Onu mutlu ettiğin zamanlar derken?
Cinsel anlamda mı :/
Artık bu cümleyi okuyunca aklıma ilk bu gelmeye başladı forumdan sebep..
Karşıma alıp konuşuyorum anlatıyorum benimle ilgilenmesini sorunlarımız olduğunda benimle konuşmasını tartışmasını istiyorum ama sadece dinleyip sonra da benden küsüyo ve sen bana değer vermiyosun diyo ama ben gerçekten ona çok değer veriyorum sürekli ilgileniyorum ve onunla birlikte güldüğüm zamanlarda çok iyiyiz bazen çok güzel şeyler konuşup güldüğümüzde bile ben ona sakin bi şekilde böyleyken çok iyi olduğumuzu ama sorunlarımızı da bu şekilde konuşarak halletmemiz gerektiğini anlatıyorum hemen bütün morali sıfır oluyo ve tartışmaya başlıyoruz bazen yüzüğü atacağını söylüyo telefonu kapatıyorum küsüyorum o zamanda bana sen şakayla gerçeği ayırt edemiyosun her şeyi işine geldiği gibi anlıyosun diyo gerçekten kafam çok karışık napçağımı şaşırdımSiz de yazmışsınız zaten; sorumluluk almıyor diye.
Bu eleştiriyi kendisine yapıp karşılıklı konuştunuz mu hiç? Konuşmuş olabilirsiniz ama buraya yazdığınıza göre sizi ikna etmeye çalışmamış veya sizi ikna edememiş.
İkazlarınıza rağmen benzer tutumu izliyorsa..orada bir durup düşünün. Bir de nişanlınızı sessizce izleyin; sorumluluk alması gereken ve hayatın diğer alanlarındaki yaklaşımı nasıl? Ya da sizi rahatsız eden durumun adı gerçekten sorumsuzluk mu veya başka bir aksaklık mı?
Meselenin içinden çıkamazsanız da, olduğu gibi bırakmayın ve iyi bir psikoloğa birlikte başvurun. Psikolog her ikinizi de dinler, konuşur ve böyle bir süreç boyunca sizin de düşünceleriniz belirginleşir.
Eğer tarif ettiğiniz durumun adı, gerçekten her şeye ve size karşı sorumsuzluksa, (umarım ki öyle değildir) evlenip evlenmemeyi tekrar bir irdeleyin.
Çok benzer bir ilişkiyi ben yaşamıştım. Benim sabrımla yıllarca sürmüştü. Ama kendime o kadar basınç uygulamışım ki sabrederek, sonunda büyük bir birikim olmuş ve ben patlamıştım. Derdim, aynı sizinki gibiydi. Beni üzen, sıkan sorunlar oluyordu, bunları defalarca dile getiriyordum ama hiç bir zaman duymadı, dinlemedi bile. Haykırdım kaç kere, yine duymadı. "Bak, senin beni dinlememen, beni ikna etmeye çalışmaman beni çok üzüyor, bunlar bende birikiyor, davul çalıyorum, duymuyorsun, benim üzüntü duymamı nasıl umursamazsın" diye defalarca anlatmama rağmen hiç bir değişiklik olmadı. Tabii bir de şöyle bir durum ortaya çıkıyor; konuşmalara, derin konuşmalara girmekten hep kaçındığı için, yıllarca birlikte olmuş olmama rağmen, bugün bu adamı gerçekten tanımayı başaramamış olduğumu düşünüyorum. Çünkü duygusu, düşüncesi hep saklı, ya da yüzeysel olarak geçiştiren bir insanı tanımak pek mümkün değil.Karşıma alıp konuşuyorum anlatıyorum benimle ilgilenmesini sorunlarımız olduğunda benimle konuşmasını tartışmasını istiyorum ama sadece dinleyip sonra da benden küsüyo ve sen bana değer vermiyosun diyo ama ben gerçekten ona çok değer veriyorum sürekli ilgileniyorum ve onunla birlikte güldüğüm zamanlarda çok iyiyiz bazen çok güzel şeyler konuşup güldüğümüzde bile ben ona sakin bi şekilde böyleyken çok iyi olduğumuzu ama sorunlarımızı da bu şekilde konuşarak halletmemiz gerektiğini anlatıyorum hemen bütün morali sıfır oluyo ve tartışmaya başlıyoruz bazen yüzüğü atacağını söylüyo telefonu kapatıyorum küsüyorum o zamanda bana sen şakayla gerçeği ayırt edemiyosun her şeyi işine geldiği gibi anlıyosun diyo gerçekten kafam çok karışık napçağımı şaşırdım
Gerçekten çok güzel özetlemişsiniz her ne kadar haykırsamda duymuyo bende bakıyorum duymuyo ben kendi kendime konuşuyorum kendi kendimi yiyip bitiriyorum bu defa hiç bi şey olmamış gibi bi dahaki hataya kadar devam ediyorum ama bazen çok yorulduğumu hissediyorum ama yine de onu anlamaya çalışıyorum ben onu anlayışla karşılayıp onu sevdikçe daha iyiye gidebiliriz diye deniyorum ama gücüm nereye kadar yeter bunu gerçekten bilmiyorumÇok benzer bir ilişkiyi ben yaşamıştım. Benim sabrımla yıllarca sürmüştü. Ama kendime o kadar basınç uygulamışım ki sabrederek, sonunda büyük bir birikim olmuş ve ben patlamıştım. Derdim, aynı sizinki gibiydi. Beni üzen, sıkan sorunlar oluyordu, bunları defalarca dile getiriyordum ama hiç bir zaman duymadı, dinlemedi bile. Haykırdım kaç kere, yine duymadı. "Bak, senin beni dinlememen, beni ikna etmeye çalışmaman beni çok üzüyor, bunlar bende birikiyor, davul çalıyorum, duymuyorsun, benim üzüntü duymamı nasıl umursamazsın" diye defalarca anlatmama rağmen hiç bir değişiklik olmadı. Tabii bir de şöyle bir durum ortaya çıkıyor; konuşmalara, derin konuşmalara girmekten hep kaçındığı için, yıllarca birlikte olmuş olmama rağmen, bugün bu adamı gerçekten tanımayı başaramamış olduğumu düşünüyorum. Çünkü duygusu, düşüncesi hep saklı, ya da yüzeysel olarak geçiştiren bir insanı tanımak pek mümkün değil.
Ben hala niye böyleydi'nin cevabını bile bulabilmiş değilim. Ordan burdan okuyup araştırdıklarıma göre tespit edebildiğim açıklamalar şöyle; (lütfen kendi durumunuza uyarlayın ve bir düşünün bakalım, belki siz doğru cevabı bulabilirsiniz)
- Sorumsuz bir kişilik. Hayatın her alanına, herkese, hatta kendisine karşı bile sorumsuzluk. Tembellik, umursamazlık, aşırı rahatlık, kendine aşırı güven. (ya da aslında güvensizlik) Kusurlu, başkalarına zarar veren davranışlarının, tercihlerinin sorumluluğunu hiç almama, hatta bu nedenle hatalarına karşılık özür bile dilememe.
-Narsisit bir kişilik: En belirgin özellikleri empati yapamamaları, duygu fakirliği, merhametsizlik. Karşısındakinin üzüntüsünü hissedememe.
-Yüzeysel bir kişilik: Duyguları yüzeysel, düşünceleri yüzeysel. Yani bir taraf daha derin bakıyor hayata, diğerinin algıları çok yüzeysel. İstese de karşısındakini anlayamıyor, söyleyebileceği bir şeyler olamıyor.
- Yetişilen ailelerdeki farklılıklar: Kültürel farklılıklar, farklı inanç sistemleri, değer farklılıkları.
Bundan sonrası, kadın-erkek farklılığıyla ilgili;
- Kadınlar çok daha duygusal, irdelemeye meraklı, çözüm üretmeye meraklı ve yetenekli. Algılarımız bile farklı.
- Ataerkil bir ailede, şımarık ve sorumluluk verilmeden büyütülmüş bir erkek.
Bir de şunu gözlemleyin; sizin ilişkiyle ilgili olanlar dışında da dertleriniz, hastalıklarınız, birileriyle yaşadığınız sorunlar filan illa ki oluyordur. Siz bu tür sıkıntılarınızı onunla paylaştığınızda, anlattığınızda onun tepkisi nasıl oluyor? Yani sizin dertleşme ihtiyacınızı karşılayabiliyor mu? Saçma şeyler bile söylese, ihtiyaç duyduğunuzda sizinle oturup dertleşiyor mu? Derdinizi anlamaya çalışıyor mu? Canı gönülden dinliyor ve istekle sizi rahatlatmaya, sorununuza çözüm önerileri getirmeye çalışıyor mu? Yoksa yine karşısınızda sadece bir duvar mı buluyorsunuz?Gerçekten çok güzel özetlemişsiniz her ne kadar haykırsamda duymuyo bende bakıyorum duymuyo ben kendi kendime konuşuyorum kendi kendimi yiyip bitiriyorum bu defa hiç bi şey olmamış gibi bi dahaki hataya kadar devam ediyorum ama bazen çok yorulduğumu hissediyorum ama yine de onu anlamaya çalışıyorum ben onu anlayışla karşılayıp onu sevdikçe daha iyiye gidebiliriz diye deniyorum ama gücüm nereye kadar yeter bunu gerçekten bilmiyorum
Gerçekten çok teşekkür ederim konuşmak iyi geldi tavsiyelerinize uyucam bide ona kendimle alakalı beni sıkan şeyleri anlatıp dertleşicem bakalım yine dediğiniz gibi duvar mı olcak yoksa bana yardımcı olmaya mı çalışçak hatta olmazsa dediğiniz gibi bu psikolog işine de ikna edicem inşallah hayırlısı olurBir de şunu gözlemleyin; sizin ilişkiyle ilgili olanlar dışında da dertleriniz, hastalıklarınız, birileriyle yaşadığınız sorunlar filan illa ki oluyordur. Siz bu tür sıkıntılarınızı onunla paylaştığınızda, anlattığınızda onun tepkisi nasıl oluyor? Yani sizin dertleşme ihtiyacınızı karşılayabiliyor mu? Saçma şeyler bile söylese, ihtiyaç duyduğunuzda sizinle oturup dertleşiyor mu? Derdinizi anlamaya çalışıyor mu? Canı gönülden dinliyor ve istekle sizi rahatlatmaya, sorununuza çözüm önerileri getirmeye çalışıyor mu? Yoksa yine karşısınızda sadece bir duvar mı buluyorsunuz?
Bu yukarda yazdıklarım, özellikle sizin hayatınızın zor zamanlarında o kadar önemli ve çok çok ihtiyaç duyacağınız bir şey ki.
Erkekler, galiba psikoloğa, bir aile danışmanına gitmeyi pek sevmiyorlar. İmkanlarınız elveriyorsa, kendisine birlikte bir uzmana gitmeyi bir teklif edin. Giderseniz de, çok iyi araştırıp iyi bir uzman bulun çünkü piyasa psikologdan geçilmiyor. Uzmanla görüşmeler sırasında ummadığınız, hiç aklınıza bile gelmeyen saptamalarla karşılaşabilirsiniz. Bunlar nişanlınızla da, sizinle de ilgili olabilir, çok şaşırabilirsiniz. Ama çok faydalı olur.
Sonuçta, her neye karar verirseniz verin, her ikiniz için de hayırlı olmasını diliyorum.
Gerçekten haklısınız haklıdan olsam yine özrü benden bekliyoHAKLI olan sizseniz eğer,asla özür dilemeyin derim.Bir süre sonra bunu sizin göreviniz sanıyorlar çünkü.
Keşke bu zaman tanınmış olsaydı ama tanınması işte bizim buralarda kız çocuklarının dediği geçmez aile ne derse o olur nişanlım da akraba zaten birazda akrabalığının rahatlığı var ailem onu her türlü kabulleniyo o da benimde kabullenmemi istiyorum napalım işte herkes şanslı doğmuyoe 18 yaşında ne nişanı o zaman?
adam her türlü haltı yiyecek ama sen sineye çekeceksin olur mu?
at nişanı.
hayatı ve erkekleri tanımak için kendine zaman tanı..
Gerçekten tamamiyle sorumsuz ve mızmız bi çocuk gibi yapıyo ben ona sevgimi belli edip kırılmadıkça daha iyi olur diye düşündüm ama olmadı iyice egosu tavan yaptı kendini vazgeçilmez zannediyo şimdi de rahat bırakayım fazla üstüne düşmeyeyim bakalım nolcak napçak diyorum aslında vazgeçilmez olmadığını anlasınBence nişanlınız küçük bir çocuk gibi davranıyor. Bu tarz erkekleri memnun etmek oldukça zordur. Size tavsiyem çok fazla ilgi göstermeyin, bırakın birazda o size ilgi göstersin ve gerçekten haklı olduğunuzu düşündüğünüz konularda asla bir adım geri atmayın. Eğer eline bir koz verirseniz sizi haklı iken haksız duruma düşürmek ve ilgiyi üzerine çekmek için elinden geleni yapacaktır. Ona bu kadın ne de olsa ne yapsam beni bırakmaz rahatlığını vermeyin.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?