- 20 Ocak 2023
- 227
- 618
- 18
- Konu Sahibi BeatrixKiddoo
-
- #1
İnsan yalnız kalmaktan endişe ediyor, belki bundandır ya da sağlıksız bağlanmaktan. Kendisine değer vermeyişinden. Birçok sebep sayabiliriz aslında. Zaten zamanla artık bu tarz sağlıksız ilişkilerin zararını gördükçe kendi uzaklasiyor. En azından akıllıca davranıp uzaklaşması gerek. Ben kendi adıma iliskilerde bunu yapıyorum. Fakat şimdi de şöyle bir sorun oluyor. Yalnızlık hissi. Yani aramayani arayıp sormayinca, o zararlı deyip uzaklaşınca, şu daha ilişkinin başında böyleyse sonradan kim bilir ne yapar diye diye elde kalıyor sıfır.İlişkilerden gitmek niye zor?
Kesinlikle doğru. Bende ek olarak kimseyi ama kimseyi değiştirmeyeceğimi idrak etmem oldu. Bir de acımasız gelebilir ama karşımdaki insana acıyacak olsam hemen soruyorum o sana acıdı mi?Püf nokta akıllı olmak.
Mantıkla davranmak,duyguları yeri geldiğinde bir kenara bırakabilmek.
Duruma göre bazen tamamen uzaklaşmak bazen de yerine elinizdeki duruma politik davranmak gerekiyormuş. Ben o kadar düz yetistirilmisim ki sevmediğim insana selam bile vermezdim. Şimdi daha notrum. Karşındakine iyilik ya da kötülük fırsatı veriyorum. İyi dediğimiz kötü, kötü dediğimiz iyi çıkabiliyor. Sessizce gözlemlemek lazım galiba.Bu akşam ben de birazcık hüzünlüyüm. Konu açmak yerine şuraya sıkıştırayım problemimi. Hem sizin sorunuza da cevap yazayım konu dışı olmasın :)
İnsan yalnız kalmaktan endişe ediyor, belki bundandır ya da sağlıksız bağlanmaktan. Kendisine değer vermeyişinden. Birçok sebep sayabiliriz aslında. Zaten zamanla artık bu tarz sağlıksız ilişkilerin zararını gördükçe kendi uzaklasiyor. En azından akıllıca davranıp uzaklaşması gerek. Ben kendi adıma iliskilerde bunu yapıyorum. Fakat şimdi de şöyle bir sorun oluyor. Yalnızlık hissi. Yani aramayani arayıp sormayinca, o zararlı deyip uzaklaşınca, şu daha ilişkinin başında böyleyse sonradan kim bilir ne yapar diye diye elde kalıyor sıfır.
Beni anlattınız sanki… Yaşım 28. Çok iyi giden eğitim, iş, arkadaşlık hayatım maalesef aşk ve evlilik konusunda aynı değil. Ve ben de bu sebeplerden kaynaklandığını düşünüyorum.Bu akşam ben de birazcık hüzünlüyüm. Konu açmak yerine şuraya sıkıştırayım problemimi. Hem sizin sorunuza da cevap yazayım konu dışı olmasın :)
İnsan yalnız kalmaktan endişe ediyor, belki bundandır ya da sağlıksız bağlanmaktan. Kendisine değer vermeyişinden. Birçok sebep sayabiliriz aslında. Zaten zamanla artık bu tarz sağlıksız ilişkilerin zararını gördükçe kendi uzaklasiyor. En azından akıllıca davranıp uzaklaşması gerek. Ben kendi adıma iliskilerde bunu yapıyorum. Fakat şimdi de şöyle bir sorun oluyor. Yalnızlık hissi. Yani aramayani arayıp sormayinca, o zararlı deyip uzaklaşınca, şu daha ilişkinin başında böyleyse sonradan kim bilir ne yapar diye diye elde kalıyor sıfır.
Acıma yetime döner koyar gözüne demişlerKesinlikle doğru. Bende ek olarak kimseyi ama kimseyi değiştirmeyeceğimi idrak etmem oldu. Bir de acımasız gelebilir ama karşımdaki insana acıyacak olsam hemen soruyorum o sana acıdı mi?
Bir de bu konu var. 30 sinir değil. 29 yaşında kötü bir evlilik yapmak yerine 35te iyi bir evlilik yapın. Bol bol yeni insanlarla tanışın( sevgililik değil yemek vs) ne istediğinizi ancak anlarsınız.Beni anlattınız sanki… Yaşım 28. Çok iyi giden eğitim, iş, arkadaşlık hayatım maalesef aşk ve evlilik konusunda aynı değil. Ve ben de bu sebeplerden kaynaklandığını düşünüyorum.
30 yaşım dönüm noktamdır, o kadar hırpalandım ki ... Sonunda kendi hayatımın prensesi olacağım, kimseyi çekmeyeceğim dedim. O günden beri artık kendimi ifade edebiliyorum, kimsenin beni sevmesi için eğilip bükülemem. 36 yaşımda evlendim ve bu kuralı hiç esnetmedim, iyiyim şükürler olsun.Bu konuyu hem dertlesiriz hem de genç arkadaslar sürekli aynı konuları yazıp yazılanlara fazla reaksiyon gosteriyor onun için actim. Bu konuyu daha cok genç onlara yol gösterir amacıyla actim. Yaklaşık 1 haftadır forumdayim. Konular hep aynı aslında. Genellikle sınırı koruyamayan insanlar yazıyor. Yanlış anlaşılmasın ben kendimi farklı bir yere konumlandirmiyorum. Belki bir nebze akillanmisimdir.
Kv, kp, görümce, anne, arkadaş, sevgili... at kosturuyor, taviz veriyoruz veriyoruz. Konularda gerçeklerle karşılaşan insanlarda hemen savunma ama kocamiii , annemi vs...uzemem halleri.
Niye toksik ilişkilere tutunuyoruz? Neden kv problemini görürken eşimizi geç görüyoruz? İlişkilerden gitmek niye zor? Tecrübeli arkadaşlar ne yaşadı da sinir cekebildi? Niye ozguvenimiz çok düşük? Buralardan kendini çıkaranların tecrübeleri?
Bence bu sorunun cevabı kimse olduğu gibi davranmıyor .herkes farklı bir role bürünüyor. Sonralari hep denir ya evlendikten sonra çok değişti. Kesin anası dolduruyor.Niye toksik ilişkilere tutunuyoruz? Neden kv problemini görürken eşimizi geç görüyoruz? İlişkilerden gitmek niye zor? Tecrübeli arkadaşlar ne yaşadı da sinir cekebildi? Niye ozguvenimiz çok düşük? Buralardan kendini çıkaranların tecrübeleri?
Tabii ki yaşın önemli olmadığını biliyorum. Ama bazı şeyleri yaşamak için geç kaldığımı düşünüyorum. O geç kalmışlık hissi bunaltıyor ama anneme söz verdim. Onun gibi sorunlu bir evlilik yapmayacağım. Zor günlerden geçiyorum, 3 gün önce nişanlımdan doğru olduğunu bildiğim bir kararla ayrıldım. Yani illa olsun diye çabalanıyorum ama artık ben de mutlu olmak istiyorum bu anlamda.Bir de bu konu var. 30 sinir değil. 29 yaşında kötü bir evlilik yapmak yerine 35te iyi bir evlilik yapın. Bol bol yeni insanlarla tanışın( sevgililik değil yemek vs) ne istediğinizi ancak anlarsınız.
Aslında konuyu biraz da gidecek yeri olup da gidemeyenler için yazdım.Kadınlar erkeklerden daha çok evliliğe önem veriyor bence. Bu tarz konuları okuduğum da daha net anlıyorum. Çünkü erkek tarafı kadına problem yaşatırken ses çıkarmaması, laf sokarken dur dememesi, aman beni uğraştırmasınlar havaları, stresini kadından çıkarmaları... hep az sevgi ve az sorumlulukta bence. Hele ki kadının gideceği bir yer olmadığını biliyorsa eyvah. Yalnız ve ailesiz asla yaşayamaz yinede bana muhtaç kafasıyla kendilerini düzeltme gereği duymuyorlar.
Siz mutluysanız, huzurlu mutlu dingin bir evlilik yaptıysanız ne önemi var ki? Yaşadığınız tecrübeler size doğru kişiye doğru zamana götürmüş.30 yaşım dönüm noktamdır, o kadar hırpalandım ki ... Sonunda kendi hayatımın prensesi olacağım, kimseyi çekmeyeceğim dedim. O günden beri artık kendimi ifade edebiliyorum, kimsenin beni sevmesi için eğilip bükülemem. 36 yaşımda evlendim ve bu kuralı hiç esnetmedim, iyiyim şükürler olsun.
Her dediğiniz doğru bence.Bence bu sorunun cevabı kimse olduğu gibi davranmıyor .herkes farklı bir role bürünüyor. Sonralari hep denir ya evlendikten sonra çok değişti. Kesin anası dolduruyor.
İlişkilerde gidemiyoruz çünkü bizim yaşadıklarımızdan daha onemlisi elalemin düşünceleri.
Özgüvenimiz birey olduğumuzu farkında olmadığımız için düşük.
Türk toplumu olarak kurban rolünü çok seviyoruz.
KesinlikleAcıma yetime döner koyar gözüne demişler
İşte tamamen uzaklaşmak veya duruma göre politik davranınca da bazen geriye yalnızlık kalıyor. Elbette saçma sapan ilişkiler yerine yalnızlık daha iyi ama bir yerden sonra bu duruma insan elinde olmadan canını sıkabiliyor..Duruma göre bazen tamamen uzaklaşmak bazen de yerine elinizdeki duruma politik davranmak gerekiyormuş. Ben o kadar düz yetistirilmisim ki sevmediğim insana selam bile vermezdim. Şimdi daha notrum. Karşındakine iyilik ya da kötülük fırsatı veriyorum. İyi dediğimiz kötü, kötü dediğimiz iyi çıkabiliyor. Sessizce gözlemlemek lazım galiba.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?