Sinema Günlüğümüz

Angel-A'dan keyif alamayan bir ben varım galiba:( Başlangıcı çok iyiydi sonra gayet sıradan bir hikayeye dönüştü. Uzun bacaklı hatunla ilgiyi toplaya çalışmış sanki. Bu filmi sevenlere It's a wonderful life'ı şiddetle öneririm. Genelde dramatik filmler, mutsuz sonlar beyinlere kazınır ya bu film insanı müthiş iyi hissettiren ve aklınıza her geldiğinde aynı şeyi hissettirecek bi sona sahip. Angel-a'yı sevememe nedenim de bu sanırım, hikaye farklı gelişse de aynı duyguyu, bir melek dokunuşunu, çok daha başarılı bir şekilde işlemesiydi.
 
Kytice
2000, F.A Brabec, http://www.imdb.com/title/tt0239102/

Haneke'nin üzerine tam da böyle bir film izlemem gerekiyordu. Film, K. J. Erben'in kitabından uyarlanmış, 7 Çek masalının anlatısı. Müthiş bir görsel şölen, renkler, ışık, müzik insanı alıp götürüyo, tam meditasyon havasına girerken hikayeler karanlıklaşıyor.. Film fazla bilinmediği için türkçe altyazısı bile yok, ingilizce anlayabildiğim kadar malesef neyse ki çok söz yoktu. Masal olduğu için fazla didaktik sonuçlar seriyor, hikayeler birbirine çok girift değil -hem masalları hem de dili bilmediğimden tam çözememiş de olabilirim- ama gözünüzün önünden muhteşem kareler geçmesini istediğiniz zaman aklınızda bulunsun.

guvastanema 5
 
prensesin.uykusuyum .!.:
guvastanema bakıyorum da tüm gün film izliyorsun :)
yoğunlukların azalmış sanırım, adına sevindim.
Genişletmek için tıkla...

ahahah:) bugün misal 8 saat çalıştım ama insan günde 18 saat çalışmaya alışınca şu saat erken geliyo, uyuyamıyorum, iyi bişey mi kötü bişey mi bilemedim:) artık eskisi kadar da yoğun çalışmıycam, müthiş açlığımla başbaşayım, izledikçe daha da eksik hissediyorum kendimi:(
 
Les Quatre Cents Coups:okul,aile ve arkadaş kavramlarını oldukça başarılı anlatan bir film.

Smultronstället:Antantis'in yorumu ile izlemeyi hep düşünüp,bir süredir ertelediğim film. yalnızlık duygusuna odaklanmış bir klasik izlenimi veriyor. Lynch'in The Strait Story'sini nasıl da anımsatıyor!

Orchidea:3
 
Happythankyoumoreplease (2010)

Az biraz Woody Allen tarzı, ilişkiler irdelenmiş, New York tutkusu da var. İzledim geçti gitti, iki üç gün sonra herhangi bir sahnesi kalmaz aklımda.

pinaranip: 6
 
Frankenweenie
1984, Tim Burton Frankenweenie (1984) - IMDb

Dekalog 1
1989, Kieslowski, Dekalog (TV mini-series 1989) - IMDb

Frankenweenie, Tim Burton'ın Walt Disney için çektiği çocuk filmi:) Fazla korkutucu bulunduğu için kovulmuş bu filmden sonra:) ince espriler ve korku öğeleriyle doldu 25 dakikalık harika bir filmcik. Dramatik bir son beklerdim haliyle ama Burton amcamız çocukların ruh sağlığını düşünerek iyimser bitirmiş filmi olsun yine de çok tatlı, izlemeyen varsa kaçırmasın. Edward Scissorhands tadı var. Uzun metrajını da çekecekmiş seneye.

Dekaloglar 10 filmden oluşan bir Kieslowski eseri, uzun zamandır giriş yapmak istiyordum, nihayetinde indirdim. Konusunu tevrat'taki 10 emirden alıyormuş. Birinci film harikaydı. Tv için çekildiği için 50 dakika. Bu ikisini tek film geçmek istedim.

guvastanema 6
 
Mirrormask:Sevgili Dulciana'nın ankete koyduğu alternatif filmlerden biri. fantastik öğeleri sevmem bakımından hemen izledim ve iyi ki de izlemişim. Sembollerin de başarılı kullanıldığı bir film olmuş.

Orchidea:4
 
orchidea .!.:
neden siyah beyaz olmasını bu kadar sevdim emin ol ben de anlamadım ama sanki filme bir doğallık,bir hayata bağlılık katmış gibiydi.

geçen ayın filmlerinden etkilendiğim bir de Skammen vardı.İngmar Bergman filmlerini üst üste izlediğim zamanlardan. insan ilişkilerinin nasıl da ince bir ipliğe bağlı olduğunu,çözülmenin de nasıl acımasız olabileceğini çok iyi anlatmıştı film.
Genişletmek için tıkla...

Siyah beyaz konusunda keşke senin gibi hissetseydim. Film boyunca bir tek onla cebelleştim :)) O konuda cidden tam ters etki yapmış :D

Filmin konusuna bakınca aklıma direkt Das Experiment geldi :) Kaydettim, elbet birgün izlerim :)

Ben de daha çok ayın sonunda izlediğim güzel filmleri yazmışım. Tangled, Micmacs ve Cyrus da çok güzeldi. Haksızlık etmeyeyim filmlere :)

MirrorMask i izlemene çok sevindim. Listemde en az o filmi hatırlıyorum, o yüzden de en çok onu izlemek istiyorum bu hafta. Çok etkileyici ve görsel olarak çok zengin olduğunu hatırlıyorum.

guvastanema .!.:
Angel-A'dan keyif alamayan bir ben varım galiba:( Başlangıcı çok iyiydi sonra gayet sıradan bir hikayeye dönüştü. Uzun bacaklı hatunla ilgiyi toplaya çalışmış sanki. Bu filmi sevenlere It's a wonderful life'ı şiddetle öneririm. Genelde dramatik filmler, mutsuz sonlar beyinlere kazınır ya bu film insanı müthiş iyi hissettiren ve aklınıza her geldiğinde aynı şeyi hissettirecek bi sona sahip. Angel-a'yı sevememe nedenim de bu sanırım, hikaye farklı gelişse de aynı duyguyu, bir melek dokunuşunu, çok daha başarılı bir şekilde işlemesiydi.
Genişletmek için tıkla...

Andre yi oynayan oyuncu özel olarak keyif vermediyse niye öyle hissettiğini anlayabilirim. Ana faktör oydu bence :) Uzun bacaklı kadını izlerken ilgi toplamak için değil de, izleyice farklı, özel bir görsellik sunumu için olduğunu düşünmüştüm. Karaktere uygun olarak... It's a wonderful life'ı kaydettim. Eminim ki çok seveceğim :)

18 saat çalışmak dile kolay :( Geçmiş olsun. En az 6 saat uyu günde :)
 
Sinema Günlüğümüz
26 Mart 2011 - 25 Nisan 2011

1.Dulcinea.................................. 1
2.Pinaranip................................ 6
3.orchidea ................................ 4
4.prensesin.uykusuyum ............. 1
5.guvastanema ......................... 6
6.atlantis .................................
7.Tryamor ...............................
8.Revolucion ............................
9.PrensesPeri ...........................
10.Liza ....................................
11.asmin .................................
12.katrem ...............................
13.Nihil....................................
 
Son düzenleme:
underground:film günlerinin seçilen filmi olduğu için detaylı yorum yapmak istemiyorum.

La Mome:Fransız şarkıcı Edith Piaf'ın hayat hikayesini anlatan başarılı bir biyografi örneği. Bol miktarda Edith Piaf şarkılarıyla kulaklara da güzel bir şölen oldu.Benim gibi Fransız filmlerini ve müziklerini sevenlere tavsiye edebilirim.

Orchidea:6
 
Saw : 5. izleyişim oldu yanlış hatırlamıyorsam. Çok sevdiğim bir filmdir. Ve her izleyişimde tüylerimi ürpertir. Bazen aslında burası olmamış, saçma vs. gibi düşünceler içine girmiş olsam da o küçük eksilerin filmin bütünündeki başarısında olumsuzluğundan söz edilemez. Her seferinde vaayyy beeaaa demekten alamıyorum kendimi. Kurgusu, atmosferi, olayların ne yönde ilerleyebileceğini tahmin ettiğimizi sanarken bizi ters köşeye yatırmasıyla çok takdir edilesi buluyorum.

Tryamor : 1
 
Shaun of the dead:zombi filmleri gibi bir merakım olmasa da sinema günlerine taşınınca izlemek istedim. oldukça eğlendim ve yer yer gerildim bile denebilir. hoş vakit geçirmek için güzel bir film tavsiyesi olabilir.türün müdavimleri tabii daha güzel yorumlayacaktır.

The Cabinet of Dr. Caligari:1919 yapım sessiz film,korku-gerilim filmlerinin ilk örneği olarak kabul ediliyor. ilk defa sessiz film izledim ve ilk 15-20 dk adapte olmam açısından zorlu geçti. ancak sonrasında pek çok filmin çıkış noktası olduğu için kurgusunu çözüyorsunuz. ancak yine de o dönemde yarattığı etkiyi düşünüyoum da,gerçekten orjinalmiş. filmdeki makyajlar ve mimikler mükemmeler. sözcüklerin olmadığı bir dünyada beden dili ile jest ve mimiklerin anlatımı daha bir ön plana çıkıyor.

One Flew Over the Cuckoo's Nest:özlediğim ve bazı detaylarını yeniden hatırlamak istediğim için tekrar izlemek,tazelemek istedim. ilk izleyişim olmadığı halde jack nicolson yine beni büyüledi oyunculuğuyla.

Orchidea:11
 
orchidea .!.:
underground:film günlerinin seçilen filmi olduğu için detaylı yorum yapmak istemiyorum.

La Mome:Fransız şarkıcı Edith Piaf'ın hayat hikayesini anlatan başarılı bir biyografi örneği. Bol miktarda Edith Piaf şarkılarıyla kulaklara da güzel bir şölen oldu.Benim gibi Fransız filmlerini ve müziklerini sevenlere tavsiye edebilirim.

Orchidea:6
Genişletmek için tıkla...

orchidea .!.:
Shaun of the dead:zombi filmleri gibi bir merakım olmasa da sinema günlerine taşınınca izlemek istedim. oldukça eğlendim ve yer yer gerildim bile denebilir. hoş vakit geçirmek için güzel bir film tavsiyesi olabilir.türün müdavimleri tabii daha güzel yorumlayacaktır.

The Cabinet of Dr. Caligari:1919 yapım sessiz film,korku-gerilim filmlerinin ilk örneği olarak kabul ediliyor. ilk defa sessiz film izledim ve ilk 15-20 dk adapte olmam açısından zorlu geçti. ancak sonrasında pek çok filmin çıkış noktası olduğu için kurgusunu çözüyorsunuz. ancak yine de o dönemde yarattığı etkiyi düşünüyoum da,gerçekten orjinalmiş. filmdeki makyajlar ve mimikler mükemmeler. sözcüklerin olmadığı bir dünyada beden dili ile jest ve mimiklerin anlatımı daha bir ön plana çıkıyor.

One Flew Over the Cuckoo's Nest:özlediğim ve bazı detaylarını yeniden hatırlamak istediğim için tekrar izlemek,tazelemek istedim. ilk izleyişim olmadığı halde jack nicolson yine beni büyüledi oyunculuğuyla.

Orchidea:11
Genişletmek için tıkla...

canım sayıda mı bir problem var yoksa izlediğin filmleri mi yazmayı unuttun.. Ben şimdilik 9 diye geçiyorum, yanlışsa düzeltirim.
 
Sinema Günlüğümüz
26 Mart 2011 - 25 Nisan 2011

1.Dulcinea.................................. 1
2.Pinaranip................................ 6
3.orchidea ................................ 9
4.prensesin.uykusuyum ............. 1
5.guvastanema ......................... 6
6.atlantis .................................
7.Tryamor ............................... 1
8.Revolucion ............................
9.PrensesPeri ...........................
10.asmin .................................
11.katrem ...............................
12.Nihil....................................
 
Paha maa (2005)

Finlandiya daki kelebek etkisi. Aku Louhimies yönetmen.

Body of Lies (2008)

Ridley Scott yönetmen. Leonardo DiCaprio ve Russell Crowe birarada. Her zamanki gibi Russell ağbimiz en gıcık tipi oynuyor. Leonardo ise bir kahraman. Amerikalı askerler CIA OrtaDoğu da, isyancıların peşinde.

Kaybedenler Kulübü (2011)

Tolga Örnek yönetmen. Farklı sahneler. Yaptıkları felsefe çok eskilerde kaldığı için sıkıldık ettik, arada güldük. Koltuktaki ağbiye bayıldık. Nejat Isler ve Yigit Özsener kendilerince aşmış ağbileri oynamışlar.

At (1982)

Ali Özgentürk yönetmen. Genco Erkal ın gençliği, köyden şehire oğluyla gelir, tek amacı oğlunu okutmaktır.

Ben X (2007)

Nic Balthazar yönetmen. Finlandiya da geçmektedir. Ben farklıdır. Bu farklılığı tabii ki insanları rahatsız eder. Devamlı alay konusu olmaktan sıkılır, annesi ve babasıyla çözüm aramaktadırlar. Greg Timmermans ın oyunculuğu büyülüyor. Harikaydı.

pinaranip: 11
 
El espinazo del diablo
2001, Guillermo del Toro The Devil's Backbone (2001) - IMDb

Pan'ın Labirenti'nden sonra yönetmeni takip etmek istedim, atlantis de film hakkında güzel yorumlar yapınca listeme eklemiştim. Fantastik, iç burkan bir hikaye. Ben çok sevdim, yönetmeni takibe devam:)

Underground
1995, Emir Kustrica, Underground (1995) - IMDb


guvastanema 8
 
The Adventures of Huckleberry Finn - Mark Twain'in romanından uyarlama. Eğlenceli bir film. Ama dev ekranda izlemek gerekiyor zevk almak için bence.

Tryamor : 2
 
Cevap yazabilmek için giriş yapmalı veya kayıt olmalısınız.

Benzer Konular

H
İsimde kararsızlık. Kızlar yardımcı olur musunuz?
2
Yorumlar
23
Görüntüleme
420
Cereser
Cereser
E
İleri yaşta olup tüp bebek yaptıracaklar
Yorumlar
5
Görüntüleme
545
oznurz
O
G
Dış gebelik mi ? Normal gebelik mi ?
Yorumlar
4
Görüntüleme
742
grsn
G
S
KPSS 2026 İLE İLGİLİ HERŞEY!
Yorumlar
9
Görüntüleme
541
SimoneMary
S
Melek_kizim
sonunda Mide balonu taktırdımmm
Yorumlar
12
Görüntüleme
430
Melek_kizim
Melek_kizim
Back
X