- 20 Ocak 2023
- 227
- 618
- 18
- Konu Sahibi BeatrixKiddoo
-
- #121
Bence yanlış bir korku, hayatımızı el alemin ne der demesine göre yaşayamayız, evlilik ciddi bir şey, alacağınız yanlış bir karar tüm hayatınızı etkiliyor, kötü giden hayal ettiği evliliği yaşayamayan bir sürü kadının ne özgüveni kaldı ne psikolojisi.
Nişanlıyken ayrılmak evlendikten sonra ayrılmaktan çok daha kolay üstelik, biz kadınlar gerçekten çok duygusal ve çevrenin ne dediğine aşırı önem veren canlılarız, duygusallığımız yüzünden kötü eşe bile bağımlılık geliştirip çocuk da varsa çocuğum var savunmasının arkasına sığınıp boşanmaya korkuyoruz, nişanlıyken de bunu yapan var gerçi, emek verdim deniyor, her şey hazır el aleme ne derim deniyor, evlenince düzelir deniyor, kendi elimizle kendimizi mutsuzluğa mahkum ediyoruz.
Kadın kendine değer verecek, ben o kadar değerliyim ki böyle bir aileyle yaşamaya mahkum edemem kendimi diyecek, adamın olumsuz yanları fazlaysa pollyanna olmayacak, kaç erkek kadın için kendini değiştiriyor? Bir elin parmaklarını geçmez ama kadın erkek için çevresini, yaşam tarzını, karakterini bile değiştiriyor, çalışıyorsa sırf eş istedi diye işten çıkıyor, neden hayatınızı bir erkeğin eline bırakıyorsunuz?
Erkek sizi olduğunuz gibi sevsin, olduğunuz gibi kabullensin, evlenmek değişmek değildir ki beraber gelişmek demektir.
[ Bir elin parmaklarını geçmez ama kadın erkek için çevresini, yaşam tarzını, karakterini bile değiştiriyor, çalışıyorsa sırf eş istedi diye işten çıkıyor, neden hayatınızı bir erkeğin eline bırakıyorsunuz?
Erkek sizi olduğunuz gibi sevsin, olduğunuz gibi kabullensin, evlenmek değişmek değildir ki beraber gelişmek demektir.[/B]
İster evlilik birliği içinde ister boşanınca ebeveyn olmayı başaramayacak çiftler hiç çocuk sahibi olmamalı, ayrılmak çocuklardan vazgeçmek değildir ama bizim toplumda boşanan çocuğunu da boşuyor sankiÇocuk konusu benim de arada kaldığım bir konu. Gerçekten çocuğu siper etmek mi yoksa çocuğun iki ebeveynle yaşama hakkını almak mi? Kendimde de arada kaldığım oluyor
Çünkü boşanan çiftlerde ebeveynlik olgunluğu olmuyor. Bakın bugünkü post adam nişanlısının oğluyla aynı odada bırakıyor, nisanina götürmeye kalkıyor. Çocugu pedagoga götürelim diyen yok.
Kendimden bağımsız kuzenimde de aynı şey var. Erkek, artık karısını sevmiyor. İki taraf da kabullendi. Ama bosansam karım 3 çocuğu alır memleketine gider. Çocukları göremem, verdiğim para da karısının sorumsuz kardeşine benzin parası olur. Büyüyene kadar böyle diyor. Aaa yok çocuklar senin mutsuzluğun hisseder klisesini söyleyemiyorum bu durumda. Çevreden vs cekinecek bir adam değil.
Bu işleri çocuk olmadan önce düşünmek lazım. Çocuk olunca boşanma konusundaki kriter hangisi çocuğum için sağlıklı ortam diye düşünmek lazım galiba? Tabi ki dedigim çocuk var diye psikolojik, fiziksel şiddete boyun eğmek değil.
Kesinlikle doğru ama çok düşkün baba olsa da başka kadınla evlenince o düşkünluk kimi zaman azalıyor. Anası olmayanın babası olmazmış diye bir laf var ya. Onun doğruluk payının olduğunu dusunuyorum. Ama kalan konularda haklısınız. Beni foruma getiren konu da bu konudaki ikilemimdi zaten. Hala düşünüyorum ama en azından buranın bana katkısı boşanmadaki tutucu tavrımi azaltmak oldu. Ama hala ikinci evliliğe sıcak bakmıyorum:)İster evlilik birliği içinde ister boşanınca ebeveyn olmayı başaramayacak çiftler hiç çocuk sahibi olmamalı, ayrılmak çocuklardan vazgeçmek değildir ama bizim toplumda boşanan çocuğunu da boşuyor sanki
Siz veya okuyan diğer arkadaşlar farklı düşünüyordur saygı duyarım ama ben çocukların bahane edildiğini düşünüyorum, gerçekten baba olmayı bilen birisi çocuğu doğduğu andan itibaren kendisini belli eder, çocuğun beslenmesi, uyutulması, sağlığı, her şeyiyle birebir ilgilenir böyle adamların binde biri boşanınca çocuğunu da gözü görmez ama öte yandan bebek doğunca annenin kucağına atıp baba olmayı sadece para kazanıp getirmek zannedenler boşanınca da baba olmayı beceremez, bunların bir kısmı boşanırken çocuk için ayak diretir o da çocuklarını düşündüklerinden değil kadından intikam almak içindir yani en azından bana göre öyle.
Ortada mutsuz bir evlilik varken boşanmanın çocuğun anne babasıyla yaşama hakkının elinden aldığını düşünmüyorum, mutsuz bir ailede büyümek çocuğun psikolojisini derinden etkiliyor, evdeki sevgisizlik çocuğu dış dünyada olmadık insanlarda sevgi aramaya itiyor.
Çocuk erkek düzelir diye yapılmamalı veya mutsuz bir evliliğin içine doğmamalı, genelleme olmasın çok başka sebeplerle uyuşturucu batağına düşen çocuklar da var ama bugün sokaklarda yatan, uyuşturucu madde kullanan çocuklar mutlu aile çocukları değil.
Bir laf diyeceğim ama ağır mı kaçacak bilemedim :))) Karakteri oturmuş biri baba olursa isterse 10 defa evlensin her evliliğinden çocuğu olsun hepsini her zaman sever sahip çıkar ama karakteri olmayan biri baba olursa tek çocuğuna bile sahip çıkmaz.Kesinlikle doğru ama çok düşkün baba olsa da başka kadınla evlenince o düşkünluk kimi zaman azalıyor. Anası olmayanın babası olmazmış diye bir laf var ya. Onun doğruluk payının olduğunu dusunuyorum. Ama kalan konularda haklısınız. Beni foruma getiren konu da bu konudaki ikilemimdi zaten. Hala düşünüyorum ama en azından buranın bana katkısı boşanmadaki tutucu tavrımi azaltmak oldu. Ama hala ikinci evliliğe sıcak bakmıyorum:)
Ben o işten çok emin değilim. Bazen de kadın çocuğu silah olarak kullanıyor tabi.Bir laf diyeceğim ama ağır mı kaçacak bilemedim :))) Karakteri oturmuş biri baba olursa isterse 10 defa evlensin her evliliğinden çocuğu olsun hepsini her zaman sever sahip çıkar ama karakteri olmayan biri baba olursa tek çocuğuna bile sahip çıkmaz.
Benim karakteri olmayan bir akrabam vardı adam defalarca evlendi bir o kadar da beraber yaşadığı kadınlar oldu, hiçbirinde boş geçmedi hepsinden çocukları oldu valla şu an kaç çocuğu var bilmiyorum ben en son 6. çocuktan haberdarım, çocukların hepsi annelerinin yanında babaları asla ilgilenmiyor, böyle bir adamı nasıl sevip evlendiler bir de çocuk yaptılar onu da anlamıyorum ya neyse
2. Evlilik tercih meselesi, yine de çok kesin konuşmamak gerekir, hayat bu insana ne getireceği belli olmuyor, öyle biri çıkar ki insan gibi insandır tüm düşüncelerinizi değiştirir.
Bu benim annemin bakış açısı. Bana aktardığı da bu. Sakın evlenmiş olmak için evlenme der her zaman. Eski nişanlımdan da ayrılık sürecinde annem çok yanımda oldu, destekledi. Çok şükür ki doğruyu buldum, doğru bir karar verdim. Kesinlikle yalnız kalma korkusu, elalem ne der korkusuyla evlenilmez.Bence yanlış bir korku, hayatımızı el alemin ne der demesine göre yaşayamayız, evlilik ciddi bir şey, alacağınız yanlış bir karar tüm hayatınızı etkiliyor, kötü giden hayal ettiği evliliği yaşayamayan bir sürü kadının ne özgüveni kaldı ne psikolojisi.
Nişanlıyken ayrılmak evlendikten sonra ayrılmaktan çok daha kolay üstelik, biz kadınlar gerçekten çok duygusal ve çevrenin ne dediğine aşırı önem veren canlılarız, duygusallığımız yüzünden kötü eşe bile bağımlılık geliştirip çocuk da varsa çocuğum var savunmasının arkasına sığınıp boşanmaya korkuyoruz, nişanlıyken de bunu yapan var gerçi, emek verdim deniyor, her şey hazır el aleme ne derim deniyor, evlenince düzelir deniyor, kendi elimizle kendimizi mutsuzluğa mahkum ediyoruz.
Kadın kendine değer verecek, ben o kadar değerliyim ki böyle bir aileyle yaşamaya mahkum edemem kendimi diyecek, adamın olumsuz yanları fazlaysa pollyanna olmayacak, kaç erkek kadın için kendini değiştiriyor? Bir elin parmaklarını geçmez ama kadın erkek için çevresini, yaşam tarzını, karakterini bile değiştiriyor, çalışıyorsa sırf eş istedi diye işten çıkıyor, neden hayatınızı bir erkeğin eline bırakıyorsunuz?
Erkek sizi olduğunuz gibi sevsin, olduğunuz gibi kabullensin, evlenmek değişmek değildir ki beraber gelişmek demektir.
Bence çekiyoruz hayatımıza bir şekildeBu konuyu hem dertlesiriz hem de genç arkadaslar sürekli aynı konuları yazıp yazılanlara fazla reaksiyon gosteriyor onun için actim. Bu konuyu daha cok genç onlara yol gösterir amacıyla actim. Yaklaşık 1 haftadır forumdayim. Konular hep aynı aslında. Genellikle sınırı koruyamayan insanlar yazıyor. Yanlış anlaşılmasın ben kendimi farklı bir yere konumlandirmiyorum. Belki bir nebze akillanmisimdir.
Kv, kp, görümce, anne, arkadaş, sevgili... at kosturuyor, taviz veriyoruz veriyoruz. Konularda gerçeklerle karşılaşan insanlarda hemen savunma ama kocamiii , annemi vs...uzemem halleri.
Niye toksik ilişkilere tutunuyoruz? Neden kv problemini görürken eşimizi geç görüyoruz? İlişkilerden gitmek niye zor? Tecrübeli arkadaşlar ne yaşadı da sinir cekebildi? Niye ozguvenimiz çok düşük? Buralardan kendini çıkaranların tecrübeleri?
Ticari yorumunuz öyle doğru ki. Hep derim evlilik bir şirket ortaklığıdır ve şirketler asla duygu ile yönetilemez.Yok hiç sıcak bakmadılar. Öncesinde rahatsız eden ozseziler evlilikte balyoz gibi kafama indi.
Biri yazmış iyiyse cami yaptirsin diye.Cok doğru. Düzgün annelerin yetiştirdiği evlilik bilinci olan adamları secin. Evet seçin yazıyorum. Ben de böyle bakıyordum, yok iyi kalpli yok çocuk ruhlu yol beni çok seviyor. Evet seviyor ama bu yetmiyor evlilikte. Evlilik ticari, ruhsal, ebeveyn olma bütün bunların ortaklığı.
Biri yazmış 2.5 aylık evliyiz. Kocam annesini çağırdı bana sormadan, 2 ay kalacaklar mis, kadın herşeyi değiştiriyor diye. Neyi degistireceksin ki burda kendi kararindan başka?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?