.
Layığı gözyaşıdır belki tebessümlerin, lakin and içmiştir gözüne sevinçten öte yaş koymayacağınna. Ağlasa bir türdür, gülse bir tür.
Yaşamın tüm anlamları bir tek onda bir olmuştur. Yaşamın ta kendisi derler ya hani, adı o olmuştur.
Senaryosunu yazma şansı eline verilseydi yaşamın, kesinlikle farklı şeyler yazardı ya hani, yok böyle birşey... An; gelir, yaşanır, yıpratır ya da taçlandırır, sonunda yaşlandırır. "Yaşlanmayı" onla yaşlanmak olarak dilersin taa içten. Demeye, dillendirmeye de çekinirsin bunu.
"An" gelir, gidişlere gebe olur varlığı yaşamın ta kendisi bildiğinin. Yutkunmaya çalışırsın boğazın düğüm düğüm, adına dersin ölüm... Susarsın. Ağlasan bir türdür, zaten gülemezsin.
En çok bilmedikleri korkutur ya insanı, dolar etrafın karabasanlarla. Senin ilacın belli aslında. Bir sorudur... Cevaptan belki yoksun, belki doludur... Lakin yokluğu düşünmek, yaralara yoldur. Sızıları duyulmaya başlar kanamaların, iflah olmaz dereler yaralar için. Ama sen bilirsin geçer... Ama gidişin dönüşü olursa.
Sormaya çekinirsin gidişe giderken, bu çekingenlik sırf bilmediğinden:
"Gelirsen geçer,
Gelecek misin?"
Yaşarsın, görürsün... Görene kadarsa, kanadı kırık kalır mutlulukla başlayan cümlelerin.
Aşıksındır... Bellidir... "Aşık, yaşamın ta kendisidir." sanırsın. Dedim ya az önce de;
Hayata dair küçük bir not..
Hayat..
Korkulu yağmurlarını serpme üzerime
Mutsuz olmakla tehdit etme
Zaten yalandı gösterdiğin izler
Hayat, zorlama..
Düşmeyeceğim dipsiz kuyularına
Hoşçakal demeyeceğim sana
Silinmemişken çizgiler daha
Vazgeçmeyeceğim senden
Hala edilmemiş dualarım varsa dilimde
Ve bir bebeğin gülmesiyle gülüyorsa dudaklarım
Kirpiklerimi ıslatacak kadar kaldıysa gözyaşlarım
Vazgeçmeyeceğim senden...
Hayat..
Dikenli bir hasır üzerinde
Uyumak gibi olsada her yıkılan krallığım,
Son şehidimi vermeden
Ve akıtmadan kendim kanımı
Ve bir destan yazmadan
Gitmeyeceğim senden
Savaşacağım gerçeklerinle..
Hayat..
Güldürme beni, nedir silahın söyle
Fakirlik midir silahın
Bir babanın alın teriyle yıkarım seni,
Küflenmiş ama helal bir ekmeğin verdiği toklukla
Ezer geçerim üzrinden.
Hayat, söyle..
Karanlık mıdır silahın
Komik olma
İnancımla kıvılcımlar oluştururum
Ve dua eden küçük çocukların
Nefesleri değer kıvılcımlarıma
Yanarsın kül olana kadar
Ve ışık olursun karanlıkta kalmışlara
Yalnızlık mı diyorsun
Hala biri varsa beni avuçlarına alacak
Hala birilerinin gönlünde bana yer varsa
Ya da girebiliyorsam birilerinin damarlarına
Akabiliyorsam özgürce, bağımlılık yapabiliyorsam
Unut bunu, vuramazsın beni bu silahınla
Hayat
Kısacası bana karşı şansın yok
Hiçbir silahın işlemez yaralı yüreğime
Hiçbir silahın öldüremez benliğimi
Beni ben vurmadıkça
Beni ben vurmadıkça....!
Acıyı dizimdeki yara zannetseydim
Yangınları sadece ocaktaki ateş bilseydim
Aşkı annemin sevgisi
Sevdayı oyuncaklarıma düşkünlüğüm görseydim
Çocuk olarak kalsaydım keşke
Siyahı bilmeseydim renk olarak
Mavi benim oyun rengim olsaydı
Gökyüzündeki bulutlara hüzünle değil
Neşeyle bakabilseydim
Hayallerim oyunlardan ibaret olsaydı
Çocuk olarak kalsaydım keşke
Bağıra bağıra ağlasam
Kahkahalarla gülebilseydim
Yoruluncaya kadar koşsam
Uykuya çok çabuk dalabilseydim
Çocuk olarak kalsaydım keşke
O zaman geceyi tanımaz
Ay’la aramda bir sihir olmazdı
Yarını düşünmeden yaşasaydım
Ölümü ise derin bir uyku bilseydim
Çocuk olarak kalsaydım keşke
Çıkarın ne demek olduğunu bilmeseydim
İki yüzlülüğü duyduğumda
iki tane surat demek mi diye sorsaydım
Tüm hazinem misketlerim
Tek dostum oyuncak bebeğim olsaydı
Çocuk olarak kalsaydım keşke
Hayata masallardaki pencereden bakabilseydim
Büyükler beni tatlı yalanlarla avutsa
Mutluluk kağıt helvamdan aldığım bir ısırık olsa
Ağladığımda, içi yanan annem olsa hep yanımda
Korkuyu yıldırım ve gök gürültüsünde bıraksam
Gözlerimdeki çıldırtıcı masumluk hiç yokolmasa
Ben hep masum kalabilsem
Ben hep mutlu olabilsem
Hiç büyümesem hep çocuk kalsam
Keşke...
Keşke ...
Çocuk olarak kalsaydım ...