İkinciye yorum yapacağım:
Böylesi konularda aklıma hep ilkokul öğretmenim geliyor ki adamı senelerce sırtımda taşısam hakkını ödeyemem.
Hiç unutmam kocaman bir dosyası vardı ve tek tek her öğrencisi için anket doluydu içi, sene 93.
"Eve gazete girer mi?" sorusundan tutun, temizlik alışkanlıklarımıza, geçirdiğimiz hastalıklardan tutun ailenin kazanç durumuna, çocuğun genel karakterinin yorumundan tutun arkadaşlık ilişkilerine kadar tüm anne ve babalarla tek tek konuşulup oluşturulmuş bir "Öğrencimi tanıyayım" dosyası. (Sınıf dolabının kilidini açıp okuduğumuz için biliyorum)
Annemler de doldurdukça doldurmuşlar maşallah "Çok asabi bir çocuktur, öfke krizlerine girdiği olur, otorite tanımaz" demişler hatta hakkımda :)))
Hastalıklar bölümü de ağzına kadar dolu tabi.
Sınıf 40 kişilik, hiçbirimizi kayırmadan tek tek ilgilenir, yeterdi, her ders herkesin başında olmayı nasıl başarırdı anlamıyorum.
Ben zapt edilmezdim, sıkıldığım an kapıya yönelip "Gidiyorum" der çıkardım. Öğretmen arkamdan koşardı yani öyle bir uyum süreci yaşadık. Adam beni belki 1 ay bu şekilde zapt etti "Bahçede oynayabilirsin, pencerenin önünden ayrılmayarak" diye. Öğretmenler odasının önünde oyun oynarken, arkadaşlarım ders işliyor olurlardı.
Ve bu öğretmenim veli toplantısını iki güne bölerdi herkesi görmek için.
Annemlere pek çok şey söylemiş ve hakkımdaki teşhisi "Bu çocuk çok duygusal bir çocuk, öfkesi de geçirdiği hastalıklardan kaynaklanıyor, iğne fobisi var demişsiniz, bu öfkeyi buna bağlıyorum, çok incinmiş, öfkesini görmezden gelelim" şeklindeymiş.
Bir kere ceza vermedi bu hoca bana ve "Hiperaktif bu çocuk doktora götürün" demedi.
Bir ay gözlemledi ve bir pedagog gibi satır satır çözdü beni.
Öyle bir toparladı ki, benim şansımdır öğretmenim, 5. sene otorite tanıyan, kapıyı tıklatıp gülümseyerek içeri giren bir çocuk oldum. Kapıyı ayağıyla tekmelemektenn nerelere...
Yani ilk günden "Çocuk sorunlu" deyip ailemi telaşa düşürseydi, ben yine hastane koridorlarında öfkeden deliriyor olacaktım. Öğretmenimin son okuttuğu öğrencileriz, bizden sonra da emekliye ayrıldı. Kaç yüz farklı çocuğu okuttu tanıdı artık siz düşünün.
İlk günden, tek raket tutuştan çocuğa böyle teşhis getirilmez. En az bir hafta spor içinde takipten sonra belki.
Aileyi gereksiz telaşlandırmaktan, şüpheye sokup evde gergin ortam yaratmaktan ne işe yarayacak aslı yoksa? Bir günde çocuk anlaşılır mı? Bu yüzden felaket tellalı hocalardan hazzetmiyorum, işleri iyice kompleks hale getiriyorlar. Takip et, daha emin ve net gör, sonra yönlendir.