Sizce?

valla ben insan değilim o zaman galiba
ve öyle insan olmayan arkadaşlarım da var :p
kimsenin saçını makyajını ve giyimini konuşmuyoruz
çnükü herkes imkanı dahilinde ve zevkince giyiniyor kime ne
Siz hangi familyadansınız bilemem tabi, bu hassas bir çalışma gerektirir lakin.

Benimde tarzım değil ancak bazı insanların giyim kuşam mevzuunda hassasiyetleri olabiliyor.

Dedikodu iyi birşey değil ha hoca yapmış, ha hoca olmayan. Onu demek istemiştim.
 
Evet sallanirlar orası doğru ama orda niye takilamiyormus o komik olmuş.bunu sadece lise öğrencisi taksa garip olur.sizin kiyafetinize karisamaz.isiniz zor valla
 
bazı hocalar öyle .bizim fakultedekiler kurucu hocadan korktukları için evlenmezlermiş bile kadın sınıfta bırakırmıs . öyle yetismişlrr . bana göre yanlıs ama hocanın gözüne batma
 
Siz hangi familyadansınız bilemem tabi, bu hassas bir çalışma gerektirir lakin.

Benimde tarzım değil ancak bazı insanların giyim kuşam mevzuunda hassasiyetleri olabiliyor.

Dedikodu iyi birşey değil ha hoca yapmış, ha hoca olmayan. Onu demek istemiştim.
tabi değil
ama insan bu kesimden de daha işinde gücünde olmasını bekliyor
hani gözü neleri göreceğine neleri görüyor ... bence üzücü bilemiyorum
insan kafayı evine ailesine yorar tabi sabahtan akşama bilim düşünecek hali yok ama milletin kıyafetini düşünecek kadar boşaltmışsa kafasını vay haline...
ayrıca çok ayıp ayrı familya filan
terbiyenizi takının!
 
Hocalara kafa tutmaya cesaret edebildiğin zaman rahatlıyorsun akademide. Sen kendini geliştir. Kendi çalışmalarını yap. Makale yayınla ve uluslararası sempozyumlara katıl. (Bunları kendime de her gün diyorum) Sonrasında onlar seni kabul etmek zorunda kalacak. Ben direk tez danışmanıma kafa tutmuştum. Ettiği eziyetler yetmediği gibi bir gün tezimin düzeltmelerine (gerçi en azından tezimi okumuştu o da bir şey) kaynakçamdaki iki kitap için "bunları bana getir göreceğim" yazmış. O kaynakları görmeden oraya yazdığımı sanıyor yani beni yakalayacak. Ben de usbye koydum götürdüm. "Hocam istediğiniz kitaplar burada isterseniz bakabilirsiniz. Ama ben xxx hocayla bu tezi bitirirsem daha uygun olacağını düşünüyorum" dedim. Bayağı bir şok oldu. Kendisi zaten yeni gelen erkek asistanla çalışmak istediği için beni başka hocaya geçirip onunla resmi olarak çalışmaya başlamıştı okulun işleri bakımından. Beni de tez danışmanınım hala bahanesiyle elinin altında tutuyor hala. O yüzden de resmi olarak çalıştığım hocayla tezimi yazmam daha doğru olur, üstelik bir çok konuda anlaşamıyoruz dedim. Çünkü adam tezimde orijinal bir görüşüm olması için yaşımın küçük olduğunu söylemişti. Düşün. Sadece usul düzeltmesi yapabiliyordu zaten tezin içeriğini bilmiyordu.
Bu adam herkesin korkulu rüyası bir adam.
Ona kafa tuttuğumdan beri mutluyum ve huzurluyum okulda.
Senin danışmanın bile olmayan hocaya üzerinde bu kadar güç verme. Gözüne fazla gözükme, görünce hep samimi davran, gülümse. Kimse bir sorun olduğunu düşünmesin.
Tam olarak düşman olacak kadar üstüne gitme, doğru bildiğin şeyi söyle.
Senin takına tokana yorum yapmak onun haddi değil. Ama karışamazsın diyemezsin, gülümse sadece bunu dediğinde ve git, ya da asıl neden onun yanındaydıysan o konuya geç. Konuşma bu mevzuyu.
Sana direk ters bir şey söylüyorsa ben öyle düşünmüyorum de. Benim bu hocam bana "sana tavsiye ettiğim kitapları okusaydın Türkçe'yi bu kadar kötü kullanmazdın" demişti. Ben de "ben onları siz dediğiniz gün okudum ama yazarlara katılmadığım için onların yazdıklarını uygulamıyorum" dedim. Bu benim inandığım şey. İsterse rektör gelsin.
Bravo gerçekten
Bencede gerektiği zaman gereken cevabı vermek gerekiyor yoksa üzerine geliyorlar ama bu bahsettiğim hoca bir tuhaf cevap verdiğim zaman bile "bana mı öğretiyorsun" diyen biri
Tamam diyip geçiyorum çoğu zaman sürtüşmek istemiyorum
Damışman hocam iyidir benim ama hiç teşvik etmiyo beni bir buçuk yıl oldu daha bir tane yayınım var

Asistanlar yoğun çalışıyor bizde, bir de yar doçlar. Gerisi yatıyor ya da okul dışındaki ikinci ve üçüncü meslekleriyle uğraşıyor. Kim ne giymiş, kim ne yapmış bunların lafını en çok o üst seviye yapıyor.
Bir hocam vardı, babamla tanışmışlardı, babam nasıl kızımız dedi? "Mydilemma çok iyi ama işte şu saçlarını toplamıyor" dedi. Adamın akademik anlayışı bu.
Aynen öyle bizde de oturuyolar bütün gün
Bu haber verme işini yapmaya bir başlarsan kesinlikle kurtulamazsın. Ayrıca hocalar bunu ister, çünkü o arada akıllarında bir iş varsa sana verirler. En çok bunu yapan asistanlar çalışır ve en çok onlar eziyet çeker. Eğer bir kurumda bütün asistanlar el ele verip bütün hocaların kapılarını tıklatıp biz gidiyoruz demiyorsa, o zaman hiç girme.
Bir geldim gittim haberi verme, bir de hocanın dersini takip etme olabilecek en pis ve en zor kurtulunan işler...
Ben zaten çıkarken kimsenin kapısını çalıp iyi akşamlar demedim ne bileyim garip geliyo ha kapısı açıksa önünden geçiyorsam derim ana hususi gidip demeye ne gerek var
İyide hoca dediğinde bir insan nihayetinde. E insanoğluda yorum yapar. Abartmamak kaydıyla tabii.
Evet benim tarzım değil dese neyse ortama uygun değil demesi çok acayip
valla ben insan değilim o zaman galiba
ve öyle insan olmayan arkadaşlarım da var :p
kimsenin saçını makyajını ve giyimini konuşmuyoruz
çnükü herkes imkanı dahilinde ve zevkince giyiniyor kime ne
Bende hiç yorum yapmam milletin giyimine kuşamına hiç gerek yok böyle şeylere
 
Bravo gerçekten
Bencede gerektiği zaman gereken cevabı vermek gerekiyor yoksa üzerine geliyorlar ama bu bahsettiğim hoca bir tuhaf cevap verdiğim zaman bile "bana mı öğretiyorsun" diyen biri
Tamam diyip geçiyorum çoğu zaman sürtüşmek istemiyorum
Damışman hocam iyidir benim ama hiç teşvik etmiyo beni bir buçuk yıl oldu daha bir tane yayınım var


Aynen öyle bizde de oturuyolar bütün gün

Ben zaten çıkarken kimsenin kapısını çalıp iyi akşamlar demedim ne bileyim garip geliyo ha kapısı açıksa önünden geçiyorsam derim ana hususi gidip demeye ne gerek var

Evet benim tarzım değil dese neyse ortama uygun değil demesi çok acayip

Bende hiç yorum yapmam milletin giyimine kuşamına hiç gerek yok böyle şeylere
Sakın sakın danışman hocandan veya başka hocalardan senin için bir şeyler yapmalarını bekleyerek kendi akademik hayatını erteleme. Senin amacın şu anda bu hocaların ayak işini, idarenin gıcık işlerini yapmak değil. Onu da yapıyoruz ama amacın öncelikle akademik olarak kendini geliştirmek.
Benim bu tezde önceden çalıştığım hoca iki sene izin vermediği için (neredeyse imkansızlaştırdı koyduğu engellerle) yayın yapamadım. Sonraki hocam beni hiç zorlamıyor ama aynı zamanda hiç ilgilenmiyor da. Seneler geçti, bir sempozyum, bir hakemli kitap bölümü, bir kitap bölümü çevirisi. Elimdekiler sadece buydu kısa bir zamana kadar. Şimdi aklıma başıma geldi. Hemen bir makalemi gönderdim şu an hakem sürecinde. İki tane de birisi uluslararası sempozyuma bu iki ay içinde katılıcam sonra yazın yurtdışına gidiyorum. Sempozyumda sunduklarımı da yayınlamaya çalışacağım.
En büyük hatan hocalardan sana destek beklemek olur.
Ben hocamdan ne zaman destek beklesem köstek gördüm. Hocaya makale yazdım göndericem diyorum benim adımı da yaz ben sana destek olurum diyor. Zaten yazıyorum ben makaleyi sen ne yapacaksın sırtımı mı sıvazlayacaksın? Derginin hakemlerinde torpil ayarlayacak halin yok herhalde. O işi de torpille yapmıyorlardır diye umuyorum. Sempozyuma katılıcam diyorum benim adıma da katıl diyor. Al sana destek... Yurtdışına gidicem, bursum yok birileri yardım ederse diye bakıyorum hani belki yurt falan bir şey biliyorlardır hepsi gitmişler kalmışlar oralarda diye, yoksa ben kabul aldım kendim zaten. Gelirken bana şu kitapları satın alıp getiriver diyorlar. Sanki postayla gelmiyor onlar. Ama asistan taşısın kargocu taşıyacağına daha ucuz.
 
Sakın sakın danışman hocandan veya başka hocalardan senin için bir şeyler yapmalarını bekleyerek kendi akademik hayatını erteleme. Senin amacın şu anda bu hocaların ayak işini, idarenin gıcık işlerini yapmak değil. Onu da yapıyoruz ama amacın öncelikle akademik olarak kendini geliştirmek.
Benim bu tezde önceden çalıştığım hoca iki sene izin vermediği için (neredeyse imkansızlaştırdı koyduğu engellerle) yayın yapamadım. Sonraki hocam beni hiç zorlamıyor ama aynı zamanda hiç ilgilenmiyor da. Seneler geçti, bir sempozyum, bir hakemli kitap bölümü, bir kitap bölümü çevirisi. Elimdekiler sadece buydu kısa bir zamana kadar. Şimdi aklıma başıma geldi. Hemen bir makalemi gönderdim şu an hakem sürecinde. İki tane de birisi uluslararası sempozyuma bu iki ay içinde katılıcam sonra yazın yurtdışına gidiyorum. Sempozyumda sunduklarımı da yayınlamaya çalışacağım.
En büyük hatan hocalardan sana destek beklemek olur.
Ben hocamdan ne zaman destek beklesem köstek gördüm. Hocaya makale yazdım göndericem diyorum benim adımı da yaz ben sana destek olurum diyor. Zaten yazıyorum ben makaleyi sen ne yapacaksın sırtımı mı sıvazlayacaksın? Derginin hakemlerinde torpil ayarlayacak halin yok herhalde. O işi de torpille yapmıyorlardır diye umuyorum. Sempozyuma katılıcam diyorum benim adıma da katıl diyor. Al sana destek... Yurtdışına gidicem, bursum yok birileri yardım ederse diye bakıyorum hani belki yurt falan bir şey biliyorlardır hepsi gitmişler kalmışlar oralarda diye, yoksa ben kabul aldım kendim zaten. Gelirken bana şu kitapları satın alıp getiriver diyorlar. Sanki postayla gelmiyor onlar. Ama asistan taşısın kargocu taşıyacağına daha ucuz.
Haklısın kimse kimsenin umurunda değil işleri yapılsın yeter
Ama suç bende dediğin gibi bir beklenti içine girmemek lazım ben o hatayı yaptım zaman kaybettim şimdi telafi etmeye çalışıyorum
 
akademik ortam ilim irfan konuşulması gerekirken egolar çarpışıyor.
döngü prof doç'a doç araştırma görevlisine asistan da öğrenciye... kapris savaşları.
ancak umursamayrak çözebilirsiniz.
 
Back
X